Küheylan Kutup Çemberinde "dünyanın Yaylasına Yolculuk"

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan fsirin Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 1,348
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 214,972

Etiketler
Ynt: Küheylan Kutup Çemberinde "Dünyanın Yaylasına Yolculuk"

Kurutulmuş Balıklar
Buralarda bazı köprüler ancak tek aracın geçebileceği boyutlarda bu nedenle sırayla geçiş sağlayan bir ışık sistemi kurmuşlar. Sakrisoy adlı bir yere ulaştık. Buralarda artık görmeye alıştığımız ahşap binalardan birinin üzerinde “Sakrisoy Rorbuer” ve “Bebekler ve oyuncaklar Müzesi” diye bir yazı vardı. Sanırım oyuncak müzesi. İstanbuldaki Sunay Akın'ın müzesini zevkle dolaşmıştık. Buradaki açık gibi gözükmüyor zaten fazla zamanımız da yok yakından bakmadık. Denizin kıyısında, sanırım balık kafalarının kurutulduğu üzeri balık kafası dolu bir tahta askı vardı. Asıl dikkatimizi çeken bu müzenin karşısındaki balık satış yeri oldu. Burada kurutulmuş balıklar satılıyordu. Kocaman balık kafaları kurutulmuş balıklarla iç dekorasyonuyla gerçek balık müzesi aslında burası olması lazım. Satılan kurutulmuş balıklar nasıl yenir bilemiyorum, turistler hep balık alıyorlardı, biz ise tazesini ya da dondurulmuşunu tercih ediyoruz.







 


Ynt: Küheylan Kutup Çemberinde "Dünyanın Yaylasına Yolculuk"

Yine küçük ama çok güzel manzaralı balıkçı köylerinden geçiyoruz.







 

Ynt: Küheylan Kutup Çemberinde "Dünyanın Yaylasına Yolculuk"

Karavanlar için su ve atık tesisinden sularımızı doldurduk. Dün gece kaldığımız kamp yerine ulaştığımızda, 6818 kilometre olduk.

 



Ynt: Küheylan Kutup Çemberinde "Dünyanın Yaylasına Yolculuk"

Şimdilik bu kadar.

Bundan sonra Flakstad adasına geçeceğiz, Adadan adaya geçerek, Norveç'i bitireceğiz. Bir de Vikingler var.
 

Ynt: Küheylan Kutup Çemberinde "Dünyanın Yaylasına Yolculuk"

fsirin' Alıntı:
Bundan sonra Flakstad adasına geçeceğiz, Adadan adaya geçerek, Norveç'i bitireceğiz.

Abi bakmayayım diyorum, dayanamıyorum tekrar bakıyorum.Sen adadan adaya geç bitir Norveç'i ben de ekran başında bitiyorum .

sonunda koyduracan noktayı , ne var ne yok, bırakıp düşüreceksin yollara.
 

Ynt: Küheylan Kutup Çemberinde "Dünyanın Yaylasına Yolculuk"

toffy' Alıntı:
sonunda koyduracan noktayı , ne var ne yok, bırakıp düşüreceksin yollara.
;D ;D Benim de amacım o zaten.

Gökhan, bir de benim halimi düşün, bunları yazarken yeniden gidesim geliyor. :
Aslında aynı durumdayız, bizim için de en zoru gezi için kesintisiz uzun bir zaman ayırabilmek. :'(
 

Ynt: Küheylan Kutup Çemberinde "Dünyanın Yaylasına Yolculuk"

fsirin' Alıntı:
bizim için de en zoru gezi için kesintisiz uzun bir zaman ayırabilmek. :'(

Abi sorun o zaten, para bir şekilde bulunur, tasarruf edilir, ona göre gezi planı yapılır lakin zaman , ahhhh zaman, işte ne diyeyim, bilemiyorum.

:'( zaman :'(
 




Ynt: Küheylan Kutup Çemberinde "Dünyanın Yaylasına Yolculuk"

*
fsirin' Alıntı:
Her zaman gezilerde birşeyleri daha sonraya bırakmak lazım. Böylelikle bir daha gelmek için bir amaç kalıyor.

Genel karavancı taktiği!...

*Kuzey ülkelerinde, örneğin Norveç'te balık konusunu, birkaç paragraf olarak irdeleyebilir misin Ferhat? Yazılarında birçok kez değindin ama kısa bir başlık altında öneri ve salık vermeleri toplu olarak görmek isteriz.

***
toffy' Alıntı:
Abi bakmayayım diyorum, dayanamıyorum tekrar bakıyorum.Sen adadan adaya geç bitir Norveç'i ben de ekran başında bitiyorum .

sonunda koyduracan noktayı , ne var ne yok, bırakıp düşüreceksin yollara.

fsirin' Alıntı:
;D ;D Benim de amacım o zaten.

Gökhan, bir de benim halimi düşün, bunları yazarken yeniden gidesim geliyor. :
Aslında aynı durumdayız, bizim için de en zoru gezi için kesintisiz uzun bir zaman ayırabilmek. :'(

Çok kışkırtıcı sözler bunlar!...

***
toffy' Alıntı:
Abi sorun o zaten, para bir şekilde bulunur, tasarruf edilir, ona göre gezi planı yapılır lakin zaman , ahhhh zaman, işte ne diyeyim, bilemiyorum.

:'( zaman :'(

Kiminde zaman yok, kiminde diğeri... ;D

Cavid Sezen
 

Ynt: Küheylan Kutup Çemberinde "Dünyanın Yaylasına Yolculuk"


Kuzey ülkelerine ilk gittiğimde (2003) sanki bizdeki gibi balık dükkanları göreceğimi, her yerde Türkiye'deki gibi alıştığımız "İthal Uskumru" ların satılacağını hayal etmiştik. Bu balıkların kaynağının Norveç olmasına rağmen Norveç'te bu balıktan göremediğim gibi bizdeki gibi balıkçı tezgahlarına pek rastlayamıyorsunuz. Pek rastlayamıyorsunuz diyorum çünkü sadece Oslo'da böyle dükkanların olduğu bir mağaza varmış. Tabi ki tahmin edebileceğiniz gibi tamamen turistik amaçlı ve oldukça pahalı.

Kuzey ülkelerinde balıklar nerelerde satılıyor diye sorarsanız birkaç seçenek var. Bir balıkçı köyündeyseniz balık tutanı bulup elinde varsa almak mümkün. Yine 2003 yılında balık bulamadığımızda, Gamvik yakınlarındaki Mehamn kasabasında, bize balık lazım diye sorunca; bize bir telefon vermişlerdi. Tamam diyerek not aldık ama bilmediğimiz bir yerde balıkçıyı nerede bulacağımızı ve tarif alırken yiyeceğimiz roaming faturasını düşününce aramaktan vazgeçmiştik.

Balıklar tutulduktan hemen sonra balıkhanelere getiriliyor orada işlenip paketleniyor. Özellikle balıkçıların bulunduğu yerlerde böyle tesisler var ama dışarıdan balıkhane olduğu belli değil. Sormak gerekiyor. Yine 2003 yılında Kirkeneste böyle bir yerden Morina balığı almıştım.

Balık için en kolayı marketten almak. Marketlerde taze balık reyonuna da rastlamadım sadece dondurulmuş olarak satılıyor. Taze balığa ise Rusya'daki markette rastladım. İskandinav ülkelerine dönersek; bu gezide sadece marketten alabalık (Orret) aldık. Bunlar de 1.5 ila 3 kg arasında oluyor. Somonlar ve diğer balıklar ambalajlı dilim olarak satılıyor ve oldukça pahalı. Alabalığın kilosu 8-9TL iken işlenmiş balığın en ucuzunun kilosu 50TL ye geliyor. Ekmeğin de tanesinin 10TL olduğunu düşünürsek, balık-ekmek maliyeti oldukça fazla.

Bir de tütsülenmiş balık olayı var. "Smoked Fish" olarak yazıyorlar. Balığı tütsü altında bekletip yemeğe hazır hale getiriyorlar. Genel olarak Finlandiya'nın kuzey bölgelerinde yaygın. Bir Alman satın almıştı biraz da bize vermişti doğrusu ızgara ve tavada tercih ederiz. Resmen çiğ balık! Ya da sonradan bir ızgaradan mı geçirmeli bilmiyorum. :

Kurutulmuş balık da Norveç'te bol bol var ama yenir mi, sadece süs olarak mı alınır bilmiyorum. ;D

Aman tuzlu balığa dikkat. Gezi yazısında henüz oraya gelmedik ama; Finlandiya'da üzerinde "silli sokeri suola" yazan bir balık alırsanız "ringa şeker tuz " demekmiş. Şekerini anlamadık ama o kadar tuzluydu ki tadına zor baktık. Görünüşü güzeldi ama yemek mümkün değil. Tavada kızartmış da olduk. Siz siz olun böyle bir şey alırsanız suda epeyce bekletin tuzu gitsin derim. ;D

Bir çözüm de kendinizin balık tutmasıdır. Bunun için izin almak gerekiyor. Bazı yerlerde ise, yerel halk dışındakilere balık tutmak yasak. Sırf balık tutmaya bile kuzeye gidenler var.
 

Ynt: Küheylan Kutup Çemberinde "Dünyanın Yaylasına Yolculuk"

Çok teşekkürler; böylece balık konusu topluca ele alınmış oldu.

Cavid Sezen
 


Ynt: Küheylan Kutup Çemberinde "Dünyanın Yaylasına Yolculuk"

Sakrisoy´daki müzeyi gezmeyi eşim Sonja günlerce önceden planlamıştı. Sonja`nın hobisi antik bebekler. Bu müzede antik bebek müzesi olduğu için gezmeden geçmek olmazdı. Sonja müzeyi gezerken bende karavanı yan tarafa parkettim. Hemen yanımızdaki kurutulan balıkların kokusuna dayanamadım için, karavandan inip karşı tarafta kuru balıklar satan yeri bende gezdim.

Eskiden buzdolabı olmadığından bu balıklar kurutularak uzun süre dayanır hale getiriliyorlarmış. O zamanlar gemiciler uzun gemi yolculuklarında hep yanlarında böyle kurutulmuş balık götürüyorlarmış. Ayrıca askerler, uzun yola çıkanlar (ticari) icinde bunlar bir nevi konserve gibiymiş. Kurutulmuş balığın orta çağın beslenme kültüründe çok önemli bir yeri olmuş.

Avrupa´da şu anda Italya, Ispanya ve Portekiz´de bu tür balıklar halen yenmekte. Nasıl bizler artık yazında turşu yiyorsak, onlar da bu tada alışmışlar ve taze balığın yanında kuru balıktan da vazgeçemiyorlar.
Bilgileri Norveç gezi rehberimizden ve aşağıdaki linkten özetledim.
http://de.wikipedia.org/wiki/Stockfisch

Müzeden resimler.







 



Ynt: Küheylan Kutup Çemberinde "Dünyanın Yaylasına Yolculuk"

Karavanla gezebilmek için zaman bulabilmenin nasıl bir dert olduğunu unutmuşum, bu yaz eski derdimle karşılaşınca hatırladım
Gezmeye yeterli zamana sahip olmak çok zor, ama olsun nasipse bir gün yaparız
Biz balık konusunda biraz tutucuyuz, alıştığımız tadı bulamazsak yiyemeyiz, kurutulmuş balık İstanbul'da da satılıyor, sanırım Çiroz deniyor ama biz tadına bakmadık..
Güzel paylaşımlarınız ve büyük emeğiniz için teşekkürler