Hikayeler

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Nursel Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 808
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 130,075
Ynt: Hikayeler


Zengin bir iş adamının bahçesinde, yan yana dikilen iki limon ağacı vardı.

Mayıs ayı sonlarında açan limon çiçekleri, bütün bahçenin havasını bir anda değiştirir ve aparmanlara hapsedilmiş insanlara baharın geldiğini müjdelerdi.

Ancak limon ağaçlarından biri digerinden cılız ve şekilsizdi. Bu yüzden büyük ağaç her fırsatta onu küçümser ve tepeden bakardı.

Ev sahibi de küçük limondan ümit kesmiş görünüyordu. Ona göre ağaç, bu gidişle kuruyup ölecekti. Bu yüzden de onu fazla sulamaz ve bakımını yapmayı pek istemezdi.

Günün birinde esen sert bir poyraz, karlı dağların yamaçlarındaki bir grup çiçek tohumunu iş adamının bahçesine uçurdu. Fakat bahçenin her tarafı parsellenmiş, sadece limon ağacının altında yer kalmıştı .

Bir an önce filizlenmek zorunda olan tohumlar, limon ağaçlarının yanına gelerek onların altında yeşermek için izin istedi.

Büyük limon ağacı, iyice kasılarak;
“Böyle bir şey asla mümkün olamaz” diye atıldı. “Bizler kuru kalmayı pek sevmeyiz. Eğer dibimde çoğalırsanız, suyu emip beni kurutursunuz.”

Aslında büyük ağacın çekindiği başka bir şey daha vardı.
Çiçekler rengarenk açtıklarında, kendisinin sarıya çalan beyaz çiçekleri sönük kalacak ve bahçe sahibinin gözündeki değeri azalalabilecekti. Oysa ki ağacın, kendinden güzel olanlara hiç mi hiç tahammülü yoktu.

Küçük limon ağacı, uzun boylu arkadaşının tohumlara verdiği cevabı beğenmemişti. Çünkü o, kendisine hayat verenin, o hayat için gerekli olan suyu da vereceğini çok iyi biliyordu. Bu yüzden, aklına bile gelmiyordu susuzluk.

Tohumların teklifini kabul ederken;
“Sizlerle birlikte olmak, bana mutluluk verir” dedi.
“Böylelikle yalnızlık da çekmeyiz. Güzel yaratılanlardan kimseye zarar gelmez. Güzellerden güzellikler doğar sadece”

Küçük limon ağacı altında filizlenen tohumlar, bir kaç hafta içinde cennet çiçekleri gibi açıp bütün bahçenin göz bebeği haline geldiler. Bu arada küçük limon, elinden geldiği kadar kendilerine yardımcı olmaya çalışıyor ve çiçeklerin sevdiği yarı güneşli ortamı sağlamak için, eski yapraklarını döküyordu.

Çiçekler, kısa bir süre sonra mis gibi kokular yaymaya başladı. Bahçe sahibi, o ana kadar hiç duymadığı bu kokunun nereden geldiğini araştırdığında, davetsiz misafirleri küçü limonun altında bularak hayrete düştü.

Adam, ancak rüyalarında görebildiği bu çiçeklerin güzelliğini devam ettirebilmek için sabahları artık daha erken kalkıyor ve onları en kaliteli gübrelerle besleyip bol bol suluyordu.

Küçük limon ağacı, köklerinin en ince ayrıntılarına kadar ulaşan bu suları çiçeklerle birlikte içiyor ve büyük bir hızla serpilip büyüyordu.

Çiçekleri sevgiyle kucaklayan küçük limon, ertesi bahara kalmadan o civarın en büyük ağacı haline geldi ve birbirinden güzel kelebeklerin ziyaret yeri oldu. Daha sonra da kendi çiçeklerini açarak bahçenin güzelliğine güzellik kattı.

Bir zamanlar bahçenin en güzel ağacı olan ve şimdi küçük ve yalnız kalmış olan diğer limon ağacı ise, komşusuna duyduğu kıskançlıkla için için kuruyordu.
 

Etiketler
Ynt: Hikayeler


Küçük çocuk büyük insan edasında pastaneden içeri girip masalardan birine oturdu. Cebinden parasını çıkartıp saymaya başladı. Garson kız küçük beyin oturduğu masaya yaklaştı.
-Evet; ne istiyorsun?
-Şey… Bir dilim pasta ne kadar
-20 sent
-Peki bir küllah dondurma?..
-12 sent
Çocuk elindeki paraları tekrar saymaya başladığında garson kız ona çıkıştı
-Acele et, akşama kadar senin siparişini bekleyemem, ne istiyorsan çabuk söyle.. bir sürü müşteri var görmüyor musun?
-Tamam, bana bir küllah dondurma lütfen.
Garson kız siparişi aldıktan sonra “Çattık yaa” diyerek uzaklaştı küçük çocuğun mamasından. Bir süre sonra da dondurmayı getirip çocuğun masasına sert ve kızgın
bir tavırla koyup gitti.
Çocuk dondurmasını yedikten sonra uzun bir süre garson kızın gelip hesabı almasını bekledi ama kız onunla hiç ilgilenmiyordu.
-Beni görmüyor mu acaba? diye geçirdi çocuk içinden. Sonra kalkıp kasaya gitti, yediği dondurmanın bedeli olan 12 senti ödeyip dükkandan çıktı. Bir süre sonra garson kız küçük beyin oturduğu masayı temizlerken servis tabağının altında 8 sentlik bahşişini buldu. Genç kızın, gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı “Beni affet küçüğüm…” dedi “ne olur beni affet…”
Pişmanlıklarınızın daha az sayıda olmaları için;

ÖNYARGIDAN UZAK DURUN LÜTFEN !
 


Ynt: Hikayeler

Bir bardak çay deyip geçmeyin aslında birçok gerçegi gösterir :smiley:....


hayatımızdan bir kesittir.

Çayın Alt Demliği

"KAYNANADIR"

Sürekli Kaynar Durur.

Hatta:

Dikkat edilmezse

TAŞABİLİR

Üst demlik

" GELİNDİR"

Alt demlik kaynadıkça

onunda

Hareketi artar.

Ama Zamanla da

Olgunlaşır ve

Demlenir.... ...


"GELİNİN KOCASI

ise

Bardaktır.

Her iki Çaydanlıktan da

Yeterince Nasibini Alır.

Biraz Kaynana Doldurur onu;

Birazda Gelin...

Bu nedenle de

Denge Unsurudur.

Açık yada Demli çayın Hoşa gitmemesi

Bundandır.... .


"ÇOCUKLAR"

Çayın Şekeridir.

Tat verir.

Çok Şeker

Çayın Lezzetini Bozar.

Şekersiz Çaya alışanlara ise

Bir tanesi bile...

Fazla Gelir.....


"GÖRÜMCE"

ise

Çay kaşığıdır.

Arada Bir gelir;

Karıştırıp Gider....

"KAYINPEDERE GELİNCE"

o da

" Çay Tabağı"dır.

Çayın Demine, Suyuna Karışmaz;

Bir Kenarda

Lök Gibi Oturur.

Sadece Dökülenleri Toplar

ve çevreye zarar vermesini engeller.

Ancak;

Ara sıra boşaltılması gerekir,

Yoksa Taşıp

Herşeyi Berbat edebilir.

"ÇAY SÜZGECİ"

Ailenin Sahip olduğu Değerlerdir.

Aileyi Dış Müdahalelerden Korur.

Delikler Büyük olursa !

Çayın Tadı Kaçar.


Suyu Isıtan

"ATEŞ" ise

HOŞGÖRÜDÜR.

O Olmadan

Çay da Olmaz.

KISACASI

Bir Bardak Çay

"AİLEDİR"

ve

Ağız Tadıyla içilen

Bir Bardak çayın

Üstüne Yoktur...
 

Ynt: Hikayeler

Fatoş haydi artık gönder bir tane diye yazacakken hikayen geldi ve çok şaşrdım.çünkü inan tam 10 dk önce bu hikayeyi ablam anlattı. şimdi beraber okuduk ve çok güldük ;D
 



Ynt: Hikayeler

Bardak ne kadar alt demlikten su alırsa alsın birşey yapmaz..
Bardak üst cayın demliginden ne kadar fazla alırsa o kadar acır tasızlaşır.. :smiley:
Kasık kısmında biraz fazlamı yüklenilmiş :smiley:
 







Ynt: Hikayeler

herkese iyi geceler.
şimdi göndereceğim bir hikaye değil ama paylaşmak istedim.
kusura bakmayın.

bu arada bir bardak çayı böylesine düşünmemiştim.
bundan sonra daha dikkatli davranacağım o tavşan kanı çaya :D :D
 

Ynt: Hikayeler

ÖFKENİZİ KONTROL ETMENİN YOLU


Bazen işler yolunda gitmez ve cinlerimiz tepemize çıkar ve sinirimizi başkasından çıkartırız! Ama böyle durumlarda sinirimizi tanıdığımız birinden değil de, hiç tanımadığımız birisinden çıkartmak daha iyidir.

Bir gün arkadaşıma telefon edecektim, numarayı çevirdim, bir erkek 'alo?' dedi, ben 'Zeynep'i aramıştım' deyince, adam bağırarak 's.....git lan, doğru numarayı çevir!' demez mi! Bir insanın bu kadar kaba olabileceğine inanamadım. Sonra gerçekten arkadaşımın son iki numarasını şaşırdığımı farkettim.

Ama birden aklıma bir şey geldi. Bilerek, tekrar yanlış numarayı çevirdim. Karşıma yine aynı adam çıktı. Ve 'alo' deyince, 'sen eşşolueşeğin tekisin' deyip, telefonu yüzüne kapattım. Sonra o numarayı yazıp yanına 'eşşolusu' diye not ettim.O günden sonra, ne zaman bir şeye sinirlensem, öfkelensem, eşşsolusu'nu çevirip, 'sen eşşolueşeğin tekisin' deyip kapatıyor ve rahatlıyordum.

Bir gün alışveriş merkezinde tam park yeri bulmuşken, siyah bir BMW benim saatlerdir beklediğim yere girmez mi! Korna çaldım ama aldırmadı, arka camında 'satılık' ilanı ve telefon numarası vardı. Hemen numarayı not ettim. Eve dönünce, numarayı aradım, karşıma bir adam çıktı.
'Siz, siyah satılık BMW'si olan kişi misiniz?'
'Evet'
'Arabayı nasıl görebilirim?'
' Suadiye, Akın sokak, 34 numara, araba tam evin önünde duruyor'
'İsminiz?...'
' Mehmet.....'
'Ne zaman müsait olursunuz Mehmet Bey?'
'Her akşam 6'dan sonra evde olurum'
'Sana bir şey söyleyeceğim Mehmet..'
'Evet?...'
'Sen eşşolueşşeğin tekisin'
Ve telefonu yüzüne kapattım, onun numarasını da yazdım ve yanına 'eşşolusu 2' diye not aldım.
Bundan sonra iki tane eşşolusu vardı. Bir gün eşşolusu 1'i aradım. Telefonu açıp da ben 'Sen eşşolueşeğin tekisin' der demez, 'Senin kim olduğunu bir bulursam.. .'
'Ne yaparsın?'
'Kıçına tekmeyi yiyeceksin!'
'O zaman sana adresimi vereyim de gel'
' Ver de gör gününü!..'
'Suadiye, Akın sokak, 34 numara, siyah bir BMW var kapıda..'
'Hemen geliyorum, son duanı etmeye başla!'
'Hah, hah ödüm koptu' deyip telefonu kapattım. Sonra 'eşşolusu 2' yi aradım, ona da 'sen eşşolusueşeğin tekisin' deyince, çok kızdı, kim olduğumu bilse beni öldüreceğini söyledi, ona 'öyle mi, birazdan geliyorum, bekle' dedim.

Ve hemen polisi arayıp, Suadiye, Akın sokak 34 numarada oturan gay sevgilimi öldürmeye gittiğimi söyledim. Peşinden magazine meraklı bir tv kanalını arayıp, aynı adresi verip, travestilerin çıngar çıkardığını, ortalığı birbirine kattığını söyledim! Ve sonra arabama atlayıp, olacakları izlemek için aynı adrese doğru sürdüm. Tam zamanında gitmiştim, iki 'eşşolusu' birbirlerine girmişken, altı-yedi polis onları ayırmaya geliyordu, tv. kameramanları da olayı görüntülüyorlardı.
Kendimi çok iyi hissettim. Öfkeyi kontrol etme mekanizması çok işe yaramıştı.
 



Ynt: Hikayeler

arkadaşlar bu arada o şahıs ben değilim ;D ;D ;D
sonra üzerime kalmasın neme lazım ;D ;D
 



Ynt: Hikayeler

Bunu ilk okuduğumda da çok gülmüştüm, şimdi de aynen :D... Teşekkürler Hakan Bey...

Bu arada Çerkezköy' de yağmur, fırtına, şimşek ne durumda? :D
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,784
Mesajlar
1,523,728
Kayıtlı Üye Sayımız
166,598
Kaydolan Son Üyemiz
emerer

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst