KARAVANİST KARAVAN VE EKİPMANLARI FUARI
10-18 Ocak 2026 Tarihlerinde Tüyap'ta Gerçekleşecek Fuar İçin Ücretsiz Davetiyelerinizi Hemen Alın!
*Davetiyeler sınırlı sayıdadır.
Akşam saat 20:15'de kilometremiz 6161'i gösteriyorken. Finlandiya'ya girdik. Gümrük noktasında durup içerideki görevliye fotoğraf makinesi için tax-free olayını nerede yapabileceğimizi sorduk. Burada olmuyormuş ama bize işlemin yapılabildiği gümrük noktalarının listesini verdi.
Burada ağaçlar kısaldı. Maki gibi oldu. Ama her yer çimenlik ve yemyeşil yayla gibi. Burası Finlandiya'nın en kuzeybatı ucu.
Kampa Girdik
Kilpisjarven adındaki bir kamp yerine girdik. [GPS107]. İki kişi ve karavan için 24€, çamaşır yıkama ve kurutma için 6€ olmak üzere 30 avro'ya anlaştık. Wi-fi internet ücretsiz, elektrik ise 4€. Burası göl manzaralı bir kamp alanı. Kampta bungalolar da var. Bir ara kampta geyikler de dolaşıyordu. Buraya kadar hep geyiklerin peşinde dolaşmıştık bu sefer ayağımıza geldiler. Bende birkaç fotoğrafını çektim. Ama, fazla samimi olunca kaçıyor. Sanki hayvanın boynuzunu dilek ağacı yapmışlar gibi her iki boynuzunun ucunda da bir şeyler asılı.
Akşam saat 21'de kamp alanına girmiş olduk. Manzaralı bir yere parkettik ama manzarayla pek işimiz yok. Zaten hava karardı. Önce son toplanan çilekler reçel yapıldı. Nermin onlarla uğraşırken ben de internete girdim. Bulunduğumuz yerden biraz daha güç çekiyor. Bağlanırken zorlanıyor ama bağlandımı devam ediyor. Kamp alanı oldukça sakin pek fazla müşterisi yok. Bu dönem buraların sezon sonu. Burada gezi boyu biriken çamaşırları yıkayacağız. Çamaşırhaneyi bulmak da öyle pek kolay olmadı, yaklaşık bir saat kadar aradık. Resepsiyondan tarif ettiler, bir de anahtar verdiler ama tesisi dört dolandık çamaşırhaneyi bulamıyoruz. Tesisi iyice keşfettik her tarafta bol bol saunalar var. Bulduğumuz her kapalı kapıya anahtarı deniyoruz olmuyor. En son bayanlar tuvaletine bakmak üzere Nermin'i görevlendirdik. Sonunda bulduk. Meğerse bayanlar duş-tuvaletinin içinden geçilip arka tarafındaki odaya giriliyormuş. Kolay bulamayız tabi. Ara sıra uyuduk uyandık ama sabaha kadar çamaşırlarla uğraştık. Çamaşırhane küçük bir oda içinde bir çamaşır makinesi ve bir de kurutma makinesi var. Kumbara jeton filan yok, çamaşır yıkayacağım dediğimiz zaman anahtarı veriyorlar işiniz bitince resepsiyondaki kutuya bırakıyorsunuz. Bir işlem sonuçta saatler sürüyor. Çamaşır yıkamak tamam sorun yok da kurutucudan çamaşırlar kuru çıkmıyor. Tekrar koysakda sonuç aynı. Çamaşırhaneyi ararken içinde radyatör boyler filan olan sıcak bir oda bulmuştuk, herhalde kurutma odası, içeride çamaşır ipi de vardı. Çamaşırları önce oraya koyduk. İyi kurumayanları gündüz kamp alanında kurutmaya çalıştık. Çamaşırlarla uğraşırken neredeyse akşam oldu. Saat 16:55'de kamptan ayrıldık. Geç ayrılmaya neyse bir şey demediler. Gerçi daha 24 saat bile geçmedi.
Sınıra yaklaşırken bir tabela görünce önemli bir yer diye durduk. İkinci dünya savaşında yapılmış bir köprü varmış. Bu köprü “Barbaros” planı dahilinde yapılmış. Bizim “Barbaros Hayrettin” ile bir isim benzerliğidir herhalde sadece. Adı “Ahdaskuru” köprüsüymüş Lapland bölgesinin tek taş köprüsüymüş ve 1943 yılında Alman askeri taşımacılığı için yapılmış.
Saat 18:20'de kilometremiz 6190'ı gösteriyorken yeniden Norveç'e geçtik. Bu kısa Finlandiya gezisi de 29Km oldu. Epeydir kampta kalmıyorduk, kampta kalmış olduk.
Bunca koşuşturma arasında öğlen yemek de yiyememiştik. Saat 19 civarında sınırdaki Sameleir park alanında öğlen akşam karışım zamanlamalı yemeğimizi yedik. [GPS106]. Yine lezzetli “Orret” balığımızı ve yanında da salatalık turşusu yedik. Ama turşu tatlı. Şimdi bu turşu da nereden çıktı demeyin. Sürekli reçel yaptık ya o reçelleri koymak için kavanoz lazım. Boş kavanozlar turşulardan pahalı satılıyor. Onun yerine turşu alıp turşuları saklama kabına boşalttık ve kavanozlarını da yıkayıp reçele kullandık. Bir süre sonra bu tatlı turşulara da alışmaya başladık. En güzelleri salatalık ve pancar turşusu.
Yine Norveç'te kaldığımız yerden devam edeceğiz. Navigasyonumuz Zeynep, Skibothn yakınlarındaki buraya saptığımız yol kavağına 30Km var diyor. Yolumuz Skibotndalen adındaki bir doğal rezerv alanından geçiyor. Buraya artık sonbahar gelmiş ağaçlar büyük oranda sararmış durumda.
Yolumuzun solundaki şelaleye de uğramadan geçemezdik. [GPS109]. Finlandiya'ya doğru giderken Zeynep'e işaretlemiştim. Dönüşte bulmam kolay oldu. Şelalenin adı “Rovvejokfossenfalls”, 30 metre kadar yüksekten dökülüyor ve ormanın içine doğru dalıyor sonra da ileride onlarca kilometre sonra fiyorda dökülüyor. Hava sıcaklığı 13°C bu sıcaklıklara çok alıştık nede olsa dünyanın yaylasındayız.
Narvik-Skibotn kavşağı yakınlarında yol kenarında bir anda yabani geyik gördüm. Gezi boyu gözlerim aslında hep bunları aramıştı. Nermin'e hemen hadi çek dedim ama o da neyi çekeyim dedi. Kopilotumuz farkedememiş. Ben geyik geyik dedim başka bir şey diyemedim, o da nerede dedi. Bu arada frene asıldım. Hemen yok kenarına çekip makinayı kaptım ve fotoğraflamaya çalıştım ama ne yazık çok iyi fotoğraf alamadan geyik yolu geçti gitti. Bu tür geyiklere fazla rastlanmıyor. Bunlar ren geyiklerine göre çok daha iriler ama onlar gibi dallı budaklı boynuzları yok. Biraz daha at gibi görünüyorlar. Sadece erkeklerin yassı ve geniş boynuzları oluyor. Dişilerde ise yok. Finlandiya'da bunlara “Hirvi” diyorlarmış, ingilizcesi de “Moose”. Bir dişi geyikle tanışmış olduk.
6230. kilometrede yeniden ana yola ulaştık. Buradan Finlandiya sadece 40Km idi, gidip gelmiş olduk. Lyngen fiyordunun buradan itibaren güney kesimine Storfiyort adı verilmiş. Saat 20:30 oldu, artık güneş dağların arasından bir batıyor, bir etrafı aydınlatıyor. Güneş kaybolduğunda bulutlar güzel şekiller oluşturuyorlar.
Hatteng'e gelmeden karşımıza çıkan park yerini pek beğendik. Tromso-Omrades levhası var. Tuvalette sıcak su akıyor. Buraya kadar birçok tesiste bırakın sıcak suyu su bile yoktu. Burası Storfiyordun sonunda bir park yeri. [GPS110]. Karavanlar için destek sistemleri var. Atıksu olan yerde duş da var. Burada Lyngen fiyordunun 2. dünya savaşındaki önemini anlatan bilgi levhası da vardı. Konaklayan karavan yoktu. Bizim için de henüz erken, yola devam edeceğiz.