Karavan Yapımı Hikayemiz

[Muhammed80]

27 Kasım 2020

Lumboz, dış elektrik, su dolum ağzı ve dış duş için kaporta kesme ve araç altına depo montaj işlerini yaptırdık. Bu işleri maalesef daha önce aracımızdaki çıkartmaları maket bıçağı ile kazıyan oto yıkamacıya yaptırdık. Yine aynı ustamız maalesef araç altı su depolarını akıllı vidayla şaseye montaj etti. Bu montaj işi tamamen boşa gitmedi. (Not: Kendimi avutuyorumJ) Depoların yerleşeceği yerler netleşmiş oldu. (Daha sonra tavan sepetini yaptırdığımız kaynakçıya gittiğimizde bu depoları da ayrıca tijlerle sağlıklı hale getirdik.)

Oto yıkamacıdan sonra bir kaportacıya giderek elektrik tesisatında kullanacağımız 18 mm çapındaki spiral boruların bazı yerlerden geçişi için birkaç delik açtırdık. Bu sırada kaportacının karşısında demir kaynak işleri yapan bir dükkânla tavan sepetini görüştük. Uygun bir fiyat verince birkaç gün sonrasında işe başlanması için anlaştık.

Gün hala bitmemişti. İlk defa büyük araç kullandığımızdan biraz tedirginlikle hemen multimedya sistemi taktırmaya gittik. Araca iki ayrı sistem taktırdık. Bir tanesi arka tarafı sürekli olarak gösteren yani ayna vazifesi gören düz kayıtsız bir kamera sistemi. Diğeri ise navigasyonlu multimedya sistemi ve geri vites kamerası. Bu sistemler bize pahalı gelse de sonrasında çok memnun kaldık. Daha önceden aldığım sygic lisansı vardı. Bir fırsat bulursam yurtdışında kullanmak üzere multimedya sistemine indirim tüm Avrupa haritalarını yüklemeyi düşünüyorum.

 

[Muhammed80]

28 Kasım 2020

Banyodaki lavabonun ve duş teknesinin giderlerinin tek bir noktadan olmasını istiyordum. Bunun için bir T bağlantısı aldım. Sincan Sanayii bir derya ne ararsan buluyorsun J

Duş teknesini sipariş verdik. 80x90 ölçülerinde akrilik duş teknesi. (Kargocu kardeşimiz sağolsun telefon açmadan kocaman paleti 9. kata kadar çıkarmıştı J Ben sonra tekrar araca indirmek zorunda kaldım.)

Kargofobia

Ben oldum olası kargo meselesinden hep korkardım. Bana göre bir şey kargoyla geliyorsa adresi bulma ihtimali yüzde ellinin altındadır. Mümkünse alınacak bir şeyi gidip elimle tutarak dokunarak almak isterdim. Fakat salgın sırasında bu ne mümkün. Belki 100 kalem malzemeyi kargoyla aldım. Her siparişten sonra asıl satıcıların telefon numaralarını internetten bulup arıyordum. Hepsiyle kargo detaylarını konuşuyordum. (Bu arada bu malzeme satıcılarından da bir çok şey öğrendim. Bir çok yanlışı önceden farkedip düzeltme imkanı buldum.) Ama ilginç bir şekilde hiç kargo sorunu yaşamadım. Hepsi beni çok şaşırttı. Neredeyse sipariş ettiğim her şey zamanından önce geldi. Hatta karavan için kullandığımız lambrileri bile kargoyla aldım. Onda bile gidip mobilyacıyı kolayca bulup tüm malzemeyi indirdiler. Buradan kendilerine saygılarımı sunuyorum.

29 Kasım 2020

Bugün tavan sepetini yaptırıyoruz. Sabah doğrudan demirciye gittim. Demirci ben gelene kadar demirleri daha önce aldığı ölçülere göre kesmişti. Önce aracın üstündeki mantar şeklindeki demirlere 10 cm boyunda silme diye tabir edilen demirlerden kaynattı. Daha sonra yerde tavan sepetini kaynattı (Boyasını bana yaptırdıJ) sonra tavan sepetini tek parça olarak yukarı çıkartarak daha önce araca kaynattığı silmelere kaynattı. Kaynak izlerinin olduğu yerleri tekrar boyadık ve tavan sepetimiz hazırdı.

Daha önce oto yıkamacının akıllı vidalarla araç şasesine monte ettiği atık su depolarını vida yerlerinden aşağıya tij sarkıtarak ve alttan tijleri demirle birleştirerek somunlu bağlantıya dönüştürdü. İnternette okuduğum kadarıyla herkes bu şekilde montaj yaptırıyor. Benim kafa hala oto yıkamacıya yaptırdığım bütün işlerin boşa gitmesindeydi.

Hazır demirciye gelmişken daha önceden kalıbını aldığım tuvaletimizin ayaklarının vidalarının geleceği yerlere de kutu profil kaynattırdım.

Demirci bu işleri yaparken hemen yanda kapı fitili işi yapan bir yer vardı. Arka kapı fitillerinin durumu kötü olduğu için bunları da yenilettim. (Ancak daha sonra bunlar uyumsuz olduğu için sökmek zorunda kaldım. Aynı arka kapılara toplam 3 defa fitil taktırmak zorunda kaldım. Bu fitilciyi de oto yıkamacının tavsiye ettiği kaportacı tavsiye etmişti J)

Arabaya Ful Kaynak Terapisi Yaptık

Demirci kaynak işleriyle uğraşırken kaportacıyla tekrar görüştüm. Kasadan gelen sesleri azaltabilir miyiz diye sordum. Baktı bazı taşıyıcıların ayrıldığını tespit etti. Aracı baştan sona kaynatalım dedi J Şaka değil. Hakikaten de dediği şeyi tümüyle uygulatmadım ama tüm taşıyıcıları arabanın kasasına şiddetli bir darbede kırılacak kadar ama her esnemede ses çıkartmayacak kadar kaynattık. İlginç bir şekilde kasadan gelen ses azaldı. Ama bunu kimseye tavsiye etmem. Neticede fabrika bu taşıyıcıları bir hesapla yapıyor. İnşallah büyük bir risk almıyoruzdur.

Hızlı ve dolu geçen günün akşamında bilgisayar başına oturdum ve yeni siparişleri vermeye başladım.

3 adet 190 W monokristal solar panel ve bağlantı aparatları (Sağolsun siparişi verdiğimiz firmaya telefonla ulaştığımızda bağlantı aparatlarının kablolarına kadar hazırlayıp göndereceğini söyledi. Bize sadece soketleri takmak kaldı)

40 A MPPT şarj kontrol cihazı (Benim teorik hesap takıntım yüzünden 40 A aldık. 3 solar panelin vereceği maksimum akım 30 A. Ama olur da ilerde dördüncü bir panel takmak zorunda kalırsak şarj kontrol cihazımız yeterli olsun diye düşündüm)

200 lt temiz su tankı (Bu tankı arkada yatağın altında davlumbazların arasına monte edeceğiz)

Temiz su tankı şamandırası

Seaflo 11,2 lt/dakika 12 V hidrofor

Klozete takılabilen taharet musluğu

 

[Akdeniz45]

25 Kasım 2020

26 Kasım 2020

...

Atık Su Tankı Havalandırma Sorunsalı

26 Kasım tarihinin konusu değil ama daha sonradan bu tanklara havalandırma deliği açmadan montaj yaptırdığımı fark ettim. Daha doğrusu bir gece düşünürken tanka gidecek suyun içerde birikmiş olan havayı itemeyeceğini dolayısıyla bu havanın gidecek bir yeri olmadığını düşündüm. Sorun büyüktü çünkü bir kaçak olabileceği ihtimaline karşı gri su tankının araç içindeki çıkışlarını öyle bir silikonladım ki bir daha kimse o tankı sökemez. Tank montajlıyken bir havalandırma deliği açmam gerekiyordu. Ama iş bununla da bitmiyordu. Açılacak delikten araç hareket halindeyken su taşması ve bunun yola akması ihtimali vardı. Bu durumu siyah su tankı için düşünmek bile istemiyordum.

Baktım olacağı yok tesisat konusunda deneyimli olan kardeşime danıştım. Emin olmamakla beraber beni rahatlatan bir cevap verdi. Gri su tankına giden suların yani lavabolar ve duş teknesi sularının basınçsız ve muhtemelen helezonik şekilde akacağını o su akarken aynı borudan havanın çıkabileceğini dolayısıyla gri su tankına havalandırma deliği açmama gerek olmayabileceğini söyledi. Biraz rahatlamıştım ama hala siyah su tankına havalandırma tahliyesi için ne yapacağımı bilmiyordum. Alelade bir delik açamazdık çünkü siyah su tankı içeriğinin hareket halinde dışarı akma riski kabullenilebilir bir risk değil. Öyle bir çözüm olmalı ki sadece basınçlı su geldiğinde sıkışan havayı tahliye edecek ama sallantı sırasında havalandırmaya gelen suyu geçirmeyecek bir yol olmalı. Tekrar kardeşimi aradım ve biraz kafa yorduk. Prujör ya da çekvalf denemesi yapmamı söyledi. Ben de internetten bir çek-valf buldum. Planımıza göre elektrikli wc motoru tanka atığı basınçla basarken tankta sıkışan havanın basıncı çek-valfi açacak ve havayı tahliye edecek diğer durumlarda sallantı sırasında tankın yandan en üst noktasına monte edilecek olan çekvalfe gelen sular basınçlı olmayacağı için çekvalfi açamayacak. Bunun montajını henüz yapmadım. İnşallah karavan bittikten sonra montajını yapıp kullanımdaki duruma bakacağım. Önce temiz su ile denemesini yapacağım. Eğer siyah su tankında bir sorun olursa yeni denemeler için şansım olacak. Çünkü siyah su tankını sökebiliyorum. Ama gri su tankında bir sorun yaşarsam yeni bir tank almam gerekecek.

Çalışmalar iyi gidiyor, kolay gelsin ve başarılar.

Siyah su deposunu havalandırma planları yaparken komşularınızı da düşünün. Bir kaç defa Wc kasetinde havalandırma tesisatı olan karavanlara komşu oldum. Çabuk farkına vardıǧımda hemen yer deǧiştirdim. Gidecek boş yer bulamayınca orada kaldıǧımda oldu. Çok kötü kokuyor. Bu durumlarda komşuyla selamlaşmak bile insanın içinden gelmiyor.

Sizin çözümünüzde devamlı bir havalandırma olmayacaǧı için dışarıya giden pis koku sınırlı olabilir ama sorunu önceden bilmekte fayda var.

 

[Muhammed80]

Çalışmalar iyi gidiyor, kolay gelsin ve başarılar.

Siyah su deposunu havalandırma planları yaparken komşularınızı da düşünün. Bir kaç defa Wc kasetinde havalandırma tesisatı olan karavanlara komşu oldum. Çabuk farkına vardıǧımda hemen yer deǧiştirdim. Gidecek boş yer bulamayınca orada kaldıǧımda oldu. Çok kötü kokuyor. Bu durumlarda komşuyla selamlaşmak bile insanın içinden gelmiyor.

Sizin çözümünüzde devamlı bir havalandırma olmayacaǧı için dışarıya giden pis koku sınırlı olabilir ama sorunu önceden bilmekte fayda var.

Sağolun Akdeniz Bey,
Aslında şu anda mobilya imalatımız devam ediyor. Fakat ben bugüne kadarki süreci daha önce aldığım notlardan düzenleme yaparak aşama aşama yazmaya çalışıyorum.

Havalandırmanın yol açacağı koku konusunu forumda okumuştum. Buna istinaden çözüm arayışı içerisindeyim. Düşündüğüm tedbirler;
- Siyah su tankına, portatif tuvaletlerde kullanılan ve bakteri üremesini, dolayısıyla kokuyu engelleyen ilaçlardan orantılı miktarda eklemek.
- Havalandırmayı yalnızca basınç varken açılabilir yapmak.
- Elektrikli tuvaleti kullanamayacağımız durumlar için araçta her ihtimale karşı bir portatif tuvalet bulundurmak. Sanırım yurtdışındaki bazı kamp yerlerinde siyah su deşarj noktaları zeminde değil, yerden yüksekte bir noktada. Böyle yerlerde konaklama zorunluluğu olursa mecburen portatif tuvalet kullanacağız. Bu bel fıtığı rahatsızlığıyla o taşımayı nasıl yapacağım bilmiyorum ama bir çaresine bakacağız.

 

[Akdeniz45]

Sağolun Akdeniz Bey,
Aslında şu anda mobilya imalatımız devam ediyor. Fakat ben bugüne kadarki süreci daha önce aldığım notlardan düzenleme yaparak aşama aşama yazmaya çalışıyorum.

Havalandırmanın yol açacağı koku konusunu forumda okumuştum. Buna istinaden çözüm arayışı içerisindeyim. Düşündüğüm tedbirler;
- Siyah su tankına, portatif tuvaletlerde kullanılan ve bakteri üremesini, dolayısıyla kokuyu engelleyen ilaçlardan orantılı miktarda eklemek.
- Havalandırmayı yalnızca basınç varken açılabilir yapmak.
- Elektrikli tuvaleti kullanamayacağımız durumlar için araçta her ihtimale karşı bir portatif tuvalet bulundurmak. Sanırım yurtdışındaki bazı kamp yerlerinde siyah su deşarj noktaları zeminde değil, yerden yüksekte bir noktada. Böyle yerlerde konaklama zorunluluğu olursa mecburen portatif tuvalet kullanacağız. Bu bel fıtığı rahatsızlığıyla o taşımayı nasıl yapacağım bilmiyorum ama bir çaresine bakacağız.

Bu resim karavanların wc depolarının nasıl havalandırıldığını gösteriyor.

Aslında atık deposunu havalandırarak kimyasal kullanmayı önlemek esas amaç. Böylece çevre korunmuş oluyor (kendimizi çevreye dahil etmezsek).

Yukardaki sistemin nasıl çalıştığını dikkatlice okudum. Aynı sizin düşündüğünüz gibi, bu sistemde sadece tuvalet kullanıldıktan sonra geçici bir süre depoyu havalandırılıyor. Işin ters tarafı depodan gelen havanın çıkış yeri karavanın sol tarafında (nedense wc’ler karavanların genellikle sol tarafında oluyor). O tarafta da komşular masalarını kurmuş oturuyor olabilirler. Çünkü karavanla konaklarken giriş kapılarının karşılıklı durmamaları genellikle arzu edilir.
SOG® - Funktionsprinzip

Pis kokan hava yükselirse ( konuyu forumda bilen varsa bize yardım edebilir), çıkış yerini yükseğe yaparak sorun belki çözülebilir.


Avrupa’da kamping ve karavan parkların çoğunda atık boşaltma yerleri zeminde de var ve sayıları süratle artıyor. Karavanla üzerinde durarark depoyu boşaltmak mümkün.


Bel fıtığı bende de var. Sıcak tutarak ve şöyle bir yastıkla durumu katlanabilir hale getirebiliyorum.

 

[Muhammed80]

Aralık 2020 - Araç Bakımı

Aracın standart bakımlarının yanısıra,

araç aküsünü inci 102 Ah akü alarak yenilendi,

silecek motoru arızalıydı onarımı yapıldı,

şoför mahallindeki tavan lambalarının arızaları giderildi,

araç daha önceden minibüs olduğu için yolcu bölümünde var olan ve bizim söktüğümüz aydınlatmaların kabloları demonte edildi, bu kablolardan bir tanesi şoför mahallinin üst kısmındaki bagajda bırakıldı ki ilerde buranın aydınlatmasını araç aküsünden alabilelim.

yandaki kayar kapıdan girince tam karşıya yapılacak iki koltuğun yanındaki (soldan birinci cam) açılır pencereye dönüştürüldü.

arabanın motorunda bir tekleme vardı bu nedenle enjektörler onarıldı. Enjektörler 2.300 TL’ye mal oldu.

şarj dinamosu tamiratı yapıldı.

marş dinamosu tamiratı yapıldı ve bazı parçaları yenilendi.

kalorifer sıcak soğuk geçiş düğmesi arızalıydı, ustamızın önerisi üzerine düğmeyi ve arkasındaki tertibatı onarmak yerine doğrudan tesisata bir musluk takıldı.

şoför tarafındaki otomatik camın düğmesi arızalıydı, temizlenerek onarımı denendi ancak başarılı olmadı, daha sonra bu düğmeleri yenileyeceğiz.

egzozda bir titreme vardı, bu arıza giderildi.

aracın direksiyon kutusu, motor alt kulak vb. birkaç arızasının onarımı daha sonraya bırakıldı.

Bunların dışında halen araçta kapı ayarı, arka kapıların lastiklerinin yenilenmesi gibi bekleyen işler var. Karavan imalatı bittikten sonra daha detaylı baktırılacak.

 

[Muhammed80]

Aralık 2020 – Elektrik İşleri

Solar Panel Bağlantıları

Paralel mi seri mi bağlantı tartışmalarını çok okudum. Çoğunluk paralel bağlayıp gerilimi yükseltmeyi tavsiye ediyor. Ancak ben solar panel girişinde 60 V bir gerilim kullanıp tehlikeli temaslar riskine girmek istemedim. 50 Volttan yukarısı tehlikeli geldi. Dolayısıyla bu panelleri paralel bağlayıp 20 V ve Maksimum 30 A olacak şekilde kullandım. İlerde sıkıntı yaşarsak araç dışında tavanda değişiklik yaparak seri bağlantıya çevirebilirim.

Kablo Hesapları

Kablo çekiminden önce tüm yükler listeledim ve kesit hesaplarını yaptım. Elektrikli WC hariç tüm kablolama için 1,5 mm2 kablo kesitinin yeterli olduğunu gördüm. 1,5 mm2 kablo 15 Amperden daha yüksek bir akım taşıyabiliyor.

15 Amper 220 Volt tesisatta 3 kiloWatt’tan daha yüksek bir güce, 12 Volt tesisatta 180 Watt güce tekabül ediyor. Elektrikli WC hariç tüm yükler bu değerin altında kaldığından 1,5 mm2 kesitinde kablo yeterli görünüyor. Elektrikli WC için ise 6 mm2 kesitinde kablo kullanacağız.

Yerleşim

Aküleri, inverteri ve 220 V akü şarj cihazını, şoför koltuğunun tam arkasına gelecek karşılıklı iki koltuktan birinin altına koyacağız. Bu koltuğun önünde masa, arkasında banyo olacak.

Dağıtım panosunu ise bu koltuğun tam üstünde tavana yakın bir yere koydum. Panodan aşağıdaki koltuğun altına çok sayıda boru ve kablo gideceği için mobilya yaparken burayı şişirmek gerekecek.

Solar şarj kontrol cihazını da panonun hemen yanına yerleştirdik. Şarj kontrol cihazının girişinde bir akü şalteri var. Bu akü şalteri solar panelden gelip şarj kontrol cihazına giden enerjiyi kesmeye yarıyor. Bir çok yerde buraya DC sigorta konması öneriliyordu. Ama bana mantıklı gelmiyordu. Çünkü sigorta yükü ve tesisatı aşırı akıma karşı korumak için kullanılır. Bildiğim kadarıyla solar panelden aşırı akım gelme gibi bir risk yok. 3 adet solar panelin vereceği maksimum akım 30 Amper ve şarj kontrol cihazımız 40 Amperlik. Şarj kontrol cihazını aldıktan sonra içerisinden çıkan dokümandaki şemada da benim tahmin ettiğim şekilde solar panel ile şarj kontrol cihazı arasına devre kesici, şarj kontrol cihazı ile akü arasında ise DC sigorta gösteriliyordu. Ben de bu şemaya uygun tesisat yaptım.

Kablolama

Kablo olarak genellikle TTR kullanılmasına rağmen ben antigron kablo tercih ettim. TTR kablo çok sayıda ince telden oluşuyor iken antigron kablo tek parça bakırdan oluşuyor. Avantajları ve dezavantajları var. TTR kablo rahat bükülüyor, tesisat çekerken bükülmesi kolaylık sağlıyor ama ben tellerin tek tek kopması halinde kesitin düşmesi ve ben farkında olmadan ısınma olması riskini göze almak istemedim. Antigron kablonun ise birden kırılma riski var. Kolay bükülemiyor. Bağlantı yaparken dikkatli olmak gerekiyor. Kabloyu pense ile çevirirken zayıflatıp kırabilirsiniz. Bağlantılarda gevşeklik riskine karşı çok dikkatli olmak gerekiyor. Ayrıca antigron kablo araç titreşimlerinden kırılabilir. Bu nedenle her tarafından sıkıcı bağlamak gerekiyor. Ben avantaj ve dezavantajlarını göz önünde bulundurarak antigron tercih ettim.

Şaseyi hiç kullanmadım. Normalde 12 V tesisatlarda sadece pozitif kablo çekiliyor. Negatifler doğrudan araç şasesine bağlanıyor. Ben bunu tercih etmedim. Araçta bir kaynak işlemi yapılırsa şase üzerinden cihazlar zarar görebilir diye düşündüm. Cihazların iç yapısını bilmediğim için şase tesisatı için de ayrıca kablo kullanmak bana mantıklı geldi. Belki de gereksizdi. Dezavantajı ise dönüş kablosunun da kesiti sınırlı olacağı için burada da biraz enerji kaybı olacaktır. Kullandıkça göreceğiz.

Borulama

Kabloları 18 mm spiral elektrik tesisat borularından geçirdim. Amacım hem kabloları kesilme risklerine karşı daha korunaklı hale getirmek hem de ilerde bir kablo değiştirmek için susta kullanabilmekti. Kabloları korunaklı hale getirme amacına ulaştığımı düşünüyorum ama ilerde bir değişiklik yapma avantajını kullanamayacağım. Çünkü elektrik tesisatından sonraki izolasyon ve üzerine gelen mobilyalardan dolayı borular iyice sıkıştı. Bir de titreşime karşı ben de boruları her yerinden bağladım.

Panolar

Akü koltuğumuzun üstündeki dolabın içerisinde kalacak olan alana bir adet 18’lik sıva altı sigorta kutusu monte ettim. (Sıva üstü kullanılmasını tavsiye ederim.)

Sigorta kutusunun üstteki bölümünü AC 220 V Panosu olarak kullandım. Alt bölümüne ise DC yüklerden gelen kabloları girmek için klemens olarak kullandım. Bu klemenslerden çekeceğim TTR kabloları otomatik sigortalı DC anahtar grubuna gireceğim.

220 V AC Tesisat Sigortaları

İnverter çıkışına 1 adet 32 A anahtarlı otomatik sigorta kullandım. Bu sigorta yalnızca aç kapa yapmaya yarayacak. Çünkü inverterin içerisinde aşırı akım koruması zaten var.

AC Panosunun girişine de 25 A ana sigorta kullandım. Prizlerden gelen hatları 10 A ve 16 A sigortalara girdim.

12 V Tesisat Sigortaları

Şarj kontrol cihazından gelip akülere giden hatta 32 A DC anahtarlı otomatik sigorta ve DC yükleri besleyecek olan akü çıkışına da 63 A DC anahtarlı otomatik sigorta kullandım. Kullandığım DC anahtarlı otomatik sigortalar görünüm olarak ev tesisatlarında gördüğümüz sigortalarla aynı görünümde. Bu malzemeyi çok aradım. Biraz pahalı ama Siemens firmasının böyle bir ürünü var. Ama bir sigorta 250-300 TL civarında. Normal AC sigortalar 15-20 TL civarındadır. DC Şebekede kullandığım bu sigortalar aç kapa yapmak için değil doğrudan tesisatı ve cihazları koruyacak. 32 A ve 63 A değerinde sigortaların bıçaklı sigorta olarak alternatifi yok. Buşonlu sigortalara benzeyen porselen sigortalar var. Ama bunların araç yolda giderken oluşacak titreşimden gevşekliğe sebep olabileceğini düşündüğüm için biraz masraflı da olsa anahtarlı otomatik DC sigorta kullanmayı tercih ettim.

12 V Otomatik Sigortalı Anahtarlar

Tüm 12 volt yükler için her sigorta görevi görecek hem de açıp kapamaya yarayacak 8 anahtarlı led ışıklı siyah renkli bir anahtar grubu aldık. Henüz montajını yapmadık. Her bir anahtarın altında 5,10 veya 15 Amperlik sigortalar var. Bunlar otomatik sigortalar. Yani aşırı akım geldiğinde sigorta atıyor. Siz arızayı giderip tekrar düğmeye bastığınızda devreye giriyor.

Bu anahtar grubundaki en yüksek sigorta 15 Amper olduğundan elektrikli tuvaleti (akımı 20 A) bu anahtarlara doğrudan bağlayamıyorum. Bu nedenle araya bir sigortalı röle koyarak bağlayacağım.



Aydınlatma Armatürleri

Ben tüm aydınlatmayı 3 W led spotlarla yapmayı düşündüm. Ancak tavana monte ettiğim 3 W led spotların yeterli gelmediğini gördüm. Mobilya imalatı bittikten sonra mutfak dolabının ve yatak odası dolaplarının altına daha güçlü şerit bant ledler monte edeceğim. Tavan ve oturma koltuklarının üstüne 3 W led spotlarla devam edeceğim.

Banyoda ise 12 V etanj (neme dayanıklı) led bulamadığım için 220 V bir bant led armatür aldım. Ama ilerde buzdolabını 12 V’a dönüştürürsem banyoya her girdiğimde inverteri açmamak için banyoya 12 V bir aydınlatma armatürü bulmam gerekecek. Banyo aydınlatma kablosunu da buattan 12 V tesisata bağlarız.

Aküler

Tavsiyeler üzerine 2 Adet 150 Ah toplam 300 Ah Ritar marka akü kullandık.

Şarj Kontrol Cihazı

Mexxsun marka 40 A şarj kontrol cihazı kullandık.

İnverter

Mexxsun marka 1000-2000 W tam sinüs inverter kullandık.

Akü şalterleri

Markasını hatırlamıyorum ama konulabilecek her türlü DC devreyi kesecek şekilde koltuğun altına 4 Adet akü şalteri kullandık.

• Akü besleme çıkışını kesen akü şalteri (Bu şalter off konumuna gelince aküden beslenen 12 cihazların ve inverterin enerjisi kesiliyor)
• İnverterin Enerjisini kesen akü şalteri (Bu şalter akü besleme çıkışlarından sadece inverterin enerjisini kesiyor. 12 V cihazlara enerji gitmeye devam ediyor.)
• Şarj devresini kesen akü şalteri (Bu şalter hem solar cihazdan gelen şarj akımını ve hem de 220 V akü şarj cihazından gelen şarj akımını kesiyor)
• Akü şarj cihazının akımını kesen akü şalteri (Bu şalter off konumuna alınınca solar sistem şarj etmeye devam ederken yalnızca akü şarj cihazından gelen şarj akımını kesiyor)

Multimetreler

Çin alışveriş sitesinden aldığım 300 Ampere kadar dayanıklı şönt dirençli multimetre ile anlık harcanan gücü, anlık çekilen akımı, son resetten o ana kadar çekilmiş olan enerjiyi, akünün voltajını ölçüyor. Bu alet aynı zamanda akünün voltajından akünün ne kadar dolu olduğunu gösteriyor.)

İkinci multimetre ekranından anlık olarak şarj gerilimini ve şarj akımını ölçmeyi hedefliyordum. Bu aletin şönt direnci 100 A. Ama sanırım ekran devresini yaktım. Akımı ölçemiyor. Karavan bitince yenisini alacağım.

Üçüncü multimetre İnverterin 220 V çıkışından çekilen akımı ve çıkış gerilimini ölçüyor. Gerilim ölçümünde sorun yok. Ama akımda sıkıntı var. Çok küçük akımları ölçmüyor. Akımı pens ampermetre mantığıyla ölçüyor. Birkaç sarmal yaparak düşük akımları da ölçmesini sağlamayı düşünüyorum.



Dış Elektrik Devresi

Dışardan 220 V alabilmek için elektrik cihazlarının bulunduğu koltuğun tam yanına gelen yere dış elektrik alma prizi yerleştirdim. Bu prizin çıkışını 32 Amperlik anahtarlı otomatik sigortadan geçirdikten sonra koltuğun içerisinde monte ettiğim bir üçlü prize bağladım. 220 V akü şarj cihazı bu prize sürekli olarak bağlı olacak. Dolayısıyla dışardan 220 V bağlandığı anda otomatik olarak aküyü şarj etmeye başlayacak. Ayrıca inverterden çıkıp 220 V panoya giden kablonun ucundaki fişi de dışardan elektrik aldığımda inverterden çıkarıp bu üçlü prize taktığımda 220 V tüm prizlerimize doğrudan dış elektrikten enerji gelecek. Bunun için transfer anahtarı kullananlar var. Ama ayda yılda bir kullanılacağı için gerek duymadım. Çok kullanacak olursak ilerde yaptırırım.

 

[Muhammed80]

-------Buzdolabı Krizi ve 1000 Yıldır Cevaplanamayan Soru------

Buzdolabını 12 Volt mu yapalım 220 Volt mu yapalım hikayelerini çok okudum. Karavancılar bu konuda Tellioğulları ve Seferoğulları olarak ikiye ayrılmış.

Tellioğulları genelde elektrikçi ve 220 V buzdolabını savunuyorlar. Diyorlar ki inverterin çekeceği anlık güç 10 W bu da 24 Saatte en fazla 20-30 Ampersaat. (Ölçüm yaptım bu doğru). Buzdolabı da inverterle birlikte 24 saatte en fazla 400-500 Ah güç çeker diyorlar. (Bu da kısıtlı denemelerimde doğru görünüyor). Tellioğulları ayrıca teorik elektrik bilgileri ile diyor ki 220 V buzdolabı daha düşük akım çeker bu nedenle ısınma ve yangın açısından daha güvenlidir. Örneğin 220 Volt 100 W buzdolabı anlık olarak 0,45 Amper akım çeker. Ama 12 Volt 100 W buzdolabı 18,33 A anlık akım çeker. Tellioğullarının bu hesaplamaları yalnızca teoride doğru gibi görünse de birazdan anlatacağım denemeye göre bu hesap ne teoride doğru ne de pratikte doğru.

Gelelim Seferoğullarına. Seferoğulları konuya bodoslama dalıyor. Bunlar genelde elektrikçi değiller. Sadece kullanıcılar. Diyorlar ki biz 220 V kullandık sorun yaşadık. Bu nedenle 12 V dönüşüm yaptık ve rahat ettik.

İnternette araştırmalara devam ederken, bir de baktım ki üçüncü bir grup var.

Üçüncü grup da diyor ki evet 220 V buzdolabı Tellioğullarının dediği gibi inverterle birlikte uzun sürede çok fazla enerji harcamıyor. Ama yapılması gereken tek hesap çekilen güç, akım vs. değil. Demeraj diye bir şey var. Diyorlar ki bu demeraj 140 Amperleri buluyor.

(Demeraj akımı AC motorların ilk kalkış anında çektiği yüksek akımdır. Bu nedenle yüksek güçlü AC elektrik motorlarında yol verme dediğimiz bir tertibat kullanılır. Demeraj akımı da en fazla motorun nominal (normal) akımının 5 ila 8 katıdır. Motor bu akımı sadece birkaç saniye çeker. Ama bu birkaç saniyelik yüksek akım için birçok tedbir almak gerekir. Yol verme yöntemleri uzun bir mevzudur.)

Üçüncü grubun demeraj iddiası kafamı kurcaladı. Ancak şu hesabı yaptım. Buzdolabının gücü 70-80 Watt civarında. (Öyle değilmiş. 130 W civarındaymış.) Buna göre 220 V tarafında çekeceği akım 0,3 A civarında. E bunun 8 katı olsa 2,4 Amper eder. 2,4 Amper de yaklaşık 500 W demektir. İnverterimiz 1.000 W (Anlık olarak 2000 W). 500 W büyük bir güç değil.

İnverter 500 W yük beslerken aküden 41 A civarında bir akım çeker. Birkaç saniyeliğine 41 A akü için de sorun değil.

E o zaman üçüncü grubun iddiasından da korkmamak gerek diyerek 220 V 90 lt. Altus Buzdolabı aldım. Ama yine de şu demeraj muhabbeti kafamda soru işareti oluşturuyordu.

Neyse gel zaman git zaman mobilyamız biraz şekillendikten sonra bütün cihazları bağladım elektrik tesisatını kullanılabilir hale getirdim. Buzdolabının servisini çağırıp ilk çalıştırmayı yaptırdım. Gündüz bir sorun yaşamadık. Birkaç saat çalıştı buzdolabımız.

Sonra dedim ki buzdolabının bir günlük sarfiyatını ölçeyim. Akşamüstü buzdolabını, dizel ısıtıcıyı ve inverteri açık bırakarak eve çıktım. Gece oldu içim rahat etmedi. Bağlantılarda bir gevşeklik vesair olur da sıkıntı çıkar mı acaba diye gece yarısına doğru tekrar karavana indim.

Bir de ne göreyim. Dizel ısıtıcı çalışıyor ama İnverter vız vız ötüyor. Enerjiyi kesmiş. Hayda acaba üçüncü grup iddialarında haklı mıydı? İnverteri resetledim tekrar bağladım. Buzdolabı 1 dakika düşük akımda çalışıyor sonra inverteri öttürüp enerjiyi kestiriyor. İnverter bazen o aşırı akımı taşıyıp 10 dk sonraki diğer demeraj akımına kadar durumu kurtarıyor ama bir iki seferden sonra yine devre dışı kalıyor.

Neyse ki ölçüm hastası olduğumdan AC, DC güç akım ne kadar elektriksel değer varsa anlık olarak görebileceğim multimetre ekranları var araçta. Buzdolabını tekrar tekrar çalıştırırken gördüm ki demeraj olarak 220 V tarafında 6-7 Amper civarı değerler var. Ama çok kısa süreli yüksek akımlar. Yani aslında ortalama olarak 70-80 W (Normalde de 130 W civarıymış) güç çeken buzdolabımız 10 dakikada bir (Belki de 20 dakikada bir) çok kısa süreliğine 1.500 W civarında güç çekiyor.

Soru işaretleri hala silinmemişti. Çünkü 1500 wattsa 1500 Watt. Kardeşim bizim inverterimiz anlık olarak 2000 Watt gücü kaldırması lazım. Niye çıkışı kesiyor. İnverter arızalı mı? Hayır değil. Çünkü gündüz düşük güçlü elektrik süpürgesini bile çalıştırdı.

Buzdolabı arızalı mı? Hayır değil. Çünkü gündüz gayet güzel çalışıyordu.

Sonra dizel ısıtıcıyı kapattım denedim. Bu sefer buzdolabı demeraj akımı inverteri arada bir öttürüyordu ama inverter kapanmıyordu. Enerji vermeye devam ediyordu. Ne alakası var kardeşim? Dizel ısıtıcı aküye doğrudan bağlı. İnverterle alakası yok. Dizel ısıtıcıyı çalıştırınca buzdolabı demerajı niye yükselsin ki? (Yükselmiyor ki akıllı. O zaten yeterince yüksek)

Henüz bitmemiş karavanımızın içinde düşünmeye başladım. Yahu ben elektrikçi olarak bu karavanın elektriğini bile beceremiyorum. Bu iş nasıl bitecek? Daha sıhhi tesisat var. Mobilya devam ediyor. Falan filan derken kafada ampul yandı.

Sorunun cevabını buldum. Biz buzdolabını gündüz solar paneller aküyü şarj ederken çalıştırdık. Yani akü voltajı yüksekti. Gece oldu solar şarj yok. Akü voltajı düştü. Dizel ısıtıcı çalıştı. Akü voltajı biraz daha düştü. Buzdolabı on yüz milyon amper demeraj akımı çekti. Akü voltajı iyice düştü. İnverter kardeşimiz de meğer çıkış gücü yüksek olduğu için değil giriş voltajı düşük olduğu için bas bas bağırıyormuş. Dizel ısıtıcıyı devre dışı bıraktığımızda onun arada bir çektiği 10 Amperlik yüksek akım devre dışı kalınca inverterin girişindeki voltaj invertere düşük voltaj uyarısı verdirecek kadar düşmüyormuş. İnverter kardeş de zor da olsa durumu toparlayıp azıcık bağırıp çağırarak buzdolabının demeraj akımını kaldırabiliyormuş.

Şimdi ampul yandı ya kafada. Bu sefer oturup tahmini bir hesap yaptım.

Buzdolabının akım hesapları:

İnverter çıkışında yani 220 V tarafında maksimum 7 amper akım çekiyor. Yani,

Buzdolabının Demeraj gücü: 7A*220V=1.540 W.

İnverter Anlık Olarak 10 W.

Topla bu güçleri: 1550 W

Yani buzdolabı ve inverter anlık olarak aküden 1550/12=130 Amper çekiyor. (Hay looo üçüncü grup haklıymış)

Dizel Isıtıcının Çektiği En Yüksek Akım: 10 Amper

Abooo 130+10=140 Amper. Yahu biz aküyü pişiriyormuşuz da haberimiz yokmuş. Aküden anlık 140 Amper akım mı çekilir.

El hasıl-ı kelam: 220 Volttaki demeraj zıkkımı yüzünden inverterimiz yeterli olsa bile akülerimiz zarar görüyor. Akü bu durumu kaldırabilse bile zarar görüyor.

Bu nedenle bekliyoruz. Karavanımız bitince buzdolabımızı gidip düzgün bir firmada 12 Volta dönüştüreceğiz. Akü ızgara yapmayacağız.

Buraya kadar ki hesaplamaları boşa çıkaracak bir ihtimal var. O da buzdolabının arızalı olması. Ama internette 220 V buzdolabı demeraj akımı ölçümü videosu buldum. Benzer değerler çıkmış. Hatta daha yüksek çıkmış. Bu nedenle buzdolabımızın arızalı olma ihtimalini de ortadan kaldırmış olduk.

 

[Doğrucu Davut]

.
Yazdıklarınızla inanın başımı döndürdünüz Muhammed bey.

Karavanda çoğu şeyin basit çözümü var.
Kulaklarını öbür elle göstermekten kaçınan marka üreticilerin bir bildikleri olmalı ?

Elektrik mühendisi olmasaydınız hem siz hem karavanınız daha rahat ederdi gibime geliyor ?

Yapımınızın keyifli devamı dileğimle..

 

[Muhammed80]

.
Yazdıklarınızla inanın başımı döndürdünüz Muhammet bey.

Karavanda çoğu şeyin basit çözümü var.
Kulaklarını öbür elle göstermekten kaçınan marka üreticilerin bir bildikleri olmalı ?

Elektrik mühendisi olmasaydınız hem siz hem karavanınız daha rahat ederdi gibime geliyor ?

Yapımınızın keyifli devamı dileğimle..

Teşekkür ederim Davut Bey. Kulagi oteki elle gostermekten kastiniz buzdolabi meselesi miydi?

 

[Doğrucu Davut]

.

Kulagi oteki elle gostermekten kastiniz buzdolabi meselesi miydi?

Mesela..
Hatta hiç bir üretici ne inverter ne de siyah su deposu koyuyor.
Enerji tedirginliğinizin sağlamasını aşağıda imzamdaki ''Solar Hesabı''ndan yapabilirsiniz.

Sonuçta hedefteki keyfe ulaşınca bunların pek önemi kalmıyor ama yine de hoşgörünüze sığınarak yazayım dedim..

 

[Muhammed80]

.

Mesela..
Hatta hiç bir üretici inverter de koymuyor..
Enerji tedirginliğinizin sağlamasını aşağıda imzamdaki ''Solar Hesabı''ndan yapabilirsiniz.

Sonuçta hedefteki keyfe ulaşınca bunların pek önemi kalmıyor ama yine de hoşgörünüze sığınarak yazayım dedim..

Teşekkür ederim yorumunuz için. Bizim de inverter konusunda varacagimiz nokta orasi olacak. Buzdolabi 12 V olduktan sonra inverter sadece kullanilacagi zaman şofben ve prizler için çok kisa sureli calisacak.
İnşallah şu mobilya imalati da biter de biz de dediginiz gibi keyfine varip bu zorluklari unuturuz. Simdilik sadece sabirsizlik var.

 

[Muhammed80]

.

Mesela..
Hatta hiç bir üretici ne inverter ne de siyah su deposu koyuyor.
Enerji tedirginliğinizin sağlamasını aşağıda imzamdaki ''Solar Hesabı''ndan yapabilirsiniz.

Sonuçta hedefteki keyfe ulaşınca bunların pek önemi kalmıyor ama yine de hoşgörünüze sığınarak yazayım dedim..

Siyah su deposu elektrikli tuvaletten dolayi gerekli oldu. Elektrikli tuvalet de baska mevzulardan dolayiydi

 

[Muhammed80]

Aralık 2020 – 8 Ocak 2021

İzolasyon

Gerek aracı almadan önce gerek aldıktan sonra forumdan ve izlediğimiz videolardan izolasyon malzemeleriyle ilgili bilgi toplamaya çalıştık. Büyük çoğunluk bizofol ile elastomerik kauçuk kullanmış. Elastomerik kauçuk konusunda pek tereddütümüz olmadı. Ama bizofol ile ilgili bir videoda bu malzemenin işe yarayabilmesi için bir sonraki yüzeyle arasında mesafe olması gerektiği iddiasını gördük. Bu konuda fazla bir bilgimiz yoktu ama zaten eksi derecelerde kamp yapmayı düşünmediğimiz için açıkçası izolasyonu fazla önemsemedik. Bizofol kullanmaktan vazgeçerek yalnızca ”bir tarafı yapışkanlı diğer tarafı alüminyum folyolu elastomerik kauçuk” ile izolasyon yapmaya karar verdik. İnternetten 25 mm kalınlığında elastomerik kauçuk sipariş ettik. Ancak firmanın elinde 25 mm malzeme olmadığından siparişimizi 19 mm kalınlığında malzeme ile değiştirdik.

İzolasyon malzemesi montajı bizi fazla uğraştırmadı. Yapışkanlı olması işi oldukça kolaylaştırdı. Sonra birleşim yerlerini de alüminyum bantla yapıştırdık. Alüminyum bant sandığımızdan fazla sarfettik.

Tereddüt yaşadığımız konu arabanın tavanındaki ve yanındaki direklere elastomerik kauçuk kullanıp kullanmamak oldu. Sonra yorgunluğun da etkisiyle bu direklere da aynı malzemeyi yapıştırıp geçtik. Tavanın alçalmasından korkuyorduk. Fakat daha sonra mobilya montajı sırasında gördük ki kauçuk mobilya vidalanırken arada sıkıştı ve tavan yüksekliği azalmadı. Hatta emin olmamakla beraber mobilya ile metal parçaların birleşim noktalarında arada kauçuk olduğu için esneme seslerini de azaltmış görünüyor. Ama uzun süreli kullanmadan bu konuda iddialı bir yorum yapmak istemem.

Mobilya biraz ilerledikten sonra yaptığımız dizel ısıtıcı denemelerinde izolasyonla ilgili önemli bir sorun yaşamayacağımız kanaatine vardık. İnşallah karavanımız tamamlanırsa yapacağımız kamplarda edindiğimiz izlenimleri paylaşırım.

 

[Muhammed80]

8 Ocak 2021 – 28 Şubat 2021

Mobilya İmalatı

Biz mobilya imalatını yapacak olan firmayla henüz aracı almadan görüşüp işçilik fiyatı almıştık. Fiyatı verirken takvimle ilgili de görüşmüştük. 8 Ocakta kış sezonu olduğu için işlerinin azalacağını ve karavan mobilya imalatı yapabileceklerini söylemişlerdi. Diğer işlerimizi bu tarihe göre ayarlamamız gerekiyordu. Ama kullanılacak malzeme konusunda kesin bir şey konuşmamıştık. Biz çam lambriden yapmak istiyorduk. Fakat ağırlıkla ilgili takribi hesaplar yaptığımızda sorun yaşayacağımızı gördüğümüz için kavak kontra düşünmeye başladık. Ancak internette ithal ladin lambri gördük. Bu malzemenin et kalınlığı diğer lambrilere göre azdı ve iyi fırınlandıkları iddia ediliyordu. Biraz araştırınca ve firmayla görüşünce aklımıza yattı. Lambrilerin et kalınlığı genelde 18 mm olduğu halde bu malzemenin 13 mm olanı vardı. Ayrıca fırınlamadan kaynaklı çok hafifti. Edindiğimiz bilgilerle mobilyacımızla da görüşerek doğrudan sipariş verdik. Sipariş verirken karkas için aynı malzemeden kalaslar, L şeklinde çıtalar ve biraz estetik katılmış çıtalardan da aldık. Firma kargoyla 2-3 gün içerisinde malzemeyi gönderdi. Kargo masrafı da fazla tutmadı.

Malzemenin iki çeşidi vardı. Birinci sınıf ve ikinci sınıf. İkinci sınıf daha budaklıydı ve firesinin daha fazla olacağı söylendi. Biz riske girerek bu malzemeyi aldık. Bazı budaklar düşmüştü ama şu ana kadar fire konusunda önemli bir sorun yaşamadık. Mobilya imalatı bitmek üzere.

Vernik konusu ise bizi çok zorladı. Mobilyacımızla bu konuyu konuşmamıştık. Biz malzemenin montajdan önce her iki tarafının verniklenmesini istiyorduk. Başka yerlerden fiyat aldık. Çok yüksek geldi. Sonunda malzemecimiz tecrübeli bir ahşap ustası bulduklarını ve ücretiyle malzemeyi istediğimiz şekilde vernikleyebileceğini söyledi. Görüştük anlaştık. 4-5 Ocak civarında vernikleme başladı. Vernik olarak da Polisanın şeffaf yat verniğini kullandık. Başlarda biraz koku yaptı ama biraz zaman geçince kokusu çıktı. Renk olarak da malzemeyi sarartmadı. Biz özellikle açık renk kalmasını istedik.

Mobilyacımızla daha önce konuştuğumuz 8 Ocak tarihi Cuma gününe denk geliyordu. Görüşerek başlama tarihini Pazartesiye yani 11 Ocağa aldık. Bu sırada mobilyacımız ahşap imalatı işi için verniği yapan ahşap ustasıyla görüşmüş. Yapar mısın diye sormuş. Sonra bizi arayıp işi ona yaptırsak siz kabul eder misiniz diye sordu. Biz de madem tecrübeli bir usta kabul ederiz dedik.

11 Ocak günü mobilya imalatına başladık. Ustamız ahşap konusunda tecrübeliydi ancak araç kaplamak farklı bir konu. Biraz zorlandı. İşler yavaş gitti. Tahmin ettiğimizden uzun sürdü. Ama neredeyse sonuna geldik. Ustamız yavaş ama fiyat sabit olmasına rağmen sağolsun istediğimiz her değişikliği yaptı. Bir de şansımıza haftasonu sokağa çıkma yasakları var. Bu nedenle çalışma süresi iyice kısaldı.

İşi tarif etme konusunda sorunlar yaşadık. Çünkü bizim de tecrübemiz yoktu. Bazen bizim istediğimiz şey teknik olarak mümkün olmuyordu. Bazen de Usta sonrasında yapılacak tesisat vs. konularına göre imalat yapmakta zorlanıyordu. Biraz kavga ederek J biraz iyi geçinerek bu noktaya kadar getirdik. Şimdilik imalatın bitmesine 3-4 hafta var gibi görünüyor.

İskelet tümüyle tamamlandı. Tüm ölçüler ortaya çıktı. Geriye ana hatlarıyla lambri kesim ve montaj işleri kaldı.

An itibarı ile aracın içerisindeki görüntü sauna havasında. İlerde belki kapakları beyaza boyarız. Ama önce kullanmak istiyoruz. Mobilya imalatı bitene kadar belki sıhhi tesisatın bir kısmını da yaparım. Mobilya işinin bir an önce tamamlanması öncelikli amacımız. Sonra aracımızla başbaşa kalabileceğiz. İstediğimiz takvimde çalışırız.

 

[Muhammed80]

----Dizel ısıtıcı----

Dizel ısıtıcıyla ilgili en çok endişe ettiğimiz konu güvenlikti. Webasto ve Eber… marka ısıtıcıların fiyatı çok yüksek geldiği için başka marka arayışlarına girdik. Sonunda Daishava markada karar kıldık. Ancak gücüne karar verirken yine tereddüt yaşadık. Sonunda da maliyetler yavaş yavaş bizi zorladığı için en küçük güçlüsü olan S2 modelini aldık. Düşük güçlü modeli seçerken güvendiğimiz nokta aşırı soğuklarda kamp yapmayı düşünmeyişimiz oldu.

Geriye kalıyordu dizel ısıtıcıyı koyacağımız yer. Ben ayrı bir mazot deposu kullanmak istemiyordum. Bu nedenle en uygun yer öndeki şoför koltuğunun altıydı. Ancak buradan çıkan sıcak havanın arkadaki yatak tarafını ısıtması uzun sürecekti. Çözüm olarak dizel ısıtıcının çıkışına normalde üç adet hava üfleme gözü bağlamaya karar verdik. Üç adet hava gözlerinden bir tanesi şoför mahalline sıcak hava üfleyecek. (Ben bu arabayı kışın işe gidip gelirken de kullanmayı düşünüyorum. Otomatik devreye girme özelliğini kullanarak sabah arabaya indiğimde sıcak olmasını sağlama düşüncesindeyim.) ikinci göz yine öndeki yolcu koltuğunun altından karavan tarafına sıcak hava üfleyecek. Üçüncü göz ise yatak odasına kadar uzanan bir boru ile yatak odasını ısıtacak. Henüz bu hava basıncının yeterli olup olmayacağı konusunda bir fikrim yok. Ama yatak odasına kadar olan boruyu mobilya kaplamaların içerisinden geçirerek üzerini ahşapla kapattık.

Sistemi tek çıkış gözüyle test etme imkânımız oldu. Geçtiğimiz hafta havalar gece -10’lardayken akşamüstü buzdolabı ile birlikte sistemi açık bırakıp eve çıktık. Gece yarısı kontrol için indiğimizde karavanın içerisi 18 derece civarındaydı. Dışardaki hava ise -5’ler civarındaydı. Belki daha uzun süre çalışsaydı ya da akşamı içerisinde geçirip ocağı filan biraz çalıştırsaydık içerinin sıcaklığı daha yüksek olurdu. Ama bunu tecrübe etme şansımız şimdilik yok. İlerde böyle bir tecrübe edinirsem yazarım İnşallah.

Bu arada dizel ısıtıcı montajını da daha önceden bu işi çokça yapmış bir oto elektrik ustasına yaptırdık. Montaj sırasında Daishavanın teknik görevlilerinden yardım aldık. Çoğu zaman kendilerine rahatlıkla ulaşılabiliyor. Telefonda teknik destek veriyorlar.

İlk çalıştırmada bir yazılım takılması yaşandı. Sonrasında tekrar etmedi. Dikkat edilmesi gereken en önemli konu cihaz kapandıktan sonra 6 dk boyunca içerdeki sıcak havayı tahliye ederek kendini soğutuyor, bu sürede enerjisini kesmemek gerekiyor. Cihazın otomatik programlaması düzgün çalışıyor. Bir iki haftadır mobilya imalatı sırasında içerisini sıcak tutmak için sürekli çalıştırıyorum. Önemli bir sorun yaşamadım.