Suriye, Ürdün, Lübnan

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan poyrazm Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 25
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 6,387

poyrazm

Ana Kamp
Mesajlar
52
Tepkime Puanı
1
Değerli Gezenbilir Ailesi, 2009 aralık-2010 ocak tarihlerinde eşimle birlikte ve kendi aracımla Adana çıkışlı olarak Suriye-Ürdün-Lübnan'a gerçekleştirdiğim 15 günlük seyahatime ilişkin fotoğrafları sizlerle paylaşmak istedim. Seyahat öncesi gezi planını oluştururken ve otel rezervasyonlarında yine bu forumdan adını öğrendiğim Antakya orijinli bir seyahat firmasından yardım aldım. Bu bölge hakkında çok deneyimliler gerçekten.
[attachment=1]
Henüz Antakya'dayız. Onlarca defa ziyaret etmeme rağmen beni hep şaşırtmayı başarmış bir kent.

[attachment=2]
Suriye sınır kapıları yoğun ve problemli. Neyse ki küçük bir ücret karşılığında yardım alıyoruz. Dizel araçlar alınmıyor ve ayrıntılı triptik kontrolü var.

[attachment=3]
Artık Halep yolundayız. Eski Roma yolunu asfalt dökülmüş görmek etkileyici.

[attachment=4]
Halep çok kalabalık, trafik berbat, park yeri büyük sorun, ama yine de çok güzel.

[attachment=5]
Halep geceleri de güzel ve bir Adana'lıyı şaşırtacak kadar güvenli.

DSC01794.jpg


DSC01810.jpg


DSC01830.jpg


DSC01863.jpg


DSC01977.jpg
 

Etiketler
Ynt: Suriye, Ürdün, Lübnan

Beyt Vekil'de yenilen güzel bir akşam yemeğini de kapsayan Halep gecesinden sonra, sabah Hama yolundayız. Rotamız Hama-Humus-Palmira.

[attachment=1]
Naure çarklarının seslerini duyamadık. Bakıma alınmışlardı.

[attachment=2]
Azem Paşa konağı, Saraybosna'dan Suriye'ye dek Osmanlı yaşam stilinin nasıl yayıldığını kanıtlıyor.

[attachment=3]
Humus'ta Halid bin Velid Camii belki de kubbesi yüzünden biraz hayal kırıklığı yaratıyor.

[attachment=4]
Humus'tan çıkış akşam üzeri olunca, Palmira yolu karanlıkta uzadıkça uzuyor. Nihayet varıyoruz.

[attachment=5]
Palmira çok büyük, çok iyi korunmuş, güzel bir müzesi var. Gezmek tüm günümüzü alıyor.

DSC02068.jpg


DSC02111.jpg


DSC02156.jpg


DSC02184.jpg


DSC02331.jpg
 


Ynt: Suriye, Ürdün, Lübnan

Sabah Palmira'dan çıkıyoruz. İstikamet Malula-Şam.

[attachment=1]
Ticari olarak satılan sağlıklı bir navigasyon haritası olmadığından, tüm navigasyon bilgi ve imkanlarımızı limitlerine dek zorluyoruz.

[attachment=2]
Akşam saatlerinde girdiğimiz Malula'da şimdiye dek hiç görmediğimiz ve bir daha da göreceğimizi zannetmediğimiz bir cenaze törenine denk geliyoruz. Camii hoparlöründen aramice dualar okunuyor, önde gençlerin oluşturduğu bir bando mızıka takımı cenaze marşı çalıyor, tabut üstü açık ve eller üzerinde sürekli çevrilerek ilerletiyor. Birçok çeşit bayrak, flama ve insan. Uzun bir süre kendimize gelemiyoruz. Dinlerin kaynağının neden Ortadoğu olduğunun canlı bir kanıtını görüyoruz.

[attachment=3]
Ve gece Şam'dayız. Hemen çarşıyı geziyoruz. Dondurmacı Bektaş, Emevi camii gibi zorunlu turistik ziyaretleri gerçekleştiriyoruz.

[attachment=4]
Diyarbakır-Van-Doğubeyazıt güzergahında bolca gördüğümüz İran otobüslerinin nereye gittiklerini Şam'da öğreniyoruz. Tüm vaazlar, yakarışlar Türkçe.

[attachment=5]
Hazreti Hüseyin'in kızının türbesinde tüm dünya kızları birbirine benziyor.

DSC02396.jpg


DSC02458.jpg


DSC02465.jpg


DSC02591.jpg


DSC02667.jpg
 




Ynt: Suriye, Ürdün, Lübnan

Şam'da birçok ülkeyi dolaşmış biri olarak belki de ilk kez Türk olmanın ayrıcalığını yaşıyoruz. Diğerleri dışarda iken sadece biz içerdeyiz.

[attachment=1]
Şam Süleymaniye Camii, Sultan Vahdettin türbesi. Biz içerdeyiz. Diğerleri niye içeri alınmadıklarını sorguluyorlar.

[attachment=2]
Tüm bu tepsi sadece iki kişi için. Şam o kadar ucuz ki iki devlet memuru bile üstüste iki gece altı yıldızlı four seasons otelinin en elegan restoranında yemek yiyebiliyor.

[attachment=3]
Şam'da geçirilen iki günün sonrasında yolculuk Busra üzerinden Ürdün. Eski Şam'da çok iyi korunulmuş amfitiyatroya karşın Hz. Peygamber'e peygamberilk müjdesinin verildiği kilise çok bakımsız.

[attachment=4]
Mümkün olduğu kadar hızlı hareket etmemize rağmen Ürdün sınırından hemen sonra canlı navigasyona (birine yol sorma) kurban olup, Jerash'daki gladyatör gösterisini kaçırıyoruz. Boş alanı fotoğraflamak kalıyor bize de.

[attachment=5]
Jerash bizdeki antik kentleri biraz gölgede bırakıyor sanki.

DSC02695.jpg


DSC02826.jpg


DSC02899.jpg


DSC02921.jpg


DSC02970.jpg
 

Ynt: Suriye, Ürdün, Lübnan

Jerash sonrası karanlıkta Amman'a doğru yol alıyoruz. Amman şehir içi korktuğumuz denli karışık çıkmıyor, çakma garmin haritalarıyla bile otelimizi çok kolay buluyoruz. Hatta gece Amman'daki mecburi turistik gezileri bile yapmaya vakit kalıyor.

[attachment=1]
Lonely Planet Jordan'ın şiddetle önerdiği felafel dükkanındaki (Hashem 'bence Haşim') öğünümüz. Son derece döküntü mekana gecenin epey geç saatinde rezervasyonla gelen onlarca İtalyan bizi şaşırtıyor.

[attachment=2]
Amman'dan sonra rotamız Karak kalesini görerek, Kral yolundan Petra.

[attachment=3]
Kral yolunda sis bizi zorluyor.

[attachment=4]
Petra'da Booking'den kendimizin ayarladığı ve tüm tatilin en kötü otelinde kalıyoruz. Ama yılbaşı gecesi Hazine dairesi önündeki alanda gerçekleştirilen etkileyici gösteri herşeye deyiyor.

[attachment=5]
Tüm bir gündüz bile Petra'yı gezmeye yetmiyor, gece karanlıkta antik kenti en son terkedenler olarak Siq'de sırtımız ürpererek koşturuyoruz.

DSC03010.jpg


DSC03073.jpg


DSC06746.jpg


DSC06800.jpg


DSC07036.jpg
 

Ynt: Suriye, Ürdün, Lübnan

Petra'dan sonra hedefimiz Vadi Rum.

[attachment=1]
Vadi Rum'da dünyadaki tüm yollara gidebilir inancında olduğum sevgili Suzuki'mi parka bırakıp Bedevi Ali'nin tarihi değere sahip Land Cruiser'ine geçiyoruz.

[attachment=2]
Vadi Rum'un her köşesi çok etkileyici. Lawrence'i hiç sevmediğimizi söyleyince Ali suskun kalıyor.

[attachment=3]
Ortama uyum için kefiye ta Türkiye'den hazırlanıyor. Ama maalesef renk tutturulamıyor. Ürdün'de kırmızı erkek rengi imiş.

[attachment=4]
Çölde akşam çayından sonra yolculuk Akabe'ye. Gece İsrail'in Eilat kentinin ışıklarının Akabe'ye baskın olduğumuz önceden biliyor olmamıza rağmen kente inişte yine de aldanıyoruz.

[attachment=5]
Otelimizde gece tv'de Kurtlar vadisi yine karşımıza çıkıyor. Böylece Adriyatik'ten Kızıldeniz'e kadar en tanınır Türk'ün kim olduğunu iyice öğreniyoruz.

DSC07202.jpg


DSC07436.jpg


DSC07465.jpg


DSC07528.jpg


DSC07546.jpg
 

Ynt: Suriye, Ürdün, Lübnan

[attachment=1]
Kızıldeniz kıyısında çoğunluğu Alman karavancılar Hırvatistan'daki kadar rahatlar.

[attachment=2]
Akabe'den Ölü Deniz'e. Tüm yol boyunca İsrail yeşil bir şerit şeklinde 5-10 km. solda kalıyor. Bu bidonların dünyanın en sorunlu sınırlarından birine işaret ettiğini inanmak zor.

[attachment=3]
Ölü deniz yaşlı ve hasta Alman turist istilasında. Çamuru ise cild için hiç ummadığım kadar etkili.

[attachment=4]
Garmin herhalde tüm kullanım ömrü boyunca bir daha bu değeri gösteremez.

[attachment=5]
Ölü Deniz'den sonra yolculuk Madaba'ya. Meşhur mozaik haritayı iyice inceliyoruz. Hatta halının altında kalmış Lut'un mağarasını görme isteğimiz görevlinin takdir ve hayretini uyandırıyor.

DSC07761.jpg


DSC07941.jpg


DSC08184.jpg


DSC08252.jpg


DSC08391.jpg
 

Ynt: Suriye, Ürdün, Lübnan

Madaba'da zorunlu mozaik alışverişleri yapıldıktan sonra yolculuk başından beri şaraplarını içmeye doyamadığımız Musa Dağı'na çıkıyoruz.

[attachment=1]
Bana göre en sevimli Papa'nın işaret ettiği şekilde "vaadedilmiş" toprakları bir de biz gösteriyoruz.
Aynı gün Lübnan'a geçmek mümkün olamayacağı için tekrar Şam'a dönüyoruz. Akşam artık müdavimi (!) olduğumuz Four Seasons Al Hallabi restorandayız.

[attachment=2]
Yemek öncesi gelen ve hepsinin organik olduğu bildirilen bu sebzeler bir nevi "kendi salatanı kendin yap" havası yaratsa da çok lezzetli.

[attachment=3]
Sabah yolculuk Lübnan'a. Suriye-Lübnan sınırının Suriye tarafı geçmekte en çok zorlandığımız sınır kapısı oluyor. Bir Brezilya vatandaşı ile birlikte saatlerce "ceneral"in içtimasının bitmesini bekliyoruz. Sonunda bize tek yıldızlı bir ceneral izin veriyor. Brezilyalıya ise en az iki yıldız gerektiği söyleniyor. Arkamızdan ağlamaklı bakıyor zavallı. 2010 Ocak ayında Lübnan karayolu ile seyahat edecek Türk vatandaşlarından vize istiyordu. Biz yolculuk öncesi almıştık. Şu anda durum nedir bilmiyorum. Artık fotoğraftan anlaşıldığı gibi meşhur Bekaa vadisinde ilerlemekteyiz.

[attachment=4]
Bekaa vadisinde yol boyunca ortadan ikiye kesilmiş son model lüks arabalar, yöresel liderlerin maket-heykelleri, mayo reklamları yanyana. Ama tüm bu karmaşada Ksara şarapçılık vadinin asıl sahibi benim, diğerleri gelip geçici der gibi görünüyor.

[attachment=5]
Ksara şarapçılık gibi Baalbek antik kenti de ben neler gördüm, neler geçirdim ama hep buradayım görkeminde.

DSC08488.jpg


DSC08510.jpg


DSC08534.jpg


DSC08537.jpg


DSC08684.jpg
 



Ynt: Suriye, Ürdün, Lübnan

Gece Beyrut'dayız. Çok değil, çok çok etkileniyoruz. İnanılmaz bir kent. Hamra'da dolaşırken tesadüfen karşılaştığımız bir gencimiz bize bence Beyrut'un en güzel restoranını öneriyor.

[attachment=1]
Hamra caddesinin sonunda.

[attachment=2]
Beyrut'ta Grotto mağaraları, Casino di Liban, Harissa tepesi (teleferik Tahtalı dağındakine göre çok daha korkutucu) gibi aktiviteleri yerine getiriyoruz. Gezilerde alışveriş alışkanlığımız olmamasına rağmen çok uygun fiyatları nedeniyle tesadüfen bulduğumuz "Columbia" outleti adeta talan ediyoruz. Casino bize hiç cömert davranmıyor, günbatımı manzarası ile yetiniyoruz.

[attachment=3]
Cemaziyeh caddesinin girişine yakın Cemaziyeh (Gemmayzeh) kahvesinde çoğunluk Beyrutlularla birlikte tatilin en güzel canlı müzik gecesini yaşadık. Beyrut'taki çok güzel iki gün sonrası biraz da güneyini görelim diyerek Saida, Sur yönüne ilerledik. Saida hiçbir özelliği olmayan bir kent gibi geldi bize. Daha sonra deniz kenarında bizdekilerle yarışacak çöp dağlarını görünce vazgeçip, kuzeye Byblos yönüne rotamızı çeviriyoruz. Burası ismini hakeden güzellikte. Dinlerin farklılaşmasıyla kentlerdeki temizliğin inanılmaz değişimi biz müslümanlar açısından oldukça üzücüydü.

[attachment=4]
Byblos

[attachment=5]
Artık dönüş yolundayız. Bu resmi Tripoli'de mi Tartus'ta mı çektiğimi tam hatırlayamıyorum.

Tripoli, Lazkiye bence Akdeniz kıyısında olmayı pek de hak etmeyen kentler. Hiçbir güzelliklerini göremiyorum. Lazkiye'den sonra bir zamanların pek meşhur "Qandil" köyünün Yayladağı'na bu kadar yakın olmasına çok şaşırarak ülkemize giriş yapıyoruz.Adana öncesi son mola Harbiye Hidro restoranda.

DSC08796.jpg


DSC09047.jpg


DSC09153.jpg


DSC09352.jpg


DSC09415.jpg
 

Ynt: Suriye, Ürdün, Lübnan

Bu geziye ilişkin biraz kesintili ve acemi işi gpx dosyası aşağıdaki linkte, gps veri dosyaları başlığı altında foruma eklenmiştir.

http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=287.60
 

Ynt: Suriye, Ürdün, Lübnan

Çok güzel bir gezi yapmışsınız, paylaşımınız için teşekkürler.
Tam referans olacak bir anlatım olmuş.
 

Ynt: Suriye, Ürdün, Lübnan

Bende çok etkilendim. Çok güzel bir gezi yapmışsınız, paylaşımınız için teşekkürler.
 

Ynt: Suriye, Ürdün, Lübnan

Henüz yeni üye statüsünde olduğum için kişilere özel mesaj atamıyorum, sorulduğu için genele yazmak zorundayım.

Bu gezinin toplam süresi 17 gün
Konaklama ücretleri toplamı 1500 dolar (iki kişi için) olarak gerçekleştirilmiştir. Genellikle 4-5 yıldız civarında otellerde kalındı.
Bizim ölçülerimize göre 3 yıldız eşdeğeri. Toplam fiyatta rezervasyonlar bir acenta aracılığı ile gerçekleştirildiği için muhakkak
belli bir kar marjı da mevcuttur. Yalnız bu bölgede "Booking" vb. sitelerin pek de iyi işlemediğini belirtmek gerekiyor.
 




Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,933
Mesajlar
1,525,980
Kayıtlı Üye Sayımız
166,708
Kaydolan Son Üyemiz
Serseri Bey

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst