*"SAM_1757, 1805, 1812 ve 1813.jpg" bu dört fotoğrafta, beyaz ot balyası şeklinde nesneler görülüyor. Kurutulmuş otlar, balya yapıldıktan sonra, naylonla mı kaplanmış yoksa ben mi yakıştırıyorum? :-\
*Binnur, bir arkadaşının açtığı resim kursuna da gidecek bu yıl; kokmayan boyalar varmış artık... Bu Moskenes fotoğraflarından birini tuvale döker belki de... :
Bugün, gerçek bir görsel şölen vardı...
Bunlar saman balyası. Artık ülkemizde de bu şekilde balyalama yapıyorlar. Ülkemizde "silaj paketleme" diyorlar. Konya Tarım fuarında görmüştüm. Samanı yuvarlak olarak toparladıktan sonra makinayla döndüre döndüre koruyucu naylonu sarıyorlar. Böyle olunca, bozulmadan daha uzun dayanıyormuş.
İnternette videosunu da buldum.
http://vimeo.com/35270717
ben de Norveçli balinacıların müzesini merak ettim.Müzenin tabela fotoğrafı vardı ama devamını göremedim.İçerisini gezme şansınız oldu mu?
teşekkürler,
Bunlar saman balyası. Artık ülkemizde de bu şekilde balyalama yapıyorlar. Ülkemizde "silaj paketleme" diyorlar. Konya Tarım fuarında görmüştüm. Samanı yuvarlak olarak toparladıktan sonra makinayla döndüre döndüre koruyucu naylonu sarıyorlar. Böyle olunca, bozulmadan daha uzun dayanıyormuş.
İnternette videosunu da buldum.
http://vimeo.com/35270717
Bu gezinin gezmesi mi daha zordu, yoksa yayınlaması mı? karar veremedim
Gerçekten büyük emekler harcayarak gezinizi yayınlıyorsunuz, farkındayız
Fotoğraflardaki kalite takdire şayan....
Güzel foto ve detaylı anlatımlı paylaşımlarınız için sonsuz teşekkürler
Gezi yazısı hazırlamak gerçekten de çok zamanımı alıyor. Geziyi 43 günde bitirdik ama gezi biteli bir yıldan fazla oldu, halen Norveç'teyiz. :-[
Umutluyum iki üç ay içinde tamamen bitirmek istiyorum. :
Bitsin de yeni geziler yapalım.
Fotoğraflar ayıklanıyor panaromik olanlar birleştiriliyor. Deftere aldığımız notlar, topladığımız broşürler, çektiğimiz fotoğraflar ve vidolardaki bilgilerlerle bir araya getirilip gezi yazısı ortaya çıkıyor. Bunları akşamları 1-3 saat uğraşarak yapıyorum. :-\
ben de Norveçli balinacıların müzesini merak ettim.Müzenin tabela fotoğrafı vardı ama devamını göremedim.İçerisini gezme şansınız oldu mu?
teşekkürler,
A'da fotoğrafını verdiğim balina müzesinin duvara asılı olan ilanıydı. Balina müzesi Moskenes'te, dönüşte uğradık. Kapalıydı içine giremedik ama yine de biraz birşeyler çekebildim. Yazının devamında bahsedeceğiz.
Yarın balinalarla ilgili bölümü hazır hale getirebilirim.
Moskenes'teki manzaralı park yerine gelince, dolaptaki kocaman alabalığımız “Orret” sanki ye beni dedi. Manzara zaten harika hemen balığımızı tavaya attık. Manzaraya karşı da yedik. [GPS125]. Buradaki evler, hep direkler üzerindeki ahşap binalar. Kıyıdakilerin birçoğu da koyu kırmızı renkli.
Moskenes'teki en önemli müze de balina müzesi. Norveç'te eskiden balina avcılığı çok yapılırmış. Şimdi müzesini yapmışlar. Bu müzeye gitmek istiyoruz. Müzenin kapısına geldik ama kapı duvar. 15 ile 28 Ağustos arasında gün aşırı açık yani bir gün açık birgün kapalıymış. Saatimiz uygun ama müzenin kapalı olduğu güne denk geldik. Bugün cumartesi ama yarın, pazar olmasına rağmen açık, şansa bakın!. Müzeye giriş 60 kronmuş. Kapıdaki yazıları incelemekten vazgeçip çevresini dolaşınca bazı pencerelerden içerisinin görüldüğünü farkettik. Yapacak bir şey yok müze için burada bir gün bekleyecek zamanımız yok. Dışarıdan görebildiğimiz kadar inceleyeceğiz. Camdan içeriye bakınca, içeride kocaman bir balinanın iskeletini gördük. Biraz önce yediğimiz balığın kılçığına hiç de benzemiyor. Bol bol fotoğraflarını çektik. Oradan içeri bakmayın diyen bir bekçileri filan da yok neyseki. Müze içindeki asılı olan belgelerden birinde “Minke” Balinasından bahsediyor. Belki iskeleti asılı olan balina da bu türdür. Bu balinalar küçük bir türmüş. Dişileri ergenliğe 6 ila 8 yaşında iken 6.9 ila 7.4m boyunda ulaşıyorlarmış. En fazla da 9.1 ila 10.7m kadar büyüyorlarmış. Erkekleri ise 8.8 ila 9.8m dolayında oluyormuş. Ağırlıkları ise 4-5 ton civarındaymış. En fazlası ise 14 ton olurmuş. Dişiler her sene doğum yaparlarmış. Genel olarak 30 ila 50 yıl yaşarlarmış, en fazla ise 60 yıl olurmuş.
Balina müzesine giremedik. Balinaları daha iyi görebilmek için bir de balina safarileri yapılıyor. Bu safariler de Andenes'ten tekneyle yapılıyor. Andenes ise Lofotenden sonra biraz kuzeye gidilerek ulaşılıyor. Oraya gitmek bir günümüze malolur. Ciddi olarak gidip gitmemeyi yol boyu düşüneceğiz artık. Bir balina safarisi de Andanes yakınlarındaki, Sto'dan yapılıyor. Andanes'teki turların %96'sında balina gördüklerini eğer görülmezse bir sonraki safariye katılabilineceği yazıyor. Sto'daki de balina garanti diyor.Ama ne fiyatlarını biliyoruz ne de turların olup olmayacağını!. Böyle bir tur düşünenler; www.whalesafari.com ve www.articwhaletours.com internet sayfalarından inceleyebilirler. Biz kalan kısa süre zarfında internete de giremeyince gezi sırasında öğrenemedik. Ben oldukça pahalı olduğunu tahmin ediyordum, Nermin'e de çok istiyorsan telefon et öğrenelim dedim o da aramadı. Andanes yol ayrımına kadar bu tereddütler devam etti havanın da biraz yağışlı ve rüzgarlı olmasının da etkisinden yolumuza devam etmek durumunda kaldık. Her zaman gezilerde birşeyleri daha sonraya bırakmak lazım. Böylelikle bir daha gelmek için bir amaç kalıyor. Diyerek kendimizi de teselli ediyoruz. Daha önceden geldiğimizde de “Polar Zoo” sonraya bırakılan bir yerdi ama bu gezide de girmemiş olduk. Neyse balina safarisini bir yana bırakalım gezimize kaldığımız yerden devam edelim.
Balina müzesinin hemen arkasında bir sergi vardı. Balina müzesini gezemedik bari biraz onu dolaşalım dedik. İçeriye girdik. İçeride geniş salonlar vardı ama çoğu boştu. Duvarlarda çeşitli tablolar, hediyelik eşyalar, yün örgü çorap kazak gibi eşyalar vardı. Lofoten bölgesinin havadan çekilmiş fotoğrafları da vardı ilgimizi çekti.