Küresel Isınma

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan VitaEsMorte Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 105
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 48,331
Ynt: Küresel Isınma

400 yılın sıcağına hazır mısınız?
Tüm dünyada orta şiddetli yağışların azaldığını ve şiddetli yağışın arttığını vurgulayan Prof. Dr. Miktad Kadıoğlu, 2007 yılı ve ötesi için karanlık tablo çizdi. 1998'in son 400 yılın en sıcak yılı olduğunu söyleyen İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü ve Afet Yönetimi Merkezi öğretim üyesi Prof. Dr. Kadıoğlu, "2007 daha da sıcak olacak" dedi.
Sıcak hava dalgaları nedeniyle 2003 yazında Avrupa 'da 35 bin kişinin öldüğünü hatırlatan Kadıoğlu, Antalya 'da nemle beraber hava sıcaklığı 40.6 dereceyi aştığı zamanlarda hissedilen hava sıcaklığı dalgası alarmı verilmesi gerektiğini savundu.
1960'larla kıyaslandığında son 10 yılda afet sayısının üç, ekonomik kayıpların dokuz, sigorta kayıplarının 15 kat arttığını belirten Prof. Dr. Kadıoğlu, Türkiye'yi bekleyen tabloyu da şöyle çizdi:

2030 yılında Türkiye
2030 yılında sıcaklıklar kışın iki, yazınsa üç derece artacak. İç Anadolu Bölgesi çölleşecek, Karadeniz Bölgesi'nde yağışlar artacak, Ege ve Akdeniz bölgeleri kuraklaşacak. Orman yangınları artacak.
Sıcak hava dalgaları ölümlere neden olacak. Tarımsal haşereler artacak. Kırım kongo kanamalı ateşi (KKKA) ve sıtma gibi böceklerle taşınan hastalıklar çoğalacak.
Deniz suyu seviyesi 59 santimetre yükselecek, Türkiye kıyılarındaki 10 milyon insan bu durumdan etkilenecek. Deniz suyu 10 santimetre yükseldiğinde bile, kıyının 10 metrelik bölümü yok oluyor.

Kuraklık da seller de artacak
Özellikle Akdeniz Bölgesi'nde azalan yağmur şiddetini artıracak. Ani seller, şiddetli yağış ve yıldırımlar olabilecek.
İstanbul'da kışın sıcaklık 1 derece artarsa ısı enerjisinden ortalama yüzde 10 tasarruf edilecek ama buna karşın yazın her 1 derecelik sıcaklık artışında Adana'da klima ihtiyacı yüzde 30 artacak.

Tarım arazileri yüzde 20 yok olacak.
Prof. Dr. Kadıoğlu, bütün bu olumsuzlukları en aza indirmek için bireylerin üzerine düşenleri de şöyle sıraladı:
"Plastik madde kullanımını azaltın, torbaları tekrar tekrar kullanın. Daha az karbondioksit için çöpleri geri dönüşüme katın. Sebzeleri elde değil kapta yıkayarak, dört kişilik bir aile yılda 18 ton su kurtarır. Beş dakikalık duşla yetinin. Diş fırçalarken, tıraş olurken suyu kapatın. Günde 75 kere duş yapabilecek suyu kurtarmak için damlayan muslukları tamir ettirin. Günde bir kere bile gereksiz yere sifonu çekmeyerek yılda 16 ton su kurtarın. Dört kişilik aile bulaşığını elde yıkarsa 126 litre, makinede yıkarsa 12 litre su kullanır. Kullanmadığınızda bilgisayarı kapatın, bir yılda yüzde 83 enerji tasarruf edin."

Milliyet
 

Etiketler
Ynt: Küresel Isınma

Antartika'da büyük erime uzaydan farkedildi


NASA, 2005 başında Antarktika’da önemli oranda erime meydana geldiğini uydu yoluyla saptadı ve bunun küresel ısınmayla doğrudan bağlantılı olduğunu bildirdi.

sonyas09.jpg


NASA’nın Pasadena’daki Jet Motorları Araştırma Merkezinden (Jet Propulsion Laboratory: JPL) yapılan açıklamada, Ocak 2005’te Antarktika’nın batı kesiminde sıcak artışı yüzünden çok önemli oranda erime olduğunu gösteren açık kanıtlar bulunduğu belirtildi.
Uydular tarafından son 30 yılda gözlenen en önemli erime olduğu kaydedilen bu durumdan etkilenen bölgelerin toplam yüzölçümünün 400 bin kilometrekare kadar olduğu kaydedildi.
Bu durumun, sıcaklığın 2005 başında bölgede normalden 5 derece daha fazla olmasına bağlandığı ve bu sıcaklığın bölgede yaklaşık bir hafta sürdüğü belirtilerek, buna rağmen bu erimenin, suyun buz katmanları arasına girip büyük buz parçalarının denize düşmesine neden olacak kadar uzun sürmediği de vurgulandı.

Milliyet
 

Ynt: Küresel Isınma

Küresel ısınma hızlanıyor

Science dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, atmosfere salınan sera gazlarının yüzde 15’ini emen Güney Kutbundaki okyanus çukurları, bu işlevlerini kaybetmeye başladı. Bu da, küresel ısınmanın daha da korkutucu boyutlara geleceği anlamına geliyor.

266299.jpg


İSTANBUL - Küresel ısınma, Güney Okyanusu’nun karbondioksit (CO2) soğurmasını azaltıyor. Uluslararası uzmanlardan oluşan bir ekibin 4 yıl boyunca yaptığı ve Science dergisinde yayımlanan bir araştırma, gelecekte küresel ısınmaya yol açan karbondioksit oranının tahmin edilenden daha yüksek olacağını ve küresel ısınmanın hızlanacağını ortaya koydu.

Zira araştırmaya göre, atmosfere salınan karbon gazının yüzde 15’ini emen Güney Kutbundaki okyanus, artık bu işlevini tam anlamıyla yerine getiremiyor.

Bunun nedeni de küresel ısınmanın etkisiyle rüzgarların şiddetinin artması. Okyanuslardaki karbondioksitin büyük kısmı diplerde bulunuyor. Kuvvetli rüzgarlar da, Antarktika kıtasını çevreleyen denizlerde diplerdeki karbondioksit taşıyan suları yüzeye çıkarıyor. Yüzeydeki karbondioksit yeniden atmosfere karışıyor.

Sonuçta, atmosferdeki karbon gazı miktarının çoğalması, küresel ısınmayı yüzde 30’a kadar artırabilir.

Araştırma, Antarktika’da sera etkisi yaratan gazların birikmesi ve ozonun azalmasının neden olduğu hava akımlarının yoğunlaşmasının, soğurma kapasitesini doyma noktasına getirerek suda biriken karbondioksidi (CO2) açığa çıkardığını da gösterdi.

“BU CİDDİ BİR DURUM”

Araştırmanın katılımcılarından East Anglia üniversitesinden Corinne Le Quere, “İlk kez iklim değişikliğinin Antarktika Okyanusu’nun havadaki karbondioksidi (CO2) soğurma kapasitesinin doygunluk noktasına ulaşmasının sorumlusu olduğunu söyleyebiliriz, bu ciddi bir durum” dedi. Le Quere, “iklim değişimiyle ilgili tüm bilgi işlem modellerinin bu olayın bu yüzyıl boyunca yoğunlaşarak süreceğini gösterdiğini” belirtti.
Küresel ısınma daha korkutucu boyutlara gelecek...

Bu araştırmaya katılanlardan Chris Rapley, 19. yüzyıldaki endüstri devriminin başlangıcından bu yana, okyanusların, insanların faaliyetleri nedeniyle atmosfere salınan 500 milyar ton karbonun yaklaşık dörtte birini soğurduğunu söyledi.

ATMOSFERDEKİ SERA ETKİSİ VE ISINMA ARTACAK

Bilimadamları bu oluşumun tahmin edilenden 40 yıl önce ortaya çıktığına dikkat çekiyor.

Yeryüzünde temel olarak 2 karbon kuyusu bulunuyor. Okyanuslar ve biyosfer.

Bilimadamları, okyanuslar, denizler, göller ve ormanların, insan faaliyetlerinden kaynaklanan CO2 salımının yaklaşık yarısını soğurduğunu, Güney Okyanusu’nun tek başına bu işlemin yüzde 15’ini yerine getirdiğini belirterek, bu okyanusun doyma noktasına ulaşmasıyla atmosferde daha fazla CO2’nin kalacağını ve atmosferdeki sera etkisinin ve ısınmanın artacağını kaydettiler.

Uzmanlar doğal yollarla emilimin zorlaştığına dikkat çekerek, atmosfere salınınan sera gazlarının oranının sınırlandırılmasının önemini vurguluyor.

NTVMSNBC
 





Ynt: Küresel Isınma

Bir ülke yok oluyor

Her geçen gün etkilerini biraz daha fazla hissettiren küresel ısınma nedeniyle Pasifik'te bir ülke haritadan siliniyor.

3454724.jpg


Küresel ısınmanın etkileri, her geçen gün kendisini biraz daha fazla hissettirirken, ısınmanın ilk gerçek mağdurları Pasifik Okyanusu'ndaki Tuvalu'da yaşayanlar oldu. Kutuplardaki buzulların erimesiyle adalar ülkesi Tuvalu hızla sulara gömülüyor. Tarım alanları sular altında kalan yüzlerce Tuvalulu, komşu Yeni Zelanda'ya sığınıyor. Tuvalu'da yaşayanların tamamı, 2050'de Yeni Zelanda'ya sığınmış olacak. İki ülke arasında konuyla ilgili anlaşma imzalandı.

Güney Pasifik adalar grubundan oluşan 26 km²'lik Tuvalu, 24 km'lik bir sahil şeride sahip. En alçak noktası 0, en yüksek noktası ise 5 metre olan ülkenin nüfusu 11 bin 800. Balıkçılıkla geçinen ve tropikal fırtınalar nedeniyle büyük kayıplar yaşayan halk şimdi de küresel ısınma nedeniyle hem evlerinden hem de ülklerinden oluyor. Tarih 2050'yi gösterdiğinde ne haritada Tuvalu diye bir ülke ne de adalarda yaşayan kimse kalacak.

Hürriyet
 

Ynt: Küresel Isınma

Küresel ısınma, Türkiye'nin doğal dengesini altüst etti. Artık Ankara'da Afrika papağanları yaşıyor, Akdeniz'de okyanus balıkları yüzüyor, İç Anadolu'da keneler cirit atıyor. Önlem alınmazsa felaketin bilançosu çok daha ağır olacak


Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin, küresel ısınmanın etkilerinin Türkiye'deki canlılar üzerinde de görülmeye başlandığını söyledi. Side'de, ağız yapısı testere şeklinde olan iki balık türünün diğer balık türlerine büyük zarar verdiğini anlatan Çetin, "Bu da sosyo ekonomik açıdan sıkıntılar yaratacak" dedi. Çetin, küresel ısınmanın yaratacağı etkileri ve Türkiye'deki çevre sorunlarını şöyle anlattı:

Bir zamanlar göldü, otoyol oldu

Şu ana kadar Türkiye'de 256 bin hektar sulak alan kurutuldu. Örneğin 1970'li yıllarda Avlan Gölü'nün ortasından yol geçirildi. İklimi değişen bölgedeki elma üretimi hızla düştü. Kuşların yöreyi terk etmesiyle sedir ağaçlarını yok eden sedirbitinin popülasyonu arttı.


Kene istilasının nedeni sığırcıkların yok oluşu


Kenelerin özellikle İç Anadolu'da çoğalmasının en önemli nedeni, bu hayvanlarla beslenen sığırcık gibi bazı böcekçil kuş türlerinin son 20 yıl içinde hızla azalması. Buna da tarım alanlarında kullanılan kimyasal ilaçlar yol açıyor. Bakanlık, kenelerin görüldüğü bölgelerde ilaçlama yapıyor. Ancak ilacın yan etkileri yeterince göz önüne alınmıyor.


Ankara'da Afrika papağanı yaşıyor


Dünyada sadece Afrika, Amerika, Asya ve Okyanusya'nın tropikal bölgelerinde yaşayan yeşil papağanlar, artık Ankara'da da yaşamaya başladı.


Atkestaneleri bile şaşkına döndü


Karasal iklim özelliği taşıyan Ankara'da atkestanesi ve malta eriği gibi ılıman iklim yemişleri yetişmeye başladı. Ankara'da mayıs ayının ilk haftasında son 80 yılın en yüksek sıcaklık değerleri (30-33 derece) görüldü. Yağışlardaki düşüş tarımsal üretimi olumsuz etkiledi. Buğdayın yüzde 50'si tarlalarda kurudu.


Karadeniz'i hortum vuracak, Akdeniz kavrulacak


Küresel ısınma yakın gelecekte Akdeniz ve Doğu Karadeniz bölgelerinde denizsel kökenli hortumlara yol açacak. Denize kıyısı olan yerlerde sel felaketleri yaşanacak. Doğu koridorunda Kars, Erzurum, Ağrı'da kışlar daha soğuk geçecek. Ani soğuk dalgaları olacak. Akdeniz ve İç Anadolu'da kısa süreli çok yüksek sıcaklık dalgaları meydana gelecek.

Erkeklerin sperm sayısı hızla azalıyor

Dünya nüfusu BM raporuna göre 2050'de 10 milyara ulaşacak. Ancak doğa, bu artışa 'dur' diyecek. Fırtınalar, sel baskınları, depremler ve savaşlardan dolayı insan popülasyonu hızla azalacak. Çünkü dünyanın ekolojik kapasitesi bu yükü artık kaldıramıyor. Erkeklerin sperm sayısı şimdiden azalmaya başladı. Kısırlık başlıyor.

Toplu arı ölümlerine dikkat

Toplu arı ölümleri ekosistemin hızla çöktüğünün önemli bir göstergesi. Canlı sisteme zarar veren insan faaliyetleri, ekolojik çöküntüyü kaçınılmaz hale getiriyor.

Kaçkar'daki buzullar eriyor

Ilgaz Dağları Milli Parkı'nda eğreltiotları artık sonbahar ayında yaprak dökmüyor. Kızılcahamam Milli Parkı'ndaki ciğerotu türü sayısı 20'den 4'e düştü. Kaçkar Dağları'ndaki buzullar eriyor.

Kömürlü santral ısrarı felakete yol açacak

Birleşmiş Milletler İklim Konseyi, küresel ısınmaya neden olan kömüre dayalı termik santralların kapatılması kararını aldı. Oysa hükümet yeni termik santralların açılacağını duyurdu.

İstanbul'da deri kanseri vakaları artıyor

Avrupa Uzay Dairesi'nin verilerine göre, Marmara Bölgesi'nde belirgin bir kirlenme var. Bu gaz, akciğer ve solunum hastalıklarına yol açıyor. İstanbul'daki deri kanseri vakaları hızla artıyor.

Milliyet
 

Ynt: Küresel Isınma

Himalayalarda 50 yıl sonra buzul kalmayacak
Küresel ısınma yüzünden Himalaya dağlarında 50 yıl sonra buzul kalmayacağı öne sürüldü.
Nepal’in başkenti Katmandu’da toplanan iklim konferansına katılan BM Çevre Programı yetkilisi SurendraShrestha, Himalaya buzullarının hızla erimekte olduğunu, sıcaklıkların artmaya devam etmesi halinde 50 yıla kadar buzul ve karların tamamen eriyeceğini söyledi.
Pakistan, Hindistan, Çin, Nepal ve Butan’dan geçen 2400 km uzunluğundaki Himalaya dağ zincirinin buzulları Asya’nın 9 büyük nehrini besliyor. 1.3 milyar insan, bu su yollarına bağımlı olarak yaşıyor.
Verilere göre, Himalayalarda sıcaklıklar, son 30 yıl içinde 10 yılda bir 0,6 ila 0,15 derece arttı.
Katmandu konferansına katılan uzmanlar, ayrıca buzulların erimesiyle dağ göllerinin su seviyesinin yükseldiğine, bunun da dağ köylerinde yaşayan insanlar açısından risk teşkil ettiğine işaret ettiler. Sözgelimi, Everest’in güneyindeki İmja buzulu yılda 70 metre azalıyor ve eriyen buzulların suları çukur bölgelerde koca koca göllerin oluşmasına neden oluyor.
Konferansa katılan uzmanlardan Andreas Schild, "Bu göllerin yayıldığı alan bazı yerlerde iki kat genişledi. Göllerin taşmasıyla geniş bölgeler suların altında kalacak" dedi.
Uzmanlara göre, 50’li yıllarda Nepal’de dağ göllerinin sayısı bir düzine kadardı. 2000 yılında yapılan sayımda ise 2400 göl tespit edildi. Şimdi bunların 14’ü taşmak üzere.

Milliyet
 

Ynt: Küresel Isınma

Türkiye kuraklık alarmı veriyor!

Kuraklık, siyaset meydanının öncelikli konuları arasında yok. Ama Türkiye'de çölleşme manzaraları artık alarm veriyor! Burdur'da göçmen kuşların uğrak yeri olan Yarışlı Gölü buhar oldu. Van Gölü'nde ise tehlike çanları çalıyor

Miting meydanlarında ekonomik sorunlar, terör tartışması ve üniversite sınavlarının kaldırılması gibi vaatler öne çıkarken kuraklık, su kaynaklarının tükenmesi ve tarımsal üretimde alarm veren gelişmeler seçim gündeminin alt sıralarında yer bulabiliyor. Ama her gün Türkiye'nin dört bir yanından gelen çölleşme manzaraları, kuraklığın ülkemizi nasıl tehdit ettiğini ve önlem almadığımız takdirde artık çok geç olacağını gözler önüne seriyor.
Burdur'un Yeşilova ilçesinde, her yıl yaz sonunda suyu çekilen Yarışlı Gölü, bu yıl yaz başında kurudu ve göl alanı çöle döndü. Başta flamingolar olmak üzere angut, dikkuyruk ve çeşitli göçmen kuşların uğrak yeri olan göl bu yıl daha önce hiç olmadığı kadar kurudu.
Yarışlı Köyü Muhtarı Yaşar Akköprü, "Flamingoların artık buraya gelmemesinden korkuyoruz" diyor ve ekliyor: "Gölün batısında ve kuzeyinde, hububat ve afyon ekimi yapılan tarım alanları var. Gölü besleyen tatlısu kaynaklarının sulama amaçlı kullanılması, kurumayı hızlandırdı. Kuraklık hem köylüyü perişan ediyor, hem doğal güzelliklerimize zarar veriyor."

yas01.jpg


Van Gölü de kuruyor
Türkiye'yi tehdit eden kuraklıkla ilgili bir diğer ürkütücü haber de Van'dan geldi. 1987 yılından itibaren hızla yükselmeye başlayan ve bazı mahalleleri sular altında bırakan Van Gölü'nde su seviyesi 1995'ten itibaren hızla düşmeye başladı. 12 yılda 1 metre 60 santimetrelik düşüş bilim adamları tarafından "anormal" olarak değerlendiriliyor.
Van Gölü'nde su seviyesinin ölçümünün 1944'ten beri yapıldığını belirten Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Orhan Deniz, gölün su seviyesinin 1995 yılına göre 1 metre 60 santimetre düştüğünü söylüyor ve "Bu yıllarda yükselme trendine girmesi gereken göl suyu seviyesi, aksine bir durum gösteriyor. 3-4 yıl daha bekleyeceğiz. Göl yükselme trendine girmezse endişelerimiz başlayacak. Bu düşüş anormal bir değişimin başlangıcının göstergesi" diye konuşuyor.
Su seviyesinin düşüşüyle gölün kimyasal bileşimlerinin de değişeceğine dikkat çeken Deniz, şöyle devam ediyor: "Tuz konsantrasyonu ve diğer bileşkelerin artması başta endemik tür olan inci kefali balığı olmak üzere suda yaşayan canlıları olumsuz yönde etkileyebilir. Ayrıca göl suyunun çekilmesiyle, çevresindeki sulak alanlar ve burada yaşayan kuşlar da olumsuz etkilenecektir."


Çayda adacık oluştu
Karabük'te merkezden geçen Araç Çayı'nda da su seviyesinde düşüş görülüyor. Su seviyesi yarı yarıya düşerken bazı yerlerde çayın dibi göründü. Suyun azalmasıyla ilk defa çay yatağında adacıklar ortaya çıktı.


Kadıoğlu uyarıyor
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, 2030 yılına kadar dünyadaki ortalama sıcaklık artışının 2 derece olmasının beklendiğini söylüyor.
Geçmişte 250 bin yılda bir dünyanın 1 derece ısınıp soğuduğunu belirten Kadıoğlu, 1850 yılından 2000 yılına kadar geçen 150 yıllık sürede ise dünyanın 1 derece ısındığını söyledi. Kadıoğlu, "Bunda 1850'li yıllarda yaşanan Sanayi Devrimi'nin çok büyük etkisi var. 2030 yılına kadar dünyadaki ortalama sıcaklık artışının ise 2 derece olması bekleniyor" diyor.
Bu kadar hızlı küresel ısınmaya birçok bitki ve hayvan türünün ayak uyduramayarak yok olduğunu kaydeden Kadıoğlu, 2 derecelik sıcaklık artışının insanlık için getirdiği en önemli tehlikenin, yağışın şeklindeki değişiklik olduğuna dikkati çekiyor.
Küresel ısınmanın en büyük nedenlerinin başında kömür, petrol ve doğalgaz kullanımının geldiğini ifade eden Kadıoğlu, şunları söylüyor:
"Torunlarımızı, geleceğimizi etkileyecek bu durumun sonuçlarını düşünerek bu gidişata bir son verilmelidir. Aksi takdirde gelecek nesiller sıcak hava, orman yangınları, susuzluk, gıda zehirlenmesi, kuzey enlemlerinin ısınması ile cilt kanseri ve vektörel hastalıklarla karşı karşıya kalacak."



GAP bölgesi de tehdit altında


DHA
Aşırı sıcaklar, GAP bölgesinde üretimi yapılan antepfıstığını da tehdit ediyor. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, fıstığın sıcak yüzünden daha çabuk olgunlaştığını ve erken hasat edildiğini belirterek, "Fıstığın kalitesi değişme tehlikesiyle karşı karşıya. Ürün çok olsa da fıstığın içi dolu olmayabilir" dedi. Çullu, aşırı sıcakların ürün veriminde düşüşe de yol açacağını kaydetti.



Kavrulacağız

Türkiye'nin güney, iç ve batı bölgelerinde Kuzey Afrika üzerinden gelen sıcak hava kütlesinin etkisiyle cuma gününden itibaren yüksek sıcaklık bekleniyor. Haziran normallerinin 2-4 derece üzerinde seyreden sıcaklık değerlerinde, cumadan itibaren 5-6 derece artış bekleniyor. Sıcaklıkların, 22-24 Haziran tarihlerinde Marmara, Ege, Batı Akdeniz ve İç Anadolu'da, 24-26 Haziran tarihlerinde de güney ve iç kesimlerde etkili olması tahmin ediliyor. Tahmin edilen en yüksek sıcaklık değerleri şöyle olacak: Ege Bölgesi (İzmir, Manisa, Denizli, Aydın) 40-43 derece, Marmara Bölgesi (İstanbul, Balıkesir, Bursa, Kocaeli, Sakarya) 37-39 derece, Akdeniz Bölgesi (Adana, Isparta, Burdur, Muğla, Antalya) 36-40 derece, İç Anadolu Bölgesi (Ankara, Eskişehir, Konya, Kayseri, Kırıkkale) 36-37 derece.

Milliyet
 

Ynt: Küresel Isınma

Kuzey Kutbu’na yakın Norveç’a bağlı Svalbard takımadasındaki buzulların küresel ısınma yüzünden hızla erimesi sonucu ortaya çıkan yeni görüntü uzmanları endişelendiriyor.

3989617.jpg


TÜM dünya küresel ısınmanın etkilerini hissederken Norveç’in kutup kenti Longyearbyen’daki buzullar, 5 milyon kilometre kare alanında eriyerek dünya rekoru kırdı. İki sene öncesinde her yerin buzullarla kaplı olduğu takımadadaki bugünkü görüntü uzmanları ciddi şekilde endişelendiriyor. Uzmanlar, sıcak su akıntısı Gulf Stream yüzünden bölgedeki sıcaklığın 10 derece yükseldiğini belirttiler.

Tamamen eriyecek

Norveç Kutup Enstitüsü’nün iklim programı başkanı Nalan Koç’a göre bölgedeki buzullar yakın zamanda tamamen eriyecek. Petrol şirketlerinin, buzulların eridiği bölgelerde arama yapmak için şimdiden hevesli olduğu söylenirken uzmanlar küresel ısınmaya karşı savaşımda daha olumlu adımların atılması gerektiğini düşünüyor.
 



Ynt: Küresel Isınma

İngiltere’de Richard Betts ve ekibi kıta yüzeyindeki su hareketlerini gösteren örnekleri inceledi. Bitkilerin kökleriyle topraktan su aldıklarının, fazla su ve karbondioksidi yapraklarındaki gözenekleriyle dışarı attıklarının hatırlatıldığı araştırma, havadaki karbondioksit oranı arttığında gözeneklerin daha az genişlediğini, bu nedenle toprakta biriken suyun arttığını ortaya koydu.

271906.jpg


Son yüzyılda dünyadaki en önemli ırmakların debisinin yaklaşık yüzde 4 arttığının vurgulandığı araştırmada, petrol, gaz ve kömür kullanımındaki büyük artış nedeniyle bugün havadaki karbondioksit oranının, sanayi çağı öncesi, 18. yüzyıl ortalarındakine oranla 3’te 1 yüksek olduğu kaydedildi.

Bugüne dek bilim adamları karbondioksit oranındaki artışın akıntıların yüzde 5-17 oranında artmasına yol açabileceğini hesaplamış, ancak bitkiler üzerindeki etkiyi göz önüne almamışlardı. Nature dergisinde yayımlanan bu araştırma, bitkiler üzerindeki etki de göz önüne alındığında “yağış ve sel tehlikesinin sanılandan daha da fazla olabileceğini, çünkü sağanak yağışların zaten suyla dolu yere düşebileceğini” de ortaya koydu. Bununla beraber kuraklıktaki artışın sanılandan daha az olabileceği belirtildi.
 

Ynt: Küresel Isınma

Kuzey kutbunda sıcaklığın yükselmesi sonucu dev bir buz tabakasının erimesiyle yeni bir ada bulundu.

İngiliz basınının haberine göre, 'Warming Island' (Isı Adası) adı verilen büyük kayalık ada, Grönland'ın doğusundaki Kuzey Kutup Dairesi'nin 620 kilometre kuzeyinde ortaya çıktı.

Amerikalı kaşif Dennis Schmitt tarafından bulunan ada, küresel ısınmanın yeni bir kanıtı olarak görülüyor.

groenland01.jpg


Danimarkalı harita uzmanı Hans Jepsen, "Buzul-köprü güneye doğru çekilince ada ortaya çıktı" derken, kaşif Schmitt, "Karanlık günler bizi bekliyor. Kötü sonuçların farkındayız" diye konuştu.
BM Hükümetlerarası İklim Değişimi Paneli'nin (IPCC), 6 Nisan tarihli küresel ısınmanın etkilerine ilişkin raporu üzerinde sonunda uzlaşıya varılmış, raporda, ''küresel ısınmanın tahmin edilenden daha hızlı ve kapsamlı bir zarara yol açacağı'' belirtilmişti.
 

Küresel Isınma En Çok Afrika'yı Vuracak!

İngiliz bilimcilere göre küresel ısınma en çok Afrika'yı etkileyecek ve kıtada giderek daha fazla bölge yaşanamaz ve tarım yapılamaz hale gelecek.

İngiliz hükümeti bilim danışmanı David King, Güney Afrika'nın Pretoria kentinde yaptığı bir sunumda, küresel ısınmanın durdurulamaması halinde Afrika'da bir yandan kuraklığın yoğunlaşacağını, bir yandan da kıyı bölgelerinde sel felaketlerinin artacağını kaydetti.

Afrika ülkelerinin, yaratacağı sorunlardan ötürü küresel ısınmayı öncelikleri arasına koymaları gerektiğini vurgulayan King, gelişmiş ülkelerin de Afrika ülkeleriyle bilgi ve teknoloji
 

Ynt: Küresel Isınma

İngiltere’nin York kentinde düzenlenen Bilim Festivali’ne katılan bir grup bilimadamı, dünyanın hiçbir köşesinin, küresel ısınma gibi büyük ölçekli felaketlerin etkilerinden muaf olmadığını vurguladı...

Okyanuslarının esrarlı derinliklerinde, güneşin erişebilediği yerlerin oldukça uzağında, çok sayıda egzotik canlı bulunur. Bu canlılar; deniz yatağındaki yanardağlardan fışkıran kimyasal maddelere karşın hayatta kalırlar.
Bilim adamları daha önce okyanus yatağı çevresindeki canlıların, herhangi bir felakete dayanıp, ömürlerini sürdürebileceğine inanıyordu. Zira onların yiyecek için güneş ışığına ihtiyaç duymadıkları düşünülmüştü. Fakat son araştırma, küresel felaketlerin, en ücra köşelerde bile yaşama son verebileceğini gösteriyor.

Bilim adamları okyanus dibindeki bu canlıların hala mevsimsel ürediklerini ortaya çıkardı. Böylece yanardağların ağızları arasında gidip gelen canlıların dölleri, ilkbaharda, güneşin aydınlattığı su yüzeyinden deniz dibine çöken mikroskobik bitkilerden yararlanabiliyor.

Ancak eğer yüzeyde artan hava sıcaklığı bitkileri etkilerse, canlılar yanardağ ağızları arasında gidip geldikleri için, okyanus dibinde de yaşama son verebilir.

Okyanus derinliklerindeki canlılar üzerine çalışan biyolog Jon Copley, araştırmayı yapan ekibin başında bulunuyor...

Doktor Copley, Küresel ısınmanın ve küresel düzeydeki felaketlerin etkilerinden saklanmanın yolu olmadığını vurguluyor. Jon Copley ve ekibi şimdi bu araştırmayı, dünyanın en derin yanardağ ağzında, Karayip Denizi’nde, yaklaşık 5000 metre derinlikte yapmayı umuyor.
 

Ynt: Küresel Isınma

Kuzey Kutbu'nun 5 yıllık ömrü kaldı

Kuzey Buz Denizi'ndeki buzulların 2040 yılında tamamen eriyeceği öngörüsü, daha da kısaldı. Şimdi konuşulan tarih 2012.

Bu yaz hızla eriyen kuzeydeki buz tabakası, yaz sonunda, 4 yıl önceki aynı dönemde sahip olduğu alanın yarısına geriledi. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) iklim uzmanı Jay Zwally, “erime bu hızla sürerse Kuzey Buz Denizi, beklentilerden çok daha yakın bir dönemde, 2012 yazı sonunda buzdan tamamen arınmış hale gelebilir” dedi. Denizdeki buz tabakasının, kapsadığı alanın daralmasının yanı sıra rekor düzeyde inceldiği de belirlendi.

Henüz geçen yıl, kuzeydeki buz tabakasının 2040 yazı sonunda tamamen eriyeceğinin tahmin edildiği açıklanmış ve bu bile şaşkınlıkla karşılanmıştı.

Zwally, eskiden kömür madencilerinin, metan gazı sızıntısı olup olmadığını anlamak için madende kanarya bulundurduklarını ve yoğun gazda kanarya ölünce dışarı kaçtıklarını anımsatarak, “Kuzeydeki buz tabakası da küresel ısınmanın kanaryası. Bu kanarya artık öldü” görüşünü savundu.

AP haber ajansının görüştüğü NASA, Amerikan üniversiteleri ve hükümet kuruluşlarından konuyla ilgili toplam 18 bilim adamının tümü, bu yaz sonunda gelinen erime düzeyini büyük bir şaşkınlıkla karşıladıklarını söyledi. NASA'dan jeofizikçi Scott Lutchke, buzullardaki erimenin hızı değerlendirildiğinde de “yeni bir döneme girildiğinin kesin olarak söylenebileceğini” belirtti.

Grönland'daki erimenin de oldukça hızlı olduğu tespit edildi. Grönland kara parçası üzerindeki buzullar da bu yaz, yazları kaydedilen ortalama erimeden yüzde 15 daha fazla eridi. Bu oran, 2005'te kaydedilen rekor erimenin de üzerinde oldu. Grönland üzerindeki buzulların tamamen erimesi, dünya deniz seviyesinin 6,6 metre yükselmesine yol açacak. Ancak karadaki bu buzulların tamamen erimesinin onyıllar değil yüzyıllar alacağı belirtiliyor.

Hürriyet
 



Ynt: Küresel Isınma

Bir kaç soru sorsam küresel ısınma hakkında kendimizi yoklasak ?

Küresel ısınmanın başlangıcı ne zamandır bilgisi olan var mı ?
Buzul çağı ya da buzul çağları hakında ne biliyoruz ?
Son buzul çağı ne zaman başlamıştır ?
Buzul devri 2 filmindeki sincabın yaptğı bir şaka vardı hatırlayan var mı bilmiyorum küresel ısınmadan bahseden, ne kadar gerçeği yansıtıyor o şaka ?
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,759
Mesajlar
1,523,346
Kayıtlı Üye Sayımız
166,575
Kaydolan Son Üyemiz
Murat_Anıl

Çevrimiçi üyeler

SON MESAJLAR

SON KONULAR



Geri
Üst