İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan nejat ural Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 162
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 85,605

İstanbuldan ayrılan nerede yaşar ???... yaşamalı ???

  • Eski Foça

    Kullanılan: 10 7.9%
  • Mordoğan

    Kullanılan: 2 1.6%
  • Karaburun

    Kullanılan: 5 3.9%
  • Ayvalık

    Kullanılan: 28 22.0%
  • Edremit

    Kullanılan: 10 7.9%
  • İmroz -Gökçeada

    Kullanılan: 3 2.4%
  • Kaş

    Kullanılan: 8 6.3%
  • Sapanca- Maşukiye

    Kullanılan: 9 7.1%
  • Şile

    Kullanılan: 4 3.1%
  • Bayramoğlu - Darıca

    Kullanılan: 3 2.4%
  • İzmir ?

    Kullanılan: 11 8.7%
  • Antalya

    Kullanılan: 12 9.4%
  • Seferhisar

    Kullanılan: 7 5.5%
  • Mudanya

    Kullanılan: 2 1.6%
  • Urla

    Kullanılan: 13 10.2%

  • Kullanılan toplam oy
    127
Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

Değerli dostlar her birinize verdiğiniz fikirler, yorumlar için çok ama çook teşekkürler.


oort cloud' Alıntı:
Konuyu dağıtığım için Nejat beyden de özür dilerim .Tekrardan toplamaya çalışarak kendimi affettireyim … :D

Terk ettiğimiz ortamdaki ,bizi etkileyen olumsuzluklardan kurtulabiliriz ama beynimizdekilerden asla …
Özgür müyüz ; hiç zannetmiyorum ;tabiatımızın ,duygularımızın ,alışkanlıklarımızın ,etrafın şartlamalarının
esiri iken nasıl '' özgür '' olabiliriz ?

Bilinç altı bir yöne ; kaçmak ,gitmek isteriz ama , gitmek yönsüzdür .
Gitmek isteriz ama bizi ilerleten istek değil attığımız adımlardır .Bu adımları atarken kendimizi özgür
bırakmayan şartları iyi değerlendirmek hatta gideceğimiz yerdeki şartları çok iyi irdelemeliyiz .

Gitmeyi düşündüğümüz yerlerdeki gerçekler asla değişmez ,değişenler de zaten gerçek değil ,
bizim bakış açımızdır .Kaybettiğimiz anda bulmuş ,bulduğumuzu hissettiğimiz anda kaybetmişizdir .
İşin maddi kısmını bir tarafa bırakırsak ,( ki çok önemli olmasına rağmen ) ,her insanın dolayısı ile her
ailenin normalleri ve ihtiyaçları farklı olduğundan aklıma ilk gelenleri sıraladım ,pek çok ilave yapabiliriz .

alışkanlıklar
beklentiler
denize yakın olma arzusu
gürültü
iklim
koku
nem
ormanlık alan
rüzgar durumu
sağlık ve hastahane ilişkisi
ulaşılabilen tatlı su
yerleşim merkezine yakınlık
yöre halkı ve yalnızlık

Büyük şehirlerden kaçıp ,başka bir büyük şehrin yakınına gitmek istiyoruz ama ortaya konan
hipotezleri de unutmamak lazım ,ne demişler '' Büyüklere yaklaştıkça tehlike artar '' ;D
Bu yaştan sonra geriye kalan ömrümüzü ortaya koyduğumuz kumarda ,yanlış numaraya oynamanın
bedeli çok ama çok ağır olur diye düşünüyorum .Tekrar tekrar düşünelim ,yaşadığımız sürece iş işten
geçmemiştir . Nasıl olsa her halikarda gideceğiz … ;D ;D ;D
Harika bir analiz.
Teşekkürler.



oort cloud' Alıntı:
Ben de ,ben de……

Ama nereye gitmeli ,gerçekten hazırmıyız ….?

Gerçi burası yeri mi ,bilmiyorum ama bir emeklillik ve İstanbul'dan ayrılık öyküsü anlatmak istedim .
Bacanağım gazeteci ,malum herkes uyurken onlar çalışırlar .Sayfayı baskıya hazırladıktan sonra sabaha
karşı Sefaköy Basın ekspres yolundan eve dönerken ,arkasından bir selektör patlamış ve şöföre en sağ
şeride girmesini söylerken arkadaki araç bir anda sollarından geçmiş ve yavaşlayıp önlerine geçmiş .
Bir süre sonra tekrar sağ şeride geçip iyice yavaşladıktan sonra tekrardan arkalarına takılmış .
Bu arada bir kurşun arka camdan girip ön camdan çıkmış . '' İstanbul'da artık yaşanmaz '' deyip ertesi gün
emekliliğini istedi .Emeklilik işlemlerinin bitmesini beklerken Akçay'a 3 Km.uzaklıkta bulunan bir köyde
2800 Mt.kare bahçesi ve sulama havuzu olan bir ev kiraladı .Ziyarete gittiğimizde '' Bacanak manzara
muhteşem bir taraftan masmavi deniz ,bir taraftan yemyeşil zeytin ağaçları ,havada inanılmaz bir oksijen ,
burası çok tehlikeli bir yer ( aslansütü masrafı açısından )'' dedim ....İstanbul'da betonlar arasında bulunan
mütevazi daireye 450 TL. öderken bu evi 60 TL. ya tutmuştu .Sorunlar ve avantajlar daha sonra ortaya çıktı .

Konuşmalarımızda ( pek konuşmaz ya da bilimsel konuşurdu ) ,tarzını bozmamıştı ama gereğinden fazla
konuştuğunu fark etmem uzun sürmedi . :D

Bütün dostlarını ve arkadaşlarını İstanbul'da bıraktıklarını ,köylülerin kendilerini dışladığını ,görüşmek
paylaşmak kısaca arkadaş olmak amacı ile büyük şehirlerden oralara yerleşmiş emeklileri arayıp bulduklarını,
ama galiba erken emekli olduğunu ,çünkü buralardaki emeklilerin yaşlılığın getirdiği sağlık sorunlarından
dolayı paylaşımın sadece prostat muhabbeti olduğundan yakındı .Karıkoca yalnız kalmışlardı . :-[

Belki daha iyi olmuştu ,şehirde çalışmanın verdiği tempodan kendilerine zaman ayıramıyorlardı ,artık
bol zamanları vardı ve İstanbul'un keyfini Akçay'a yerleştikten sonra çıkarmaya başladılar .Gösterime
giren bir film ,bir gösteri ,yurt dışından gelen bir sanatçının konseri İstanbul'a gelmek için yeterdi .
Hatta İstanbul'daki tarihi yerleri ve müzeleri gezmek için tekrar tekrar geldiler .Daha önce 600-700 civarında
kitabı olan baldızımla bacanağımın şimdi 4000 civarıda kitabı olmuştu .Sıkıntıdan zaman geçmek bilmiyordu .

Bu arada gözünde bir rahatsızlık ortaya çıkınca önce Edremit Şehir Hastahanesine ,oradan Balıkesir
Devlet Hastahanesine daha sonra da İstanbul'a sevk edildi .Sorunu İstanbul'da çözdüler ,retinasında
ancak özel aletlerle görülebilen bir çatlama oluşmuş ,şansı varmış tam zamanında gözü kurtarabilmişler .

İlk başlarda zeytin ağaçlarının berisinde kalan bölümü ,harfiyat toprağı toplayarak küçük bir tarla haline getirdiler .
Fakat ilk sene ürünler tatsız ,kokusuz ,garip bir şeylerdi .Domates bile tablo güzel durmasına rağmen
sanki domates değildi .Mısır çarşısından hazır tohum alıp organik ürün yetiştiremeyeceklerini anladılar . ;D
Kendi yetiştirecekleri ürünlerin tohumlarını kasaba kasaba ,köy köy toplasalar bile köylerden hazır almanın
daha ucuza geleceğini de anladılar .

Doğa ve yeşilin hastası olduklarından zaten bir taraftan civarda keşif yapıyorlardı ,araçlarının ulaşabildiği
her yeri gezmeye başladılar .Gezi ,denize girme ve piknik yapma bölgeleri zamanla halka halka büyüdü .
Hatta işi fazla abartıp daha kuzeye ,daha doğuya ve daha güneye doğru seferleri arttırdılar .

Aslında gezme işini fazla abarttılar dememem lazım çünkü GEZENBİLİR .
Emeklilikte yaşama tutunmak hele de gezmek görmek tabii ki maddi imkanlarla çok yakından alakalı
bir olgu .Zamanla ; çok fazla gelen emeklilik maaşları ve İstanbul'da babadan kalma evlerinden aldıkları
kiralar enflastyonist ortama yenik düştü . :'(

Şimdi eve hapis olmuş durumdalar ,zamanları gereğinden fazla ve geçmek bilmiyor .

Evet ben de gitmek istiyorum ,yeşilliklerin arasına .
Ama çevrenin baskılarına da maruz kalmayacağım ,
Deprem kuşağında olmayan ,hava kirliliği bulunmayan ,trafikten uzak ,
Doğal ürünleri yetiştirebileceğim veya en azından satın alabileceğim ,
İhtiyacım olduğunda hemen ulaşabileceğim imkanlara sahip bir yerleşim merkezine yakın .

Ben de bilinçaltı önce kıstasları belirleyip buna göre bir yer araştırıyordum ,Nejat Bey'in konuyu açması
ile fiziki araştırmada geç kaldığımı farkettim .Kendisine teşekkürlerimi iletiyorum . :smiley:
Sevgiler

Mehmet bey bakmadığım bir çok açıyı ele almışsınız.
Çok kişiye referans olacak bu saptamalarınız.
teşekkürler.


züğürt gezençi' Alıntı:
Balıkesir Gömeç'te emekliliğini yaşayan Ankara'lı züğürt gezençi'nin tavsiyeleri...
1.Daha önce tatil yaptığınız yerlerde gölgesinde oturduğunuz ceviz ağacından başınıza ceviz düşen bir yer olmuşmuydu iyice düşünün.Eninde sonunda yerleşeceğiniz yer o yörededir. ;D ;D ;D
2.Yerleşmeyi düşündüğünüz yöreden hemen ev SATIN ALMAYIN.En az bir yıl kirada oturun.!5-20 gün değil 6 ay kalmak bile yeterli değildir.Dört mevsimi orada yaşamak gereklidir.
3.Satın almayı düşündüğünüz ev site içinde ise kışın oturan varmı araştırın.Karavancı olarak yazın zaten başka yerlerde olacaksınız.Kışın sitenin gönüllü bekçisi olursunuz.
4.Manzara ve güzellik kişilere göre değişir,Ormanlar da çöller de kişilere göre ayrı ayrı güzel görünebilir.Tercih yaşayacak olanlar tarafından yapılmalıdır. ;)

teşekkürler Sami bey.
Özellikle Satın almadan - kiralayarak bir dönem yaşamak fikri önemli.


doruk5910' Alıntı:
yazılanları merakla okudum ve sanırım birçoğumuz şunu unutuyoruz.İSTANBUL hastalıktır bağımlılıktır ve sayamayacağınız kadar özelliği vardır kendine çeken ve boşuna da dünyanın merkezi olmamıştır.dönüş yine istanbula ve haddim olmayarak da olsa bunca yazılandan sonra nejat beye tavsiyem edirne keşana bağlı mecidiye köyü diyorum.hem denize yakın(beş dakika) hem ormana yakın(beş dakika) hem istanbula yakın(3 saat) görmeden karar vermeyin derim.dostlukmu?görmeye gidin ve yolda kaldık deyin tüm kapılar açılacaktır emin olun.sağlıcakla kalın :D

Sevgili Dostum:
Mecidiye yi iyi bilirim.
yıllarca orada ve Gülçavuş civarında kaldım - daldım av yaptım
Evet halkı da gayet iyidir.
 

Etiketler
Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

Nejat abi bence gideceğin yer çulluk meralarına yakın olmalı.
 

Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

nejat bey oralarda yaşamış olmanız sizin için çok önemli bir tecrübe olmuş olsa gerek.ben balıkesirdeyim ve insanlar ayvalık altınoluk gibi yerelere gelirken ben saroza (mecidiyeye)gidiyorum sanırım bende bir terslik var ::smiley: keşke imkanlarım elverse de yerleşsem oraya (maddi değil sosyal imkanım )
 

Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

Nejat bey açtığınız konu büyük şehirde yaşayan bir çok insan için ortak bir sıkıntı. Özellikle İstanbul'da yaşayan her üç insandan biri sizin gibi kaçmayı düşünüyor. Ama kaçı dediğini yapar bilinmez? ben sizin sorunuza başka bir soruyla karşılık vermek istiyorum;
Acab öldüğünüzde nereye gömülmek istersiniz?
Bu sorunun bendeki karşılığı "arkamda kalanların yaşadığı yere gömün" şeklindedir. Çünkü ben Annemin mezarını aynı şehirde yaşamadığım için çok az ziyaret edebiliyorum. O'nun hatırasını kalbimde yaşatsam da mezarına her gidişimde kendimi suçlu hissediyorum. Şimdi ailenizden uzaktamısınız bilemem ama kendi ortamınızdan uzakta hep buruk yaşayacaksınız. Benim size önerim, beğendiğiniz bir yerden yazlık tarzı bir ev edinin (kiralayın ya da satın alın) özellikle çocukların tatillerinde burada zaman geçirin. Çocuklarınızın mutlu olup olmadıklarını, sizin ve eşinizin burayı ne kadar sevdiğini ve istediğini test edin. Sıkıldığınızda ya da bir problem yaşadığınızda İstanbul'daki eviniz zaten sizi bekliyor olacaktır... :smiley: :smiley: :smiley:
 

Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

Herkese selamlar

Ne mutlu bana ki birilerinin yaşamayı arzuladığı bir memleket benim memleketim : Sinop.
Sinop'ta doğdum ve büyüdüm, sonrasında ailemle birlikte İstanbul'a taşındık, ortaokul ve lise yıllarımı İstanbul'da geçirdim.
Akabinde benim üniversite maceram başlamak üzereyken ve babamın emekliliği yaklaşırken ailem tekrar Sinop'a yerleşerek hayatlarının belki de en iyi kararını verdiler.
Üniversiteyi Eskişehir'de okudum ve ardından çalışmak için tekrar İstanbul'dayım, şu an 30 yaşındayım.

Hayatımdan bu kesiti neden verdiğimi de belirtmek istiyorum. "Gitmek" kavramının emekliliğe has bir özlem - ihtiyaç olmadığını düşünüyorum.
Sosyal anlamda arkadaş çevremin çok büyük kısmı İstanbul'da yaşıyor, sosyal imkanların İstanbul'da çok daha fazla olduğunun da farkındayım.
İstanbul'un kaka tarafları olsa da, kaka bir şehir olmadığının farkındayım. Evet ! hergün yeni bir süpriz, yeni bir imkan.
Fakat bunlara rağmen çalışma hayatının yoruculuğuyla bu şehrin stresini ve kalabalıklığını birleştirmek hiç cazip gelmiyor, ben de gitmek istiyorum.
Gitmek istememe rağmen gidemiyorum, çünkü bulunduğum yaşlarda başka bir şehire gitmek için bana göre "iş imkanı" kavramı çok daha ağır basıyor.
Kimseyi tenkit etmiyorum, ama emeklilikte biryere gitmektense, çalışırken biryere gitmek ve gittiğin yerde daha "insanca" yaşamak daha büyük başarı değil mi?
Şu an itibariyle bile "ahh falanca arkadaşımı da epeydir görmedim" dediğim tonlarca isim var aklımda, bu arkadaşlarımla aynı şehirdeyim, hatta belki de aynı semtte.
Fakat bu şehrin öyle bir yapısı var ki sizin zamanınız uygun olsa, karşı tarafın zamanı uymuyor.
Fakat nispeten daha küçük şehirlerde durum böyle değil, insanlar daha değerli, tiyatro - sinema - konser daha değerli.
Verimli olduğum çağda eşşekler gibi çalışıp, emeklilik yaşımda daha sakin, hatta aşırı durağan yaşamak istemiyorum. Ben çalışırken de, emekli olduğumda da sosyal bir birey olarak, hobilerimle, saygı duyarak ve saygı görerek, insan gibi yaşamak istiyorum.

Peki bunun için nereye taşınmak lazım?
Fikri olan ?
 




Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

gelde terket bu şehri.29/10/2010 Kabataş- İstanbul [attachment=1]Aslında sıkıştırılmış bir video var fakat yükleyemedim.

052.jpg
 

Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

gezmen' Alıntı:
En temel çözüm: Bu düzeni değiştirmek gerek!...

Cavid Sezen

Sevgili Cavid Hocam

Peki ama nasıl değişecek bu düzen?
Konu, bu başlığı aşıyor ama, dün yani 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda çevremdeki kimi arkadaşlarım mesai yapmazken, ben sefer saatleri değişmiş vapurla işe gecikerek ve bayram kutlamaları nedeniyle 18:00 - 21:00 arası sefer yapmayacak olan vapurun son seferine yetişmek için (azar işitmek ya da uyarı almak pahasına) mesaiden erken ayrılmak zorundayken bayramımı nasıl bayram gibi yaşayabilirim ki.
Kurban Bayramı'nda sadece ilk iki gün izinliyim, ne memlekete gidebilirim, ne de tatile.
Diyeceksiniz ki bu konuyla ne alakası var. Ben açıkçası daha insanca koşullarda çalışan insanların işini daha çok sevdiği ve verimli olduğunu, bu vesileyle bulunduğu çevreye artı değer katabildiğini, sosyal imkanlarını daha iyi değerlendirebildiğini düşünüyorum.
Hatta iş verenler, çalışanlarını cumartesi çalıştırmasa, daha fazla insanın hobilerine - uğraşlarına zaman ve para ayıracağını ve ekonomiye hareket katacağını düşünüyorum.
Belki o zaman İstanbul'u hakettiği gibi yaşayabilirdik, göçüp gitme hasretimiz biraz olsun dizginlenirdi.

Meselenin diğer bir boyutu da, benzer ölçüde yatırım ve iş imkanının Marmara Bölgesi dışına yapılması gerekiyor. Yıllardır güdülen bu politikada güzel örnekler olsa da henüz doyurucu ölçüde değil ne yazık ki. İş imkanı demek, ekonomik refah demek; ekonomik refah ise o bölgede hobisine - uğraşına para harcayabilen bireyler demek.
Mesleki yaşam için İstanbul'un tek alternatif olmaması demek, bir vatandaşın sağlık sorunları için en son sevk edildiği hastanenin belki de İstanbul'da olmaması demek ;)
 

Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

Volkan'ın yazdıklarına katılmama olanağı var mı? Az bile söylemiş... :smiley:

orion' Alıntı:
Peki ama nasıl değişecek bu düzen?

Aaah bir bilebilsem!... :D
Şaka bir yana; kitleler, bu amanvermez vahşi kapitalist düzene karşı (rengi ne olura olsun) biraraya (mesleki, sınıfsal, siyasal...) gel(e)medikleri sürece, iş biraz zor. Zor ama olanaksız da değil... Dünya ve ülkemiz, gelgitler yaşayacak, yaşıyor da; enseyi karartmamak gerek!...

Cavid Sezen
 

Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

orion' Alıntı:
Herkese selamlar

Ne mutlu bana ki birilerinin yaşamayı arzuladığı bir memleket benim memleketim : Sinop.
Sinop'ta doğdum ve büyüdüm, sonrasında ailemle birlikte İstanbul'a taşındık, ortaokul ve lise yıllarımı İstanbul'da geçirdim.
Akabinde benim üniversite maceram başlamak üzereyken ve babamın emekliliği yaklaşırken ailem tekrar Sinop'a yerleşerek hayatlarının belki de en iyi kararını verdiler.
Üniversiteyi Eskişehir'de okudum ve ardından çalışmak için tekrar İstanbul'dayım, şu an 30 yaşındayım.

Hayatımdan bu kesiti neden verdiğimi de belirtmek istiyorum. "Gitmek" kavramının emekliliğe has bir özlem - ihtiyaç olmadığını düşünüyorum.
Sosyal anlamda arkadaş çevremin çok büyük kısmı İstanbul'da yaşıyor, sosyal imkanların İstanbul'da çok daha fazla olduğunun da farkındayım.
İstanbul'un kaka tarafları olsa da, kaka bir şehir olmadığının farkındayım. Evet ! hergün yeni bir süpriz, yeni bir imkan.
Fakat bunlara rağmen çalışma hayatının yoruculuğuyla bu şehrin stresini ve kalabalıklığını birleştirmek hiç cazip gelmiyor, ben de gitmek istiyorum.
Gitmek istememe rağmen gidemiyorum, çünkü bulunduğum yaşlarda başka bir şehire gitmek için bana göre "iş imkanı" kavramı çok daha ağır basıyor.
Kimseyi tenkit etmiyorum, ama emeklilikte biryere gitmektense, çalışırken biryere gitmek ve gittiğin yerde daha "insanca" yaşamak daha büyük başarı değil mi?
Şu an itibariyle bile "ahh falanca arkadaşımı da epeydir görmedim" dediğim tonlarca isim var aklımda, bu arkadaşlarımla aynı şehirdeyim, hatta belki de aynı semtte.
Fakat bu şehrin öyle bir yapısı var ki sizin zamanınız uygun olsa, karşı tarafın zamanı uymuyor.
Fakat nispeten daha küçük şehirlerde durum böyle değil, insanlar daha değerli, tiyatro - sinema - konser daha değerli.
Verimli olduğum çağda eşşekler gibi çalışıp, emeklilik yaşımda daha sakin, hatta aşırı durağan yaşamak istemiyorum. Ben çalışırken de, emekli olduğumda da sosyal bir birey olarak, hobilerimle, saygı duyarak ve saygı görerek, insan gibi yaşamak istiyorum.

Peki bunun için nereye taşınmak lazım?
Fikri olan ?

Volkan hocam. Kesinlikle seninle bu dusunceleri paylasiyorum. Ben kendi hayatimdan bir kesit verecek olursam. Ankarada dogdum buyudum. 22 yasima kadar orada yasadim universite okudum. Cok kosturdum. Yeri geldiginde 4 arkadasimla ayni gun farkli saatlerde farkli yerlerde bulustum. Muzik gurubu calismasindan cikip, tiyatroya, konserden cikip cafeye gittigim cok oldu. 22 yasindan sonra Istanbul'a tasindim ve 2 sene yasadim ve calistim. Istanbul bence cok guzel ve gezilecek bir sehir fakat sabahtan aksama calismak zorundaysaniz hicde guzel bir sehir degil. Cunku hafta ici isten cikip eve gelmem saat 8.30 u buluyordu. Spor salonuna yazildim ama gidemedim bile. Hafta sonu ise bir iki gun tatil gununuzde maximum bir isinizi halledebiliyorsunuz yada ancak bir arkadasinizla gorusebiliyorsunuz. Yapilacak isler listesi yapiyorsunuz. Aradan aylar geciyor isler bitmiyor ustune liste giderek uzuyor. Boyle durumlarda bu yapilacaklar kafanizda gunlerce donup duruyor. Bunyede stres yapiyor. Su anda yurt disinda bulunuyorum Ankara'ya herseyiyle cok benzer bir sehirde oturuyorum. Ve simdi daha iyi anliyorum. Istanbul bizlerden ancak zaman caliyor.

Meslegini bilmiyorum ama eger is bulabiliyorsan Ankara'ya tasinabilirsin. Ne cok buyuk sehirler nede kucuk. Istedigin herseyi bulabilir istediginde sehir merkezine kolay inebilirsin. Kiralar ucuz hayat genel itibari ile ucuzdur. En karada en pahali kiralar 500-600 TL Istanbulda bu fiyata afedersiniz fare degili veriyorlar. Ankara dan bir keresinde annemgil ziyareter geldiklerinde market fiyatlarina bile cok sasirmislardi Istanbul'da. Cunku Ankarada domates 50 kurusmus biz Istanbul'da en ucuz 1TL den aliyorduk o zaman. Kisaca Istanbul benimde en sevdigim sehir fakat gelin gorun ki hem zamanimizi hem paramizi yiyor.
 



Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

İstanbul'da doğup büyümüş, emekli olup İzmir'e yerleşinceye kadar 40 yıl dolu dolu İstanbul'da yaşamış bir insanım. Tüm çocukluğumu, öğrenim ve iş hayatımı kısaca gençliğimi İstanbul'da yaşadım. Öyle ki; yıllık izinlerimde bir süre İstanbul'dan ayrıldığımda, dönüşte; Harem İskelesinde, gün batımında İstanbul silueti karşısında gözlerimin dolduğunu hatırlarım. 'İstanbul'dan başka yerde yaşayamam.' derdim.
Ama İstanbul, şimdiki İstanbul değildi, o zamanlar..
Şimdi İstanbul fobim oldu.. Gittiğimde resmen panikliyorum. Bunalıyorum. Bir an önce İstanbul dışına çıkmak istiyorum..
Şu anda İzmir'de yaşıyoruz. Bulunduğumuz semt biraz olsun büyük kent karmaşasından, keşmekeşinden uzak.. Zaten yılın 6-7 ayını karavanla gezerek geçiriyoruz. İleride, karavanla çıkamayacak duruma geldiğimizde, yerleşmeyi düşündüğümüz yerler;
Öncelikle Eski Foça,
Datça,
Urla,
Yani Ege sahilleri gene..
Karadeniz, tüm güzelliğine karşın hiç düşünmediğimiz bir yer..
Ancak, İzmir'deki evimizden vazgeçmeyi aklımızdan bile geçirmiyoruz. Bir çok arkadaşın sözettiği gibi, sağlık sorunları çıkacak, karşımıza ileride. (Bunu son rahatsızlığımda iyice anladım.)
Sn. drares'in sözettiği konuya gelince; bizim şöyle bir felsefemiz, bir isteğimiz var..'Nerde trak, orda bırak..' Kesinlikle 'İstanbul'a annemin-babamın yanına götürün. (Yavuz için de Eskişehir) ' veya 'İzmir'e götürün.' diye bir isteğimiz yok. Köyde, kentte nerede olursa; orada kalalım, istiyoruz. Çünkü bu geride kalanlara eziyet çektirmekten başka bir şey değil. Artık, hepimiz ana-baba ocağından uzak yerlerde yaşamak zorundayız. Hangimiz, istediğimiz zaman gidip, ana-babamızın kabrini ziyaret edebiliyoruz ki..
Herkesin sağlıklı, mutlu, gönlündelki yerlerde yaşaması dileğiyle... :smiley: :smiley:
Ülker
 

Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

bodrum gündoğan ;D
tek geçerimmm....
 

Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

Nejat hocam,

Pek çok yer aklınıza takılacak orası mı burası mı diyerek düşünüp taşınacaksınız...
Ama kararınızı kızınızın eğitimini düşünerek alacağınızı sanıyorum...
 

Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

Nejat Bey ' den iki haftadır ses çıkmadı .
Kafasını karıştırdık galiba .... :D

Merhaba Nejat Bey
Olasılıkları değerlendirip bir sentez yapabildiniz mi , belirli bir karar çıktımı ?
Saygılar :smiley:
 

Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

oort cloud' Alıntı:
Nejat Bey ' den iki haftadır ses çıkmadı .
Kafasını karıştırdık galiba .... :D

Merhaba Nejat Bey
Olasılıkları değerlendirip bir sentez yapabildiniz mi , belirli bir karar çıktımı ?
Saygılar :smiley:

:smiley:)
Tüm yorumları tek-tek okuyup, satır aralarındaki mesajları ve olası riskleri gözden geçiriyoru şu aralar.
bu günlerde Hanım resmen paralize oldu.
Açıkçası tüm dostların öneri - uyarıları çok güzel ama, Kanada bizi resmen bitirdi :smiley:))
enverdede
orion
melih
volkan
Cavit bey
ares
cemal
doruk
Herkesten çok iyi bilgiler geldi doğrusu bu kadar katılım ve yorum beklemiyorduk.
Özellikle İstanbul aşıkları, bizlere yaşadığımız şehirde ıskaladıklarımızı getirdi gözümüze soktu (insel alacağın olsun senin)
Öte tarafta, hayatı bu kadar dolu yaşayan bir ailenin bu kadar zamanı olunca nasıl dolduracağımızı da ayrıcana düşünmeye başladım.
Sonuçta daha zaman çok.
Konuşacak şeyde öyle.
Bu bayram gibi fırsatları değerlendirip bu yerleri analiz etmeye çalışacağız.
Önümüzdeki sene çalıştığım şirkette Home-office bir iş modeline geçeceğim.
Belki hafta da bir - ayda 2 kere gelmem yetecek.
Burdan yola çıkarak, bu gibi yerlerde bir daire kiralayıp, göçebe bir modda dene-gör yapabiliriz.

Ne bileyim.
Zaman herşeyi bize gösterecek.

Ama sizlerden tek ricam...
ATIŞA DEVAM !.

Herkese kucak dolusu teşekkürler.
 



Ynt: İstanbul'da Yaşamak İstemiyorum!... Peki ama Neresi?...

Merhabalar;

Nejat bey madem atisa devam olaya birde diger yonden bakmak istiyorum. Simdi Volkan hocamin soyledigi ve benimde kendi hayatimdan verdigim ornekten yola cikarsak gercekten Istanbul calisanlar icin bir isgence hatta ozel sektorde calisanlar icin dahada kotu. Ama Istanbul'dada Insel hocamin ve enverdede'nin belittigi gibi yapacak cok sey var ama iki olcuye bagli zaman ve para. Calisan insanlarda ozellikle bizim gibi genclerde bu ikisi birden olmadigi icin Istanbul'da o kadarda mutlu olamadik. Ama siz dediginiz gibi hafta bir gun ise gitmeniz yetecekse yada emekli olacaksaniz zamaniniz olacaktir. Maddi durumunuzu bilmiyorum ama ortalama her insanin emeklilik cagina geldiginde bir miktar birikmisi olur yada durumu eski gunlerine gore duzgundur. Bu durumda Istanbul'da da yapilacak cok sey var. Eskiden calmak isteyip calamadiginiz muzik aletlerini ogrenebilir, muzeleri ve galerileri gezebilir, konserlere, tiyatroya ve sinemaya gidebilirsiniz. Doga ile basbasa kalmak adina sile yada terkirdag tarafindan bir yazlik ev alip kafa dinlemek icin ara sira oraya gidebilirsiniz. Ben sadece birde olayin oteki tarafini gostermek istedim. Benim yeterli zamanim ve param oldugunda yasamak isteyecegim sehir kesinlikle Istanbul olurdu. Bogaza karsi iki tek atmak bile bir ayricalik. Ama paraniz bile olsa isten yorgun argin gelip, trafikte saatler harcayinca o iki teki zevkle atacak zamaniniz olmuyor. Bu yuzden emekli insanlarin Istanbul'dan daha cok zevk alacagini dusunuyorum. :smiley:
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,684
Mesajlar
1,522,191
Kayıtlı Üye Sayımız
166,532
Kaydolan Son Üyemiz
Tanersezen

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

SON KONULAR



Geri
Üst