Küresel Isınma

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan VitaEsMorte Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 105
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 48,336
Ynt: Küresel Isınma

Küresel ısınmanın sonuçlarından biri olan kuraklık Türkiye'yi tehdit ediyor. Türkiye'nin en verimli bölgelerinden Söke Ovası kuraklık alarmı verirken, Meriç Nehri’nde de su seviyesi yüzde 85 oranında azaldı.
Ocak ortasında Türkiye alışılmadık bir kış geçiriyor. Sıcaklıklar, mevsim normallerinin üstünde seyrediyor. İstanbul gündüz ortalama 13-14 dereceyi bulan sıcaklıkla, son yılların en sıcak kışını geçiriyor.
Ocak ayının ilk iki haftalık ortalamasına göre, İstanbul'da hava sıcaklığı 8.1 dereceydi. İstanbul'un mevsim normali ise 5.7 derece.
İzmir ve Ankara'da da sıcaklık mevsim normallerinin üstünde seyrediyor.
Yağış açısından da durum parlak değil.

Tüm Türkiye'de yağış azaldı
Meteorolojinin verilerine göre, 2006’nın Aralık ayında, Türkiye’de Güneydoğu ve Doğu Karadeniz'in kuzeyi dışında, yağışlar bir önceki yıla göre azaldı.
Aylık yağış ortalaması, 2006 Aralık ayında 26.1 milimetre olurken, 2005 Aralık ayında bu rakam 61.7 milimetreydi. Normalde ise, bu rakamın aralık ayında 97.2 mm olması gerekiyor.
Yani geçtiğimiz aralık ayındaki yağış miktarı normale göre yüzde 73.1, 2005 Aralık ayına göre de yüzde 57.6 azalma gösterdi.
Söke Ovası kuraklık tehlikesi altında. Ekim ayından bu yana yağmur almayan 450 bin dönüm tarım arazisine sahip Söke Ovası'ndaki 55 bin dönüm buğday tarlası suya hasret.
Bir hafta daha yağış olmazsa buğday tarlalarının kuruyacağını belirten çiftçiler, yağmur duasına çıkmaya hazırlanıyor.
Meteoroloji ise, mevcut şartların ay sonuna kadar süreceği tahmininde bulunuyor.
Sıcak ve kurak bir kış geçiren Edirne'de de Meriç Nehri’nin su seviyesi yüzde 85 oranında azaldı. Geçen yıl aynı dönemde 730 metreküp olan su seviyesi 100 metreküpe düştü.
Yetkililer, "Şu an için bir sorun yaratmaz ama şartlar böyle giderse önümüzdeki yıl su sıkıntısı yaşayabiliriz" diyor.

Kuzey Yarımküre'de havalar şaştı
Kış geçiren Kuzey Yarımküre’de de durum farklı değil. Alplerde kayak merkezleri yapay karla pistlerini kapatmaya çalışıyor. Almanya, Fransa, Avusturya ve İsviçre'deki tesislerde doluluk oranı yüzde 20'lerde seyrediyor. Kış Olimpiyatları’nın yapılacağı pistlere helikopterle kar taşınıyor.
Ünlü kayak merkezleri Courchevel'de kar kalınlığı 52 cm. Mont Blanc'te ise sadece 20 cm. Türkiye'de de, Uludağ'da 47 santim, Palandöken'de 40 santim kar var. En bol kar ise, 180 santimetreyi bulan kalınlıkla Kartalkaya'da bulunuyor.
Rakamlar karşılaştırıldığında Türkiye'ye daha şanslı bile denebilir.
Rusya'nın başkenti Moskova'da papatyalar açarken, Kremlin Meydanı ilk kez yeni yıla karsız girdi. Mevsim normallerinde ocak ayını eksi 5 derece ile geçiren Moskova'da hava sıcaklığı 9 dereceyi buldu.
Romanya ve Bulgaristan'da sıcaklıklar 15 dereceyi aşarken, Fransa ve İtalya'nın güneyi ile İspanya ve Yunanistan'da insanlar denize girmeye başladı. Sert kışları ile bilinen New York'ta da sıcaklık 15 derece.

Milliyet
 

Etiketler
Ynt: Küresel Isınma

En kızgın ocak!

Bu ayın sıcaklık ortalaması, son 30 yılın istatistiklerini altüst etti. 'Bahar gibi kış' yüzünden yağış miktarı azaldı, barajlardaki su seviyesi düştü. Kimi uzmanlar değişimi küresel ısınmaya, kimi de Pasafik'ten gelen El Nino'ya bağlıyor

Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, bu yılki ocak ayı hava sıcaklıkları, "uzun yıllar" (30 yıl) ortalamasının 3 derece üzerinde çıktı.

Bazı uzmanlar tüm dünyada meydana gelen bu değişime neden olarak küresel ısınmayı, bazıları da 7-8 yılda bir Pasifik Okyanusu'ndan batıya yayılarak iklim dengelerini bozan El Nino'yu gösteriyor. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün ocak ayı değerlerine göre şu an batı bölgelerindeki sıcaklık mevsim normallerinin 1-3, iç bölgelerde ise 1-2 derece üzerinde... Doğu kesimlerinde ise özellikle gece sıcaklıkları mevsim normallerinin altında seyrediyor.

Küresel ısınma ve El Nino

Bu farklılık, yağış miktarında da kendini gösteriyor. Güney, iç ve batı kesimlerde, aralık ve ocak ayı yağış miktarında yüzde 50 oranında düşüş tespit edildi. İstanbul'da yağış oranı aralık ayında yüzde 80 azalırken, metrekare başına ortalama 10.7 kilogram yağış düştü. Bu oran geçen yıl 17 kilogramdı. İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, bu farklılığın küresel ısınmadan kaynaklandığını, tüm dünyada aynı etkilerin görüldüğünü söyledi.
Kadıoğlu, "Sadece Türkiye'de olsa başka sebepler aranır, ancak şu anda Japonya'dan Kanada'ya kadar tüm dünyada aynı etkiler görülüyor. Alçak basınç, güneye inmeyerek kuzeyde kaldı. Bu belki şubat ayında güneye iner ve mevsim normalleri yaşanabilir" dedi.

Meteoroloji Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Erhan Angı da, Pasifik Okyanusu'nda 7-8 yılda bir ortaya çıkarak batıya doğru etkisini gösteren El Nino iklim olayının, sıcaklık artışının nedeni olabileceğini, El Nino'nun son olarak 1998 yılında ortaya çıktığını söyledi.

Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Şükrü Ersoy da, sıcaklık artışı ve kuraklığın sebebini bilimsel olarak söylemek için henüz kesin bir veri olmadığını, hem küresel ısınma, hem de El Nino iklim olayının aynı anda etkili olmasının da söz konusu olabileceğini vurguladı.

Meteoroloji: Kış 1-2 derece sıcak geçecek

Meteoroloji yetkilileri, bu verilere göre Türkiye'de bu kışın 1-2 derece daha sıcak geçeceğini belirtiyor. Yetkililerin gelecek aylara ilişkin hava sıcaklıkları tahmini şöyle:

# Ocak, şubat ve mart aylarında Ege, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde ortalama olarak 'uzun yıllar' mevsim normallerinden 1-2 derece, Akdeniz bölgesinde ise mevsim normallerinden 0-1 derece yüksek...
# Şubat, mart ve nisan aylarında, Kuzey Ege, Marmara ve Batı Karadeniz bölgelerinde mevsim normallerinden 1-2 derece yüksek, Akdeniz bölgesi ile Güney Ege'de de 'uzun yıllar' mevsim normallerinden 0-1 derece daha yüksek....

Batıda arttı, doğuda düştü

Türkiye'nin bazı illerinde ocak ayının ilk 15 günü sıcaklık ortalamaları ve son 30 yılın ortalamaları şöyle:

İstanbul 8.1 5.7
İzmir 9.5 8.7
Antalya 8.8 9.8
Trabzon 7.7 7.2
Ankara 0.9 0.0
Adana 7.9 9.4
Erzurum -16.9 - 8.9

Milliyet
 

Ynt: Küresel Isınma

Dünya iklim uzmanları, küresel ısınmayla ilgili rapora son şeklini vermek üzere Paris’te bir araya geldi. Rapora göre, iklim değişikliği ve etkileri düşünülenden çok daha korkutucu boyutlarda.

İSTANBUL - BM gözetiminde düzenlenen ‘Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’, bugün Paris’te başladı. 4 gün sürecek toplantının ardından Cuma günü, 2001’den bu yana ilk iklim değişikliği raporu yayımlanacak.


Taslak rapora ulaşan İngiliz Independent gazetesi, 2 bin bilimadamı tarafından hazırlanan BM raporunun, şimdiye kadarkilerin en korkutucusu olduğunu yazdı.

Taslak raporda, bu yüzyılda küresel sıcaklığın 2 - 4,5 derece arasında artmasının kaçınılmaz olduğu, bu artışın 6 dereceyi bulabileceği yer aldı.

“Dünya ısındıkça, okyanuslarda artan buharlaşma, atmosferdeki su buharı oranını artıyor, Bu da sera etkisini güçlendiriyor” denen raporda, yükselen sıcaklık nedeniyle, gezegenin insan eliyle üretilmiş karbondioksiti etkisiz hale getirme özelliğini de yitireceği belirtildi.

Bu durumda atmosferdeki karbondioksit artış oranının yüzde 44’ü bulabileceği ve küresel sıcaklığın 2100 yılına kadar fazladan 1.2 derece daha artabileceği de, iklim modellemelerinin sonuçları arasında.

İklim Değişikliği Panelinin raporunda, son 3 rapordan farklı olarak, küresel ısınmaya insan faaliyetlerinin de yol açtığı açık şekilde ifade edildi ve Dünya’nın iklim sisteminde gözle görülebilecek değişikler de sıralandı. Rapora göre;

* Avrupa’da 2003 yazında görülen sıcak dalgaları daha sık, yoğun ve uzun süreli olacak,
* Tropikal fırtınalar ve kasırgalar güçlenecek, bıraktığı yağış ve seller artacak,
* Kuzey kutbu, yazları buzlanmayacak, buzullarda erime sürekli hale gelecek,
* Karbondioksit oranı sabitlense bile, deniz seviyeleri yükselmeye devam edecek, 2100 yılına kadar yükselme 43 santimetreyi bulacak.

1988 yılında oluşturulan ‘Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli’, 2001 yılındaki son raporunda petrol, doğalgaz ve kömür tüketiminin atmosferdeki karbondioksit oranını 420 bin yılın en yüksek düzeyine çıkarttığını bildirmişti.

NTVMSNBC
 

Endonezya'nın 2Bin Adası Sular Altında Kalacak

-KÜRESEL ISINMANIN SONUÇLARI
-ENDONEZYA'NIN 2 BİN ADASI SULAR ALTINDA KALACAK

indonesia-forest.jpg


Küresel ısınma sonucu yükselen deniz suları, Endonezya'da 2030'a kadar 2 bin adayı sular altında bırakacak. Endonezya Çevre Bakanı Rachmat Witoelar, BM iklim anlaşması uygulama sekreteri Yvo de Boer'in de katıldığı bir basın toplantısında, güvenilir bilimsel araştırmaların yükselen suların 2030'a kadar 2 bin kadar adayı yutacağını gösterdiğini söyledi.

Durumun "çok, çok ciddi" olduğunu belirten Witoelar, bu adalarda insan yaşayıp yaşamadığı hakkında ayrıntı vermedi. Çevre Bakanı, bu yıl geciken yağış nedeniyle gelecek yıl pirinç kıtlığı olmasından endişe edildiğini de belirtti. Endonezya, yaklaşık 18 bin adadan oluşuyor.

map.indonesia.jakarta.gif
 

Ynt: Küresel Isınma

Türkiye için konuşursak beklenen ısınmayla birlikte belki ağaç üst sınırının da daha yukarılara çıkması beklenebilir. Şu an kıraç olan birçok toprak belki ağaçlandırılabilir, bu da lokal olarak yağış sağlayabilir. Tabi durumu en iyi Nadir abi bilir :smiley:
 



Ynt: Küresel Isınma

VitaEsMorte' Alıntı:
Türkiye için konuşursak beklenen ısınmayla birlikte belki ağaç üst sınırının da daha yukarılara çıkması beklenebilir. Şu an kıraç olan birçok toprak belki ağaçlandırılabilir, bu da lokal olarak yağış sağlayabilir. Tabi durumu en iyi Nadir abi bilir :smiley:
konunun uzmanı tabi daha iyi bilir ;) ama sanırım bu tez küresel ısınmanın hızı ve ağaçlandırma hızı ve etkinliğiyle orantılı olur, dolayısıyla sanırım teorik olarak pek etkili olmayabilir :(
 

Ynt: Küresel Isınma

Bence Murat'ın teorisi gerçekleşene kadar zaten ağaçlandırılması gereken hektarlarca arazi var.Buraları bir halledebilsek ondan sonra ağaç yetişmesi mümkün olmayan yayla zonları için bu teori tartışılabilir.
Bu arada ben size güzel bir haber vereyim.Yakacak odunun elde edildiği baltalık ormanlar ( meşe,kayın,gürgen v.b. gibi çok sürgün verme özelliği olan ağaçların oluşturduğu ormanlar ) özellikle büyük kentlerde doğalgaz kullanımının artması sonucu azalan odun talebi neticesinde süratle rehabilite edilerek koru ormanına dönüştürülüyorlar.
Bunun sonucu bodur ve kel kör kirpi gibi yerler inşallah heybetli ormanlara dönüşecekler.
 


Ynt: Küresel Isınma

Nadir abinin dediği gibi İstanbul ve Ankara'nın doğalgaza geçmiş olması çok şeyi değiştirdi. Hava kirliliği ve orman kıyımlarının azalması en başta gelen değişiklikler... Hava kirliliğinden özellikle Ankara'da ve İstanbul'da göz gözü görmediği zamanları hatırlarım...

Tüm memleket doğalgaza geçtiğinde çok daha fazla şey değişecek...
 

Ynt: Küresel Isınma

sana katılıyorum Sedat
yurt genelınde dogalgaz kullanımı cok daha onemlı ama
ıste bırde sıyası boyut on plana cıkıyor burada

''rusya '' ve'' ırana'' bagımlı olmak hemde enerjı uretımı ıcın bıle !!!
cok dusundurucu oluyor bu durum
henuz dogalgaz depolamak ıcın bır adım bıle atılmadı ulkemızde
vanaları kapatıyoruz dedıklerınde vay halımıze :-X
 



Ynt: Küresel Isınma

Dediğin gibi enerji konusu tamamen politik, birçoğunun nedenini kapalı kapılar ardında gerçekleştiği için bilemiyoruz bile. Aynı sorun sadece Türkiye için değil, tüm Avrupa ülkeleri için de geçerli. Fakat Avrupa ülkeleri çeşitli yaptırımlarla bu sorunu aşabiliyor.

Bu arada sadece ısınmak için doğalgaza geçmiş olmak değil, benzinli araçların çoğunun LPG sistemine geçmiş olması da hava kirliliğine büyük katkı sağladı. Elbette insanlar araçlarını öncelikli olarak ekonomik sebeplerden dolayı LPG sistemine çevirdiler ama bu hepimizin işine yarıyor ;)
 

Ynt: Küresel Isınma


kesınlıkle araclarda lpg kullanımı hava kırlılıgı ıcın cok gereklı
ve senınde dedıgın gıbı kullanımının artması bıım ıcın ıyı oluyor ;)

araclarda LPG teknık olarak ılk zamanlarda tehlıke yaratıyordu,
ama artık teknolojısı cok daha gelıstı ve emnıyetlı bır duruma gectı dıyorlar
acaba oylemı gercekten?
 

Ynt: Küresel Isınma

Gerekli standartlara uygun bir serviste, yine gerekli standartlara uygun bir donanım ile dönüşüm yapıldığında LPG sistemi aracın var olan benzinli yakıt sisteminden çok daha güvenlidir ;) Birkaç sene önce oto sanayiye gittiğinde egzozcunun bile LPG dönüşümü yaptığını görmen mümkündü. Tam bir felaket...

Artık Avrupa'da araçlar (opsiyonel seçenek) gaz sistemiyle üretiliyor.
 





Küresel Isınma Sağlığı da Etkiliyor

-''KÜRESEL ISINMA'' SAĞLIĞI DA ETKİLİYOR...
-İÇ HASTALIKLARI KLİNİK ŞEFİ DOÇ. DR. DEMİR: ''MEVSİMSEL DEĞİŞİKLİKLER VÜCUDUN BİORİTMİNİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ETKİLEYEREK, BAHAR YORGUNLUĞU DENİLEN BELİRTİLERİN ARTIŞINA SEBEP OLACAK''

BURSA (A.A) Bursa Yüksek İhtisas Hastanesi (YİH) İç Hastalıkları Klinik Şefi Doç. Dr. Sedat Demir, küresel ısınmanın sağlık açısından olumsuz sonuçlar yarattığını bildirdi. Sedat Demir, son zamanlarda ortaya çıkan iklim değişikliklerinin şimdiden insan yaşamını ciddi olumsuzluklara ittiğini, doktor olarak ilk dikkatlerini çeken şeyin, gerek üst gerekse alt solunum yolları enfeksiyonlarının bu yıl geçen yıla göre artması olduğunu vurguladı.

Hava koşullarının bu şekilde seyretmesinin birçok virüs ve bakteri için uygun üreme ortamı oluşturduğuna işaret eden Demir, bu nedenle sinüzit, farenjit gibi hastalıkların yanı sıra zatürre, bronşit gibi daha ciddi enfeksiyonların da giderek arttığını söyledi.

Demir, vaka sayısının artmasından daha önemlisinin, enfeksiyon etkenlerinin giderek daha atipik hale gelmesi ve mücadele etmesi daha zor mikroorganizmaların klinik olarak daha kötü ve tedavisi güç enfeksiyonlar oluşturması olduğunu belirtti. Bu tür havaların KOAH, kronik bronşit ve astım hastalarının yaşam kalitesini bozduğunu ifade eden Demir, şunları kaydetti:
''Acillere solunum yetmezliğiyle müracaat eden hasta sayılarımızda büyük artış hemen dikkat çekmektedir. Küresel ısınma belki de hiç ciddiye almadığımız, ancak önemli konulardan biri. Zira küresel ısınma sessiz sedasız hayatımızı etkilemeye başladı bile. Küresel ısınmanın getireceği sağlık sorunları solunum yollarıyla sınırlı kalmayacaktır. Kuraklık ve sağlıklı içme suyu kaynaklarının azalması da bir çok sağlık sorununu birlikte getirecektir. Artık daha önce seyrek gördüğümüz tifo, paratifo, kolera gibi enfeksiyonlarla önümüzdeki dönemde sıkça karşılaşmamız kaçınılmazdır.''

-''BAHAR YORGUNLUĞU ARTACAK''-

Sedat Demir, sıcaklık artışının birçok böcek türünün üremesini de artıracağını, bu şekilde bozulan doğal dengeyle birlikte böceklerle yayılan sıtma gibi hastalıklarda ciddi artış olmasının beklendiğini ifade etti. Küresel ısınmanın vücudun bağışıklık sistemini kötü etkileyerek birçok hastalığa davetiye çıkaracağını da dile getiren Demir, şöyle konuştu:
''Ayrıca mevsimsel değişiklikler vücudun bioritmini önemli ölçüde etkileyerek bahar yorgunluğu denilen belirtilerin artışına sebep olacaktır. Aşırı halsizlik, yorgunluk, isteksizlik, güçsüzlük sıklıkla duyduğumuz şikayetler haline geldi. Depresyon ve benzeri psikolojik rahatsızlıklarda ise bariz artış gözlemlenmektedir. Bütün bu olumsuzlukları söyleme amacım elbette bir panik ortamı doğurmak değildir. Kişisel anlamda alacağımız çok basit tedbirlerle en azından kendi üzerimizde küresel ısınmanın olumsuz etkilerini azaltabiliriz.''

Demir, küresel ısınmanın yol açabileceği sağlık sorunlarına karşı kişisel olarak alınması gereken önlemleri de şöyle özetledi:
''Mutlaka yeterli sıvı alınmalı, temiz ve açık havada düzenli yürüyüşler yapılmalı, beslenme alışkanlığına dikkat etmeli, düzenli beslenilmeli, bol meyve ve meyve suyu tüketilmeli, beslenmede sebzelere, özellikle yeşil sebzelere ağırlık verilmeli, odaları sık sık havalandırılmalı ve sigara, alkol gibi alışkanlıklar bırakılmayı veya en aza indirilmeli.''
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,759
Mesajlar
1,523,347
Kayıtlı Üye Sayımız
166,575
Kaydolan Son Üyemiz
Murat_Anıl

Çevrimiçi üyeler

SON MESAJLAR

SON KONULAR



Geri
Üst