Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

Bazı sitelerde tuz madenlerinin sadece rehber eşliğinde gezildiği yazılmış.

evet. tuz madenleri sadece rehber eşliğinde geziliyor. yılın 12 ayı açık. yerin 150-200 metre altında ve labirent gibi yarı karanlık dehlizlerde rehbersiz gezilemez zaten. hoş auschwitz müzesinde de rehberli geziliyor ama mesela orada gruptan ayrılabilirsiniz ve bireysel olarak gezebilirsiniz. eğer 2.dünya savaşının doğu avrupa cephesiyle ilgili tarihi bilgilere hakimseniz zaten rehberin anlattıklarından sıkılıp tek başınıza dolaşmaya başlıyorsunuz. maden içinde sadece son etapta rehberden bağımsız gezi imkanı var fakat saatlerce yerin altında bulunmaktan hoşlanmadıysanız bu son free etabı çıkış asansörüne yetişmek için koşturmakla geçirirsiniz. benden söylemesi. çünkü tuz madenindeki gezi toplam 3-4 saat kadar sürüyor.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

şehri gezdikçe lviv'in krakow'a çok benzediğini farkediyoruz.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

krakow gezisi hava kararınca C.K.Browar denen yerel bir brewery pub'da noktalanıyor.
tarihi bir binanın mahzen katında konumlanmış olan bu mekan birkaç bölümden oluşuyor. kendi ürettikleri biraları servis ettikleri mahzen katı, özellikle av hayvanlarından oluşan bir menüsü olan restoranı ve club tarzı gece klübü olan multiplex bir işletme. gidilesi bir mekan.
krakow şehir gezimde şunu farkettim ki bir çok gece klübü ve eğlence mekanı yerin altındaki mahzenlerde faaliyet gösteriyor. tuz madeni gezisinden sonra artık polonya'da yer altı'nın yerleşik bir kültür olduğu kanısına vardım. belki de 2.dünya savaşından kalan ve toplumun genetiğine işlemiş olan sığınak kültürü bunu oluşturmuş olabilir.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

ertesi gün erkenden otelden ayrılarak tuz madenlerine doğru yola çıkıyoruz.
maden sahasına yaklaştıkça bir çok otopark ve önlerinde aynı türkiye'dekine benzer avupai değnekçiler sizi otoparklarına çağırıyorlar. acemilik yapıp girmeyin. maden müzesi girişine kadar ilerleyin ve en yakınındaki otoparka girin. ben öyle yaptım. otopark ücreti hepsinde aynı. 5 euro.
maden girişinde öncelikle bilet kuyruğuna girmelisiniz. bilet yanlış hatırlamıyorsam kişi başı 15-20 euro civarındaydı. aile indirimi ve grup indirimi de uyguluyorlar. biletinizi alırken size hangi dilde rehberlik hizmeti alacağınız soruluyor. ingilizce'yi seçmenizi öneririm çünkü yarım saatte bir ingilizce rehber grubu madene iniyor. diğer diller için beklemeniz gerek.
bir diğer gireceğiniz kuyruk madene giriş kuyruğu. burada dillere göre insanlar kuyruğa giriyor. madene inmek yoğun saatlerde 2 saat kadar sürebilir. o nedenle yoğun sezonlarda buraya erken saatlerde gelmenizi öneririm.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

madene rehberiniz ve grubunuzla birlikte giriş yaptıktan sonra 80-100 metre derinliğe kadar tahta merdivenlerle uzun bir iniş yapıyorsunuz. ben maden girişinde herhangi bir uyarı görmesem de kesinlikle ama kesinlikle "KLOSTROFOBİSİ" olanlar buraya girmemeli. çünkü maden gezisi bence haddinden fazla uzun sürüyor ve kapalı yer korkusu olanlar için hiç de uygun bir yer değil. zaten bizden bir önceki gruptan biri fenalık geçirmiş olacak ki kendisine görevliler eşlik ederek götürdüler.
bence kesinlikle görülmesi gereken bir yer. tarih öncesi dönemlerden beri insanların tuz ihtiyaçlarını karşıladıkları devasa bir havza ve kesinlikle muhteşem bir yer.
1996 yılına kadar aktif olarak kullanılmış ve daha sonra turizme açılmasına karra verilmiş. rehberin söylediğine göre şu an madenin sağladığı turizm geliri buranın gerçekten bir maden olduğunu kanıtlar nitelikte.
yeraltında bir şehir değil bir dünya inşa edildiğini göreceksiniz. tarihin her dönemine ait izler madenin her tarafında.
hatta şu an konserler için de kullanılıyor çünkü devasa dehlizlerde akustik muhteşem.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

yerin yüzlerce metre altında devasa katedraller ve konser salonları inşa etmişler.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

gelelim meşhur auscwitz'e...

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

auschwitz müzesi kesinlikle üstünkörü gezilecek bir yer değil. bence en az bir gününüzü ayırmalısınız.
2.dünya savaşıyla ilgili bilgileriniz hollywood filmleri ile sınırlıysa burada görecekleriniz bir film setinden farksız olacaktır. ben savaş tarihi üzerine yalayıp yutmuş olarak söylemeliyim ki maalesef auschwitz müzesi profesyonel bir sinema platformu olarak kurgulanmış. günümüzdeki bir propaganda kültürünün kabe'si diyebilirim. eğer ön yargılarınızdan arınmış bir gözlemci ve tarihi belgelere de hakim olarak ziyaret ederseniz bunu farkedeceksinizdir. bu yargıya auscwitz müzesini ve amsterdam'daki anna frank'ın evini gezdikten sonra vardım.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

şunu da söylemeliyim ki ruh karartıcı bir yer.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

sergilenen kimyasal gaz kutuları.
bu kamp 2.dünya savaşı sonrası kızılordu tarafından ele geçirildi ve stalin tarafından rejim karşıtı insanların mahkum edildiği bir cezaevi olarak kullanıldı. bu kampın yıkılmamış olmasını bu nedenle anlayabilirim de bu gaz kutuları kesinlikle buraya sergilenmek maksadıyla sonradan getirilmiş.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

ayakkabılar hakkında da aynı şeyleri düşünüyorum.

 

[theodor_malinovski]

Ynt: Karayoluyla 15 Günde Avrupa Turu

sergilenen objelerdeki yığın metaforu katastrofik bir çağrışım amacı güdüyor. ister istemez siyah-beyaz ayarlara geçiyorum.