Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

[seyr-ü zafer]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

.

 

[aantalya]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

tekrar güzel yazı ve resimlerinizle birlikte sizi burada görmek çok güzel.. Hoş geldiniz!!

 

[gezmen]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Saraybosna Osmanlı İmparatorluğu izlerini en fazla taşıyan balkan şehri gördüğüm kadarıyla. 14. yüzyılın sonlarında başlayan fetih hareketi neticesinde İslamlaştırılmış ve Balkanların elde tutulup daha öteye seferler düzenlenebilmesi için adeta bir ileri garnizon haline getirilmiş. Zannedilenin aksine Boşnaklar’ın tamamı Müslüman değil, ayrıca ülke nüfusunun sadece yarısı Boşnak. Diğer halklar ise Sırplar ve Hırvatlar. İslamiyet’i benimsemiş kesimin yaşam pratiğine baktığınızda dini kendi hayatlarıyla harmanlarken Araplar ve Türkler gibi davranmadıkları görülüyor. Onlar mental açıdan, Kıta Avrupası milletlerine daha yakınlar, nihayetinde Slav kökenliler. Bazen TRT belgesellerinde gördüğümüz, Boşnakların gönlünde Türkiye ve Türklerin özel yeri olduğu palavrasına kulak asmamak gerekiyor. Malum ülkemizde hep mevcut iken son zamanlarda çığrından çıkan ümmetçi, hanedancı dünya algılaması mevcut. Tamam, Osmanlı varmış güçlüymüş, ama yok artık. Elinde kalmış toprağa sahip çıkmaya bak sen, bir de daha fazlası elden gidecekken mevcudu kadarını kurtarıp sana bırakmışlara saygı duy yeter…

Bosna-Hersek doksanlı yılların başında bağımsızlığını ilan ettiğinde yakın tarihin en büyük trajedileri yaşandı. Eski Yugoslavya’nın baskın milleti Sırplar kendilerine en yakın, büyük ve stratejik toprak parçasını kaybetmek istemediler. Giderek şiddetlenen savaşta Sırplar’ın teknik üstünlüğü, çatışmayı tek taraflı kıyıma dönüştürmeye başladı, sonunda malum Birleşmiş Milletler Müdahalesi geldi. Sırbistan bombalandı, ateşkese zorlandı ardından sınır hattında Birleşmiş Milletler marifetiyle tampon bölge kuruldu. Takip eden yıllarda benzer şeyler Kosova’da da yaşandı. Şimdi asayiş berkemal. Ülkeler dış politika konularında günlük çıkarlarıyla hareket ederler, ama felaketlerin acısını çekmiş, kurban vermiş bireyler asla ve asla geçmişi unutamazlar. Affetmek mümkün mü? Ben canlarından can kaybeden insanların affedebileceklerine inanmıyorum. Srebrenitsa’da 95’de üç günde öldürülen sekizbin kişinin yakınları görüp yaşadıklarını, unutabilirler mi? Ne yazık ki yeryüzünün farklı köşelerinde gördüğüm sayısız doğal ve insan elinden çıkma güzelliklere rağmen bazen berbat bir dünyada yaşadığımızı düşünüyorum. Çünkü bu alemi yönetenler çekmiyor yanlışların acısını, yükünü… Başbakanların, bakanların ve çocuklarının dağ başında kafalarına kurşun yiyip ölme ihtimali yok…


İnsan manzaraları mimari güzelliklerden daha ilginç geliyor bana daima. Bu açıdan Saraybosna’da karşılaştığım en şaşırtıcı şey sabahın yedisinde bir parkta dev satranç setinin çevresinde toplanmış, yağmur altında törensel havada satranç oynayanlar ve seyredenlerdi…

Öncelikle merhaba ve yine görüşmek ne güzel diyorum.

Yukarıdaki satırların benzerlerini artık daha az yerde görebiliyor ve üzülüyorum. Böyle nesnel ve sağlıklı gözlem ile değerlendirmelere, kişilerin ve ülkemizin çook gereksinimi var; katılıyor ve teşekkür ediyorum.

Selamlar.
Cavid Sezen

 

[özcan dağ]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Sabırsızlıkla bekliyoruz hala

 

[ageagvan]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

zafer bey özletmiştiniz kendinizi ,sizi tekrar görmek mutlu etti bizi..

 

[seyr-ü zafer]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

tekrar güzel yazı ve resimlerinizle birlikte sizi burada görmek çok güzel.. Hoş geldiniz!!

Çok teşekkürler,ilginiz için

Öncelikle merhaba ve yine görüşmek ne güzel diyorum.

Yukarıdaki satırların benzerlerini artık daha az yerde görebiliyor ve üzülüyorum. Böyle nesnel ve sağlıklı gözlem ile değerlendirmelere, kişilerin ve ülkemizin çook gereksinimi var; katılıyor ve teşekkür ediyorum.

Selamlar.
Cavid Sezen

Cavid Hocam,
Yaşım ilerledikçe akıl sağlığımı korumak açısından birçok olumsuzluğu görmemeye, umursamamaya çalışsam da elimden gelmiyor. Bizler böyle doğmuşuz, böyle öleceğiz sanırım .Sağolun.

Sabırsızlıkla bekliyoruz hala

Özcan Dağ, bitiyor bu gezi. İki-üç eklemesi kaldı

zafer bey özletmiştiniz kendinizi ,sizi tekrar görmek mutlu etti bizi..

Sağolun, ben de tekrar varlık gösterdiğim için mutluyum. Elim boş değil Hindistan-Nepal var

 

[seyr-ü zafer]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

İstikamet Mostar

Bosna-Hersek’de ‘vahşi’ diye tarif edebileceğim bir doğa var. Buzullu dağlar, akarsular, ormanlar, vadiler. Her yer yeşil. Mostar’a giderken geçtiğim yol da böylesine güzel manzaralıydı, sık sık durup fotoğraf çektim.

Mostar’da tarih boyunca Hırvatlar ile Osmanlı’nın Müslümanlaştırdığı Boşnaklar’ın yaşadığı bir şehir. Kentin eski bölgesindeki meşhur köprü, çarşı ve camiler o dönemden kalma. Şehri bilinir hale getiren olay ise 1993’de savaşın en kanlı dönemlerinde Hırvatlar’ın Neretva Nehri üzerindeki bu beşyüz yıllık köprüyü yıkarak kentin Müslüman ve Hristiyan kesimini tamamen birbirinden ayırması. Başlangıçta birlikte Sırplar’a karşı savaşan Hırvatlar’la Müslümanlar birbirine girmiş sonradan. Bu olay Bosna Savaşı’nın karmaşıklığı ve o dönemde hissetirdiği derin ümitsizlik duygusu açısından da günümüzde önemli bir sembol kabul ediliyor. Aslen 1566’da Mimar Sinan’ın öğrencisi Hayreddin tarafından yapılan Mostar Köprüsü, UNESCO ve Dünya Bankası’nın sağladığı fonla bir Türk firması tarafından tekrar yapılmış ve hizmete 2004 yılında açılmış.

Mostar’ı gezdikten sonra yine güneye devam ederek tarihi dokusu korunmuş biblo gibi Pocitelj Kasabası’ndan geçtim. Dağların arasında kalan yemyeşil platodan ilerleyerek Bosna-Hersek’in görsel açıdan en güzel yerleşimlerinden birine, Trebinje’ye vardım. Burası Hırvatistan/Dubrovnik sınırına çok yakın. İyi korunmuş ve restore edilmiş tarihi dokusuyla, bu manzarayı ayna gibi yansıtan akıp akmadığından şüpheye düşüren nehriyle, mühendislik ve estetik açısından gurur verici bir Osmanlı klasiği 1574 yapımı Arslanagic Köprüsü ile ülkenin görülmeye değer yerlerinden.

Denizi karşımda görüp virajlı yoldan Hırvatistan sınırına doğru ilerlerken içimde, yakın dönemdeki savaşın izlerini görmekten kaynaklanan iç burkucu duygulardan çok, Bosna-Hersek’in muhteşem doğasını ve sevimli kentlerini gezmiş olmanın verdiği mutluluk vardı…

 

[seyr-ü zafer]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

.

 

[seyr-ü zafer]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

.

 

[seyr-ü zafer]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

.

 

[seyr-ü zafer]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

.

 

[seyr-ü zafer]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

.

 

[seyr-ü zafer]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

.

 

[seyr-ü zafer]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

.

 

[gezmen]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Cavid Hocam,
Yaşım ilerledikçe akıl sağlığımı korumak açısından birçok olumsuzluğu görmemeye, umursamamaya çalışsam da elimden gelmiyor. Bizler böyle doğmuşuz, böyle öleceğiz sanırım .Sağolun.

Akıl ve beden sağlığımızı da koruyacağız; talanı, yalanı, soygunu, her türden çelişkiyi de göreceğiz. Tersi, onlara yarar çünkü...

Dinar Alpleri'ndeki doğal ve kültürel güzelliklerin fotoğrafları için teşekkürler.

Selamlar.
Cavid Sezen

 

[seyr-ü zafer]

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

.