Bir ülke varmış, insanları da hep iyi niyetliymiş. O ülkede bir anket yapmışlar, "Yüklü miktarda para bulursak, hemen sahibini arar buluruz" çıkmış sonuç. Sadece bir kişi; "Sahibine götürmem" demiş. O'na da sormuşlar "Neden?" diye. "Çünkü karakola götürürdüm." demiş. Hem bu ülkeye Türkiye'den araba ile de gidilebiliyormuş. Adını şimdi tam olarak hatırlayamıyorum ama kahvehanede okey oynarken arkadaşlar söylemişti. Orada iş kuranlara devlet hem maddi destek veriyormuş, hem de tek çocuklu ailelerden seçtikleri iyi niyetli olan (zaten ülkenin % 99'u iyi niyetli) üniversite mezunu kişileri istihdam etmede kolaylıklar sağlıyormuş (Maaşlarına destek, sigorta primlerini belli bir süre ödeme gibi). Hatta siz orada iş kurarsanız ve sonra iş için yada tatil amacıyla şirketten bir süreliğine uzaklaşırsanız (Araba ile yurt dışı seyahati falan gibi), bu süre için tam donanımlı profesyonel bir yönetici siz dönene adar şirketi idare ediyormuş. Devlet, döndüğünüzde de, giderken kasada ne bıraktıysanız, aynısını bulacağınızı da garanti ediyormuş ve bunun için de bedelsiz sigorta yapıyormuş. Şimdi hatırladım, o ülkede vergi sistemi de bizim ülkemizden farklıymış. Kdv yokmuş mesela. Vergi de senede bir defa, o da çok cüzi bir şeymiş. Devlet zaten parayı kendi zenginliğinden kazandığı için vatandaşından sembolik bir şey alıyormuş. Elektrik bedava, su bedava, yakıt da 1 dolar civarındaymış. Nüfusunun %65'ini kadınlar oluşturuyormuş. Bu yüzden de çok eşlilik o ülkede serbestmiş ama en fazla 3 tane. Evlenenlere devlet ev ve araba da veriyormuş. O ülkenin vatandaşı olmak için de orada bir sene yaşamınız kafiymiş. Yalnız dışarıdan vatandaşlığına başvurabilmeniz için tek şart: kalabalık bir aileye mensup olmamakmış (Malum, tüm kötülüklerin başı). Bence bunu bir araştırın. Sevmediğiniz, beğenmediğiniz ve düzeltemediğiniz böyle bir ülkede yaşamaktansa, orada olmayı tercih edebileceğinizi düşünüyorum. Bahseden arkadaşın telefonu yok bende. O şimdi memleketinde. Anne, babası köyde yaşıyor. Karadeniz'de bir yerde. Onların yanına gitti. Kız kardeşleri ile alakalı bir sıkıntı mı varmış, neymiş, tam bilemiyorum. Gelince mutlaka bizim Esenler Karabayır'da ki Nedim abinin kahvehanesine uğrar. Ben o zaman sorarım o ülkenin adını. Sizde münasip bir şekilde hem bu forumdan, hemde insanları kötü bu ülkeden çekip gidersiniz.