a.adalioglu
Kamp II
Ben bu yazıda bilinen görülmesi gereken internetten ve kitaplardan da öğrenilecek yerleri yazmayacağım, oralarda ki günlük yaşamla ilgili tecrübelerimi anlatmaya çalışacağım. Gezi süresince hava açık, gündüz ılıman olup akşamları serin olmuştur.
Bu geziyi eşimle birlikte 15-23 Mart 2012 tarihleri arasında bir tur organizasyonu dışında kendi planlamamız ile yaptık. Bunun için önce kampanya kapsamında daha önceden temin ettiğimiz uçak biletlerimize istinaden booking.com’dan otellerimizi(The Erzherzog Rainer Hotel ****/Viyana- Designhotel Elephant****/Prag) ve Viyana-Prag otobüs biletlerini (gidiş-dönüş) (student agency.com) aldık. Otellerin mevkilerinin şehir merkezine yürüme mesafesinde olmasına dikkat ettik. (Turların otelleri genelde şehir dışı veya vasıta ulaşımı gerektirir)
Otellerin yerlerini kolayca bulmak için google-map tan yürüme planları hazırladım ve çıktılarını aldım. Ziyaret edilecek şehirler hakkında gerekli bilgileri internette forum/yorumlardan temin ettim. Ayrıca kitapçılarda bulunan pek çok şehre göre hazırlanmış rehber kitaplardan aldım. Bu kitaplar bizim özel rehberimiz gibi oldu. Kısaca yola çıkmadan önce dersimize çalıştık. Otele geldiğinizde veya turist danışma ofislerinde şehir planı temin edilmekte. (Mutlaka gerekli).
Viyana’da havaalanından merkeze gelmek, oradan otele intikal etmek, şehir içinde istenilen yere gitmek inanılmaz kolay. Şehirde kaybolmak imkânsız. (Biraz İngilizce bile yeterli). Uzun uzun yürümek yerine şehri tramvaylarla gezmek, istenilen yerde inmek, sonra tekrar binmek en pratik olay. Bunun için 24 saatlik veya 48 saatlik bilet yeterli. Bu biletler metro girişlerinde bulunan makinelerden para veya kredi kartıyla alınabiliyor. (Ben ikisini de yaptım). Çok yürümek ayakları bir süre sonra mahvediyor. (24 saatlik bilet 5.10 €, tek binişlik bilet 1.7 €)
Şehirde hemen hemen her yerde Türklerin çalıştığı veya işlettiği büfe, market, cafe ile karşılaşılmakta. Sıklıkla etrafınızda Türkçe konuşan birilerini duymaktasınız. Böylelikle sıkıştığınızda yardım alma imkânı da var. (Başımıza bir kere geldi). Ulaşım sistemi şehirde öyle gelişmiş ki; alttan üsten sağdan soldan her taraftan tramvay, otobüs metro sıklıkla var. Şehir planında bulunan ulaşım ağı incelendiğinde kolaylıkla plan yapılabiliyor. (Bu sayede turların ekstra olarak gösterdikleri şehrin gece hayatına zaten dâhil oluyorsunuz.).
Şnitzelleri ile ünlü Figlmüllerisimli restorana da gittik. Hakikaten şnitzelleri tabak gibi büyük (13.3 €) fakat lezzetli. Arzu edilirse tavuk etinden de yapıyorlar. Ama yanına istediğimiz patates salatası (3.5 €) çok farklı bir tat. Mutlaka denmeli (Bira 33cc 3.6 Euro, K.şarap 8cc 3.6 Euro). Genel olarak fiyatlı bir yer.
Bu geziyi eşimle birlikte 15-23 Mart 2012 tarihleri arasında bir tur organizasyonu dışında kendi planlamamız ile yaptık. Bunun için önce kampanya kapsamında daha önceden temin ettiğimiz uçak biletlerimize istinaden booking.com’dan otellerimizi(The Erzherzog Rainer Hotel ****/Viyana- Designhotel Elephant****/Prag) ve Viyana-Prag otobüs biletlerini (gidiş-dönüş) (student agency.com) aldık. Otellerin mevkilerinin şehir merkezine yürüme mesafesinde olmasına dikkat ettik. (Turların otelleri genelde şehir dışı veya vasıta ulaşımı gerektirir)
Otellerin yerlerini kolayca bulmak için google-map tan yürüme planları hazırladım ve çıktılarını aldım. Ziyaret edilecek şehirler hakkında gerekli bilgileri internette forum/yorumlardan temin ettim. Ayrıca kitapçılarda bulunan pek çok şehre göre hazırlanmış rehber kitaplardan aldım. Bu kitaplar bizim özel rehberimiz gibi oldu. Kısaca yola çıkmadan önce dersimize çalıştık. Otele geldiğinizde veya turist danışma ofislerinde şehir planı temin edilmekte. (Mutlaka gerekli).
Viyana’da havaalanından merkeze gelmek, oradan otele intikal etmek, şehir içinde istenilen yere gitmek inanılmaz kolay. Şehirde kaybolmak imkânsız. (Biraz İngilizce bile yeterli). Uzun uzun yürümek yerine şehri tramvaylarla gezmek, istenilen yerde inmek, sonra tekrar binmek en pratik olay. Bunun için 24 saatlik veya 48 saatlik bilet yeterli. Bu biletler metro girişlerinde bulunan makinelerden para veya kredi kartıyla alınabiliyor. (Ben ikisini de yaptım). Çok yürümek ayakları bir süre sonra mahvediyor. (24 saatlik bilet 5.10 €, tek binişlik bilet 1.7 €)
Şehirde hemen hemen her yerde Türklerin çalıştığı veya işlettiği büfe, market, cafe ile karşılaşılmakta. Sıklıkla etrafınızda Türkçe konuşan birilerini duymaktasınız. Böylelikle sıkıştığınızda yardım alma imkânı da var. (Başımıza bir kere geldi). Ulaşım sistemi şehirde öyle gelişmiş ki; alttan üsten sağdan soldan her taraftan tramvay, otobüs metro sıklıkla var. Şehir planında bulunan ulaşım ağı incelendiğinde kolaylıkla plan yapılabiliyor. (Bu sayede turların ekstra olarak gösterdikleri şehrin gece hayatına zaten dâhil oluyorsunuz.).
Şnitzelleri ile ünlü Figlmüllerisimli restorana da gittik. Hakikaten şnitzelleri tabak gibi büyük (13.3 €) fakat lezzetli. Arzu edilirse tavuk etinden de yapıyorlar. Ama yanına istediğimiz patates salatası (3.5 €) çok farklı bir tat. Mutlaka denmeli (Bira 33cc 3.6 Euro, K.şarap 8cc 3.6 Euro). Genel olarak fiyatlı bir yer.