Ynt: Uludağ'ın Soğuk Yüzü... Sıcacık Karavanımızdan
Evet, sıcacık karavanınızdan " işte oluyor, işte yapılıyor " dedirten sevimli bir fotoroman...
Hiç durmayın derim çocuklar. Hiç durmayın, her fırsatı değerlendirin, yapabildiğinizi yapın, zaman çabuk geçiyor.
Çok çabuk geçiyor anasını satiiiiim ... Çoook .
Sonra ?
Sonrası zor. Gönül istese de, beden ufaktan su koyvermeye başlıyor. Kireçlenme, romatizma, mide, bel fıtığı, yok bilmem ne...
Eskisi gibi güçlü hissedemiyorsun kendini. Bu cesaretini olumsuz yönde etkiliyor, zira karşılaşacağın zorluklar gözünde büyüyor. Eskisi gibi " ohooo bu işler fındık fıstık !.. " deyip geçemiyorsun.
" Ya lastik patlarsa ?.." diyorsun mesela. Kireçlenmiş omuzla, fıtıklı belle o lastiği kim değişterecek dağ başında ?
Gençlikte öylemi ya ! Gülüp geçiyorsun.
Şimdi de para yok değil mi ? Yükümlülükler... İş, güç, ona yetiş, buna koş... Çocuğun okulu, doktoru. Dükkâna mal lâzım, yok ödenecek senetler, yok evin kirası, yok telefon faturası ?..
Hiç bitmiyor değil mi ? Hiç bitmez ki anasını satiiim ... Bitmiyor ! Biteceği de yok zaten.
Ama sağlık, güç elden gidiyor ve zaman geçiyor.
Zor tercihler. Ama zamanın tek bir seçimi var.
Onun umurunda değil. O, basıp gidiyor.