Milano - Como Gölü - Venedik Gezi Notları (25-28.kasım.2017)

[vata]

Katedralin içinden fotoğraflar

 

[vata]

Katedraldeki geziyi tamamlayınca 250 basamaklı merdivenleri ya da asansörü kullanarak çatıdaki terasa çıkıp şehri bir de buradan seyretmek daha iyi olacaktır.Her gün,08-19 saatleri arasında açık olan Duomo Katedrali yanı sıra Duomo Müzesi ve San Gottardo Kilisesi'ni ziyaret etme imkanı veren giriş bileti 3€ olup,bilet fiyatı terasa merdiveni kullanarak çıkarsanız 7€ ve asansörle çıkmak isterseniz de 13€ olmaktadır.Bilet satış yeri katedralin solunda Duomo Müzesi yanında bulunmaktadır.

Katedralin sol tarafında Duomo Müzesi(=Grande Museo del Duomo) ve San Gottardo Kilisesi(=Chiesa di San Gottardo) yer almaktadır. Katedral için satın aldığınız biletle buraları da ücretsiz olarak gezmek mümkündür. 1953'te kurulan Duomo Müzesi,büyük bir restorasyon sonrası 2013 yılında açılmıştır.Bu müze günümüzde,katedralin yapım aşamasında kullanılmış heykeller,goblenler,pişmiş kilden yapılmış terra cotta modelleri,tablolar ve vitraylardan oluşan pek çok esere ev sahipliği yapmaktadır.Her gün 10-17.30 arası açık olan müzeyi jet hızıyla gezdik.















Duomo Müzesi

 

[vata]

Başlangıçta bir dukalık şapeli olarak düşünülen ve inşasına 1330 yılında Visconti ailesi tarafından başlatılan San Gottardo Kilisesi,1336 yılında bitirilmiştir.Barok ve gotik mimari unsurların kullanıldığı ve günümüzde Duomo Müzesi'nin arkasında yer alan bu kilise,2015 yılında tamamlanan kapsamlı bir restorasyon sonrası ziyarete açılmıştır.Kilise bahçesinde yer alan sekizgen şekilli ve saatli çan kulesi(=campanile delle ore) ise halka açık ilk saat kulesi olması bakımından önemlidir.Her gün 08-16 arasında açık olan kiliseyi gezme süresi dolduğundan fotoğrafını resmi internet sitesinden indirdim.







San Gottardo Kilisesi ve çan kulesi







Duomo Müzesi ve arkasında görülen San Gottardo Kilisesi'nin çan kulesi

 

[vata]

Duomo Müzesi'nin sol tarafındaki Arengario Sarayı(=Palazze dell'Arengario) içinde yer alan ve 2010 yılında hayata geçirilen Novecento Müzesi(=Yeni Yüzyıl Müzesi),içinde yirminci yüzyıl İtalyan sanatının önde gelen dört bin civarında eserini ve modern sanat koleksiyonları barındıran önemli bir müzedir.Her gün 09.30-19.30 saatleri arasında açık olan müzenin giriş ücreti 5€'dur.











Novecento Müzesi



Duomo Meydanı’nın tam ortasında yer alan Vittorio Emanuele II Abidesi(=Monumento a Vittorio Emanuele II ) 1896 yılında yapılmıştır. Mermerden yapılmış iki aslan heykelinin çevrelediği ve bronz bir tabanın üzerinde yer alan bronzdan yapılmış bu atlı heykeli yapan Ercole Rosa tıpkı Galleria’nın mimarı Mengoni gibi eserinin tamamlandığını göremeden hayatını kaybetmiştir.







Vittorio Emanuele II Abidesi

 

[vata]

Duomo Meydanı'nındaki bir başka önemli bina ise katedralin sağında yer alan ve dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biri olarak kabul edilen Galleria Vittorio Emanuele’dir.La Rinascente adlı alışveriş merkezinin yanında yer alan ve bir ucu Duomo Meydanı’na diğer ucu La Scala Operası’nın bulunduğu Piazza della Scala'ya bakan dört katlı bu kapalı çarşı,İtalya Krallığı'nın ilk kralı olan II.Vittorio Emanuel adına 1865-1877 yılları arasında yaptırılmıştır.Eserin mimarı olan Giuseppe Mengoni, 19.yüzyıl mimarisinin yaygın bir özelliği olan cam kaplı ve çelik tavanlı olarak dizayn ettiği sekizgen şekilli binasının açılışından kısa bir süre önce iskeleden düşerek öldüğünden eserinin açılışını görememiştir.Galleria'nın bir benzeri de Kral Umberto adına 1891yılında Napoli şehrinde yapılmış olup Galleria Umberto I adını taşımaktadır.











Katedralin hemen sağında yer alan Galleria Vittorio Emmanuele II ve onun da solunda görülen La Rinascente alışveriş merkezi

 

[vata]

Galleria,içerdiği sayısız restoran ve toplantı mekanı nedeniyle halk arasında İl Salotto di Milano(=Milano'nun çizim odası) olarak da anılmaktadır.Hatta Milano Belediyesi, 2012 yılında,binanın ruhuna aykırı düştüğü gerekçesiyle burada yirmi yıl süreyle faaliyet gösteren Mc Donald's restoranının sözleşmesini yenilemeyerek çıkartmış ve yerine ikinci bir Prada mağazası açılmasına izin vermiştir.















Galleria’nın içinden fotoğraflar ve en altta Piazza della Scala’ya açılan kapısı

 

[vata]

Galleria’nın içinde açıldığı günkü dekoruyla yer alan ilk Prada mağazası















Etiketlerdeki rakamlar çok yüksek olunca biz de vitrinleri seyrettik . Zaten Milanolular da "sadece turistler Vittorio Emanuele’den alışveriş eder" diyerek kendilerinin o yüksek rakamları ödemediklerini ve markaların indirim ve seri sonu mağazalarını tercih ettiklerini belirtmektedirler.

 

[vata]

Alışverişten ziyade son derece etkileyici mimarisini görmek için gidilmesi gereken merkezin inşasına İtalyan birleşiminin çalkantılı döneminde başlanması mimar Mengoni’nin eserini İtalyan birliği ve gücünü simgeleyen ögeler ile süslemesine yol açmıştır.

Bunların içinde Asya, Avrupa,Amerika ve Afrika'yı temsil edenler ile tarım, bilim,sanat ve endüstriyi temsil eden mozaikler ilk akla gelenlerdir. Binanın koridorlarının kesişme noktasında ve cam kubbenin tam ortasında ise İtalyan Krallığı' na başkentlik yapmış üç şehir Torino,Roma ve Floransa ile Milano’nun sembolleri bulunmaktadır.Bunlardan Torino'yu temsil eden boğa figürünün testisine sol ayak topuğu ile basarak gözünüz kapalı bir şekilde etrafınızda dönmenin şans getirdiğine inanılmaktadır. Kaç kişiye şans getirmiştir bilinmez ancak binada yer alan diğer mozaiklerle kıyaslanınca bu mozaik bir hayli aşınmış halde idi.















Galleria tabanında yer alan ve İtalyan şehirlerinin armalarını simgeleyen mozaikler







Bu da Torino’yu temsil eden ve malum bölgesi üzerinde defalarca dönülme nedeniyle aşınmış mozaik

 

[vata]

Dört girişi bulunan Galleria’nın Duomo tarafından girilince tam karşısında yer alan kapısından çıkınca Milano’nun sanat merkezi olarak kabul edilen Scala Meydanı(=Piazza della Scala)’na geçilmektedir. Galleria'dan çıkınca solunuzda La Scala Tiyatrosu (=Teatro alla Scala) sağınızda Marino Sarayı (=Palazzo Marino), karşınızda İtalya'nın Galerileri (=Gallerie D'İtalia) ve ortasında Leonardo da Vinci Anıtı(=Statua di Leonardo da Vinci)'nın yer aldığı minik bir park görülmektedir.











Leonardo da Vinci Anıtı



1872 yılında ve mermerden yapılmış anıtta Leonardo da Vinci ile yetiştirdiği Cesare da Sesto,Andrea Salaino, Gioantonio Boltraffio ve Marco D'oggiono isimli hepsi Lombardiya kökenli olan en iyi dört öğrencisinin heykelleri bulunmaktadır.

 

[vata]

Bu anıtın sağ tarafında yer alan Marino Sarayı(=Palazzo Marino),1553 yılında Cenovalı tüccar Tommaso Marino adına inşa edilmiş olup 1861 yılında Milano Belediye binası olarak hizmete açılan bina,günümüzde pazartesi ve perşembe günleri ücretsiz rehberli turların yapılabildiği bir müze olarak ziyarete açıktır.

Anıtın karşısında,Marino Sarayı ile La Scala binası arasında kalan bölgede, İtalyan Ticaret Bankası(=Banca Commerciale İtaliana) adına 1906-11 yılları arasında neoklasik mimari tarzında inşa edilmiş ve günümüzde içinde İtalya'nın Galerileri(=Gallerie d’Italia) adlı sanat merkezinin faaliyet gösterdiği bina bulunmaktadır.Bankaya ait demirbaşların aynen korunduğu galerilerde yer alan on üç bölümde, 18.yüzyıl sonu ile 20.yüzyıl başlangıcı arasındaki İtalyan sanatçılara ait sanat eserleri sergilenmektedir. Pazartesi hariç her gün 09.30-19.30 arasında açık olan binayı ziyaret etmek için yetişkinlerden 10€ ücret alınmaktadır.







İtalya'nın Galerileri binası



[/url]



Marino Sarayı

 

[vata]

Piazza Scala'da yer alan La Scala Tiyatrosu binası, dünyanın en büyük ve en ünlü opera binalarından biridir.Milano'da Aralık-1717'de perdelerini açan Dukalık Tiyatrosu(=Teatro Regio Ducal)'nun Şubat-1776’da yanması üzerine Avusturya-Macaristan İmparatoriçesi Maria Teresa'nın emriyle inşasına başlanan bu mütevazi görünümlü bina, Ağustos-1778 tarihinde tamamlanmış olup o tarihten bu yana hem opera hem de tiyatro sahnesi olarak faaliyet göstermektedir.Yıl içerisinde bir çok temsilin sergilendiği binada,ayrıca operanın tarihine dair eserlerin sergilendiği La Scala Müzesi(=Museo Teatrale alla Scala);müzisyen, teknik personel ve dansçı yetiştirilen Gösteri Sanatları Akademisi (=Academia alla Scala) ve klasik balenin en önemli okullarından biri olan La Scala Akademi Bale Okulu(=Scuola di Ballo dell'Academia alla Scala) da bulunmaktadır.

Mimar Giuseppe Piermarini'nin eseri olan ve iki bin seyirci kapasiteli La Scala'da yıllarca maaş karşılığında çalışan Puccini,Verdi,Bellini ve Rossini gibi ünlü sanatçılar pek çok eserlerini burada sahnelemişler ve dünyaca ünlü Othello,Madam Butterfly gibi opera eserlerinin bir çoğunun prömiyeri burada gerçekleşmiştir. La Scala'daki gösteriler,her sene San Ambroso günü olarak kutlanan 07.Aralık'ta başlamaktadır.Yolunuz 7.Aralık'tan sonra bu şehre düşerse,bir zamanlar Maria Callas,Luciano Pavarotti, Placido Domingo ve ülkemizden Leyla Gencer gibi ünlü sanatçıların konser verdikleri bu mekanda bir gösteri ya da konser izlemek fırsatı da bulabilirsiniz.Bunun için biletinizi önceden satın almak ve en az 20€'yu gözden çıkarmanız gerekmektedir.

Ayrıca,büyükler için 7€ ve 12 yaş üzeri öğrenciler için 5€ olan giriş ücretini ödeyerek saat 09-17.30 arası ziyarete açık olan binayı sadece gezmek de mümkündür.Biz ikisini de yapamadığımızdan gece ve sabah birer fotoğrafını çekmekle yetindik.














La Scala Tiyatrosu binası

 

[vata]

Bundan sonra Galleria Vittorio Emanuele'ye geri dönüp Via Ugo Foscolo'ya açılan diğer kapısından çıkınca köşedeki Ferrari mağazasını ziyaret ettik.























Ferrari Mağazası'nda bu marka hakkında aklınıza gelen her ürün bulunmakta hatta isteyenler için alt katta simülasyon amaçlı araçlar bile mevcut.Tabii bu aracın içine sığma ihtimalim bulunmadığından bir hatıra pozu verip bir kaç basit hediyelik satın aldıktan sonra ayrıldım.

 

[vata]

Saat sekizi geçmiş ve iyice acıkmıştık.Bu mağazadan sonra hemen elli metre ilerideki Santa Radegonda Sokağı(=Via) üzerinde yer alan Luini'ye gittik.Milano’nun en popüler ayak üstü atıştırmalığı içi domates, mozzarella ya da başka peynirlerle doldurularak kızartılmış mayalı bir hamur olan panzerotto ve bunun için en iyi adres ise Via Santa Radegonda,16 adresindeki Luini'dir.

Bizdeki pişiye benzeyen panzerotto, aslında güney İtalya'ya has bir yiyecek olup Calzone denilen kapalı pizzanın daha yumuşak hamur ile ve daha küçük boyda yapılmış olanıdır. Bu minik dükkan önünde upuzun kuyrukta beklemek biraz sıkıcı olsa da kısa süre içinde kavuştuğunuz ve tanesi 2.5€ olan sıcacık panzerotto keyfini ve özellikle mozzarella peyniri +domates (=pomodori) ya da ricotta peyniri+ıspanaklı(=spinaci) olanları ıskalamayınız derim.
























Luini ve meşhur panzerottosu

 

[vata]

Hamur işi ile açlığımızı giderdikten sonra bir de İtalyan dondurması (=gelato) deneyelim dedik. Luini'nin karşısında yer alan Cioccolati İtaliani bunun için iyi bir seçenektir. Yine kısa süreli bir kuyruktan sonra tanesine 4€ ödediğim kornette dondurma pahalı ancak keyifliydi.















İtalyan dondurması

 

[vata]

Bundan sonra,Galleria Vittorio Emanuele’nin önünden başlayan ve Milano'da lüks alışverişin kalbinin attığı Corso Vittorio Emanuele adlı caddeye döndük.Bu cadde üzerinde Zara,North Face,Mango gibi ünlü markaların mağazaları yanı sıra yüz elli yıllık geçmişe sahip La Rinascente gibi bir çok ünlü markanın dükkanların bulunduğu alışveriş merkezleri yer almaktadır.Hem fazla yürümeden dizaynı ve kalitesi tartışılmaz İtalyan tekstil ürünlerini hem de en üst kattaki market bölümünden İtalyan tatlarını satın alma imkanı sunduğundan La Rinascente,Milano’yu kısa süreliğine ziyaret edenlerin alışveriş yapmaları için biçilmiş kaftandır.

Milano,bir moda ve tekstil merkezi olmakla beraber etiketler bizim için fazla yüksekti.Bu nedenle 2016 yılında dünyanın en iyi alışveriş merkezi seçilen ve anlamı yeniden doğuş olan yedi katlı ve prestijli La Rinascente mağazasını kısa sürede dolaşıp binanın çatı katında yer alan ve Duomo manzarası sunan Obika Restoran'a çıktık.





























La Rinascente Mağazası

 

[vata]

Fast food akımına karşı olan bir çok Akdeniz ülkesinde buna karşılık olarak slow food uygulaması geliştirilmiştir.Bu akımın öncülerinden olan İtalyan halkı da gece 21'den sonra oturulan ve iki üç saat süren akşam yemeğini tercih etmektedir.Milano’da çalışanların önemli bir bölümü akşam iş çıkış saatlerinde evin yolu yerine,midelerini akşam yemeğine hazırlamak amacıyla 18-21 saatleri arasında Aperitivo Milanese adı verilen bir uygulamanın bulunduğu barların yolunu tutmaktadırlar.

Bir çok ülkede "happy hour" olarak yapılan bu uygulamada,ilkin 10-15€ ödeyip aperol, prosecco, martini veya campari gibi acımsı fakat hafif olan içkiler ya da negroni sbagliato(=prosecco,kırmızı vermut ve aperol) veya en çok tercih edilen spritz(=aperol ve prosecco) adlı kokteyllerden birini satın alıyorsunuz.Bu içkiyi alınca,bardaki bankonun üzerindeki çeşitli salatalar,zeytin-peynir çeşitleri,soğuk etler,çiğ balıklar, brusketta denilen ve mozarella,domates, fesleğen,balzamik sirke ile hazırlanmış sarımsaklı kızarmış ekmekler ve çiketti(=cicchetti) denilen minik kanepelerden ilave bir ücret ödemeden ve dilediğinizce yemek hakkına sahip oluyorsunuz.

Tabii burada amaç tıkınmak olmayıp,bir yandan sevdiklerinizle günü yorumlayıp sosyalleşirken bir yandan da onların deyimi ile mideyi açmaktır.Bir şeyler yiyerek akşam yemeğine hazırlık nasıl olabilir? diye soranlara ise İtalyanların cevabı "İştah yemek yedikçe gelir (=L’appetito vien mangiando)" şeklinde olmaktadır.

Karnımız tok olduğu ve saat dokuzu geçtiği için Duomo'yu karşıdan seyretmek için eşimle birer hafif alkol almayı tercih ettik.Ben,içinde beyaz şarap,soda,portakal dilimi ve bol buz bulunan hafif acı bir italyan içkisi olan aperol(=acı portakal özünden elde edilen ve alkol oranı %11 olan bir likör çeşidi) ve prosecco(=italyan şampanyası) karışımı Spritz alırken eşim de prosecco ve şeftali suyu karışımıyla yapılan meşhur İtalyan içkisi Bellini'yi tercih etti.Yirmi euro ödediğimiz bu teras keyfi sonrası metro ile otelimize döndük.













La Rinascente Mağazası'nın çatı katındaki terastan izlediğimiz Duomo Katedrali manzarası