Hikayeler

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Nursel Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 808
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 130,081

Etiketler



Ynt: Hikayeler

KADER

Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır.
Güneş onu yakıp kavurur.
O da Tanrıya yakarır keşke güneş olsaydım diye.
"Ol" der Tanrı. Güneş oluverir.
Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü kalmaz.
Bulut olmak ister. "Ol" der Tanrı. Bulut olur.
Rüzgâr alır götürür bulutu, rüzgârın oyuncağı olur.
Rüzgâr olmak ister bu kez. Ona da "Ol" der Tanrı.
Rüzgâr her yere egemen olur, fırtına olur, kasırga olur.
Her şey karşısında eğilir.
Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar.
Ordan esen burdan eser, kaya banamısın demez!
Bildiniz, Tanrı kaya olmasına da izin verir.
Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı...
ama sırtında bir acı ile uyanır....
Bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. ..

"Amor Fati - Nietzsche "

(Kaderini sev - belki seninki en iyisidir)
 





Ynt: Hikayeler

Bu yeni kapı hikayesinin gerçeklik noktası olmadığı ifade edilmektedir.Olayın aslı öyle yada böyledir denilmemekle beraber,daha sağlam bir olayın varlığında bahsedilir.(Konuya dair yazarken savunma ve eleştirme olarak algılanmasını istemem.)Yenikapının adına farma'nın 4.Murat tarihi ile alakasızlığından bahsedilir.Bu dönemden çok önce bir dönemdir diye.
Yani bu hikayeye bakınca 4.Murat dönenimde Osmanlı'da sandalcı'nın durumu böyle ise karadakinin durmu nasılmışmı demeliyiz.
Yeşilcam filmi sahneleri gibi her olayda Sultanların vurun kellesini lafını kullandıgınamı inanalım :smiley:
Tarihin Hikayesi yoktur.Egerki hikayeleştiriliyorsa birşey anlatılmak isteniyordur.İster doğru ister yalan......
 


Ynt: Hikayeler

mrtblc' Alıntı:
KADER

Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır.
Güneş onu yakıp kavurur.
O da Tanrıya yakarır keşke güneş olsaydım diye.
"Ol" der Tanrı. Güneş oluverir.
Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü kalmaz.
Bulut olmak ister. "Ol" der Tanrı. Bulut olur.
Rüzgâr alır götürür bulutu, rüzgârın oyuncağı olur.
Rüzgâr olmak ister bu kez. Ona da "Ol" der Tanrı.
Rüzgâr her yere egemen olur, fırtına olur, kasırga olur.
Her şey karşısında eğilir.
Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar.
Ordan esen burdan eser, kaya banamısın demez!
Bildiniz, Tanrı kaya olmasına da izin verir.
Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı...
ama sırtında bir acı ile uyanır....
Bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. ..

"Amor Fati - Nietzsche "

(Kaderini sev - belki seninki en iyisidir)

Sayfa 9' a bir göz atın lütfen :smiley:... Tekrardan okumuş oldum, teşekkürler...


DEĞERİNİ BİLMEK


Vaktiyle ergin bir şeyh, yıllarca yanında yetiştirdiği müridini imtihan etmek ister. Onun eline iri bir pırlanta verip: “Oğlum” der “Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir.

” Mürit elinde pırlanta bir bakkal dükkanına girer ve “Şunu alır mısınız?” diye sorar . Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği mücevheri alır; elinde evirir çevirir; sonra: “Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın” der. Mürit teşekkür edip çıkar.

Bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği mücevhere ancak bir beş lira vermeye razı olur. Üçüncü olarak semerciye gidir: Buna ne verirsiniz?” diye sorar Semerci şöyle bir bakar, “Bu der “benim semerlere iyi süs olur. Bundan “kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm.”

Mürit en son olarak kuyumcuya gider. Kuyumcu mücevheri görünce yerinden fırlar. “Bu kadar büyük pırlantıya nereden buldun?” diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. “Buna kaç lira istiyorsun?” Mürit sorar: Siz ne veriyorsunuz?” “Ne istiyorsan veririm.” Mürit, “Hayır veremem.” diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar:

Ne olur bunu bana sat.

Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim.” Mürit emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.

Şeyhinin yanına dönen mürit büyük bir şaşkınlık içinde macerasını anlatır.

Şeyh sorar: “Bundan ne anladın?”

Müridin verdiği cevap çok doğrudur: “Bir şey ancak değerini bilenin yanında kıymetlidir.”
 




Ynt: Hikayeler


"Gidenler hep bekle beni derler ve kalanlar hep bekleyeceğine yemin ederler"

Her giden ardında bir bekleyen bırakır. Bazen ister bekle beni der, bazen de bekleme hayatına devam et der.
Bu bekleme demenin ardında bir beklenme isteği vardır hep...
Ve her kalan yüreğindeki acısıyla bekleyeceğim der. Dönmeyeceğini bile bile,
gelmeyeceğini bile bile, sevmeyeceğini bile bile. Ve bekler...
Yanı başımızdayken fark etmediğimiz bir çok ayrıntı takılır hafızalara. Oysa ne
güzelmiş yaşanılanlar dersiniz. Meğer ne çok sevmişim dersiniz. Ve belki de hiç
sevilmediğinizi fark edersiniz. En acısı da budur ya zaten. Sevilmeden
sevdiğinizi fark ettiğinizde beyninizi yer binlerce soru. Başlarsınız cevabı
besbelli olan sorulara kendinizce cevap aramaya.
Ve sorgulama zamanı gelir kendinizce.. Oysa unutursunuz bir şeyi. "Aşk
Sorgulanmadan Yaşanmalıdır."
Baktığınız her yer "onda" biter. Gördüğünüz her şey de "onu" ararsınız. Aynadaki
görüntünüzde bir yansıma, sokaktaki köşe başında bir kucaklaşmadır "o". Yağan
yağmurdur, denizdeki yakamozdur "o", gecelerin ayı, gündüzlerin güneşidir "o"...
Ve son cümleler dökülür artık dilinizden. "O" Mutlu Olsun Yeter. Diyebileceğiniz
bir şey kalmamıştır çünkü. Tıpkı yüreğinizi sizden aldığı gibi giderken
cümlelerinizi de götürmüştür yanında.
Sessizlik kalır geriye biten bir sevgiden. Ve Ayrılık Urganı kalır boynunuzda
"yağlı bir ilmek gibi". Sanki biri ha çekti ha çekecek. Durdu sanırsınız dünyayı
ha battı ha batacak. Ama ne dünya durur nede o ilmek çekilir. Hayat devam
ediyordur ve bu çarkın içinde sizi de bilmediğiniz başka diyarlara
sürüklüyordur.
Bitecek sanırsınız acınızı bitmez. Sadece bir yerlere saklanır yüreğinizde.Bir
şarkıda, bir şiirin içli mısralarında ve belki de bir sözde kanamaya hazır bir
yaradır o artık.
"Sessizliğin İçinde Bir Çığlık, Karanlığın İçinde Bir Işık, Yürekte Kapanmaz Bir
Yaradır Artık O"
 

Ynt: Hikayeler

Tilki ormanda nefes nefese koşuyormuş. Karşısına çıkan kaplumbağa:
-'Tilki kardeş ne bu telaş?'
-'Ormana maliyeciler gelmiş' demiş tilki. 'şimdi bir bakarlar bende
kürk, hanımda kürk, çocuklarda kürk, dünyanın vergisini yazarlar....'
Bunu duyan kaplumbağa telaşla yürümeye başlamış.
Onu telaşlı gören leylek:
-'Hayrola kaplumbağa kardeş ne bu telaş?' diye sormuş.
-'Maliyeciler ormanda' demiş kaplumbağa. 'Bende ev, hanımda ev,
çocuklarda ev, yakalanırsak dünya vergi alırlar.'
Leylek de hemen uçuşa geçmiş. Ağaçların üzerinden maymun seslenmiş:
-'Leylek kardeş, ne iş? Bu ne acele?'
-'Vergi memurları herkese ceza yazıyormuş. Bende yazlık, hanımda
yazlık, çocuklarda yazlık, vergi borcundan batarız...'
Maymun bunu duyar duymaz koşarak ağaçtan ağaca atlamaya başlamış.
Papağan sormuş, neden ve kimden kaçıyorsun? diye.
-''Maliyeciler ormanda' demiş Maymun, 'Benim kıçım açık, hanımın kıçı
açık, çocukların kıçı açık...Alacak bir şey bulamayınca bunların ne
yapacağı belli olmaz.'
 

Ynt: Hikayeler

Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşinmişlar. Sabah kahvalti yaparlarken, komşu da çamaşirlari asiyormuş. Kadin kocasina ' Bak, çamaşirlari yeterince temiz değil, çamaşir yikamayi bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmiyor. ' demiş. Kocasi ona bakmiş, hiçbir sey söylememiş, kahvaltisina devam etmis.

Kadin, komşusunun çamaşir astiğini gördüğü her sabah ayni yorumu yapmaya devam etmiş.

Bir ay kadar sonra, bir sabah, komşusunun çamaşirlarinin tertemiz olduğunu gören kadin cok şaşirmis, bak demis kocasina ' çamaşir yikamayi öğrendi sonunda, merak ediyorum, kim öğretti acaba ?'

'Ben bu sabah biraz erken kalkip penceremizi sildim' diye cevap vermiş kocasi.

Hayatta böyle değil midir ?

Başkalarini izlerken gördüklerimiz, baktiğimiz pencerenin ne kadar temiz olduğuna bağlidir. Birini eleştirmeden ve hemen yargilamaya davranmadan önce zihin durumumuza bakmak ve 'iyi' olani görmeye hazir olup olmadiğimizi farketmek güzel bir fikir olabilir !...

Alıntı…
 

Ynt: Hikayeler

Beklemediğiniz birinden istemediğiniz arkadaşlık teklifi aldınız? Nasıl reddedersiniz? İşte kadınların ve erkeklrin yaygın olarak kullandıkları reddetme bahaneleri ve altında yatan anlamları..

Kadınların erkekleri reddederken söyledikleri bahaneler..

1- Seni ağabeyim gibi severim.(Saz heyetinde 14. keman)
2- Aramızda bu kadar yaş farkı olmasaydı keşke. (Babam yaşındasın)
3- Seni düşünemiyorum. (Çirkinsin)
4- Hayatım şu anda karmakarışık. (eve gideceğiz ve eski erkek arkadaşım gelecek,olay çıkacak)
5- Bir başkasını seviyorum. (Evde kedimi okşar,pasta börek yerim)
6- Aynı işyerinde çalıştığım biriyle çıkamam. (Aslında sadece aynı güneş sisteminde olsak da seninle olmam)
7- Sorun senden değil,benden kaynaklanıyor. (sorun senden kaynaklanıyor)
8- Şu sıralar kariyerime konsantreyim.(iş yapmak bile seninle olmaktan daha ilginç)
9- Sözlüm var. (Seninle beraber olmaktansa her yalanı söylerim)
10- Arkadaş kalalım. (Benim yanımda ol da erkek arkadaşlarımın neler yaptıklarını anlatacak bir adamım olsun)

Erkeklerin kadınları reddederken söyledikleri bahaneler..

1- Seni kızkardeşim gibi severim(çirkinsin)
2- Aramızda bu kadar yaş farkı olmasaydı keşke (çirkinsin)
3- Seni düşünemiyorum (çirkinsin)
4- Hayatım şuanda karmakarışık (çirkinsin)
5- Bir başaksını seviyorum (çirkinsin)
6- Aynı işyerinde çalıştığım biriyle çıkamam (çirkinsin)
7- Sorun senden değil benden (çirkinsin)
8- Şu sıralar kariyerime konsantreyim (çirkinsin)
9- Sözlüm var (çirkinsin)
10- Arkadaş kalalım (çok ama çok çirkinsin)
 



Ynt: Hikayeler

KOCA TİPLERİ
Kadın akşam işten çıkar. Çocuğu yuvadan alır. Markete geçer ıspanak alır. Koştura koştura eve döner. Çocuğu soyar, elini yüzünü yıkar.
Kendi üstünü değiştirir. Mutfağa koşar. Bir yandan ıspanakları yıkar bir yandan çocuğun sorularına ve ihtiyaçlarına cevap verir.
Bir yandan sofrayı hazırlar… O DA NE YOĞURT ALMAYI UNUTMUŞTUR! Yoğurtsuz ıspanak olmaz Hemen kocasını arar.

Kocadan Kocaya değişen cevaplar:

1) Ben geç geleceğim. Toplantım var. Yoğurtsuz yiyin ( laçkalaşmış koca)

2) Ben geç geleceğim Çok üzgünüm, tühhhhhh şimdi ıspanak da yoğurtsuz olmaz ki. E, yoğurt getireyim kapıdan bırakayım hemen döneyim, toplantı bu, kaçırsam olmaz. Mazallah dağlara taşlara işten atılma sebebim olur, sonra yoğurt dökecek ıspanak bile bulamayız.
( aldatan koca ya da eve gelmemek için bahane arayan koca ,ama bi yandan da vicdanı sızlayan koca..)

3) Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor......... (İşte bu aldatan koca)

4) Mendebur kadın ıspanağı aldın da yoğurdu niye almadın! ("kazma" tipi koca )

5) Igggghhhh yine mi ıspanak. Otlaya otlaya sığır olduk ("kalas" tipi koca)

6) Tamam alırım (monotonlaşmış koca)

7) Tamam alırım başka bir şey lazım mı? ( Normal koca)

8) Tamam hayatım alırım başka bir isteğin var mı? (İdeal koca)

9) Aman canııım, ıspanakla mı uğraştın?
Yapmadıysan bırak ya dışardan söyleyelim ya da dışarıda yiyelim (Yok böyle koca)
!
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,785
Mesajlar
1,523,755
Kayıtlı Üye Sayımız
166,600
Kaydolan Son Üyemiz
emirkucukgenc

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst