Lizz,
Hayata dair bu kadar tespit yapabiliyorken ve üşenmeden cümleler kuruyorken, ömrünü boşuna geçirdiğini zannetmem, yalnız emekliliğin özgürlük getirmeyeceği kesin, yaşlanmak insanın özgürlüğünü de istekliliğini de azaltıyor, mevcut tatilleri blok şekilde alıp ertelemeden uzaklara gitmekte, ya da amacın dinlenmekse tenha diyarlarda pinek tatiller yapmakta fayda var. Kırkıma merdiven dayadığım bu günlerde, gidebildiğim mesafeler ve imkanlarım artsa da yine 25 yaşıma dönüp 10 beygirlik motorsikletimle çıktığım memleket turlarında yaşadığım heyecanı tekrarlamak isterdim, neyse işte, tükenişi durduramasam da, tükenirken mutlu kalmaya gayret ediyorum artık eskisinden daha fazla.
Taş ev projem vardı benim de. Bodrum’dan Gökova’ya Mazı, Çökertme, Ören üzeri bir sahil yolu gider, çoğu insan geçmemiştir. İşte o yolun Ören’den sonraki kısmı çok güzel. O arada denizi gören sırtlarda,yüksekte bir taş evim olsun isterdim. Benim ki hayalden öte hafif hafif para biriktirdiğim bir projeydi. Evin dış duvarları kesme değil şekilsiz gri taşlardan yapılacak, taşların arası silme derzle doldurulmayacak, kanallar bırakılacak, tüm pencereler ve ahşap zeminli terasa açılacak tavandan tabana sürgülü cam kapı çerçeveleri de ahşaptan yapılacak, masrafı azaltmak ve ahşabın ömrünü uzatmak için toz boya ve bezir yağı kullanılacak. Terasta sabit pergule ve çatı yerine, güneş gittikten sonra tamamen açılabilen bir tente olacak, daha da çok detayı var.
Şimdi artık tercihim değişti, seyahat etmek, bir yere sabitlenmekten daha cazip geliyor, oturduğum evi boyamıyorum bile, güzel görünmesin diye... Dilerim sen evine kavuşursun, bu arada taş ustası kalmamış memlekette, araştırmıştım, “Abi biz sadece bahçe duvarı örebiliriz, ev yapamayız.” demişlerdi.
Erkek egemen konumuza getirdiğin “kadın bakışı” için sağol.