Ynt: Gönüllü Sadelik; Sade Yaşam ve Karavan
Bu bölüm aşşağıdaki konu başlığından anlaşıldığı gibi sade hayata nasıl başlayalım ,Linda Manassee
Buell in makalesinden alıntı.Ayrıca Oğuz hocamın gönüllü sadelikteki teknoloji ile ilgili kaygısını da cevaplamış oluyoruz.
Sade Hayata Nasıl Başlayalım?
Sadeliğe adım atmak için ilk olarak yıllardır kabul edegeldiğimiz
alışkanlıklarımızı sorgulamak, bu alışkanlıkların faydalı mı, yoksa zararlı mı
olduklarını kontrol etmek gerekiyor.
Sade bir hayatın özlemini taşıyor, ama nereden başlayacağımızı bilemiyoruz.
Fakat sade hayat tarzını benimsemiş, bununla ilgili birçok yöntem geliştirmiş
gönüllü kişiler var. Onların geliştirdikleri yöntemlerle sade hayata adım atmak
daha kolay hale geliyor.
Sade hayatla ilgili makaleler yazan ve konferanslar veren Linda Manassee
Buell, bir makalesinde sade hayata başlamakla ilgili birçok ipucu veriyor. İşte
bunlardan bazıları:
İLK BASAMAKLAR
- Hayatınızdaki lüzumsuz karmaşıklıkları teşhis edin, tanıyın ve onlara karşı
tavır alın.
-Sıradan günlük işlere daha az zaman ayırmaya yardımcı olacak yöntemler
geliştirin. Meselâ yemek, bulaşık, ütü veya evinizin temizliğine sınırlı bir
vakit ayırın; bu işlerin başlangıç ve bitiş saatlerini önceden belirleyin.
-Öncelik verdiğiniz, hoşlandığınız işlerden sizi alıkoyan bütün meşguliyetleri
hayatınızdan çıkarın. Meselâ bir kır gezisi yahut ailenizle hoş bir sohbete
hangi şeyler engel oluyor? Bunları belirleyin ve üzerine gidin.
-Hergün, sevdiğiniz faaliyetleri yapmayı kolaylaştıracak bilinçli tercihler
yapın, adımlar atın.
-Teknolojiyi size avantaj sağlayacak şekilde kullanın veya reddedin.
Telesekreter veya sesli mesaj servislerini kullanın. Ailenizle bir arada
yediğiniz yemekler esnasında veya dinlenirken çalan telefonunuzu cevaplamayın.
-Video kayıt cihazınız varsa kullanın. Hoşlandığınız televizyon programlarını
kaydedip sonra izleyin. Böylece birçok gereksiz reklamı izlemekten
kurtulursunuz.
-Yorgun olduğunuz zamanlarda, cep telefonundan size ulaşabilecek kimselerin
olacağını unutmayın. Ona göre cep telefonunuzu ayarlayın.
-Daima yoğun bir iş temposunda yaşamanın, her an yüksek bir görev sorumluluğu
taşımanın iyi birşey olmadığını bilin. İş konusunda başkalarına da görev verin,
kendi yoğunluğunuzu başkalarına anlatmaktan çekinmeyin.
-Önemsiz işlerin veya sıradan kişilerin sizi boş yere meşgul etmelerine,
vaktinizi yiyip bitirmelerine izin vermeyin.
-Toplantılara katılmakta seçici olun.
-Kendi kişiliğinize uygun bir işte çalışıyorsanız, bu sade hayat için çok büyük
bir avantajdır. Çünkü severek yaptığınız işler sizi dinlendirir.
-Lüzumsuz eşyalara değil, bilgiye yatırım yapın. Yabancı dil, bilgisayar,
enstrüman öğrenmek, kitaba para harcamak bunlardan ilk akla gelenler.
-Borçlanmaktan uzak durun.
SONRA DEĞİL, ŞİMDİ Linda Manassee Buell e göre, pek çok kişi hayatında
değişiklik yapmaktan çekiniyor. Sade hayata daha sonra başlamak, herkese daha
kolay geliyor.
Buell, sade hayatı erteleyenlere şu soruyu yöneltiyor: Neden bekliyorsunuz?
Dünyanın çılgınlık derecesine varan yaşam temposunun düşürülmesi gerektiğini
anlatan yazar, sadeliği arayanların değişmekten korkmaması gerektiğini de ifade
ediyor. Çünkü sadeliği arayanlar, aslında değişime hazır durumdalar ve endişe
ettikleri, korktukları şeyleri harekete geçerek aşabilecek kimseler. Hayat
temposunu düşürmenin vaktinin şimdi olduğunu kabullenmek, sade hayata adım
atmak için daha sonrayı beklememek gerekiyor.
KÜÇÜK DEĞİŞİKLİKLER Linda Buell e göre hayatımızdaki küçük değişiklikler
sayesinde, tahmin edemeyeceğimiz kadar büyük sonuçlara ulaşıyoruz. Meselâ
ailemizle birlikte kitap okumak, çocuklarımızla küçük gezintiler yapmak, sade
hayata başlamak için birer fırsat. Bunun yanında aşırı para harcamaktan
kaçınmak, sürekli televizyon izlememek, futbolu hastalık derecesine getirmemek
de sade hayata açılan kapılardan yalnızca birkaçı.
İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl, insanlığın sade hayata olan ihtiyacını artıran
pek çok unsurla dolu. Trafik problemi, stres, ödemekte zorlandığımız
borçlarımız, kredi kartları, çevre kirliliği, hızlı yaşam temposu, fast food
beslenme tarzı, hormonlu yiyecekler veya çalışma şartları sade yaşamayı
zorlaştırıyor.
Bizim yapabileceğimiz şey ise çok basit: Sade bir hayat için, yaşam tarzımızda
küçük değişiklikler yapmak.
KONTROLÜN KAYBOLDUĞU İLK YER: MUTFAK Günümüzde hemen hemen tüm mutfaklar
mini-süpermarket şekline büründü. Ne yazık ki sadelik, mutfaklarımızda göze
çarpmıyor. Sade hayat gönüllülerinden Gregory Thomas bir makalesinde, sade hayat
konusunda kontrolün en fazla mutfakta kaybedildiğini, en çok harcamanın mutfağa
yapıldığını anlatıyor. Mutfakta sadeliğin, biraz zaman ayırmakla ve küçük
planlamalar yapmakla sağlanabileceğini belirtiyor. Daha sonra da mutfaktaki
bütün rafları, çekmeceleri, dolapları boşaltıp temizlemek, lüzumsuz olan bütün
malzemeleri çöpe atmak gerekiyor. Peynir, ekmek, zeytin, şeker, sebze, meyve,
pirinç, makarna ve diğer bütün yiyecekleri en ucuz ve güvenilir yerlerden alıp,
düzenli bir şekilde buzdolabında, derin dondurucuda veya kilerde saklayabiliriz.
Thomas, düzenli dolapların ve temizliğin mutfakta sadeliğin ilk adımı olduğunu
vurguluyor.
Gregory Thomas fast food yerine evde, aileyle birlikte yemeğin önemine işaret
ediyor. Evde yüzlerce çeşit yemek yapmak mümkün. Üstelik dışarıda yemek hem daha
masraflı, hem de daha çok vakit alıyor. İhtiyacımız olmayan herşey için markete
gitmek, mutfağımıza gereksiz malzemeleri yığmak, ne yazık ki, sadeliğin önündeki
en önemli engeller.
DAHA AZ HARCAMA İÇİN Bir başka sade hayat gönüllüsü Katherine Reuter, ölçüsüz
para harcamaktan kurtulmak ve sade hayata başlamak için şunları tavsiye etmiş:
-Alışverişe tok karnına çıkın. Açlık daha fazla para harcamaya sebep olur.
-En fazla satın aldığınız gıda maddelerinin piyasa fiyatlarını öğrenin.
-Yiyecek maddelerinin üzerindeki kalite, içerik, taşıma, hazırlama ve servis
yapma ile ilgili bilgileri okuyun.
-Bozulmayacak yiyecekleri fazla miktarda alırsanız daha ucuza gelir.
-Harcamalarınız, ailenizin ihtiyacı oranında ve evinizdeki müsait depolama
imkânı kadar olsun.
-Kullanım amacınıza uygun miktarda ve kalitede malzeme satın alın.
-Farklı markaların, farklı mağazaların fiyatlarını kıyaslayın.
-Aynı yiyeceğin taze, dondurulmuş, kurutulmuş ve konserve biçimlerindeki
fiyatlarını karşılaştırın.
SADE HAYATIN NERESİNDEYİZ? Gönüllü sadelik hareketi gittikçe fazla sayıda
taraftar bulan bir hareket. Sadeliğe adım atmak için ilk olarak yıllardır kabul
edegeldiğimiz alışkanlıklarımızı sorgulamak, bu alışkanlıkların faydalı mı,
yoksa zararlı mı olduklarını kontrol etmek gerekiyor. Sade hayata gönül
verenlerin kendilerine sormaları gereken soruları şöyle özetlemek mümkün:
-Evinizdeki bütün odalarda gerçekten televizyon, telefon, müzik seti, VCD yahut
bilgisayar oyunlarına ihtiyacınız var mı?
-Gerçekten kaç tane kredi kartına ihtiyacınız var?
-Kredi kartlarınızın borçlarından dolayı ne kadar gecikme faizi ödeyip ne kadar
zaman harcıyorsunuz?
-Özellikle akşam yemeklerini sık sık dışarıda yemek zorunda mısınız?
-Evinizde işe yaramayan, lüzumsuz ne kadar eşya olduğunun farkında mısınız?
-İleri teknoloji ürünü bütün fantastik cihazları günü gününe takip etmek zorunda
mısınız?
KARARLI OLMAK Sade hayat gönüllülerinden bir diğeri Brad Swift, yapılacak ilk
şeyin sadeleşmeye karar vermek olduğunu ifade ediyor bir yazısında. Sadeliği
yavaş ve dikkatli bir şekilde gerçekleştirmemiz gerektiğini, sade hayatı
uygulamakta sabırlı ve dirençli olmamızı, bizim için değerli olan işlere zaman
ayırabilmemizi tavsiye ediyor.
Bütün dünyada gönüllü sadelik hareketinde yer alanların ortak bir özelliği de
şu: Sade hayat biçimini benimsemiş bir arkadaş grubuyla hareket etmek, bir
sadelik halkası oluşturmak.
(Kaynak: Özgür ve Bilge / Temmuz Sayısı)