Ynt: Nükleere Hayır !
Yunus Bager'e katılıyorum.
Nükleer enerji bir ülkenin gelişmesi için son derece önemlidir. Ayrıca, uluslararası ilişkilerde de ülkenin gücünü, caydırıcılığını arttırır ve çıkarlar yaratır.
Malesef uluslararası ilişkiler ağaç, böcek, toprak, göl, deniz vs. gibi işlerle ilgilenmez. Tamam bu doğaya zararlı bir yaklaşım olabilir. Ancak realist bir
yaklaşım, ve realizm her zaman kazanır. Burada bizim yapmamız gereken nükleer enerjiye hayır demek değil, bu, işin kolayına kaçmaktır. Yapılması
gereken nükleer enerjinin doğaya nasıl en az şekilde zarar verebileceğini saptamak ve bu yönde çalışmalar yapmaktır. Savaşlar da dünyaya inanılmaz
zararlar verir, ancak hiç bir dünya savaşında kimse bunla ilgilenmedi ilgilenmez de. Malesef dünyaya realist düşünce hakimdir realizm de biryerde acımasızdır evet. Çünkü "gerçekler acıdır"
İşte bazı açıklamalarım,
CİNCİN' Alıntı:
Nükleer santral işletme ve enerji üretme maliyetleri diğer enerji kaynaklarından daha yüksektir araştırın göreceksiniz. Bir de bırakın yeni santral kurmayı, gelişmiş ülkeler (ingiltere Fransa ABD gibi ülkeler) kendi ülkelerinde ağır sanayi tesisi bile kurmuyor artık, ne varsa Çin'e Hindista'a taşıyorlar.
Hidroelektrik, rüzgar, dalga ve güneş enerjisi bedava ve sonsuzken doğalgaz, kömür ve nükleer enerji gibi şeylerden neden medet umuyoruz anlamadım gitti :-\
Bu arada siz nükleer santral inşa edilmesi konularını tartışadurun, Türkiye zaten İran'ın nükleer çöplüğü olmak için aday ülke olmuş durumda
http://www.ntvmsnbc.com/id/25036596/
Tabiki daha yüksek maliyetli tesisler bunlar, ama alınan randıman da o derece doğru orantılı olarak daha fazla. Cost effective durumu, yani harcadığın paraya değip değmemesi durumu, Yaptığınız harcamanın zararını ne kadar zamanda geri kazanıyorsunuz temelli bir düşüncedir..
3 kuruş daha fazla veririm daha kaliteli ürünü alırım demiyor muyuz biz bile günlük hayatımızda. Ayrıca koskoca coğrafyanın kaderini suya çamura nasıl bağlayabiliriz ? Bir depremle yol mol kalmıyor, yarın öbürgün Rüzgara, dalgaya güneşe ne olacağını garanti edebilir misiniz ? Bu enerji kaynakları sonsuz değildir.
Gelişmiş ülkeler tabiki yeni santraller, tesisler kurmaz (kendi topraklarında). Fransız otomobili Renault'u da biz üretiyoruz mesela (bildiğim kadarıyla). Herşey Çin'de yapılıyor vb. bu tamamen düşük işçi ücretleriyle ilgili birşey.
Saydığınız ülkelerin kişi başı milli geliri;
İngiltere : 46.500 $.
Fransa : 46.000 $
ABD : 47.000 $
Türkiye : 10.000 $
Adam kendi ülkesindeki insanının refahını zaten sağlamış, maddi manevi. Gazeteyi açtığında en büyük manşet "BÜYÜK FELAKET; KAYAK KAZASI"
şeklinde, böyle bir insana vereceğiniz işçilik ücreti ile bizim gibi gelişmekte olan ülkelerdeki işçilik fiyatı nasıl aynı olabilir ? Aynı işi neden daha pahalı işçilikle yaptrısın ülkeler ? [üretim konusunun hedef pazar vb. konular da etkilidir başka bir konu başlığıdır.]
Beğenmediğiniz İran'ın şuanki balistik füze atış kapasitesi güvenilir ve kesin olarak 900 Mil'dir.
Avrupa ve Asya'nın tüm noktalarını vurabilecek bir güç demek olan 3.500 Millik füzeler ise test edilmemiştir ama bu kapasiteye sahip oldukları düşünülmektedir. (kapasite olarak dünya'da 7. sıradalar)
Jeopolitik olarak belki de dünyanın en önemli yerinde bulunan ülkemiz Türkiye'de ise balistik füze atış kapasitesi 100 Mil'dir. Taşla toprakla bu kapasiteyi arttıramazsınız..
Iran'ın bu üstünlüğü nükleer çalışmalara verdikleri önem sayesinde oluşmuştur. Ayrıca dünyaya karşı olan duruşunu da biliyoruz(bknz: caydırıcılık).. *
-----Alıntı-----
Dünya'da çalışır halde 439 nükleer santral varmış. Avrupa Birliği ülkelerinde 147, ABD'de 104 reaktör çalışıyormuş.
ABD, Fransa, Japonya, Rusya, İngiltere, Kuzey Kore, Kanada, Almanya, Hindistan, Ukrayna, İsveç ve Çin 10'dan fazla nükleer santale sahip olan ülkeler.
(aşağıdaki bağlantıdan listenin tamamına bakınız)
Fransa, elektrik üretiminin %80'ini nükleer enejiden sağlıyormuş. Fransa'da şu anda inşası süren bir reaktör ve teklif aşamasında olan bir reaktör daha varmış.
Hali hazırda nükleer santrale sahip olan ülkelerin neredeyse tümünde inşası süren yada planlama aşamasında olan yeni santraller var.
Bu bilgileri aldığım listeye şu adresten ulaşabilirsiniz;
http://en.wikipedia.org/wiki/Nuclear_power_by_country
Nükleer karşıtı eylemcilere karşı şiddet kullanılmasını kesinlikle tasvip etmiyorum.
Tam olarak bilmiyorum, aranızda bilen varsa ve anlatırsa sevinirim; Fransa nükleer santrallerini inşa ederken nükleer karşıtları neler yapmışlar?
Fransa bunlara ne yapmış? Avrupa'da toplam 147 adet reaktör çalışırken, Dünya'da toplam 439 reaktör çalışırken,
bizim kuracağımız reaktör tüm dünyayı bir anda riske mi sokacak ?
Ben ifade özgürlüğünün yanındayım. Protesto etmek isteyen etsin ama bu protestoların ardındaki mantığı anlamıyorum.
-----Alıntı-----
CİNCİN' Alıntı:
Nükleer enerji zaten işletme maliyetleri açısından pahalı, yani gelişmişlik ve ucuz enerji ile yakından uzaktan alakalı değil. Termik santraller ise zaten küresel ısınmamnın birincil sorumlusu. Rüzgar, güneş ve su gibi kaynaklar varken karbon ve nükleer bazlı enerji kaynaklarına karşıyız.
Çin'in ABD'nin ve Rusya'nın ekeonomik gelişme için bizim gibi küçük ülkeleri ne hale getirdiği ortada. İstanbulda aylardan Ocak ve dışarıda hava 18 derece daha kar yağmadı. Bu sizce normal mi? Lütfen biraz bilinç!
Bu kaynaklar tüm sanayi ve ev tipi tüketim ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayacaktır. Ancak özellikle güneş enerjisinde her gün teknoloji gelişiyor ve ucuzluyor. On yıl sonra potansiyelinden daha fazla yayarlanabiliyor olacağız.
Cost effective, yani harcadığın paranın verimli bir şekilde kısa vadede yararını gösterip göstermemesi durumundan bahsettim. (fiyat/performans - fiyat/kalite)
Yıl 2010, zaman herşeyden önemli, şirketler fabrikalar zamanla yarışıyor her konuda.. Rüzgar , güneş ve su enerjisinin getirileri ve randımanı, bu tarz
enerjilerle karşılaştırılamayacak derecede verimsizdir. Bir ülke düşünebiliyor musunuz kalkınma gücü güneş enerjisine bağlı olsun ? Yok öyle bir ülke.
Ayrıca nükleer enerji tehlikeli kirli vb. şeklinde argumanlar var. Bu argumanların en çok bilinen örneği de tabiki Çernobil. Çernobil kazası 1986 yılında gerçekleşti. 24 sene olmuş.. Teknoloji ise hergün, her saat gelişiyor. Teknolojinin şimdiki imkanları şartları çok farklı, çok gelişti. Bence dünya teknolojisi 1986'ya kıyasla 2010 yılında çok daha güvenilir.
Öteyandan, iklim uzun vadede daima değişen birşeydir. Bir iklimin değiştiğini "sanmak" için de 1 ya da 2 senenin iklimine bakılmadığını biliyorsunuzdur. (Sanmak diyorum çünkü bilinemez, iklimlerdeki kaymalar kesin bir kanıt göstermez asla, misal Türkiye'nin büyük bölümünde belki kar yağmadı ama Avrupa, Amerika son 30 yılın en sert kışını yaşıyor.)
Ayrıca iklimlerin değişen bir olgu olduğundan bahsettim. Tabiki bunda insanın rolü var. Ancak öyle sanıldığı gibi büyük bir rol değil bu.
Dünya herzaman kendisini dengeler. Bir yanardağın patladığı anda sera etkisi yapan ne kadar karbondioksit ve zehirli gaz salınımına sebep olduğu hakkında bir fikriniz var mı ? Ancak yanardağ lavları da selenyum açısından zengin olduğu için son derece verimli topraklar yaratır ve canlılık tekrar devam eder, oluşan bitkiler de tekrardan oksijen üretmeye başlar..
Demek istediğim, dünya bile kendi sisteminde bazen zarar verici roller oynar.
İnsanların da yaşamlarını devam ettirip hayat standartlarını arttırabilmesi için malesef bazen zarar veren rolu oynaması gereklidir. Tekrar ediyorum, insanlara düşen görev, bu işlemlerin doğaya verdiği zararı nasıl en aza indirilmesi hakkında kafa patlatmaktır. Yerlere izmarit çöp vb. atmak dünyaya çok daha fazla zarar veriyor.
Greenpeace'e de asla güvenmiyorum ve samimi bulmuyorum. Kimler, ne için, kim adına çalıştırılıyorlar ve kim tarafından çalıştırılıyorlar ?? Bireysel olarak varolan doğaya saygısızlığı konuşsak, teknolojinin zararları devede kulak kalır.
Okuyan herkese teşekkürler..
___________________
*C. Pevehouse, Jon. International Relations . Eight Edition. United States: Pearson Longman, 2009. 206.