.
Benimkisi polemiğe yol açmamayı ümit ederek, yalın ve temel geçerli bir amortisman hesabı ile, sadece herşeyi politize etme iştahının anlamsızlığına gönderme yapmaktı...
Üstelik İskandinavya'da dediğiniz gibi ücretler oldukça yüksek ve herşey çok pahalı ama bildiğim üzere 13 misli olmadığına, siz de hak verirsiniz sanırım ?
Herneyse izninizle konudan biraz ayrıldık ama her muhabbete olduğu gibi tad, biraz da bunlarda oluyor.
Muhakkak sizin tecrübelerinizle de örtüşüyordur ama belki kulak misafiri olan bazı katılımcıların da ilgisini çekebilir, biz mesela yemek kültürleri farklı olan ülke seyahatlerimizde olabildiği kadar oraların alışkanlıklarına uymaya çalışıyoruz. İskandinavya için Türkiye'de de olan Wasa ekmeği veya somon balığı aklıma geliyor. Kurutulunca tadı orantısız kaçan somon balığı dilimleri için kalınlığına da bağlı olarak, oda sıcaklığındaki malzemeyi, iki tarafı üzerlerine sürülmüş sadece birkaç damla yağla, yüzlerini kahve ateşinden bile daha az açık ocakta 1/3 lerini geçirmeyecek şekilde 2-3 dakika kadar karavanın içinde bile koku vermeden pişirerek, sulu dolayısıyla enfes sonuçlara ulaşmak mümkün. Francala, roka salatası ve beyaz şarapsız zulüm ama yine de olsun.
Mayasız lavaş ekmeği, ezine beyaz peyniri, zeytin bitmeye yüz tutunca, yanımızdaki kuru yemişler, reçel ve bulabildiğimiz meyvalarla müsli moduna geçiyoruz. Ya da rasyonu idareli kullanmak açısından arada bir de olabilir. Özellikle ekmeğin bize göre tatsız, pahalı hatta bulunamadığı ülkelerde katık fonksiyonunu en uygun makarna, pirinç ve bulgur yapıyor. Makarnanın haşlama suyunun ise gri su deposu sakini bakterilere bayram yaptırdığı unutulmamalı.. Herzaman çeşitli ve kusursuz pişen bulgur ise favorimiz.
Galiba yazdıklarım biraz malumun ilamı oldu.
Tekrar herneyse diyelim..
Heriki bakımdan da iyi havalar, dolayısıyla zevkli yolculuklar dileklerimle, yolunuz açık olsun...