Kusura bakmayın. Yazdıklarınızı yanlış anladım o zaman. Hayırlı akşamlar.
.
Gayet güzelmiş. Dışarıda yaşadığımdan haberim yoktu.
Bu sistem kaç senedir yürürlükte ?
Pardon şimdi buldum. 12 senedir faaliyetteymiş.
Peki hakkıyla kullanılıyor mu ?
Yani başınızı ağrıtıyorlar mı ?
Gerçi yazmışsınız ama..
Wiki de şöyle diyor:
CİMER (Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi), 20 Kasım 2006 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak faaliyete geçen, yurttaşların talep, ihbar ve şikâyetlerini doğrudan başbakanlığa iletebilmesi amacıyla kurulan bir web servisidir. Bu portalla Türkiye Cumhuriyeti Devletivatandaşları 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ve 3071 sayılı Dilekçe hakkı kanunu kapsamındaki haklarını kullanabilmektedir. Yapılan başvuruların değerlenmeye alınması için TC kimlik numarası, ad-soyad ve adres bilgilerinin eksiksiz ve doğru bir şekilde girilmesi zorunludur. CİMER'e telefon ve mektupla da başvuru yapılması mümkündür. Yapılan başvurular sistem tarafından otomatik olarak üretilen başvuru numarası ile takip edilebilmektedir. 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren BİMER hizmeti, CİMER olarak değiştirilmiştir.
Peki, bütün buraya yazanların bu olanağı ıskalamasının bir sebebi mi var acaba ?
.
.
Belki talep için son iki metnin birleştirilmesi de düşünülebilir ?
Yasal durumun ana metinden ayrı yer almasının, konunun yalın sunumuna faydası olmalı ?
..............….....................................................................
Motokaravan dönüşümü yapılan araçlardaki seyahat koltuğu sayısının TSE'ce 1+2 olarak kısıtlanması hakkında
Sayın kurum yetkililerine.
Motokaravan M1 sınıfı yani yolcu nakli için kullanıma müsait sınıfta olmasına rağmen, yaşam alanında yolcu taşınamayacağı gerekçesiyle, panelvan ve minibüs araçların motokaravan dönüşümünde yapmak istediğimiz yolcu koltuğu değişikliğinde (koltuklarımız standartlara uygun ve araç üreticisinin kendi koltuğu olmasına rağmen) 1+2 kişiden fazlasına izin verilmeyeceği TSE yetkililerince tarafımıza söylenmektedir.
Bu durum motokaravanların en fazla 1+2 kişi olarak dizayn edilerek, ruhsata işletilebileceği anlamıyla, üç kişiden kalabalık ailelerin motokaravan sahibi olmasına engel teşkil edip, ayrıca ailenin küçük bireylerinin ön koltukta seyahat etmeleri kanunen yasak olmasına rağmen, ailelerin buna mecbur bırakılması anlamına gelmektedir.
Yasa koyucu tarafından motokaravanların sadece 2 en fazla 3 yetişkin araçı olarak hedeflenmesinin akla, gerçeğe ve devletin aile görüşüne de uygun olmadığı halde, uygulamanın aksi yönde olması bizi ve çoçuklarımızı mağdur etmektedir.
Bütün uyum yasalarına rağmen, karavancılık kültürünün gelişmiş olduğu AB ülkeleriyle aramızda olan bu farkın, yasal dayanağını bulamadığımız yorum farkından ileri geldiğini düşünmekteyiz.
Mevcut yasa ve yönetmeliklerden hangisinin motokaravanların azami 1+2 kişilik olarak sınırlandırıldığının tarafıma bildirilmesini, yokluğu durumunda ise TSE şubelerinin başvurularımızı yasaya uygun olarak karşılaması için açıklayıcı bir yazının tarafıma gönderilmesini, saygılarımla talep ve arz ederim.
Bilinen yasal çerçeve:
Koltuk ekleme projesi ile panelvan tipi araçlara Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmeliğindeki şartları sağladığı takdirde koltuk eklenebilmektedir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği 2. Bölüm c Fıkrası madde 19) “Kamp Taşıtı: Yük taşımasında kullanılmayan; iç dizaynı tatil yapmaya uygun teçhizatlarla donatılmış, hizmet edebileceği kadar yolcu taşıyabilen SA kodlu motorlu araçtır ”
Karayolları Trafik Yönetmeliği 2. Bölüm d Fıkrası madde 5.1) Motorlu Karavan: En az aşağıdaki ekipmanları kapsayan, yatacak yeri olan özel maksatlı M sınıfı SA kodlu motorlu araçtır.
(i) Koltuklar ve masa,
(ii) Koltuklardan dönüştürülebilecek uyku yatağı,
(iii) Yemek pişirme imkânları,
(iv) Depolama/Saklama imkânları.
Bu ekipmanlar oturma bölümüne sabit olarak monte edilir; ancak masa kolayca çıkarılabilecek şekilde tasarlanabilir.“ şeklinde tanımlamaktadır.
Emniyet Genel Müdürlüğü çocuklar için güvenlik önlemlerinden bahsederken; “...Bütün çocuklar için en güvenli yer arka koltuktur. Çocuk koltuğu kolayca monte edilebilecekse, çarpma noktasından en uzak yer olan arka koltuğun orta kısmına takılması tavsiye edilmektedir. Çocuklar çarpma noktasına ne kadar uzak olurlarsa o kadar güvenlidirler” Özellikle önden çarpmalarda yaklaşık % 29 oranında daha güvenlidir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinde “M1, M1G, N1, N1G, N2 ve N3 sınıfı araçlarda 150 cm’den kısa ve 36 kg’ın altındaki çocukların taşınması sırasında çocukların ağırlığına uygun bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan çocuk bağlama sistemlerinin kullanılması zorunludur. Ancak, 135 cm’den uzun çocuklar çocuk bağlama sistemleri yerine ön koltukta oturmamak şartıyla diğer koltuklardaki emniyet kemerlerini kullanabilirler.” Demektedir.
12 yaşından küçük çocukların hiçbir şekilde; ne ön koltukta tek başına, ne de ön koltukta yolcunun ve sürücünün kucağında oturtulmaması gerekiyor. Çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Onları ne kadar iyi korursak geleceğimiz o kadar sağlam olacaktır. Çocuklar fiziki olarak zayıf olduklarından en basit kazada bile büyüklere oranla daha fazla zarar görürler. Bundan dolayı tüm dünyada çocukların ön koltukta oturması yasaktır.
.........................................................................................
Gerçi metinde “bu durumda milletimize tavsiye edilen çoçuk sayısına” ulaşmamızın zorluğundan bahsedilebilir yahut başvuruyu e-mail ve faks yerine mektupla yapanlar, üzerine gözyaşı yerine birkaç su damlası damlatabilirler ama sanırım yine de konuyu abartmamakda yarar var ?
.
.
.
Sevgili @janberkaydemir ,
aslında benim beklentim de sizinkinden farklı değil. Bizi sevindirecek dediğiniz gelişmeye, hemen ulaşılacağını sanmıyorum. Zaten bu güne kadar alınan cevaplarda şekil olarak prosedüre uyulduğu izlenimi verilmeye çalışılsa bile, ruhen eski bürokrasi anlayışının devam ettiği görülmekte. Bence çağdaş bir bürokrasiye, böyle ikircikli bir durum arkasına saklanmak yakışmıyor..
Yanılmak, vatandaşın olduğu kadar, devletin de hakkı..
Fakat bilmem fark ettiniz mi ? Biz şu an dilekçemizin toplu karakteriyle bile kazançlı duruma geçmiş bulunuyoruz. Bildiğim kadarıyla bu güne kadar dernekler hariçinde bu konularda hiçbir toplu (?) hareket olmamışdı.
Artık karavancılar soyut değil, somut bir topluluk !
Hem onların, hem de daha önemlisi kendi gözlerimizde...
Bence bizim karavancılar da artık, her çeşit arızada giyilecek sarı yelekleri olması gerektiğini düşünmeye başladılar..
Buyurun, Petition’da güne 122 katılımcı ile başlıyoruz..
.
Ekli dosyayı görüntüle 508376
...
Hareketin devamı için de düşündüklerimiz var.
Ama herşey sırasıyla..
.
TSE, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı olduğundan Bakan ve Kuruma Tweetter ve İnstsgramdan da mesaj iletilebilir.
257 yi bulduğunu , nerden görüyorsunuz
.
