sınır kapısı kalabalık, memurlar biraz yavaştı tam 7 saatte sınırı geçebildik. Aleksandrapoli'de yediğimiz yemek tüm yorgunluğumuzu aldı. Deniz ürünleri deyince yunanistandaki sıradan bir yer bile bizim boğazdaki ya da egedeki en kallavi restoranı bile solda sıfır bırakıyor, limanın oraya gidin ve kalabalık gördüğünüz bir yere girin, fiyatlar neredeyse hepsinde aynı.
Yedi saat bekleyince o gün selanikte Atatürk'ün doğduğu evi hanım ve oğlana gezdirme planımız suya düştü, acemilik edip sıra beklerken makedonya sınırındaki ayırttığımız yeri de (22 euro idi bir gecelik) iptal etmeyip oraya sürdük. Sınırdaki 20 yaşında olmayan gümrük polisinin çorba istemesi konusunu kendisine öğreten hemşehrimize selam söyleyip gece rahat bir uyku çektikten sonra sabah tekrar sınırı geçip selanik'e devam ettik. Atatürk'ün evinin önündeki kafede kahvaltı edip ziyaretten sonra üsküp, belgrad, budapeşte kısmını bitirmek üzere yola revan olduk. Sanırım 12 ya da 13 senedir görmediğim liseden bir arkadaşımı Atatürk'ün evinin bahçesinde görmek seyahatin sürprizi oldu benim için.
Üsküp sadece Destan Köftecisi için gidilebilecek bir yer, zar zor bir park yeri bulup destana gittik, arefe günü az çalışan var ve belli ki kalabalık bir grup gelmiş açız. beklemeye başladık, bu arada oğlan ciddi ciddi ağlamaya başladı oradakilere rica ettik çocuğa bir porsiyon getirin biz bekleyelim diye, kimse ilgilenmedi, yönetici var mı dedik birisi bekleyin dedi kabaca, patron kim dedim dubai'de dedi. Tam 20 küsur dakikadır bekliyoruz dedim o kadar olmadı dedi yetkili olduğu belli olan birisi ben de kameralara bakın görürsünüz ne zaman geldiğimiz dedim sonra da burada bir hanutçu olmadan bilmem kaç kişiyle gelmeyince servis vermiyorsunuz herhalde deyip çıktık, bizle birlikte grupla gelmeyen birileri de çıktı hepsi türktü tabi ki, durumu google mekanlar bölümünde de tüm açıklığıyla yazdım ama anlaşıulan arkadaşlar doymuş, paraya ihtiyaçları kalmamış. üsküp ve civarında o kadar iyi köfte yapan bir yer olmamasına rağmen kötü muamele üzeri o ülkeye göre kazık bir hesap ödemek isteyen gidebilir.
Buraya kadar olan kısımda sınırlarda hiç bir sorun yaşamadık, türk tarafındaki bekleme hariç kimse bizi bekletmedi. arabayı aramadılar.
gece geç saat budapeşte'de otele girdik, para ödemek için cüzdanı arama çabam boşa gidince yolda mola verdiğimiz ve 50 euro cent tuvalete para ödemek için cüzdanla girdiğim benzin istasyonunda muhtemelen cüzdanı unuttuğum ortaya çıktı. istasyonun telefonuna ulaşmaya çalıştım ama kimse telefona bakmadı, yolun diğer tarafındaki istasyonda da kimse telefona bakmadı, belki telefonu bulmada yardım ederler diye polise gittim ama macar polisi de tıpkı bizimkiler gibi öyle ilgilendiler ki
ilgiden dolayı karakoldan sinirle ayrılıp istasyona doğru (100 km) hızlıca hareket ettim. bu arada avrupadaki tırcıların kullandığı internet üzerinden çalışan cb telsiz kanalından o istasyona yakın mardinli tıcı bir arkadaştan yardım istedim tamam dedi ama ben ondan önce istasyona vardığımdan yardımına gerek kalmadı. istasyonda çalışan macar hanımefendi beni görünce kafasını sallayıp kızgın kızgın bakınca cüzdan herhalde kendisinde dedim. sağolsun kadıncağız cüzdanı sakladığı gibi kimliklerden facebook hesabıma ulaşmaya çalışmış ama ulaşamamış, tutanak tutmuş içinde ne varsa yazmış, muhtemelen kendi maaşının en az 7 katı bir miktar nakit (asla nakit taşımam ama bu kez özel durum nedeniyle taşımak zorunda kaldım) ve maaşının 10 katı limiti olan iki kredi kartı ve ehliyetimin olduğu cüzdanı bana verdi. Kendisine ısrarla 100 euro vermek istedim ama ısrarla almadı, daha küçük bir niktarı çocuklarınıza verin lütfen ben öyle istiyorum dediğim için aldı. Ben de önce bana yardımcı olacak olan tırcı arkadaşı arayıp teşekkür ettim, sonra da polise gidip kaydı iptal edin cüzdanı buldum dedim ve öğleye kadar uyudum. Normalde ben tek başıma seyahat ettiğimde asla yanımda cüzdan taşımam, metal bir kartvizitlik içinde bir kredi kartı, diğer bankanın atm kartı, kimlik kartım ve 100 euro ve altında bir miktar parayı taşırım, pantolonlarımın dizindeki fermuarlı cepte taşırım o kartvizitliği de, cüzdan sırt çantamda olur ve sadece diğer tarafta para bittiğinde açar parayı tamamlarım, bir de sınırda geçerken gerekirse ehliyeti almak için cüzdan yerinden çıkar ama bu sefer muhtemelen yorgunluktan hata ettik ama sonu hayırla bitti.
Sent from my MI 6 using Tapatalk