İtalya-Fransa Gezisini Bitirdik

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan dnzpnr Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 23
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 8,684
italya fransa gezisini bitirdik, 4.gün: pisa,el portofino,recco

Civitavecchia' dan sabah ayrıldık doğru kuzeye doğru!. Haritadan bakıyorum yolumuzun üzerinde Orbetello ve Gresseto var buralarda adam gibi bişeyler yeriz diye düşünüyorum. Bizimkile sızlanıyor karnımız aç diye,tamam diyorum sabredin, otobandayız ,İtalyan otobanlarında yaklaşık 30 km bir Autogrıll dedikleri mola yerleri var,içinde alışveriş yapabiliyorsunuz ve yemek yiyebiliyorsunuz ve genelde çok kalabalık oluyor.Fakat bize uygun yiyecek bulmak neredeyse imkansız. Genelde ne eti olduğu konusunda tedirgin oluyorsuz. Domuz eti o kadar herşeyin içindeki normal dana eti yesenizde genede huylanıyorsunuz. Autogrillerde tek alternatifiniz vegeteryan pizza. Ondada hamurun üzerine sulu bir peynir bir kaç kabak ve havuç parçası.''-Bakın sabredin Orbetello da adam gibi yemek yiyelim'' diyorum. biraz homurdandılar ama genede pek itiraz gelmedi.Autogrillde yemektense biraz bekleriz diye düşündüler heralde. 1- 1.5 saat gittik hala Orbetello tabelası gözükmüyor.Bir terslik var ama ne.Terslik şu ki Orbetello sapağanı kaçırmışım.Ve bir sonraki durak 50 km ötede Gresseto, Deniz çıldırıyor Algın mızırdanıyor. Tamam herşey kontrol altında ben ''_Gresseto da bir Türk lokantası duymuştum Türk yemekleri ve döneri yapıyormuş her işte bir kısmet var sabredin bizi büyük ödül bekliyor ''filan, ama yemediler tabii. 1 saat daha otoban yolculuğu, bu seferde kaçırırsam bunlar bu sefer kesin beni yerler o yüzden ben çok dikkatliyim. Ve bingo Gressetoya döndük otobandan çıktık gişeye 90 km için 4.5 euro verdim. tabii bayaa bir söylendim İtalyanların yakın akrabalarına bu arada. Gresseto için otobandan sonra 2 km daha gidiyorsunuz. haritaya bakınca baya büyük bir yerleşim bölgesi gözüküyor .Nasıl olsa vaadettiğim Türk lokantası için güzide bir yurdum insanı buralara 5 - 10 yıl önce gelip girişimci ruhuyla bir restoran açmıştır ve ben bir Türkish Kebab tabelası görürüm rahatlığı içindeyim, öyle ya !!kutuplara bile gidip memleketin yemeklerini temsil eden bir ahvalin torunları avrupanın ortasına koca bir İtalyan kasabasındamı bir restoran açmayacaklar,!! hiç ihtimal yok.!!

Ağlıyacam şimdi ,!!Bu İtalyanlar ne kadar tembel millet kardeşim .Saat 12 .00 de tüm işyerleri kapalı .Buna restoranlarda dahil. Restoran dediğim bu Gresseto dışa kapalı bir yermiş meğerse deniz kıyısından uzak içerde olduğundan bi kere turistik değil.Zaten benim güzide insanım Türkler turistik olmayan bir yere restoran da açmazlar bunu hiç düşünemedim. Gressetolularda saat 12 ile 16 arasında evlerinde uyuyorlarmış.Zaten kendi halinde küçücük bir kasaba bir restorana da çok ihtiyaçları yok kafayı çekmek için bir kaç küçük bar açık o kadar. Döndük gerisin geriye ,arabanın içinde derin bir sessizlik, hayramı alamet bilmiyorum .Gergin bir biçimde '' - hani o vaad edilen envai çeşit türk yemeklerinin sunulduğu ve hatta kırmızı et ile yapılan dönerin yapıldığı TÜRK LOKANTASI HA!!!'' yı bekliyorum. Tabii hemen kıvrak bir manevrayla hamen otobana oradanda en yakın autogrille giriyorum.

''_ mademki autogrillde yiyecektik neden 4 saattir aç geziyoruz canım''

''_ hayatım bu autogrıll bu bölgenin en meşhur autorıll'liymiş ,italya el kitabında öyle yazıyo''

''_ ha öylemi neyi meşhurmuş acaba onuda yazıyomu''

''- yok canım yazmıyor

.........
şeklinde sürüp giden bir diyalogtan sonra yemekler yenip tekrar yola koyulduk.Yeni bir yemek krizine önlem olsun diye biraz peynir ekmek domates vs.. aldım ki daha 150 km yolumuz var Pisa' ya.



Ben uzun yolda araba sürmeyi pek sevmem, o yollar bitmez asla, sürekli varacağımız noktaya kitlenirim.Uykum gelir . O yüzden uzun yollarda arabayı Denize verip ayakları karşıya uzatıp koltuğu geriye yatırıp uyurum.Tüm bu yolculukta yaklaşık 3000 km yol alacağız.Benim planım bu yolun 200 ben süreceğim 2800 km Deniz. ama bilin bakalım ne oldu !!!. evet Deniz ehliyetini evde unuttu. Sen İtalyaya gelmeden önce,her şeyini en küçük detaya kadar gözden geçir.Mavi boncuklu ayak bilekliğini bile unutma ama ehliyetini unut''.
Şimdi otobandayız kim kontrol edecek ver gitsin diyeceğim ama genede belli olmaz. Her 500 metrede bir polis animasyonunun yanında '' electrico controle'' gibi yazılar yazan tabelalar var ki iyice huylanıyorum. Acaba ne kontrolü bu filan diye. Genede cesaretimi toplayıp verdim arabayı Denize bir 100 km filan sürdü ama benim açımdan çok randımanlı olmadı. Zira sürekli tedirgin bir bekleyiş içinde acaba polis geliyormu diye suçluluk psikolojisiyle hareket ettim. ve nihayet Livornoyu geçip Pisa'ya geldik.


Pisa ya girer girmez sizi sakin sakin akan bir nehir karşılıyor .Enlemesine 200 mt kadar var, sağı solu gri soluk duvarlarla cevrili fabrikalar var.Ancak nehrin kenarları yeşil.Seyrek ağaç toplulukları var ve aracınızı kenara parkedip nehir kenarına oturup dinlenebiliyorsunuz.sakin ve dinlendirici bir yer .



Biraz moladan sonra '' pisa kulesi'' tabelasını takip ederek devam ediyoruz.Nehir kenarı ile kule arası yaklaşık 1000 mt filan, çok kalabalık olur düşüncesiyle bazıları araçlarını nehir kenarına parkedip yürüyorlar.Buna gerek yok gidecekler için söylüyorum Pisa kulesinin yakınlarındaki arnavut kaldırımlı ara sokaklarda rahatça park yeri bulabiliyorsunuz.Zaten İtalyanlar bu park yeri işini iyi çözmüşler. Yolların kenarlarında park için beyaz çizgiler var. Biliyorsunki park edebilirsin Türkiyedeki gibi burnundan gelmiyor acaba çekildimi araç diye.




Neyse aracı park ettikten sonra Pisaya doğru yürümeye başladık. Küçük ara sokaklardan meydana doğru yürüyorsunuz meydan sokağın sonundan görünüyor ancak daha kule ortada yok bu arada o dar sokaklar o kadar şirinki küçük İtalyan cafeleri, yerde hediyelik eşya satanlar. Keman çalan adam. İtalyan ressamları vs.. inanılır gibi değil.Meydana yaklaştıkça heyecan artıyor. Ve nihayet sokak bitiyor ve işte karşınızda yıllardır kitaplarda, televizyonda gördüğümüz Pisa kulesi!!, karşımızda , gerçekten çok etkileyici.Gerçekten baya eğik.Meydan çok kalabalık.

Kule üst üste bindirilmiş 6 sütun dizisinden oluşuyor. yüksekliği 57 metre civarındaymış.İlk katta 15 sonraki katlarda 30 ar sütündan oluşuyormuş.Yapımına 1174 yılında başlanmış 1350 yılında bitmiş. Daha yapım aşamasında zeminin çökmesi sonucunda eğilmeye başlamış.Her yıl 1000 de 7 oranında eğiliminin arttığı yazıyor.Ve daha 300 yıl yıkılmadan kalacağı ifade ediliyor. Bu ve bunun gibi bilgiler kulenin önündeki panoda ayrıntılı biçimde yazılı.

Kulenin olduğu meydan oldukça geniş, kenarlarda oldukça yüksek fiyata kerizlenebileceğiniz hediyelikler mevcut ki gelmişken almadan gitmeyeyim psikolojisiyle dandik bir kule maketine 10 euro bayılıyorsunuz. Sonra yurda dönünce aklınıza bile gelmiyor.aman kendinize hakim olun.

Burada başka görecek bir şey yok, yani Pisada ki işiniz en fazla 1 saat sürer ki ona bile gerek yok. Bana kalsa 20 dakka, sonra ee gördük ne oldu hadi gidelim demeye başladım.Bundan sonraki durak Genova yakınlarındaki ''El portofino''. Hani şu 20 li yaşlarımızın zamparalık şarkıları vardı ya.''Classicler ''adı altında romantik şarkılar eşliğinde dans edilirdi .''Hotel california'', ''el portofino''.İşte o şarkıya konu olan ''portofino ''hep görmek istemişimdir.Önümüzde
100 km var. Gerisi SONRA

ibrahim boyacıoğlu
gezginaile2.blogcu.com
 

Etiketler
Ynt: İtalya - Fransa Gezisini Bitirdik; 3. Gün: Civitavecchia

ellerinize sağlık dnzpnr..sığınma işi de ilginçmiş hakikaten..
 

İTALYA FRANSA GEZİSİNİ BİTİRDİK;5 GÜN,PORTOFİNO

[size=10pt] Pisa' dan çıktık tekrar yola.Hedef 20 -25 yaş dönemimizde popüler olan clasiklerin değişmez zamparalık şarkılarından ''el portofinoya ''konu olan ünlü sahil kasabası ''portofino''. bu geceyi orada konaklama istiyoruz. Yıllardır görmek istediğim bir yer .Yola çıktığımızdan beri ilk kez önümüzdeki bir yerleşim yeri için bu kadar sabırsızlanıyorum ve heyecan duyuyorum.Önümüzde daha yaklaşık 100 km yol var.


Tekrar çıktık otabana. Otoban deyince hemen aklımıza yemek geliyor. Saat 2 oldu otabandan çıkınca, vardığımızda saat 4 'e yaklaşır ki neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Tekrar bir taam krizi yaşamıyalım.Zira bu İtalyanlar, havasından mı suyundan mı yoksa kudretten mi bilinmez bi hoş olmuşlar.Saat 5 dedinmi dükkanlar kapanıyor.Dımdızlak kalıyosun ortada.Yada daha turistik bölgelerde öğlen tatil ediyorlar.Bekleki adamların keyfi yerine gelsin. Biz Türkler hede hede günde 11 saat sıcak soğuk demeden çalışmayı benimsedimizden olacak, tuhaf geliyor tabii.Bu arada Deniz ve Algın sızlanıyorlar bu yol ne zaman bitecek diye, daha yola çıkalı 40 km olmuş.'' Eee,gurbette sırtını taşa yaslamayan,evdeki hasırın kıymetini bilemez'' türünden bir karşılık verince ikna oluyorlar zahir,bi daha sesleri çıkmıyor.


Yolumuzun üstünde La Spazia diye , şehirmi kasaba mı haritadan anlayamadığım bir mahalden geçiyoruz. Tabii portofinoya kitlendiğim için otobandan çıkmadık burayıda görmeyelim ne olacak,çok bişey kaçırmayız heralde diye düşünürken buranın bir liman kenti oldunu farkettik. Zira kentin çıkışında itibaren koca koca tırlar,anlatılır gibi değil.Her yer tır sen aralarında böcek gibisin, bir sağında biri solunda gerisi arkanda .Panik oluyorsun geriye kalan 50 km ortalama 130 km ile geçtim. Sen istemesende zorla yaptırıyorlar zaten. Otobandan çıkınca dişlerim sızlıyordu sıkmaktan.

''Rapallo ''diye bir kasabadan giriş yapıyorsunuz portofinoya, burayı size şöyle tarif edeyim.Otobandan çıkınca direk bizim ''Kapıdağ Yarımadası'' gibi bir alanı düşünün böyle bir yarım adaya giriyorsunuz. bu yarım adanın ilk durağı Rapallo ,sonra Santha Margaritha ,sonra Portofino ya kadar bir ''U'' yapıyorsunuz..Buraya kadar kıyı şeridinden olağan üstü manzaralar ve zenginlik içinde ağzınız açık geçiyorsunuz. Portofino bitiminde yaklaşık 70 derece açıyla arabayla yaklaşık 40 dak. kadar gene olağanüstü manzaralar eşliğinde tırmanıyorsunuz.Reccoya oradanda tekrar Genova yoluna giriyorsunuz.

''Rapallo'' bu rüya bölgenin ilk adımı, hemen girişte başlıyor zenginlik.Hem doğal hem maddi.Besbelli tüm İtalyan sosyetesi buralarda yaşıyor yazın. Zira İtalyan otobanlarındaki Panda,Punto,Uno popülasyonu bir anda daha önce pek görmediğimiz lüx araçlara dönüverdi.

Buralarda marka olmayan bir nesne yok zaten.İtalyanca şiire yatkın bir dil olduğundan sonu “elli” ekiyle biten her sözcük durduk yerde marka oluveriyor..
Bizim memlekette bir ismin başına “öz” ekini yerleştir.. Ürününü öyle marka yapmaya çalış.. O “öz” eki ürünü batırır..

Burada ise “elli” eki malı ihya ediyor.. Bu sebeptendir ki burada alışverişler şenlikli..

Ayrıca güzel kız sayısı bir anda inanılmaz artış gösteriyor. Zira İtalyanın diğier hiç bir bölgesinde güzel bir kadına rastlamak mümkün değil. Tevatür odur ki, Kuzey İtalya’nın Milano, Torino, Bologna gibi zengin şehirlerin ahalisi arada bir bunalıma girip tutturur..

“Biz ülkenin kuzeyindekiler olarak İtalya’dan ayrılıp başka bir devlet olmak istiyoruz..” der sızlanır..

Kimse aldırmaz..

Temsil bizde sanayileşmiş kentler.. İstanbul, Kocaeli ve Bursa birleşse..

Memleketin geri kalanına “Biz ayrı dükalık grup ayrılacağız” haberini verse kızılca kıyamet kopar..

Bu nüfusa kayıtlı herkes hain-i vatan ilan edilir..

Burada böyle bir şey olmuyor.. Ya susuyorlar.. Ya da Napoli gibi, Palermo gibi fukara sayılan kentlerden cevap geliyor..

“Ayrılırsanız ayrılın be.. Zaten kadınlarınız bir şeye benzemiyor..”
Ancak bu Rapallo,Portofino arası kurtarılmış bölge ,İstanbul gibi göç aldığındanmıdır nedir bilmem.

Saatlerdir yoldayız hemen kendimizi bir otele atmak istiyoruz. Aslında Portofinoya kadar sabredin desem ki arada 30 km var Denizden itiraz gelmeyecek ancak tahminim o ki Port. buraya göre çok pahalı . Bu yüzden gece burada kalıp ,yarın gündüz Portfinoyu gezip oradan devam etmek planım. Ama evdeki hesap çarşıya uymuyor tabii. Bu bölge sırtını dağlara yaslamış durumda ve geriye doğru sadece 3 sıra var, yani her yer deniz kenarında. Önünde lüxs yatlar,kafeler, restaurantlar, yani al sana boydan boya Nişantaşı!! .tabii ortalama bir otele tek gece oda fiyatı 160 euro demezmi. Vücut kimyam değişti tabii. 2. otel daha paspal ona sorayım ,140 euro ,3. sü 220 euro!!! hani daha gerilerde sahilden uzakta daha ucuza bir otel bulma şansımızda yok. Mecburen yola devam kararı aldık .Aldık ama tahmin ediyorum ki bundan sonraki Santha Margerita buradan daha pahalı ,sonraki Portofino en pahalı bölge yani otel fiyatları burada böyleyse ileride nasıldır acaba diye içime fenalık basıyor. Buralarda kalamazsak taa Recco ya kadar gidebilecek bir psikoloji, derman ve en önemlisi ortam yok.

Rapallo çıkıp Santha Margarita ya doğru seğirtiyoruz ki anlatılır gibi değil.Sürekli dönüyorsunuz solunuz deniz ama yüksektesiniz ve uçurum, yol okadar darki karşıdan araç geldiğinde geçip geçemeyeceğini kestirebilmniz için yan yana gelmeniz gerekiyor.Hızınız 50 - 60 km altınada inemiyor zira arkadakiler taciz edip duruyorlar .Onlar alışkın ama biz yeniyiz.Öte yandan yollar o kadar keskin virajlı ki 100 mt düz yolda gitmeden 90 dercelik açılar yapıyorsuz .

Sağınızda inanılmaz güzellikte çiçeklerle bezenmiş bahçeler ve en fazla 2 katlı müstakil evler şirin İtalyan evleri. Bu tür bölgelerde ''kaotik yapılaşmayı dna sına kadar kanıksamış bir Türk evladı olarak'', Allah Allah! ''Neden şöyle Mecidiyeköy işi bir apartman dikmemişler ki ,hatta nası olmuşta bizim mütaahitler burayı ele geçirememişler'' diye düşünüp devam ediyorsunuz yolunuza.

İlerledikçe hayranlığınız artıyor. Koylara paralel küçük küçük adacıklar . Bazen sağınızdaki ağaçların dalları yolun üstüne eğilerek kapatıyor. Solunuzda inanılmaz bir manzara. bunları bozan tek şey onlarca süper lüx yatlar ve tekneler. yani burada yaşayan insanlar var ya!!! bu nedir kim bu insanlar .Bu nasıl bir yaşamdır.hani zorla düşündürüyorlar.,

Geldik Santha Margaritaya bütçeye uygun otel bulma umudum yok ya! Fantazi olsun maksat, bir otel kapısından girdik. Girmez olaydık. Nizamiyeden sonra en az 500 metre helozonik biçimde dönüyorsunuz otele ulaşmak için. Otel bir tepeye kartal yuvası gibi dikilmiş bir tarihi şato.Etrafta normal insan yok. görevlilrin üzerindeki kıyafetlere bakınca askeri bir bölgeye mi geldik diye şüphe ettim, zira araçtan inince bizdeki genelkurmay başkanı mekana gelmişte tuğgeneral,korgeneral,orgeneraller önünde selama durmuş sanırsın.. 5-6 tane ünüformalı görevli, ancak abartmıyorum o ünüformayla'' Atatürk havaalanına'' inse biri kazara, kesin ülkeye ''ecnebi bir paşa'' gelmişte haberimiz yok diye Dışişleri ayağa kalkar.Omuzlardaki püskülleri kaldır yerine 4 yıldız bi çelenkten altı katiyen kurtarmaz.

Böyle üzerimde bir mahçubiyet var ki sormayın.İçimden ulan nereden geldim buraya şimdi bunun çıkışı var bide, hadi o da önemli değil,indiğimiz araba Fiat Punto ,!! etrafa bi baktım hayatımda görmediğim ve Türkiyeye ancak 2020 de filan ancak gelebilecek araçlar var.Zaten onlarda ,''acaba yanlışlıklamı geldi ? diye düşünüyorlardır heralde'' diye düşünüyorum ki daha çok geriliyorum, neyse bozuntuya vermeden resepsiyona girdim ,ancak ...tövbe estağfurullah.. Kırk haramilerin reisi Ali Baba'nın gizli mağarasına girmiş gibi oldum.. Resepsiyonda bi genç ,o da ilginç sürekli konuşuyor, sadece yes ve no ları anlıyorum, baktı olmayacak Lafı bittiğinde de yanında dikilen jeket ata giymiş gence emanet edildim.. Jeket ata dediğim belden kesik, kuyruklu, frak gibi bir ceket.. Hani bizde Meclis Genel Kurulu'nda görev yapan idare amirliği memurlarına giydirirler de paçalarından uyumsuzluk akar ya! İşte o kıyafet.. Ama oğlana hokka gibi oturmuş.. dedimki İtalyanca 2 yetişkin bir gecelik oda istiyorum.Ancak hemen fiyat sormak olmaz heralde.Böyle bir otele gelip fiyatı duyunca, bütçeme zarar verip deyip çıkmak eşşeklik.!! Ulan girerken tahmin etmedinmi??. Boş oda varmı? dedim ama, içimden noolur oda yok desin diye Allaha yalvarıyorum.Ancak ,''tabii, deniz manzaralı ?suit? aile odası..........????!!! ehm kem küm fiyatları nedir.??Bir liste uzattı ki sormayın!! Sadece rakamlarına bakmam yeterli ,en ucuz oda 600 eurodan başlıyor 4000 euroya kadar.2,3 tanede general !!!var emrime amade ,hani tamam desem hemen beni kucaklayıp odama çıkaracaklar yorulmayayım diye.Öölede bi hizmet var hissi uyanıyor bende.Allahım noolur Deniz peşimden gelmesin iş daha sarpa sarmasın diyede tedirgin oluyorum..bir dakika deyip attım kendimi dışarıya nihayet hani eşimle bir istişarede bulunacağım hesabı.Arabaya bindim hemen attım aracı dışarıya.Allahım neydi o psikolojik baskı,az kalsın geceliği 1500 tlye bi gece konoklama parası verecektim.
ver elini portofino onuda sonra anlatayım.hoşçakalın. gezginaile2.blogcu.com
 

Ynt: İtalya-Fransa Gezisini Bitirdik

Esprili çok hoş bir yazı...Okurken hiç bitmesin istedim...Eğer olası ise devamını azıcık ta resim lütfeeeen :smiley:)))
 

Ynt: İtalya-Fransa Gezisini Bitirdik

Sevgili Mes, devamını en kısa sürede yazacağım,malum iş yaşamı fırsat olmuyor, ancak resim konusunda gezenbilir e resim yükleyemiyorum. Dosya büyük geldi diye her seferinde olumsuz oluyor. Resimlerin dosyasınıda nasıl küçülteceğimi bilmiyorum. Moderatör yardımcı olursa resimleri yüklemeyi bende istiyorum.
 



Cvp

Bunu yapmanin en basit yolu resimlerinizi paintle acip, ozniteliklerindeki degerleri dusurmektir,cozunurluklerde biraz degisme olsada bekledigimiz fotograflara kavusmus oluruz en azindan:smiley: anlatimda kullanilan samimi ve espri dil mukemmeldi tesekkurler
 

Ynt: İtalya-Fransa Gezisini Bitirdik

sevgili loganrory, hem resimlerle ilgili yol göstericiliğin hemde yazılarımla ilgili düşüncelerine teşekkür ederim. resimleri yüklemeye çalışacağım.
 


Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,759
Mesajlar
1,523,346
Kayıtlı Üye Sayımız
166,575
Kaydolan Son Üyemiz
Murat_Anıl

Çevrimiçi üyeler

SON MESAJLAR

SON KONULAR



Geri
Üst