ALP_ER_TUNGA
Kamp II
Ynt: T3 Westfalia ile Avrupa Gezimiz...
15 Ağustos Viyana /1.Bölüm’den Devam
Saat 22:00’ye doğru gelirken arabamıza doğru dönüş yoluna geçiyoruz.Su olan yerde yön bulmak çok kolay.Kanalı takip ederek arabanın olduğu caddeye ulaşıyoruz ancak Viyana’nın gece haline doyamadık.Biraz da arka sokakları keşfe çıkalım diyerek ara sokaklarda sürmeye devam ediyoruz.Yolda gördüğümüz maç izleyen bir Avusturyalı çifte maçın sonucunu soruyoruz.2-0 yenilmişiz.Çift ile şakalaşıp bir süre sohbet ediyoruz.Kendilerini tebrik edip ayrılıyoruz.
Arabayı parkettiğimiz caddenin hemen arkasında devasa bir park olduğunu görüyoruz.Tam parkın girişinde karanlık ağaçların arasında çimlere yayılmış iftar sonrası çaylarını yudumlayan 2 Türk aile ile karşılaşıyoruz.Selam veriyoruz.Ancak bir selam ile bırakmıyorlar,bize de çay ikram ediyorlar.
Ailelerden biri 8 yıldır,biri de 1 yıldır Viyana’da elçilikte çalışıyor.Ancak geçici görev olduğu için gün sayıyorlarmış.İçimden bu güzel şehre ben de geçici görevle gelsem gün sayardım ama muhtemelen geri dönmemek için diye geçiriyorum.
Bize Viyana ile ilgili epey bilgi veriyorlar.Bu şehirde herşeye dikkat etmek zorundasınız diyorlar.Çünkü akla gelmeyecek şeyler için yüksek cezalar kesebiliyorlarmış.
Onlara gezdiğimiz yerleri sayıyoruz.Onlar da bir o kadar daha yer ekliyorlar.
Çok tatlı insanlar,bir ailenin üçüzleri var,çocuklar çok hareketli.İşleri epey zor.
Çaylarımızı içip uzun bir süre sohbet ediyoruz.
Telefon numaralarımızı da alıp vedalaşıyoruz.
Onlar arabalarına binip uzaklaşırken biz de devasa parkın içinde bisiklet sürüyoruz.Hava soğumaya başladı.Bisikleti hızlı sürdükçe rüzgardan daha da soğuk hissediliyor.Buna rağmen keyifli.
Günün sonunda yaklaşık 4 saat bisiklet sürdüğümüzü,2 saate yakın da yürüdüğümüzü düşünürsek başımızı yastığa koyar koymaz uyumamız zor değil.
Sürekli hareket halinde olduğumuz için mi yoksa merak duygusundan mıdır nedir,enerjimiz tavan yapmış durumda.Geceleri geç uyusak bile en geç 8’de uyanıyoruz.
15 Ağustos Viyana /1.Bölüm’den Devam
Saat 22:00’ye doğru gelirken arabamıza doğru dönüş yoluna geçiyoruz.Su olan yerde yön bulmak çok kolay.Kanalı takip ederek arabanın olduğu caddeye ulaşıyoruz ancak Viyana’nın gece haline doyamadık.Biraz da arka sokakları keşfe çıkalım diyerek ara sokaklarda sürmeye devam ediyoruz.Yolda gördüğümüz maç izleyen bir Avusturyalı çifte maçın sonucunu soruyoruz.2-0 yenilmişiz.Çift ile şakalaşıp bir süre sohbet ediyoruz.Kendilerini tebrik edip ayrılıyoruz.
Arabayı parkettiğimiz caddenin hemen arkasında devasa bir park olduğunu görüyoruz.Tam parkın girişinde karanlık ağaçların arasında çimlere yayılmış iftar sonrası çaylarını yudumlayan 2 Türk aile ile karşılaşıyoruz.Selam veriyoruz.Ancak bir selam ile bırakmıyorlar,bize de çay ikram ediyorlar.
Ailelerden biri 8 yıldır,biri de 1 yıldır Viyana’da elçilikte çalışıyor.Ancak geçici görev olduğu için gün sayıyorlarmış.İçimden bu güzel şehre ben de geçici görevle gelsem gün sayardım ama muhtemelen geri dönmemek için diye geçiriyorum.
Bize Viyana ile ilgili epey bilgi veriyorlar.Bu şehirde herşeye dikkat etmek zorundasınız diyorlar.Çünkü akla gelmeyecek şeyler için yüksek cezalar kesebiliyorlarmış.
Onlara gezdiğimiz yerleri sayıyoruz.Onlar da bir o kadar daha yer ekliyorlar.
Çok tatlı insanlar,bir ailenin üçüzleri var,çocuklar çok hareketli.İşleri epey zor.
Çaylarımızı içip uzun bir süre sohbet ediyoruz.
Telefon numaralarımızı da alıp vedalaşıyoruz.
Onlar arabalarına binip uzaklaşırken biz de devasa parkın içinde bisiklet sürüyoruz.Hava soğumaya başladı.Bisikleti hızlı sürdükçe rüzgardan daha da soğuk hissediliyor.Buna rağmen keyifli.
Günün sonunda yaklaşık 4 saat bisiklet sürdüğümüzü,2 saate yakın da yürüdüğümüzü düşünürsek başımızı yastığa koyar koymaz uyumamız zor değil.
Sürekli hareket halinde olduğumuz için mi yoksa merak duygusundan mıdır nedir,enerjimiz tavan yapmış durumda.Geceleri geç uyusak bile en geç 8’de uyanıyoruz.