Orta Avrupa Seyahatİmİz Uçak+kİralik Araç İkİ Aİle 10 Gece 2300 Km. Ve 6 Ülke

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan kumita45 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 41
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 11,224
Yorucu ancak keyifli bir gezi olmuş paylaştığınız için teşekkürler.
Bizde sizin gibi gideceğimiz yerin önceden çok detaylı araştırmasını yapıyorduk, şehire vardığımızda hangi metro istasyonunda ineceğimizi,ne kadar yürüyünce hedefimizdeki yere varacağımızı biliyorduk fakat biraz sokaklarda kaybolmayı ve keşfetmeyi sevdiğimizden artık gideceğimiz yerin röntgenini çekmiyoruz:smiley:
 

Etiketler
Merhaba bugün yedinci gün 01.05.2018 Salı dün gece biraz geç yattık ama sabah saat 10:40 civarı eve yaklaşık 500 metre mesafedeki marketten taze ekmek ve birkaç eksik malzeme almak için ayaktayım, ardından ev ahalisi de uyanıyor ve kahvaltı, kahve faslından sonra aracımız ile saat 13:45 civarı evimize 7,5 km. mesafedeki dancing house hotelin önündeyiz, aracımızı hemen gözümüzün önüne park ücreti ödemeden kısa süre bırakıyoruz, dancing house hotelin önündeki köprüde ve etrafında yaklaşık 45 dakika eğleniyoruz ve ardından yine aracımız ile yaklaşık 1,5 km. mesafedeki Wenceslas meydanına geçiyoruz, aracımızı burada uygun bir yere bırakıp tüm gün gezmeyi planlıyoruz ama uygun bir yer bulamayınca internetten baktığımızda çok ta uzak olmayan Prag tren istasyonu yanındaki bir otoparka aracımızı park ederek tekrar 900 metre mesafedeki Wenceslas meydanına yürüyoruz, ardından 1,3 km. mesafedeki kafe Slavia’yada hem biraz dinleniyoruz hem de sıcak bir şeyler içiyoruz, Nazım Hikmet Prag’da 1956 ve 1958 yılları arasında yaşamış ve bu kafe Prag’da gitmeyi sevdiği yerlerden biriymiş, saatimiz 17:30 olmuş haydi şimdiki hedefimiz 600 metre mesafedeki Charles köprüsü, yaklaşık 01:45 dakika burada eğleniyoruz ve ardından 19:30 civarı yine 600 metre mesafedeki eski kent meydanındayız, biraz hızlı geçiyor gibiyim ama aslında her yeri doya doya dolaşıyoruz, hiç acele etmiyoruz, yani yine keyfimiz yerinde, tekrardan eklemek istiyorum gezdiğimiz mekanların tarihi ve kültürel özelliklerinden burada pek bahsetmiyorum, biz araştırdık, dersimize çalıştık geldik, hatta gezdiğimiz her noktanın başında, o noktanın tarihi ve kültürel özelliklerini daha önceden hazırladığımız ve cep telefonumuza kaydettiğimiz dokümandan okuduk, bu sayede o nokta ya da yapı ayrı bir anlam kazandı, devam edelim saat 20:30 civarı 500 metre mesafedeki barut kapısındayız, artık bugünlük yeter, akşam yemeğini ise bu sefer dışarıda yemeye karar veriyoruz, biraz etrafa bakınıyoruz acaba bize, kesemize, damak tadımıza uygun bir yer bulabilir miyiz diye, göremeyince aklıma öyle bir şey geliyor ki hatta kendim bile ihtimal vermememe rağmen cep telefonumdan açtığım Google uygulamasına sesli olarak “en yakın kebapçı” diyorum…:smiley: Biz en yakın Türkiye’de bir konum çıkacağını aramızda konuşurken 500 metreden başlayıp, 3-5 km. yarı çaplı alan içerisinde baya hatırı sayılır kebapçı, dönercinin olduğunu öğreniyoruz, buda kulağımıza küpe olsun, hemen bulunduğumuz yere 500 metre mesafedeki Ali Baba Kebapçısındayız, tezgahın arkasındaki genç çocuk bir Arnavut, Türkçe biliyor, siparişlerimizi veriyoruz, sıcak bir ortam, karnımız doyuyor, hatta küçük kızımın yediği yemeği bize ikram ediyor, teşekkür edip ayrılıyoruz, 1,1 km. mesafedeki tren istasyonuna bıraktığımız aracımız ile yine 7.9 km. mesafedeki evimize tahmini olarak 22:30 civarı varıyoruz, gün sonunda telefonumuz 11,6 km. yürüyerek yol kat ettiğimizi söylüyor bize, yarın görüşmek üzere….. 5a599749d0a43fe2766a58111c9fefbb.jpg d639cc266bbadacf8781515d5a27da16.jpg c44bf1db4a2242b088ceee0873c5b91f.jpg 02b96332c370a8b365170660c86d37d9.jpg 1252c23253b43b54869342919378911d.jpg 253cb42b571ebebfa94b0814d80ef984.jpg


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 


Sekizinci gün ile herkese merhabalar bugün 02.05.2018 günlerden çarşamba kahvaltılar yapıldı, azıklar hazırlandı, Prag’da ikinci gündüzümüz ve bugün Vltava nehrini karşıya aşıp çevre yolundan daha hızlı giderek 17 km. yol alarak Strahov Manastırı’yla günümüze başlıyoruz, saatimiz 13:00’ı gösteriyor, devamında manastır etrafından önce merdivenler ve ardından ağaçlık ve toprak bir alandan yürüyerek 900 metre mesafedeki Petrin gözetleme kulesine varıyoruz, eminim kuleden harika bir Prag manzarası vardı ama kuleye çıkmaya pek gözümüz yemedi ve vaz geçtik hemen aynı yoldan değil de keşfettiğimiz bir merdiven inişi ile daracık taş döşeli sokakları takip ederek, önce biraz aşağıya doğru, daha sonra hatırı sayılır yokuş yukarı sokaklardan çıkarak 1,4 km. mesafedeki Prag kalesine varıyoruz ama bu sefer erken yorulduk, kale yakınındaki Starbucks kafede soğuk bir şeyler içiyoruz, aynı zamanda biz kafenin çatısındaki açık alanda oturduğumuz için harika bir Prag manzarası yakalıyoruz, tavsiye ederim sizde öyle yapınız, kale girişine doğru ilerlerken meydanda kurulmuş bir yemek, içecek pazarını da, gezme şansı yakalıyoruz, aynı zamanda kale günümüzde Çekya Cumhurbaşkanı’na tahsis edildiği için girişi de baya hareketli, polisler tarafından bir kontrol noktası bulunuyor, x-ray cihazından geçiyorsunuz, eğer cebinizde, çantanızda kesici, delici bir alet yok ise problemde olmuyor, Kale içinde bulunan St. Vitus katedralini de ziyaret ettikten sonra son noktamız olan Nicholas Kilisesini de ziyaret ederekten yine kendimizi yaklaşık 1 km. mesafedeki Charles köprüsünde buluyoruz, saatimiz 17:30 oldu, aracımız da baya geride ve zorlu bir yokuş çıkışı sonrası bir alanda kaldı, hanımlar ve çocukları yormayalım diyoruz, onları eski kent meydanına yolluyoruz ve bir buluşma noktası belirliyoruz, artık sanki Prag’lı gibiyiz her yeri biliyoruz…:smiley: Biz beyler haydi arabamızı alıp gelelim, hanımlar ve çocuklar ile belirlediğimiz noktada buluştuktan sonra istikametimiz aslında ev ama yol üzerinde gördüğümüz bir AVM’ye girmek istiyoruz, araç ile girişte bariyer var, makine size bir bilet veriyor ve ne yazık ki ne kadar zaman olduğunu üzgünüm unuttum ama örneğin ilk 1 saat ücretsiz ama sonraki saatlerde belirli bir ücret ödüyorsunuz, AVM içerisindeki büyük marketten akşam için yiyecek, içecek, abur cubur, hediyelik falan bir şeyler aldıktan sonra saat 20:00 civarı evimizdeyiz, yarın istikamet hayallerimi süsleyen Avusturya’da Alp dağlarının eteğinde ve bir göl kenarında bulunan, size kendinizi bir masalın içerisindeymişçesine hissettiren Hallstatt’tayız yarın görüşmek üzere, evet gün sonu yani Z raporumuzu verelim 8,7 km. yürüyerek yol kat etmişiz.
 

Petrin gözetleme kulesi
61ecfdc66eea8a8b1db34d900605a048.jpg
Prag kale önündeki meydan köpek görünce dayanamıyoruz
2bca0888616ca6e5c10a43068b3b4575.jpg
Prag Kalesi
c9e048a8c5b5143dbd1ee1926cbf713b.jpg
St. Vitus Katedrali
fa1d8a8464b2828b351b51993b9a49db.jpg
Trdelnik
b6d3b30dfac2f488959b36cf5466b2cb.jpg
Charles Köprüsü üzerinde özellikle Türk’lerin çok ilgisini çeken bir heykel bulunuyor Osmanlı heykeli. Heykel Hristiyanlara birbirinize destek olmazsanız Türk’ler sizi esir alır zindana kapatır mesajı veriyor. Heykelde 2 aziz 3 tane zindana atılmış Hristiyan, zindanın kapısında esirleri satmak için bekleyen bir Osmanlı ve bir de köpek bulunuyor. Köprü üzerindeki 30 heykelin en popülerlerinden biri de bu heykel. Zindandaki Hristiyanların yakarışları ve dehşete düşmüş yüz ifadeleri de oldukça ilginç.
44c1a9104314504e0a97522947f2fc80.jpg


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
Son düzenleme:



Tekrardan merhabalar dokuzuncu gün ile karşınızdayım bugünün ismini “Aşk” koyuyoruz, çünkü bugün yolculuğumuz tarlalar dolusu sarı çiçekler ile başlıyor, Alp dağlarının eteğinde, göl kenarında masallardan çıkmışçasına, sanki gerçek değilmiş de, biz bir masala misafir oluyormuşçasına kapısını aralayıp bizleri kabul eden Hallstatt ile devam ediyor, tarih 03.05.2018 günlerden perşembe sabah saat 10:00 gibi aracımızı yüklemeye başlıyoruz ve 10:30 gibi tekerlek yaklaşık 370 km. mesafedeki Hallstatt’a doğru dönüyor, aslında bugün ki nihai hedefimiz, Alp dağlarını aşarak, yaklaşık 600 km. mesafedeki, sadece konaklama amacıyla kullanacağımız, Slovenya sınırları içerisinde bulunan, küçük bir kasaba olan Kranjska Gora’da bitiyor, Haydi bakalım yolumuza devam edelim, Çekya Avusturya sınırı yakınlarında bir free shop’ta mola veriyoruz hediyelik ve sparişlik çikolata ve içeceklerimizi alıyoruz ve aynı zamanda yolumuz üzerindeki tarım arazilerinde internetten araştırdığımda adını “yem şalgamı” olarak öğrendiğim çok güzel, göz alabildiğine sarı çiçekler eşliğinde yolumuza devam ediyoruz, tabi uygun bir noktada durup fotoğraf çekmeyi ve çekilmeyi de ihmal etmiyoruz, Avusturya’ya girdikten sonra ve Hallstatt’a yaklaştıkça doğa içerisinde ve aynı zamanda o doğa içerisinde yaşayan insanların masalların içerisinden fırlamış, çıkmışçasına oluşturdukları küçük köyler, kasabalar içerisinden hiç acele etmeden yavaş yavaş ilerliyoruz, yeşilin her tonuna şahitlik ediyoruz, her yer gözümüzün alabildiğine yeşillik, ağaç, orman, dağ ve göl suyunun aynı zamanda gökyüzünün mavisi ile bize doyumsuz bir yolculuk yaşatıyor, saat 15:00 civarı Hallstatt’tayız, köye kuzey tarafından bir tünel ile giriş yapıyoruz, tünelin tam ortasındaki ve tahminim yerel halkın kullandığı otoparkta kısa bir mola sonucu güzel fotoğraflar çekiyoruz, devam edelim tekrar aracımız ile tüneli tamamlayıp köyün güney girişine varıyoruz, aracımızı turist otoparkına bıraktıktan sonra (otopark fiyatları ile ilgili bir fotoğraf paylaşacağım) haydi gezmeye başlayalım, ara ara yağmur yağıyor ama umurumuzda değil, tam tersi yağmur sonrası aslında renkler çok daha canlı ve büyüleyici bir şekilde karşımıza çıkıyor, zaten ayaklarımız yere basmıyor, mutluluktan uçuyoruz, beklentilerimizin çok üzerinde bir yerdeyiz, sanki bir masalın içerisindeyiz, ben Hallsatatt’ı görmek o kadar çok istiyordum ki, Osman abim ile bu geziyi planlarken nasıl yapalım, nereden gidelim derken, abi dedim, “benim olmazsa olmazım Hallstatt, gerisini istediğiniz gibi planlayabiliriz.” dediğimi çok iyi hatırlıyorum, ve ben Hallstatt’taydım…:smiley: yıllardır o kadar çok internette fotoğraflarına baktım ve videolarını izledim ki her köşesini sanki daha önce gelmişçesine bilmeme rağmen, gerçeğinin içinde olmaktan aldığım zevki ve mutluluğu tarif edemiyorum, resmen büyülenmiştim, hani dedim ya beklentilerimin gerçekten de çok çok üzerindeydi burası, eşimin elini öyle sıkı sıkı tutuyordum ki, gözlerinin içine öyle aşkla bakıyordum ki anlatamam, çünkü biz bu yola beraber çıkmıştık ve beraber başarmıştık, tabi bu seyahatimizde yol arkadaşlarımız Osman abim ve Didem ablamın da haklarını asla öyle kuru bir teşekkürle ödeyemem, biz iyi bir takım olmuştuk, şimdi planımız doğrultusunda seyahatimize devam edelim, burada yaklaşık dört saat kaldıktan sonra, eşim ile tekrar Hallstatt’a gelmek üzere birbirimize söz verdik, yaklaşık olarak saat 22:30 gibi 200 km. mesafedeki Kranjska Gora’daydık, yarın istikamet Venedik…:smiley:
Günlük Z raporumuza gelince 7 km. yürüyerek yol kat etmişiz.

Amatör bir video ve fotoğraflar
Video: https://youtu.be/Gn23ykYXTCo

DSC_0550.JPG
DSC_0552.JPG
DSC_0542.JPG
DSC_0545.JPG
aracımızı yüklerken
IMG_3957[1].JPG
 
Son düzenleme:




Öncelikle gezip hoş geldiniz. Gezmekle de ne iyi ettiniz. Uzun süredir bakmamıştım. Gecenin bir vakti de olsa yazınızı görünce sonuna kadar okumaktan alamadım kendimi. Harika gezmişsiniz. Tabi yol arkadaşlarınızın da uyumu takdire şayan. Teşekkürler. Sizin ile bir kez daha gittim geldim bende. Gözlerinizi kapayınca o güzel yerlerde olmanızı o kadar iyi anlıyorum ki bu konuda emin olun yalnız değilsiniz. Bu gidişle Gül Baba'nın restorasyonu hiç bitmeyecek galiba. Navigasyon arada aklı sıra kestirmeden götürecek oluyor neyse iyi kurtarmışsınız. Zorlukları var elbet ama o yolların güzelliği de bir başka oluyor. Prag'a Astronomik Saati görmek için tekrar gittiğinizde Kaleye akşam üzeri çıkıp gün batışında Prag'ı seyretmeyi de unutmayın bence. Ayrıca o bölge gece ayrı bir güzel. Halstatt'ın güzelliğine gelirsek sözler yetersiz kalıyor değil mi? Bu arada Z raporunu çok tuttum :smiley: ancak valizde dondurulmuş köfteye aklım ermedi? :cool:
 



Uzun bir aradan sonra tekrardan merhabalar, son günüde yazarak gezi raporumuzu sonlandıralım, bugün günlerden 04.05.2018 Cuma, Kranjska Gora’dayız yeşillikler, doğa ve kuş sesleri içerisinde harika bir güne uyanıyoruz, kahvaltı sonrası aracımızı yükleyip, marşımıza bastığımızda saatimiz 09:10’u gösteriyordu, bugün ki istikametimiz 240 km mesafedeki Venedik, problemsiz geçen yolculuğumuz sonucu (18 euro’luk İtalyan otobanını saymazsak..:smiley:) saat 11:50’de tam gün ücreti 29 euro olan otoparkımıza aracımızı park ederek Venedik gezimize başlıyoruz.
Vaporetto gişelerinin önüne geldiğimizde biz Murano ve Burano adalarını da gezeceğimiz için tam günlük, yani daha ekonomik olan kişi başı 20 Euro olan (ama bizim sadece iki adet aldığımız..!) biletlerimizi aldık, vaporetto ile çok keyif aldığım büyük kanaldan devam ederek, San Marco meydanında sonlanan yolculuğumuzun ardından yürüyerek başlayan gezimiz, San Marco Bazilikası, Aziz Mark’ın çan kulesi, Dükler Sarayı, Ahlar köprüsü, karşıda sadece gözlemleyebildiğimiz Santa Maria Della Salute Bazilikası derken sırada Venedik’in sokaklarında kaybolarak, keyfince, dilediğimizce, gezerek, keyfini çıkarttığımız gezimiz, geçen senede yemek yediğimiz bir pizzacıda karnımızı tıka basa doyurmak üzere kısa bir mola ile devam etti, şimdi sırada adalar var, adalar iskelesinden bindiğimiz 12 numaralı vaporetto ile yolculuğumuz ne yazık ki artık zamanı fazlasıyla kaybettiğimizden dolayı Murano adasına uğramadan direk Burano adası oldu, Burano adasında ise yağmur altında kısa bir tur ile gezimizi meydan da bulunan bir kafeteryada birer kahve içerek sonlandırmak zorunda kaldık, geri dönüş ise yine 12 numaralı vaporetto ile Venedik’e geçtikten sonra yaklaşık 2,5 kilometrelik yürüyüş ile saat 20:30 civarı otoparkta sonlandı, şimdi ise hedefimiz yarın yani 05.05.2018 günü saat 13:50’de Budapeşte havalimanından kalkacak olan İstanbul uçağımız, varmak için bolca zamanımız ve 730 km lik yolumuz var, gece boyunca değişimli olarak kullandığımız aracımız ile sabah saat 07:00 civarı rent a car parking de aracımızı teslim etmek üzere hazırdık, tabi mesai henüz başlamadığı için teslimatımız 9 civarını buldu ve sonrasında bilet pasaport kontrolü, valiz teslimatı derken artık İstanbul uçağındayız ve geri dönüyoruz.
Biz gezdik geldik, çok keyif aldık, mutlu olduk, hoşumuza gitti, yorulduk, ama şikayet etmedik, başardık, sizlerde burada sabırla gezimi okudunuz teşekkür ederim, tekrar yine böyle gezilerde buluşmak üzere hoşçakalın...:smiley:
Not: Totalde ben ailem ile birlikte gezi boyunca her şey dahil 1520 Euro para harcamışız.

DSC_0673.JPG
DSC_0668.JPG
DSC_0662.JPG
DSC_0660.JPG
DSC_0655.JPG
DSC_0637.JPG
 


Öncelikle gezip hoş geldiniz. Gezmekle de ne iyi ettiniz. Uzun süredir bakmamıştım. Gecenin bir vakti de olsa yazınızı görünce sonuna kadar okumaktan alamadım kendimi. Harika gezmişsiniz. Tabi yol arkadaşlarınızın da uyumu takdire şayan. Teşekkürler. Sizin ile bir kez daha gittim geldim bende. Gözlerinizi kapayınca o güzel yerlerde olmanızı o kadar iyi anlıyorum ki bu konuda emin olun yalnız değilsiniz. Bu gidişle Gül Baba'nın restorasyonu hiç bitmeyecek galiba. Navigasyon arada aklı sıra kestirmeden götürecek oluyor neyse iyi kurtarmışsınız. Zorlukları var elbet ama o yolların güzelliği de bir başka oluyor. Prag'a Astronomik Saati görmek için tekrar gittiğinizde Kaleye akşam üzeri çıkıp gün batışında Prag'ı seyretmeyi de unutmayın bence. Ayrıca o bölge gece ayrı bir güzel. Halstatt'ın güzelliğine gelirsek sözler yetersiz kalıyor değil mi? Bu arada Z raporunu çok tuttum :smiley: ancak valizde dondurulmuş köfteye aklım ermedi? :cool:
Ne güzel şeyler yazmışsınız, çok teşekkür ederim, vallahi köfte nasıl dayanıyor ben anlamıyorum uzmanına bir sorayım..:smiley:
 






Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,662
Mesajlar
1,521,823
Kayıtlı Üye Sayımız
166,519
Kaydolan Son Üyemiz
cagatayuysal

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst