italya fransa gezisini bitirdik, 4.gün: pisa,el portofino,recco
Civitavecchia' dan sabah ayrıldık doğru kuzeye doğru!. Haritadan bakıyorum yolumuzun üzerinde Orbetello ve Gresseto var buralarda adam gibi bişeyler yeriz diye düşünüyorum. Bizimkile sızlanıyor karnımız aç diye,tamam diyorum sabredin, otobandayız ,İtalyan otobanlarında yaklaşık 30 km bir Autogrıll dedikleri mola yerleri var,içinde alışveriş yapabiliyorsunuz ve yemek yiyebiliyorsunuz ve genelde çok kalabalık oluyor.Fakat bize uygun yiyecek bulmak neredeyse imkansız. Genelde ne eti olduğu konusunda tedirgin oluyorsuz. Domuz eti o kadar herşeyin içindeki normal dana eti yesenizde genede huylanıyorsunuz. Autogrillerde tek alternatifiniz vegeteryan pizza. Ondada hamurun üzerine sulu bir peynir bir kaç kabak ve havuç parçası.''-Bakın sabredin Orbetello da adam gibi yemek yiyelim'' diyorum. biraz homurdandılar ama genede pek itiraz gelmedi.Autogrillde yemektense biraz bekleriz diye düşündüler heralde. 1- 1.5 saat gittik hala Orbetello tabelası gözükmüyor.Bir terslik var ama ne.Terslik şu ki Orbetello sapağanı kaçırmışım.Ve bir sonraki durak 50 km ötede Gresseto, Deniz çıldırıyor Algın mızırdanıyor. Tamam herşey kontrol altında ben ''_Gresseto da bir Türk lokantası duymuştum Türk yemekleri ve döneri yapıyormuş her işte bir kısmet var sabredin bizi büyük ödül bekliyor ''filan, ama yemediler tabii. 1 saat daha otoban yolculuğu, bu seferde kaçırırsam bunlar bu sefer kesin beni yerler o yüzden ben çok dikkatliyim. Ve bingo Gressetoya döndük otobandan çıktık gişeye 90 km için 4.5 euro verdim. tabii bayaa bir söylendim İtalyanların yakın akrabalarına bu arada. Gresseto için otobandan sonra 2 km daha gidiyorsunuz. haritaya bakınca baya büyük bir yerleşim bölgesi gözüküyor .Nasıl olsa vaadettiğim Türk lokantası için güzide bir yurdum insanı buralara 5 - 10 yıl önce gelip girişimci ruhuyla bir restoran açmıştır ve ben bir Türkish Kebab tabelası görürüm rahatlığı içindeyim, öyle ya !!kutuplara bile gidip memleketin yemeklerini temsil eden bir ahvalin torunları avrupanın ortasına koca bir İtalyan kasabasındamı bir restoran açmayacaklar,!! hiç ihtimal yok.!!
Ağlıyacam şimdi ,!!Bu İtalyanlar ne kadar tembel millet kardeşim .Saat 12 .00 de tüm işyerleri kapalı .Buna restoranlarda dahil. Restoran dediğim bu Gresseto dışa kapalı bir yermiş meğerse deniz kıyısından uzak içerde olduğundan bi kere turistik değil.Zaten benim güzide insanım Türkler turistik olmayan bir yere restoran da açmazlar bunu hiç düşünemedim. Gressetolularda saat 12 ile 16 arasında evlerinde uyuyorlarmış.Zaten kendi halinde küçücük bir kasaba bir restorana da çok ihtiyaçları yok kafayı çekmek için bir kaç küçük bar açık o kadar. Döndük gerisin geriye ,arabanın içinde derin bir sessizlik, hayramı alamet bilmiyorum .Gergin bir biçimde '' - hani o vaad edilen envai çeşit türk yemeklerinin sunulduğu ve hatta kırmızı et ile yapılan dönerin yapıldığı TÜRK LOKANTASI HA!!!'' yı bekliyorum. Tabii hemen kıvrak bir manevrayla hamen otobana oradanda en yakın autogrille giriyorum.
''_ mademki autogrillde yiyecektik neden 4 saattir aç geziyoruz canım''
''_ hayatım bu autogrıll bu bölgenin en meşhur autorıll'liymiş ,italya el kitabında öyle yazıyo''
''_ ha öylemi neyi meşhurmuş acaba onuda yazıyomu''
''- yok canım yazmıyor
.........
şeklinde sürüp giden bir diyalogtan sonra yemekler yenip tekrar yola koyulduk.Yeni bir yemek krizine önlem olsun diye biraz peynir ekmek domates vs.. aldım ki daha 150 km yolumuz var Pisa' ya.
Ben uzun yolda araba sürmeyi pek sevmem, o yollar bitmez asla, sürekli varacağımız noktaya kitlenirim.Uykum gelir . O yüzden uzun yollarda arabayı Denize verip ayakları karşıya uzatıp koltuğu geriye yatırıp uyurum.Tüm bu yolculukta yaklaşık 3000 km yol alacağız.Benim planım bu yolun 200 ben süreceğim 2800 km Deniz. ama bilin bakalım ne oldu !!!. evet Deniz ehliyetini evde unuttu. Sen İtalyaya gelmeden önce,her şeyini en küçük detaya kadar gözden geçir.Mavi boncuklu ayak bilekliğini bile unutma ama ehliyetini unut''.
Şimdi otobandayız kim kontrol edecek ver gitsin diyeceğim ama genede belli olmaz. Her 500 metrede bir polis animasyonunun yanında '' electrico controle'' gibi yazılar yazan tabelalar var ki iyice huylanıyorum. Acaba ne kontrolü bu filan diye. Genede cesaretimi toplayıp verdim arabayı Denize bir 100 km filan sürdü ama benim açımdan çok randımanlı olmadı. Zira sürekli tedirgin bir bekleyiş içinde acaba polis geliyormu diye suçluluk psikolojisiyle hareket ettim. ve nihayet Livornoyu geçip Pisa'ya geldik.
Pisa ya girer girmez sizi sakin sakin akan bir nehir karşılıyor .Enlemesine 200 mt kadar var, sağı solu gri soluk duvarlarla cevrili fabrikalar var.Ancak nehrin kenarları yeşil.Seyrek ağaç toplulukları var ve aracınızı kenara parkedip nehir kenarına oturup dinlenebiliyorsunuz.sakin ve dinlendirici bir yer .
Biraz moladan sonra '' pisa kulesi'' tabelasını takip ederek devam ediyoruz.Nehir kenarı ile kule arası yaklaşık 1000 mt filan, çok kalabalık olur düşüncesiyle bazıları araçlarını nehir kenarına parkedip yürüyorlar.Buna gerek yok gidecekler için söylüyorum Pisa kulesinin yakınlarındaki arnavut kaldırımlı ara sokaklarda rahatça park yeri bulabiliyorsunuz.Zaten İtalyanlar bu park yeri işini iyi çözmüşler. Yolların kenarlarında park için beyaz çizgiler var. Biliyorsunki park edebilirsin Türkiyedeki gibi burnundan gelmiyor acaba çekildimi araç diye.
Neyse aracı park ettikten sonra Pisaya doğru yürümeye başladık. Küçük ara sokaklardan meydana doğru yürüyorsunuz meydan sokağın sonundan görünüyor ancak daha kule ortada yok bu arada o dar sokaklar o kadar şirinki küçük İtalyan cafeleri, yerde hediyelik eşya satanlar. Keman çalan adam. İtalyan ressamları vs.. inanılır gibi değil.Meydana yaklaştıkça heyecan artıyor. Ve nihayet sokak bitiyor ve işte karşınızda yıllardır kitaplarda, televizyonda gördüğümüz Pisa kulesi!!, karşımızda , gerçekten çok etkileyici.Gerçekten baya eğik.Meydan çok kalabalık.
Kule üst üste bindirilmiş 6 sütun dizisinden oluşuyor. yüksekliği 57 metre civarındaymış.İlk katta 15 sonraki katlarda 30 ar sütündan oluşuyormuş.Yapımına 1174 yılında başlanmış 1350 yılında bitmiş. Daha yapım aşamasında zeminin çökmesi sonucunda eğilmeye başlamış.Her yıl 1000 de 7 oranında eğiliminin arttığı yazıyor.Ve daha 300 yıl yıkılmadan kalacağı ifade ediliyor. Bu ve bunun gibi bilgiler kulenin önündeki panoda ayrıntılı biçimde yazılı.
Kulenin olduğu meydan oldukça geniş, kenarlarda oldukça yüksek fiyata kerizlenebileceğiniz hediyelikler mevcut ki gelmişken almadan gitmeyeyim psikolojisiyle dandik bir kule maketine 10 euro bayılıyorsunuz. Sonra yurda dönünce aklınıza bile gelmiyor.aman kendinize hakim olun.
Burada başka görecek bir şey yok, yani Pisada ki işiniz en fazla 1 saat sürer ki ona bile gerek yok. Bana kalsa 20 dakka, sonra ee gördük ne oldu hadi gidelim demeye başladım.Bundan sonraki durak Genova yakınlarındaki ''El portofino''. Hani şu 20 li yaşlarımızın zamparalık şarkıları vardı ya.''Classicler ''adı altında romantik şarkılar eşliğinde dans edilirdi .''Hotel california'', ''el portofino''.İşte o şarkıya konu olan ''portofino ''hep görmek istemişimdir.Önümüzde
100 km var. Gerisi SONRA
ibrahim boyacıoğlu
gezginaile2.blogcu.com
Civitavecchia' dan sabah ayrıldık doğru kuzeye doğru!. Haritadan bakıyorum yolumuzun üzerinde Orbetello ve Gresseto var buralarda adam gibi bişeyler yeriz diye düşünüyorum. Bizimkile sızlanıyor karnımız aç diye,tamam diyorum sabredin, otobandayız ,İtalyan otobanlarında yaklaşık 30 km bir Autogrıll dedikleri mola yerleri var,içinde alışveriş yapabiliyorsunuz ve yemek yiyebiliyorsunuz ve genelde çok kalabalık oluyor.Fakat bize uygun yiyecek bulmak neredeyse imkansız. Genelde ne eti olduğu konusunda tedirgin oluyorsuz. Domuz eti o kadar herşeyin içindeki normal dana eti yesenizde genede huylanıyorsunuz. Autogrillerde tek alternatifiniz vegeteryan pizza. Ondada hamurun üzerine sulu bir peynir bir kaç kabak ve havuç parçası.''-Bakın sabredin Orbetello da adam gibi yemek yiyelim'' diyorum. biraz homurdandılar ama genede pek itiraz gelmedi.Autogrillde yemektense biraz bekleriz diye düşündüler heralde. 1- 1.5 saat gittik hala Orbetello tabelası gözükmüyor.Bir terslik var ama ne.Terslik şu ki Orbetello sapağanı kaçırmışım.Ve bir sonraki durak 50 km ötede Gresseto, Deniz çıldırıyor Algın mızırdanıyor. Tamam herşey kontrol altında ben ''_Gresseto da bir Türk lokantası duymuştum Türk yemekleri ve döneri yapıyormuş her işte bir kısmet var sabredin bizi büyük ödül bekliyor ''filan, ama yemediler tabii. 1 saat daha otoban yolculuğu, bu seferde kaçırırsam bunlar bu sefer kesin beni yerler o yüzden ben çok dikkatliyim. Ve bingo Gressetoya döndük otobandan çıktık gişeye 90 km için 4.5 euro verdim. tabii bayaa bir söylendim İtalyanların yakın akrabalarına bu arada. Gresseto için otobandan sonra 2 km daha gidiyorsunuz. haritaya bakınca baya büyük bir yerleşim bölgesi gözüküyor .Nasıl olsa vaadettiğim Türk lokantası için güzide bir yurdum insanı buralara 5 - 10 yıl önce gelip girişimci ruhuyla bir restoran açmıştır ve ben bir Türkish Kebab tabelası görürüm rahatlığı içindeyim, öyle ya !!kutuplara bile gidip memleketin yemeklerini temsil eden bir ahvalin torunları avrupanın ortasına koca bir İtalyan kasabasındamı bir restoran açmayacaklar,!! hiç ihtimal yok.!!
Ağlıyacam şimdi ,!!Bu İtalyanlar ne kadar tembel millet kardeşim .Saat 12 .00 de tüm işyerleri kapalı .Buna restoranlarda dahil. Restoran dediğim bu Gresseto dışa kapalı bir yermiş meğerse deniz kıyısından uzak içerde olduğundan bi kere turistik değil.Zaten benim güzide insanım Türkler turistik olmayan bir yere restoran da açmazlar bunu hiç düşünemedim. Gressetolularda saat 12 ile 16 arasında evlerinde uyuyorlarmış.Zaten kendi halinde küçücük bir kasaba bir restorana da çok ihtiyaçları yok kafayı çekmek için bir kaç küçük bar açık o kadar. Döndük gerisin geriye ,arabanın içinde derin bir sessizlik, hayramı alamet bilmiyorum .Gergin bir biçimde '' - hani o vaad edilen envai çeşit türk yemeklerinin sunulduğu ve hatta kırmızı et ile yapılan dönerin yapıldığı TÜRK LOKANTASI HA!!!'' yı bekliyorum. Tabii hemen kıvrak bir manevrayla hamen otobana oradanda en yakın autogrille giriyorum.
''_ mademki autogrillde yiyecektik neden 4 saattir aç geziyoruz canım''
''_ hayatım bu autogrıll bu bölgenin en meşhur autorıll'liymiş ,italya el kitabında öyle yazıyo''
''_ ha öylemi neyi meşhurmuş acaba onuda yazıyomu''
''- yok canım yazmıyor
.........
şeklinde sürüp giden bir diyalogtan sonra yemekler yenip tekrar yola koyulduk.Yeni bir yemek krizine önlem olsun diye biraz peynir ekmek domates vs.. aldım ki daha 150 km yolumuz var Pisa' ya.
Ben uzun yolda araba sürmeyi pek sevmem, o yollar bitmez asla, sürekli varacağımız noktaya kitlenirim.Uykum gelir . O yüzden uzun yollarda arabayı Denize verip ayakları karşıya uzatıp koltuğu geriye yatırıp uyurum.Tüm bu yolculukta yaklaşık 3000 km yol alacağız.Benim planım bu yolun 200 ben süreceğim 2800 km Deniz. ama bilin bakalım ne oldu !!!. evet Deniz ehliyetini evde unuttu. Sen İtalyaya gelmeden önce,her şeyini en küçük detaya kadar gözden geçir.Mavi boncuklu ayak bilekliğini bile unutma ama ehliyetini unut''.
Şimdi otobandayız kim kontrol edecek ver gitsin diyeceğim ama genede belli olmaz. Her 500 metrede bir polis animasyonunun yanında '' electrico controle'' gibi yazılar yazan tabelalar var ki iyice huylanıyorum. Acaba ne kontrolü bu filan diye. Genede cesaretimi toplayıp verdim arabayı Denize bir 100 km filan sürdü ama benim açımdan çok randımanlı olmadı. Zira sürekli tedirgin bir bekleyiş içinde acaba polis geliyormu diye suçluluk psikolojisiyle hareket ettim. ve nihayet Livornoyu geçip Pisa'ya geldik.
Pisa ya girer girmez sizi sakin sakin akan bir nehir karşılıyor .Enlemesine 200 mt kadar var, sağı solu gri soluk duvarlarla cevrili fabrikalar var.Ancak nehrin kenarları yeşil.Seyrek ağaç toplulukları var ve aracınızı kenara parkedip nehir kenarına oturup dinlenebiliyorsunuz.sakin ve dinlendirici bir yer .
Biraz moladan sonra '' pisa kulesi'' tabelasını takip ederek devam ediyoruz.Nehir kenarı ile kule arası yaklaşık 1000 mt filan, çok kalabalık olur düşüncesiyle bazıları araçlarını nehir kenarına parkedip yürüyorlar.Buna gerek yok gidecekler için söylüyorum Pisa kulesinin yakınlarındaki arnavut kaldırımlı ara sokaklarda rahatça park yeri bulabiliyorsunuz.Zaten İtalyanlar bu park yeri işini iyi çözmüşler. Yolların kenarlarında park için beyaz çizgiler var. Biliyorsunki park edebilirsin Türkiyedeki gibi burnundan gelmiyor acaba çekildimi araç diye.
Neyse aracı park ettikten sonra Pisaya doğru yürümeye başladık. Küçük ara sokaklardan meydana doğru yürüyorsunuz meydan sokağın sonundan görünüyor ancak daha kule ortada yok bu arada o dar sokaklar o kadar şirinki küçük İtalyan cafeleri, yerde hediyelik eşya satanlar. Keman çalan adam. İtalyan ressamları vs.. inanılır gibi değil.Meydana yaklaştıkça heyecan artıyor. Ve nihayet sokak bitiyor ve işte karşınızda yıllardır kitaplarda, televizyonda gördüğümüz Pisa kulesi!!, karşımızda , gerçekten çok etkileyici.Gerçekten baya eğik.Meydan çok kalabalık.
Kule üst üste bindirilmiş 6 sütun dizisinden oluşuyor. yüksekliği 57 metre civarındaymış.İlk katta 15 sonraki katlarda 30 ar sütündan oluşuyormuş.Yapımına 1174 yılında başlanmış 1350 yılında bitmiş. Daha yapım aşamasında zeminin çökmesi sonucunda eğilmeye başlamış.Her yıl 1000 de 7 oranında eğiliminin arttığı yazıyor.Ve daha 300 yıl yıkılmadan kalacağı ifade ediliyor. Bu ve bunun gibi bilgiler kulenin önündeki panoda ayrıntılı biçimde yazılı.
Kulenin olduğu meydan oldukça geniş, kenarlarda oldukça yüksek fiyata kerizlenebileceğiniz hediyelikler mevcut ki gelmişken almadan gitmeyeyim psikolojisiyle dandik bir kule maketine 10 euro bayılıyorsunuz. Sonra yurda dönünce aklınıza bile gelmiyor.aman kendinize hakim olun.
Burada başka görecek bir şey yok, yani Pisada ki işiniz en fazla 1 saat sürer ki ona bile gerek yok. Bana kalsa 20 dakka, sonra ee gördük ne oldu hadi gidelim demeye başladım.Bundan sonraki durak Genova yakınlarındaki ''El portofino''. Hani şu 20 li yaşlarımızın zamparalık şarkıları vardı ya.''Classicler ''adı altında romantik şarkılar eşliğinde dans edilirdi .''Hotel california'', ''el portofino''.İşte o şarkıya konu olan ''portofino ''hep görmek istemişimdir.Önümüzde
100 km var. Gerisi SONRA
ibrahim boyacıoğlu
gezginaile2.blogcu.com