Yat Tuvaletcilerine Hayırlı Olsun, Ilk Yasak Marmaris'ten

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan bartek Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 47
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 11,645
Türkiye’de karavan sayısı karavancılıǧın geliştiǧi ülkelerden çok daha az. Buna raǧmen sorun olmasının bence iki önemli nedeni var.

Birinci neden, kamping, karavan park ve atık boşaltma ünitelerinin yeterince olmaması. Bunları yapacak veya yapılmasını kolaylaştıracak olanlar karavancılar deǧil, genellikle belediyeler.

Ikinci neden karavancılar. Bir kaç örnek vereyim.

  • Karavanlarımız genellikle park yeri olarak iki veya daha fazla otomobilin duracaǧı yer kadar park yerini işgal eder. Park yeri sıkıntısı olan yerlerde bu durum hep göze batar. Bir de masa sandalye dışarıya koyarsak sorunu daha da büyütürüz. Böyle park yerlerinde tente açanlardan veya konaklayanlardan hiç bahsetmiyorum.
  • Yukardaki nedenlerle Avrupa’da 90’lı yıllardan sonra park yerlerinin girişi karavanların giremeyeceǧi şekilde yapılmaya başlandı. Bazı marketler bile böyle metodlarla karavanların park yerlerine girmelerini engellediler.
  • Yasaklar çabuk geliyor ama yasaklardan dönülmesi çok zaman 10 yılı geçiyor.
  • Alışveriş için bile dursak, mümkün olduǧunca küçük esnafın önünü kapamamaya dikkat etmemiz lazım.
  • Küçük esnaftan alışveriş yapmalıyız. Avrupa karavancıları bunu öǧrendi. Yerleşim yerlerine gelmemizi isteyen sadece onlar. Karavan park ve atık boşaltma ünitelerinin yapılmasını belediyerden isteyenlerde onlar.
  • Çevreyi kirletmemeliyiz. Aslında bunu yazmaya gerek olmamalı. Çevre temizliǧi biz karavancılar için çok önemli. Kirli bir yeri hiçbirimiz gezmek istemez.
  • Iskandinavya ülkelerinde çadırla kamp dışı konaklamak mümkün, aynı haktan, karavancılar kastedilmese de onlarda faydalanıyorlar. Ama aynı yerde üç günden fazla kalınması istenmez. Fazla kalınan yerde çevre zarar görür.
Karavancılar olarak yazdıǧım bu noktaları çoǧaltabiliriz.

Sorunlu davranan karavancılar, biz karavancıların bindiǧi dalı keserler. Bunu kendilerine söylemekte fayda var.
 
Son düzenleme:

Etiketler
Şehirleşme de büyük sorun.
Anadolu'nun boşalması, büyükşehirlerin bir anda dolması, gerek altyapı, gerek ulaşım eksikliği ile birlikte bütün sorunları da beraberinde getirmiştir.
Kalabalıklaşan, çarpık gelişen şehirlerde trafik ile birlikte güvenlik bile sorun teşkil etmiştir.
Okullar bile bahçesiz durumda kalmıştır.
Bunun yanı sıra sahil kenarlarındaki turistik dediğimiz ilçelerde bundan nasibini almıştır.
Daracık sokaklar şehrin kendi trafiğini kaldıramazken sezonda araçlar kımıldayamaz hale gelmiştir.
Zaman ilerledikçe, ekonomik durumun ve nüfusun artmasıyla bu bölgelere yaz dönemlerinde akın eden ziyaretçiler, her ne kadar keyif aldık, tatil yaptık deseler de yorgun argın yaşadıkları illere geri dönmüşlerdir.
Şu an geriye doğru baktığımda bir kaç il ve ilçe dışında bütün yerel yöneticilerin aldığı parayı hak etmediğini düşünüyorum.

Ülkemiz geniş, büyük. Çoğu Avrupa ülkesinden büyük. Eminim birçok Avrupa ülkesi vatandaşı dışarıdan baktığında böyle bir ülkede yaşayamadığı için hayıflanıyordur.
Biz tatil deyince sadece Ege ve Antalya kıyılarına bakıyoruz ama onlar memleketin her köşesine bakıyordur.
Bu nedenle ülkenin tüm illeri, ilçeleri kapsayacak şekilde topyekün bir turizm kalkınma hareketine ihtiyacı vardır. Bununla birlikte bu hareketin yabancı değil yerli turisti de kalkındıracak bir şekilde olması lazım ki kendi vatandaşımız da gezsin, tatilini yapsın katma değer sağlasın.

İller, ilçeler bulundukları yerlerdeki turistik alan, tarihi alan, doğal alanları belirlemeli ve gerek çadırla gelen, gerek karavanla gelen misafirler için belirli alanlar hazırlamalı. Özellikle belediyelerin, (Karatay Belediyesi gibi) ücretsiz konaklama sağlayacak karavan kamp alanları yapması lazım. Esnafına da buna göre eğitim vermeli. Ülkenin her yerinde birim mal fiyatı yanı ya da birbirine yakın olmalı. Denetleme sürekli olmalı.

İngiltere'de Stonehenge bile taş yığını olmasına rağmen dünyanın turistini çekiyor. Belirli bir bölgeye kadar araba ile yanaşıyor sonra yürüyorsunuz. Hem doğal alan korunuyor hem turist rahat ediyor. Ve oraya gelene-gidene kadar dövizini de bırakıyor.

Bizim ülkemiz ise tarihin en eski yapılarını barındırıyor. Bazen tarihi eserleri bir çoban buluyor, bazen köylü. Ülkemizi gezen turistlerin sosyal platformlarda paylaşımlarını görünce bizim turizm bakanlığından daha fazla ülkemize katkı sağladığını görüyorum.

Sosyal paylaşım sitelerinde yorumlarda herkesin kalacak, konaklayacak yer sorduğunu görüyorum. Yani biz bile ülkemizde sıkıntı yaşamadan nasıl gezeriz diye tedirgin oluyoruz. İkinci sırada güvenlik geliyor. Ülkenin her yerinde kamp ve karavanseverlerin güven içerisinde dolaşma ve konaklama imkanı sağlayacak tedbirler alınmalı. Doğal doku her zaman korunmalı.

Ayrıca karavancı veya kampçı arkadaşların rotalarını batı yerine birazda Anadolu'ya çevirmeleri gerek. Zaten bir karavanda elektrik-su-wc mevcut. İlle de bir kamping şart değil. Şu an kalma, konaklama imkanı olmasa bile görüyoruz ki bazen doğal olan daha ilgi çekici. Önce bunu gözlemlemek lazım. Bir yer (Salda Gölü-Uzungöl gibi) çok rağbet görmeye başlayınca cılkı çıkıyor doğallığı bozuluyor ayrıca gezmek-görmek ücretli hale geldiği etrafında açılan işletmelerde aşırı pahalı hale geliyor.

Öncelikle yerel yönetim ve işletmeler gelen turisti soyulacak kaz gibi değil misafir olarak görmeliler.

Bu zamana kadar karavan konusunun görülmemesine, herhangi bir sorun teşkil etmemesine, hatta neredeyse bilinmemesine rağmen bu birkaç ay içinde sorun olmasının, bir ilçenin belediye meclisinde yer teşkil etmesinin ve yasaklanmasının da bir nedeni olsa gerek.

Eylül ayından sonra ortalığın gerçek karavancılara kalacağına ve dolayısıyla pek bir sorun teşkil edeceğini sanmıyorum.
 

Peki öyleyse bizler ne yapabiliriz ?

1. Kural dışı davranan karavancılardan kendimizi soyutladığımızı mutlaka çevremizin de bilmesi için, örneğin aşağıdaki yazıyı aracımıza asabiliriz ?

AAD0FD40-8A21-41B6-8A41-16194461A7C6.jpeg


Sayfaya ciddi bir tarz veren QR kodonda ise aşağıdaki yazı bulunmakta.

“Çağdaş Karavancılar Topluluğu;
çevreye duyarlı, dolayısıyla bulunduğu yerde artık, ses ve görüntü olarak kimseyi rahatsız etmek istemeden kalan karavancıların bir araya geldiği bir topluluk olup, farklı davranışta bulunan diğerlerinden kendilerinin ayrı olduğunun bilinmesini istemektedirler.
Ülkemiz hepimizin, çevremizi saygılı ve aktif olarak korumalıyız diye düşünüyoruz”

Topluluk, dernek gibi resmî bir yapı olmayıp, sadece gönüllü özellik taşımakta.
Yukarıdaki sayfa da farklı karavancıların olduğuna dikkati çekecek şekilde ayni prensipleri kabul eden herkezin karavanına asabilmesi için hazırlandı.
Böylelikle yetkili yerlerce alınacak kararlarda, çemberin içinde farklı düşünen ve davranan karavancıların da olduğu kolaylıkla atlanmamış olurdu..

Tabi tek umut, yazıyı sadece onların asmasına kalıyor.. 😊



Eğer kamyoncular düşüncelerini sadece zevkleri için üstelik para vererek araçlarının arkasına boyattırıyorlarsa, bizler böyle bir gereksinimimizi sadece yazılıdan geçirip neden asmayalım ? 😉
Üstelik onlarınki bizimkinden daha uçuk bir düşünce olmalı.😀


2. Arşimet’in dünyayı oynatmak için destek bir nokta aradığı gibi, karavancılar da bütün değişim isteklerini harekete geçirebilecek tek noktaya odaklanmalarının yerinde olacağını düşünüyorum.

Bence bu nokta, ilgili bakanlıktaki bir müsteşar veya müsteşar yardımcısı olabilir ?

Eğer böyle bir devlet görevlisinin karavancılığı sorumluluğuna almasını toplayacağımız sadece az birkaç yüz imza ile sağlayabilirsek, devletle aramızdaki iletim yolunu belki nihayet açabilirdik ?

Tabi bu noktada da Türkiye’de karavancılığın çağdaş bir yapı kazanması için her karavancının istekli olup olmadığı da unutulmamalı..🤨
Çoğu karavancının sanırım başına ne geleceğini tahmin ettiğinden, bu yazılanlara sempati ile bakacağını açıkcası ümit etmiyorum..

Geçmişte belediyelerle yazışmalar, web üzerinden imza toplamalar, yakıt istasyonlarıyla konuşmalar, devlete şikayetler ve dernek girişimleri yeterli bir sonuca varamadı.
Değişen ekonomik yapı yüzünden azalan küçük esnafın hem sayısının hem de yerel yönetimleri etkileme durumlarının yeterli olacağına ise açıkcası pek ihtimal veremiyorum. Etraf anonim yapılı marketlerle dolu..

Devlet karavana bakıyor fakat göremiyor.
Karavancıların da çoğu sadece kendini görmekte.
Sonuçta da karavancılık yolda kalıyor..
Durum şimdilik bu merkezde.


3. ?
 
Son düzenleme:

Birinci neden, kamping, karavan park ve atık boşaltma ünitelerinin yeterince olmaması. Bunları yapacak veya yapılmasını kolaylaştıracak olanlar karavancılar deǧil, genellikle belediyeler.


Bu yazdığınıza tamamen katılıyorum, örneklerle mevcut, belediyeler bu işe hazır değil,

İkinci bir nokta, Sayın Bartek ısrarla yat tuvaletçilerini suçlu gösteren başlığı atmış olsa da, kasetli tuvaleti olan karavancılar da masum değil. Başlığa bakıp kasetli tuvaleti olan karavancıların masum olduğunu zannedilmesin. Bu da örnekler le ispatlanır. Şuçlu yu bulmak kolaydır ama çözüm üretmek, çözüme yardımcı olmak zordur.


Bu konu yeni de değil, eski konu ve yazışmaları takip edenler zaten işin bu noktaya geleceğini defalarca yazdık, yazıldı.

Yine ve yeniden yazayım,


Bir insanın ruhu ve kalbi pis ise tuvalet tercihinin bir önemi yok.
 

Bu yazdığınıza tamamen katılıyorum, örneklerle mevcut, belediyeler bu işe hazır değil,

İkinci bir nokta, Sayın Bartek ısrarla yat tuvaletçilerini suçlu gösteren başlığı atmış olsa da, kasetli tuvaleti olan karavancılar da masum değil. Başlığa bakıp kasetli tuvaleti olan karavancıların masum olduğunu zannedilmesin. Bu da örnekler le ispatlanır. Şuçlu yu bulmak kolaydır ama çözüm üretmek, çözüme yardımcı olmak zordur.


Bu konu yeni de değil, eski konu ve yazışmaları takip edenler zaten işin bu noktaya geleceğini defalarca yazdık, yazıldı.

Yine ve yeniden yazayım,


Bir insanın ruhu ve kalbi pis ise tuvalet tercihinin bir önemi yok.
Bir insanın ruhu ve kalbi pis ise tuvalet tercihinin bir önemi yok.

Bu görüşe katılırım.
 



.
Bu da başka gerekçeli bir yasak.

5568C1EB-5AB5-4567-AB3B-43BA726CE4E5.png


Hangisini isterseniz doya doya kullanabilirsiniz.. 😋

Aşağıdaki resim de Antalya / Konyaaltı’ndan biliyorsunuz..

88898462-A16A-42DD-9972-316192758A1B.jpeg


...
Bu resmî de birkaç sene evvel Manavgat/Titreyen göl Belediye kampında, olur olmaz sokaklarda görüntü kirliliği yapmaktan titizlikle imtina eden bir çiftin kendini karavan zanneden minibüslerinin içini hemen kamp yapacakları yere boşaltıp, alış verişe gitmelerinden sonra çekmiştim.

Dikkatli bakılırsa tüm teçhizatları yerli yerinde gözükmekte.
Karavanını kendi yapanların hiçbirinde bu pratik zekaya rastlayamadığımı söylemeliyim.
Dikkatinizi özellikle portatif ütü masasının, lavabo ile yaptığı harika kombinasyona çekerim.. 😀
DBA9B644-0224-476F-96B8-035C7A7BD1CA.jpeg
 
Son düzenleme:


Sanırım yasakların mevsim dışı uygulanmıyacağını tahmin ediyorsunuz ?
Bu durum çoğu karavancının tatil amacı açısından hem yeterli ve anlamlı değil, hem üstelik çözüm de değil.. 🙁

Fakat sonuçta haklı olmalısınız. Galiba sadece bu durumla yetineceğiz.
Tahminime göre neredeyse hiçbir karavancı (Bekir bey hariç) kendilerini bu kadar ilgilendiren konuda, ne kadar kızgınlığı oynasa da kılını bile kıpırdatmayacak...😉

Tersi olursa, ülkemi tanımadığımın resmidir..
 
Son düzenleme:

Ütü masası cidden güzel. Bu kamp olayı zaten başlı başına izole yaşam tarzının bir parçası değil mi? Millet nedendir tüm hayatını apaçık ortada yaşamak için zıplar?

Yasak olaylarına kızgınım yine. İş güzar kapitalist zihniyetin çarklarına ortak olma. Bunun yararını onlar görecek.

Bu tür olaylar, durumlar eskiden de çok vardı. Özellikle plajlara yakın yerlerde eski kasa doğan görünümlü şahinlerle haftasonunu geçiren kampçı yurdum insanı. Bunun kamp ile ilgisi olmadığını herkes biliyor.
 

Sanırım yasakların mevsim dışı uygulanmıyacağını tahmin ediyorsunuz ?
Bu durum çoğu karavancının tatil amacı açısından hem yeterli ve anlamlı değil, hem üstelik çözüm de değil.. 🙁

Fakat sonuçta haklı olmalısınız. Galiba sadece bu durumla yetineceğiz.
Tahminime göre neredeyse hiçbir karavancı (Bekir bey hariç) kendilerini bu kadar ilgilendiren konuda, ne kadar kızgınlığı oynasa da kılını bile kıpırdatmayacak...😉

Tersi olursa, ülkemi tanımadığımın resmidir..
Yoo daha önceden de belirttiğim gibi karavan hayatına atılmak isteyen ama cık bu iş bana göre değil diyenler nedeniyle Eylül'den itibaren satılık karavan ilanları çoğalacağı gibi herkes yuvasına geri dönecek ve şu an eminim gerçek karavancılar ya beklemekte ya da iç kesimlerde olduğundan dolayı da sezonun bitmesiyle etraf daha sakin olacağından bahisle artık sıra bende diyerek ortaya çıkacaklardır.
Turizm sezonunun da giderek azalmasıyla eminim karavancı, kampçı ve bir kaç yerli turist bulunmaz nimet gibi karşılanacaklardır.
Belediyeler veya işletmelerde gelen karavancılara yaz zamanı davranışlarının tam tersi bir şekilde kendileri yer göstereceklerdir...
Umarım aşılamanın da etkisiyle sonbahara kadar ülkemiz salgın belasından kurtulur.
Yoksa işimiz karavan konusunda da diğer konularda da oldukça zor...
 



Çocuklar vesilesiyle karavan kamplarımızın tamamı kampinglerde geçiyor. İşlerin yoğunluğu nedeniyle de haftasonu'nu içine alan 3-4 günlük kaçamaklardan bahsediyorum.

Kampinglerde pandemi karavancıları ile tanışma fırsatları doğuyor. Şansıma son iki kampımdaki komşularım AVIS'ten kiralanan carpento çekme karavandı. Her iki çiftte hayatlarında ilk defa karavan deneyimleyen çocuklu çiftlerdi. İlk çiftimiz ayrılırken kasetli tuvaleti sağa çekip boşaltsam ormana olur mu diye sorunca bu karavancılar hakkındaki hoş olmayan düşüncelerimi uygun bir dille anlattıktan sonra konuyu anlayıp ikna olduklarını söyleyip ayrıldılar. Tabi sonrasını bilmiyorum. Son kamptaki kiralık çekme karavancı komşularımız ise hava karardıktan sonra insanlar rahatsız olmasın diye ışık bile açmamaya özen gösteren, her sabah tuvalet kasetini boşaltan, etraflarındaki en ufak bir çöp bırakmayan doğa ve insan sever bir çiftti.

Yani diyeceğim o ki olay yerden bağımsız olarak insanda bitiyor. Ancak atalarımızın da dediği gibi kurunun yanında yaş yanıyor. Başkalarının özgürlüğünün başladığı yerde bizim özgürlüğümüz bitmeli.

Son olarak içimde kalmasın, bu gözler bu baharda yeni yaptırdığı alkovenlisiyle ilk kez kampa çıktığı poyrazlar campingin ortasına karavanından düğün salonu hoparlörlerini çıkartıp gün boyu ankaranın bağlarından, erik dalına kadar bangır bangır çalıp göbek atan karavancı da gördü.
 


Sanırım bu öbeklere yine de yüz yüze uyarıda bulunmak pek akıllıca olmamalı diye düşünüyorum Şadan bey.

Biliyorsunuz forumda yapılan bir ankete göre bizde boş gezmeyenlerin sayısı, Rıo’nun Favela’larından bile fazla olmalı..😉
Mesut hocam yüz yüze uyarıda bulunmak için yanlarına gitmek gerekiyor,ben boş gezenlerden olduğum için bunların yanından bile geçmiyorum.
 


Merhum Sadun Boro'nun betimlemesiydi, yeri geldiğinde ben de sık kullanırım; Dolusunu taşıyan boşunu da taşır.

"sözde denizci" olduğunu sanan ve atıklarını taşımak yerine uygunsuz alanlara hatta denize boca edenler için söylerdi.

Bu kitle ki daha bir eğitimli, görgülü, saygılı, çevreci bireylerden oluştuğu varsayılır.

Toplumun eğitimli, elit bireylerinin dahi böylesi hoyratlığına karşı daha alt kültürün temsilcilerinden modern toplum kurallarına uygun hareket edilmesini beklemek ne kadar doğru? (Gerçek doğaseverleri tenzih ederim)

Merhum Tayfun Talipoğlu bir programında Bolu'nun büyük bir kasabasının "köy" statüsüne düşüşünün hazin hikayesini aktarmıştı.

Tüm banka şubelerinin bulunduğu bu kasaba zamanla boşalır ve köy olur. Ahaliyle yaptığı söyleşide yaşlı amca; Geçim kaynağı ormandı. Habire ormanı kestiler geliştirmediler. "ORMAN BİTTİ MİLLET GİTTİ" demişti.

Benzer durum denizlerimizde geçerli. Dipleri taradılar, yuvaları tahrip ettiler balık Gürcistan'a, Romanya'ya kaçtı, bizimkiler karasularını ihlal edince ateş altında kaldı, batırıldılar, tutuklandılar ve hatta öldürüldüler.

Ben Dragos Yelken'in yöneticisiyim. İBB sahili ağaçlandırdı, 3'lü sacayağı direklerle fidanları sağlama aldı.

Piknikçiler ilerde gölgelik yapacak ağaçların bu payandalarını söküp mangal tutuşturdu. Emprenye edilmiş pahalı kazıkların zehirli dumanını soludu uyardık hakaret yedik.

Andolu yakası sahilini kullananlar bilir mangalcı işi bitince közünü boca eder çimene, yakar öldürür toprağı çimi böceği sonra çoraklaşan yere gelmez bir daha.

Türk boyunun orta Asya'dan Anadolu yarımadasına dek süren göçerliğini incelerseniz geçtiği her yeri tüketip çölleştirip ileriye güzel yeşilliğe göçtüğünü görürsünüz

Sonunda Egeye gelmiş dayanmış geçememiş karşıya. Ve son nokta Anadolu'yu da çölleştirmeyi becermiş.

Bakın Konya Karapınar'a oluşan obruklar taban suyunun 300 metrelere varan derinliklere çekilmesinden oluşan boşluklardan kaynaklı. Yüzey suları aşağı çekildikçe toprak çoraklaşıyor ve hatta tuzlanıyor.

Müsilaj konusuna girmiyorum bile.

Tüm bu detaya girme nedenim toplum olarak talancı, yağmacı, yok edici, bencil, benden sonrası tufan düşüncesine sahip olmamızdandır.

Yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlatçılıktan, yediğini içtiğini gözümüzün içine sokçuluğa evrildik ve şirazemizi kaydırdık.

Cem Yılmaz'a "hani marjinal bizdik" dedirten bir topluma dönüştük.

Düzelirmi? sorusuna cevabım Doktorun verdiği cevabın aynısı; Bırak yenisini yapalım.

Üzgünüm ama birçoğunuz gibi ben de konar-geçerlerin git gide hareket alanlarının kısıtlanacağı endişesindeyim ki idare de ahali de şikayetinde haklı.

Anadolu'yu bilmiyorum ama istanbulun ara sokakları şimdiden motokaravan ve çekme karavan dolu. Nazik betimledim aslında "ucube" demem gerekirdi.

Umarım yerel yönetimler ve müteşebbisler bu ihtiyaca uygun tesisler inşa ederek sorunun büyümeden çözümüne destek verir.
 



.
Sanırım durumu oluşturan etkenler yerine, her şeyden önce onun açıklığa kavuşturulmasına odaklanmak daha yapıcı olurdu ?

3.
Ben yurtdışından aşağıdakine benzer bir dilekçeyi e-posta ile gönderebilsem de belki sizler yeteri sayı ile duruma verdiğiniz önemin altını daha kalın çizmek isterdiniz ?




Marmaris Belediyesi Başkanlığına


Konu:
17.05.2021 tarihli 67 nolu belediye meclisi kararındaki “karavanların konulması” deyiminin açıklığa kavuşturulması talebi.


Marmaris belediyesinin yukarıdaki kararının birinci maddesinde sözü geçen “karavanların konulması” deyimi ile motokaravanların;
* Marmarisli sahiplerinin,
* tüm diğerlerinin de alış veriş için ve
* kamp yapmadan,
yalnızca park etme durumlarını kapsayıp kapsamadığının açıklığa kavuşturulması isteğimi saygı ile sunarım.


Tarih
Ad ve soyad
Kimlik No.
e-mail

İmza


...
İstenirse dilekçe belediyenin bilgi edinme formu doldurularak da gönderilebilir.
 
Son düzenleme:

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,662
Mesajlar
1,521,816
Kayıtlı Üye Sayımız
166,519
Kaydolan Son Üyemiz
cagatayuysal

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst