.
B..tan bir konu ama azimle s..arak tahtayı bile deleceğimizi ve böylelikle bazı fikirleri belki değiştirebileceğimizi düşünürsek, peki devam edelim.
Gerçi konu üzerinde Almanya’da Bochum Üniversitesindeki televizyonlarda da tanmış bir Türk profösörü gibi akademik kariyer yapmak bile olanaklı..
* Arıtma sistemi derken Avrupada’kilerini kast etmiştim. Türkiye için bilgim yok.
* Arıtılmış su durulama hariç kullanılmakta.
* Birinci ihtimal doğru.
* İkincisi; arıtma istasyonlarında yan ürün olarak gübre elde edilse de, bu açıdan karavancılara muhtaç olduklarını sanmıyorum. Zaten içinde yüzüyorlar.
* Üçüncüsü; neredeyse bütün kimyasallar Formaldehit ve Klor bile zaman içinde doğaya uygun hale geliyorlar. Asıl sorun bu zaman aralığında verdikleri zarar. Gri su için mutfak ve duşda arapsabunu kullanılıyorsa ki bu olanaklı, teorik olarak en doğrusu yapılmış olurdu. Arapsabunu doğanın hemen tolere ettiği ender temizliyicilerden.
Kapalı depolanmış gaitada kısa zamanda aerobik mikropların oksijeni tüketmesi sonucu sahneye çıkan anaerop cinsleri bizler için en tehlikeli olanları. Ayrıca gaitanın ise koku, baştaki aerobik mikrop ve ikinci günden itibaren idrardan pis kokulu amonyak oluşması yüzünden çekinceli durumu var.
Üstelik kültürel ve son cevabımdaki geleneksel durum söz konusu.
* Sonuncusu; sanırım bu durumda polis yerine kamp sahibi gelir ve “
Benim kimyasallı wc artıkları için ekstra ödeme yaptığım depoyu, neden gereksiz dolduruyorsunuz? “ diye sorardı...
Tabii bu durumda olaya kendimizce mantiki bir cevap vermeye çalışmanın mı, yoksa oradan yavaşça sıvışmanın mı daha daha medeni olacağı hakkındaki düşüncemi, iyisi mi kendime saklayayım..
Şaka bir yana buna müsaade eden münferid yerler de var.
Ama durum istisnanın kaideyi bozmaz olması modunda. Avrupa’ya çıkanların bilmesi sanırım faydalarına.
.