Hüseyin bey iyi geziler diliyorum,isveç gerçekten harika bir ülke keşke bize de yakın olsa sizin gibi her sene gidebilsek.Avrupadaki sıcaklar bizi de vurdu karavanla bir ay süren almanya İsviçre gezisinde 35 dereceyi görünce şaşırdık,İsviçre askerlerine ilk defa bu sene şort ve tişort dağıtılmış dediler.
Şadan Bey, iki haftadır Isveç'te havalar normal duruma döndü. Gündüzleri, 20-22°, geceleri 10-15°. Günün yarısı bulutlu, yağışlı, yarısıda güneşli geçiyor. Böyle hava hoşumuza gidiyor.
Teşekkürler ve güzel geziler.
Bugün bu rune taşını görmeye gittik. Taş 9.yüzyıldan kalma. Taş hakkındaki açıklamada, üzerindeki yazının çok değişik anlamlara geldiği yazılı.
Açıklamada dikkatimi çeken bir diğer noktayı anlamına göre tercüme etmeye çalışayım. "Rök şehrindeki rune taşına hoşgeldiniz. Kültürel mirasın bir parçası olan bu taşın, Isveç'te yaşayan herkes birlikte sahibidir. Yetkili devlet makamı kültürel mirası gelecek nesillere de kalacak şekilde yönetir."
Aslında gayet olağan bir cümle ama, bana arasıra tekrarlamakta fayda var gibi geldi.. Google Maps
Bugün, gezide okuduğum tapınak şövalyesi romanında adı sık geçen, Vättern gölündeki Visingö adası üzerindeki Näs şehrindeyiz.
Aslında sadece bir kaç ev var. Bundan 800 yıl önce Isveç buradan yönetiliyormuş. Yarın burada bir kralın öldürüldüğü yeri gezeceğiz. Öldürme olayını romanda okududuğum için yerini de gidip görmek istiyorum.
Gecelediğimiz yer kıralların kaldığı şatoya 200 m mesafede. Şatodan sadece bir kaç duvar kalmış. Resimlerde böyle görünüyor.
Resim şatonun 1367 yılında yanışını gösteriyor.
Geceyi geçirdiğimiz karavanpark çok güzel. Sadece WC ve bulaşık yıkama yeri var. Elktrik ve atık boşaltma yeri yok.
Göl kenarındaki bir yaya yolunda 8 kilometre kadar yürüdük. Dönüş yolunda dün bahsettiğim Isveç kralının 1167 yılında öldürüldüğü yere geldik. Kralın öldürüldüğü yere ekilen bir meşe ağacı 20.yüzyıla kadar yaşamış. Bugün orada olan bu meşe ağacı 1956 yılında ekilmiş.
Burada öldürülen Kral Karl Svekersson, 1161 yılında kendinden önceki Kralı öldürterek kendi tahta oturmuş. Öldürttüğü kralın oğlu Knut Eriksson'da 1167 yılında onu öldürerek kendi kral olmuş.
Karavanparkın çevresi.
Yanımızdaki tarlada bugün buğday hasatı vardı.
Dün gece yalnızdık. Bugün genç bir Alman çift otomobillerinin üzerindeki çadırda geceyi geçiriyorlar. Bir de karavanlarıyla gelen 3 Isveçli bayan komşumuz var.
Bugün gövdesinin çevresi 14 metreyi geçen bir meşe ağacının yakınındaki park yerinde geceliyoruz. Google Maps
Ağaç bir hastalık nedeniyle kuruyor, sadece bir dalı yeşil.
1939 yılında yaş tespiti yapılmış ve 850 yaşında olduğu tespit edilmiş (artı eksi 100 yıl). Ortaçağı yaşamış bir ağaç.
Gecelediğimiz yerde sadece wc ve çöp kutusu var.
Son haftalarda bir konaklama sistemi uyguluyoruz. Gecelediğimiz yerlerde sadece wc olması yetiyor. Gecelediğimiz yerden ayrılınca çevrede bir atık boşaltacak ve temiz su alacak yer buluyoruz. Böylece şimdiye kadar geceleme masraflarını oldukça azaltmış durumdayız.
Wc sorunu çözülünce atık boşaltma konusu kolaylaşıyor. Suyumuzda 3 gün yetiyor, elektrik sorunumuz yok, böylece hoşumuza giden yerlerde daha uzun süre kalabiliyoruz.
Önümüzdeki günlerde Baltık denizi sahillerini gezerek Öland adasına gitmek istiyoruz.
Çok güzel bir coğrafya, doya doya gezip, tadını çıkarın
Biz bir kaç aydır değişik nedenlerle yerimizden kıpırdayamadık. Neyse ki 15 Eylül'den sonra eski harekeliliğimize kavuşacağız. Sayenizde gezdiğimiz yerler bize o zor günlerde destek oldu. Teşekkürler, iyi ki varsınız
Çok güzel bir coğrafya, doya doya gezip, tadını çıkarın
Biz bir kaç aydır değişik nedenlerle yerimizden kıpırdayamadık. Neyse ki 15 Eylül'den sonra eski harekeliliğimize kavuşacağız. Sayenizde gezdiğimiz yerler bize o zor günlerde destek oldu. Teşekkürler, iyi ki varsınız
Tatlı su plajlarından Baltık denizi kıyılarındaki plajlara geldik. Bende soğuk suda yüzmeye alışınca bir plajdan diğerine gitmeye başladık. Güzergahımızdaki müzelere de zaman ayırıyoruz. Isveç bünyenin yanısıra beyni de dinlendiren bir ülke.
Gezi notlarına gösterdiğiniz ilgi için teşekkürler ve güzel sonbahar gezileri dilerim.
Baltık denizi plajlarında dördüncü gecemizi geçiriyoruz. Ilk gecemizi Wästervik şehri yakınlarında bir plajda geçirdik. Baltık denizi bol yosunlu bir deniz. Yosunsuz ve kumlu bir plaj bulmak kolay değil. Sapa bir yerde olmasına rağmen bu plaja bunun için gittik. Çok kalabalık olduğu içinde sadece bir gece kaldık. Google Maps
Ikinci gecemizi ücretli bir karavanparkta geirdik. Sıcak bir duş alma zamanı gelmişti. Güzel bir yer. Buradaki duşları pahalı kampinglerde bile görmedik. Balık tutmak için iyi bir yer. Elektrik hariç geceleme ücreti 12 € Google Maps
Üçücü geceyi geçirdiğimiz yer pek hoşumuza gitmediği için bir gece kaldık. Tatil sezonunda buraya çok karavan geldiği için bazı yerlerde karavanlara park yasağı bile var. Ama karavanlara da bir yer ayırmışlar.
Bugün Öland adasında güzel bir plajın park yerindeyiz.
Buraya gelinceye kadar deniz kıyısını takibederek 25 km gittik. Yolun geçtiği yer bir doğa parkı. Deniz kenarına hiç bir şey yapılmamış.Yol bozuk olmasına rağmen giderek çok güzel bir doğa parkı gördük.
Park yoluna girmeden bir deve çiftliğinin yanından geçtik.
Bu gecemizi de ücretli bir karavanparkta geçiriyoruz. Karavanpark bir balıkçı ve yat limanının yanında. Norveç ve Isveç'te bu çok yaygın bir durum. Bu türlü limanlarda biz karavancıların ihtiyacını karşılayacak herşey zaten var. Sadece karavancılara kalacakları yeri göstermek kalıyor. Geceleme ücreti olarak 15 € (elektrik almadan) ödüyoruz. Limanda zaten var olan Wc ve duşları kullanıyoruz. Ayrıca çamaşır yıkama ve kurutma makineleri de var. Google Maps
Yukardaki Maps sayfasındaki resmin üzerine tıklayarak, bu güzel yerin resimlerini görmek mümkün. Kendim henüz resim çekemedim. Saatlerdir süren çok kuvvetli bir rüzgar ve yağmur nedeniyle resim çekmek mümkün değil.
3 gün önce yolumuz üzerindeki bir açık hava müzesini gezdik. Bu tür müzelere Almanya ve Iskandinavya ülkelerinde sık rastlanıyor.
Gezdiğimiz müze eski halini koruyan bir köy. Adı Stensyö. Stensjö köyünün geçmişi oldukça uzun. Ben 19`cu yüzyıldan başlayayım. Isveç'te endüstrileşme başladığında tarım ve hayvancılıktan yaşayan Stensjö sakinlerinin de sorunları başlıyor. Tarımda ve hayvancılıkta insanların yerini makinalar almaya başlayınca kendilerine başka yerlerde iş bulmak için köylerini terketmeye başlıyorlar. Endüstrileşme nedeniyle bir milyon Isveçli ülkelerini terkederek Amerika gibi başka ülkelere göçediyorlar.
Şu anda nüfusu 10 milyon civarında olan Isveç için 1900'lü yıllarda bir milyon insan büyük bir rakam olsa gerek.
O zamanlar Isveç'te çok sayıda köy terkedilmiş evler harabe olmuş ve araziler tekrar ormanlaşmış. Stensjö köyünü yıkılmaktan, kültürel ve diğer bir çok konuda aktif bir akademi kurtarıyor. Köye yerleşen akademi görevlileri evlerin bakımını yapıyorlar ve hayvanlara bakıyorlar ve köyü olduğu gibi muhafaza etmeye çalışıyorlar.
Köye girişte bu levha bizi karşılıyor.
Aşağıda resimlerini gördüğümüz evlerin temeli taştan üst tarafı ahşap. Isveç'in gezdiğimiz bölgelerinde (şehirler hariç) evlerin yüzde doksanı bu sistemle yapılmıs. (tabi ki resimde gördüklerimizden daha düzgün). Örnegin bu ev gibi.
Ayrıca, bu evlerde gördüğümüz klasik kırmızı renk Isveç'teki evlerin yüzde 70-80'inde var.
Evler arasında dolaşırken bu kulübe ve sağ tarafındaki beyaz fırın dikkatimi çekti.
Sağdaki beyaz fırında odun yakılıyor. Ateşin dumanı fırınla kulübe arasında gördüğümüz borudan kulübenin içine gidiyor. Duman kulübenin içindeki balık veya eti tütsülüyor (füme). Aşağıdaki resimde gördüğümüz odunlar tütsüleme için yakılacak odunlar. Tütsüleme işi balık ve etin eskiden uzun süre bozulmaması için yapılıyormuş.
Aşağıda binanın yanında gördüğümüz kulübe bir wc.
Bu resimde wc'nin içini görüyoruz. Bazı gecelediğimiz yerlerde bu tür wc kullandık. Bu wc de su yok. Alta konulan plastik bidonlar dolunca dolusunu götürüp boşunu oraya koyuyorlar. karavanlarımızda kullandığımız wc' nin bir benzeri.
Oslo’da da benzeri bir müze/köy var, Norsk Folkemuseum. Kendinizi bir anda ortaçağda buluyorsunuz. Sanki bir film setinde gibi Forside - Norsk Folkemuseum
Dün Öland adasının en kuzeyindeki deniz fenerini gezdik.
Deniz fenerinin cevresinde otlayan koyunları biraz okşadık ve karavana yöneldik.
Yolda karşılaştığımız insanlar gülümseyerek kameralarını çkarıyorlardı. Arkamıza bakınca koyunların arkamızdan geldiğini gördük.
Koyunlar yolun üzerindeki bu demirli kısma gelince durdular.
Iskandinavya ülkelerinde yola koyulan bu demirlerle sık karşılaşıyoruz. Bunlar hayvanların bir yerden çıkmasını önlüyor. Arabalar bu demirlerin üzerinden rahat geçiyor ama hayvanlar demirlerin üzerin hiç basmıyorlar.
Yaya olarak bu demirlerin üzerinden geçerken çok dikkat etmek lazım.