Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan seyr-ü zafer Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 1,172
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 197,541
Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Suryanice, Aramice'nin lehçelerinden biri diye biliyorum. Merak edenler aşağıdaki videoyu izleyebilir. Malula'daki kiliselerden birinde görevli bayana Aramice dua okumasını rica etmiştim.

http://www.youtube.com/watch?v=cEcKTBaL7Gk


4. sayfaya hemen bakıyorum :smiley:
 

Etiketler
Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Zafer bey,
sürekli olmasını dilediğim gezilerinize ara verecek olursanız bu zengin görsel ve bilgilerle dolu çok güzel yorumlarınızı kitap haline getirmenizi kuvvetle öneririm..
tüm paylaşımlarınız için tşk.ler
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Ertuğrul Açıkgöz' Alıntı:
Zafer bey,
sürekli olmasını dilediğim gezilerinize ara verecek olursanız bu zengin görsel ve bilgilerle dolu çok güzel yorumlarınızı kitap haline getirmenizi kuvvetle öneririm..
tüm paylaşımlarınız için tşk.ler

Güzel sözleriniz için çok teşekkürler, yazmak konusunda gerçekten cesaretlendiriyorlar, ben aslında ilk kez böyle süreklilik gerektiren bir anlatım işine giriştim, haliyle pek düzenli değil ileride kitap değilse bile basılı yayınlarda bunları paylaşmayı istiyorum, bakalım kısmet.
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Şam

Şam’a varana kadar belli başlı tüm Suriye şehirlerinden geçtiğimden, şehrin merkezini gezdiğimde buranın tüm ülkenin özeti olduğunu gördüm, hem mimari, hem de insan profili ve yaşam biçimi açısından. Diğer ülkelerdekiler de dahil çoğu Arap şehrinden daha renkli ve kozmopolit, yapısı var. Ürdün-Amman’daki gibi çok sayıda batılının da yaşadığı bir kent değil belki, ama Suriye vatandaşı tüm etnik grupları barındırıyor. Kürt, Filistinli, Ermeni, Yahudi, Arap varlığı özellikle tarihi şehir kısmındaki sokaklarda, dükkanlarda kolayca ayırt edilebiliyor. Üç büyük dinin alt gruplarıyla birlikte çok sayıdaki ibadethanelerini ziyaret etmek mümkün. İslam tarihinin en eski görkemli yapılarından Umayyad Camii, kale, tren istasyonu, yine Ortadoğu’da görülebilecek en büyük ve kalabalık çarşı, dönemin zenginlerine ait taş konaklar, arkeoloji müzesi bunların en önemlileri. Alışveriş meraklısı bir insanın çarşıyı bir günde gezip bitirmesi mümkün değil, buranın İstanbul’daki Kapalı Çarşı’dan farkı tamamiyle turistik pazar özelliği taşımaması, ağırlıkla şehirde ve Şam çevresinde yaşayanların gelip ihtiyaçlarını giderdikleri bir bölge, bu sebeple turiste hitabeden az sayıdaki dükkanlar dışında kazıklanma ihtimali az, çoğu esnaf yabancılarla ilgilenmiyor bile. Suriye yemek kültürünün tüm ayrıntılarını burada bulmak mümkün. Arap mezeleri ve kebapları, Ermeni ve Yahudi mutfağı her şey mevcut. Sokakta humuslu felafelli dürümlü yemeklerle taze sıkma meyve sularıyla mide 5-6 liraya tıka basa doldurulabiliyor, Suriye’de dışarıda yemenin maliyeti Türkiye’dekinden düşük, lezzeti ise daha fazla.

Kentin en önemli ziyaret noktası tarihi bölgenin kuzeydoğusunda Hristiyan mahallesi yeralıyor, bu kısım eğlence mekanları ve rağbet gören lokantaların yoğunlaştığı yer, sadece Hristiyanların değil Müslüman gençliğin de akşamüstleri toplandığı, gezip eğlendiği bölge. Güneydoğuda ise Yahudi mahallesi var, ben gittiğimde cumartesiydi ve dükkanların çoğu kapalıydı.

Şam’ın merkezinde dolaşırken tarihi derinliği ve yaşanmışlığı hep hissettim ve sokaklardaki canlılığı yaşamak için hep yürüdüm, araç kullanmadım. Ara sokaklar akşamları araba parketmeye müsait, ancak gündüz trafiğinde otoparka girilmesini tavsiye ederim, kale yakınlarında muhtelif orta karar oteller var, gayet güzel iş görüyorlar ve gezilecek yerlere yakınlar.
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Şam

IMG_5363p.jpg


IMG_5366p.jpg


IMG_5367p.jpg


IMG_5369p.jpg


IMG_5370p.jpg
 













Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Devletlerarası ilişkilerde dün dündür bugün bugündür.

Başta kendi hayatımdan edindiğim deneyim, sonra yakın ve uzak çevremdeki gözlemlerim, zaman ilerledikçe, tercih ettiğim bazen de maruz kaldığım değişimlere giderek daha az şaşırmama sebebiyet veriyor. Eskiden hiç ilgi alaka kuramadığım insanlarla ve şeylerle yakınlaşmak, haşır neşir olmak; önceki tutkuları, bağlılıkları anılar müzesinin raflarına kaldırmak, yeni uğraşlara girişmek…Kah duygusal sebeplerle kah mantıki gerekçelerle, isteyerek veya direnerek değişip çevremize şekil veriyoruz, o da yeni haliyle bizlere farklı biçimlere girmemizin yollarını açıyor.

Devletlerarası ilişkilerde de, çoğu kez temsil ettikleri milletlerin iradesinden sözedilemese de farklı, rasyonel bir düzlemde değişimler yaşanıyor. Çok değil yirmi yıl öncesine kadar aynı bölgede hakimiyet mücadelesi veren, birbirlerini yoketmeye çalışan aynı etnik kökenden insanlar, konjonktürün değişmesiyle Devlet Başkanı veya Bölgesel Yönetim Lideri olup birbirlerini kucaklayabiliyorlar, ya da sırf liderinin politik tercihleri yüzünden yıllarca hasmane ve izole tutum sergileyen komşu ülkeyle can ciğer kardeş haline gelinebiliyor. Suriye ile serüvenimiz de bu minvalde ilerledi. Yetmişli yılların başında Esad hanedanı ülkeyi ele geçirdiğinde, halk özgürleşeceğini sanırken ve değişime destek verirken aslında yıllarca yerinde sayacağı yeni bir döneme daha merhaba diyordu. Hafız Esad Türkiye’yi hiçbir zaman dost ve işbirliği yapılacak komşu olarak görmedi, hatta düşmanlık içeren söylemler bile geliştirdi, asker kökenliydi ve kıvrak pragmatik zekadan yoksundu, seçtiği yolu, uyguladığı politikaları bugün Suriyeliler hatırlamak bile istemiyor. İki ülke düşünün aralarındaki sınırın uzunluğu 800 kilometre ve boydan boya mayın şeridiyle ayrılıyor, temizlenmesi iki tarafı da kara kara düşündürecek kadar ciddi mesele…
Esad ,sanayileşmek ve ülkesini kalkındırmak yerine uyuşturucu ticaretini desteklemeyi ve terör örgütlerine arka çıkmayı tercih etti. Afganistan ve Bekaa vadisinden gelen uyuşturucunun Avrupa’ya nakledilmesine aracılık etti, ölene kadar da bunu devam ettirdi. Hanedanı devam ettirecek büyük oğlu Basil’i de aynı kafada yetiştiriyordu. Artık kader mi diyelim tesadüf mü, siz karar verin Basil 1994’de trafik kazasında ölünce, İngiltere’de göz doktoru ihtisası yapan küçük oğul Beşar apar topar ülkeye getirildi ve veliaht olarak hızlandırılmış eğitime alındı, askerlikle ilgisi yokken subay yapılıp kısa sürede generalliğe yükseldi. On yıl kadar önce Hafız ölünce gerekli anayasal değişiklikler sağlanarak 34 yaşında Baas partisi lideri ve devlet başkanı oldu. Beşar Esad şüphesiz, yakın gelecekte demokratik düzene geçme ihtimali bulunmayan Suriye’de şimdilik en makul diktatör şeçeneğidir. Batı’da yaşamışlıktan kaynaklanan birikimi ve klasik Arap liderlerden hallice vizyonu var, en azından babadan kalma icraatların tıpkı Irak gibi Suriye’nin de sonunu getireceğini çok iyi biliyor.

İkibinli yılların başında bizim kuvvet komutanlarının Suriye sınırına gelip dillendirdiği savaş ültimatomu Hafız’ın kurduğu düzenin sonuna gelindiğini herkese gösterdi, Öcalan’ı yıllarca barındıran bundan elle tutulur fayda sağlayamamış Suriye şahısı paketleyip apar topar sınırdışı etti, o günlerden sonra Beşar Esad’ın da gayretiyle ilişkiler derece derece düzelmeye başladı. Günümüzde Suriye ile ilişkilerimiz, özellikle sınıra yakın yaşayan halklar açışından kardeşlik, akrabalık düzeyinde, metaforik olmaktan öte, elle tutulur gerçekliktir. Sınırın iki tarafından evlilikler yapıldı ve yapılıyor, kan bağları kuruldu.

Suriye zahmetsize gidilebilecek, Türkiye’den daha ucuza yaşanıp, gezilebilecek ve insanları genelde sorunsuz, sıcakkanlı, misafirperver bir ülke, yine de İtalya’ya gider gibi büyük beklentilerle yola çıkılmamasını tavsiye ederim.
 




Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

seyr-ü zafer' Alıntı:
Lizz,

Hayata dair bu kadar tespit yapabiliyorken ve üşenmeden cümleler kuruyorken, ömrünü boşuna geçirdiğini zannetmem, yalnız emekliliğin özgürlük getirmeyeceği kesin, yaşlanmak insanın özgürlüğünü de istekliliğini de azaltıyor, mevcut tatilleri blok şekilde alıp ertelemeden uzaklara gitmekte, ya da amacın dinlenmekse tenha diyarlarda pinek tatiller yapmakta fayda var. Kırkıma merdiven dayadığım bu günlerde, gidebildiğim mesafeler ve imkanlarım artsa da yine 25 yaşıma dönüp 10 beygirlik motorsikletimle çıktığım memleket turlarında yaşadığım heyecanı tekrarlamak isterdim, neyse işte, tükenişi durduramasam da, tükenirken mutlu kalmaya gayret ediyorum artık eskisinden daha fazla.

Taş ev projem vardı benim de. Bodrum’dan Gökova’ya Mazı, Çökertme, Ören üzeri bir sahil yolu gider, çoğu insan geçmemiştir. İşte o yolun Ören’den sonraki kısmı çok güzel. O arada denizi gören sırtlarda,yüksekte bir taş evim olsun isterdim. Benim ki hayalden öte hafif hafif para biriktirdiğim bir projeydi. Evin dış duvarları kesme değil şekilsiz gri taşlardan yapılacak, taşların arası silme derzle doldurulmayacak, kanallar bırakılacak, tüm pencereler ve ahşap zeminli terasa açılacak tavandan tabana sürgülü cam kapı çerçeveleri de ahşaptan yapılacak, masrafı azaltmak ve ahşabın ömrünü uzatmak için toz boya ve bezir yağı kullanılacak. Terasta sabit pergule ve çatı yerine, güneş gittikten sonra tamamen açılabilen bir tente olacak, daha da çok detayı var.

Şimdi artık tercihim değişti, seyahat etmek, bir yere sabitlenmekten daha cazip geliyor, oturduğum evi boyamıyorum bile, güzel görünmesin diye... Dilerim sen evine kavuşursun, bu arada taş ustası kalmamış memlekette, araştırmıştım, “Abi biz sadece bahçe duvarı örebiliriz, ev yapamayız.” demişlerdi.

Erkek egemen konumuza getirdiğin “kadın bakışı” için sağol.

Teşekkür ederim dilekleriniz için.Ben de size, hayalini kurduğunuz gezilere muvaffak olabilmenizi dilerim :smiley:

Özellikle daha önce görmemiş olduğum yerlere seyahat etmeyi ben de seviyorum ama çok uzun soluklu gezileri tercih etmiyorum.Evimi özlüyorum,evimin konforunda pineklemeyi de çok seviyorum.Ben öğretmenim,tatil sıkıntım diğer mesleklere göre daha az.Ama sonuçta hayatımın çoğunluğu çalışmakla geçiyor.Hafta sonları da kurslar olabiliyor,çalışabiliyoruz.Ben bu sene kurs vermiyorum, sırf hafta sonları gezi etkinliklerine katılabilmek için mesela.Ama kendime zaman yaratmak istediğimde bütçem daralıyor bu sefer de :smiley: Dediğiniz gibi yaşlanmak sağlık sorunlarını da yanında getiriyor.İnsanın o zaman gezebilecek hali olur mu bilinmez.Yaşlanabilecek miyiz hatta o bile belli değil.Seyahat,gezi güzel şeyler ama evimde huzur içinde yaşamak,kitabımı okuyup sevdiğim bir filmi izlemek daha önemlisi kimseye muhtaç olmadan yaşıyor olabilmek,kendi kendime yetiyor olmak da çok güzel.Yaşadığım hayatı seviyorum ben.Yaradan'a şükrediyorum.Zorluklarla sınamasın kimseyi de beni de.Sağlığım ve huzurum yerin de olsun da gerisi çok önemli değil.Cahit Sıtkı'nın dediği yere geldim,kaç lokmam kaldı bilinmez...Bu Dünya'da bir yolcu olduğumu ve asıl olanın ukba olduğunu,asıl hayatın beni orada beklediğini düşünüyorum.O yüzden bu dünyada kaybettiklerim ya da yapamadıklarım beni çok üzemez :smiley: Herşey olabildiği kadar olsun.Bu dünyada en değerli şey sağlık ve ondan sonra huzur benim için.Gerisi çok önemli değil... :smiley:

Yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum :smiley:
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,745
Mesajlar
1,523,082
Kayıtlı Üye Sayımız
166,561
Kaydolan Son Üyemiz
Alkan033

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst