Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

"Parc Güell'in girişinde bizi, “Hansel ve Gretel” masalındaki pasta evleri anımsatan iki bina karşılar. Bu binalar 1901 ve 1902 yıllarında inşa edilen, düz çizgileri ve dik açıları neredeyse hiç olmayan “sevimli” binalardır. Soldaki bina, servis mekanları olan bir bekleme salonudur. Salonun üstünde, 17 metre yüksekliğinde hiperbolik, mavi ve beyaz seramiklerle kaplanmış bir kule vardır. Sağdaki bina ise, kapıcı evi olarak tasarlanmış, iki katı ve bir tavan arası bulunan bir yapıdır.Park alanındaki yapıların çoğu, canlı renkleri içeren seramik parçaların bir araya getirilmesiyle yapılan mozaikle kaplı. Parkın girişindeki merdivenli yol, sütunlarla süslenmiş büyük meydana kadar uzanıyor."

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

"Girişin hemen karşısında, 3 farklı kotta sahanlıklarla kesilmiş çift kollu bir merdiven bizi Yunan tiyatrolarındaki Sala Hipóstila ile karşılar. Merdiven organik biçim verilmiş 3 bitki havuzu ile bölünmüştür. Bu alanların birincisinde bir mağara bulunur. Bu mağara aslında bir oturma bankıdır. ikincisinde Katalan bayrağının renkleri ile renklendirilmiş bir sürüngen ve üçüncüsünde ise çok renkli bir ejderha bulunmaktadır. Merdivenlerin iki yanında ise artizanal bir işçilikle yapılmış seramiklerle kaplanan yüzeyler ve bunların hemen önünde ise beyaz bükey yüzeylerden oluşmuş bir tür korkuluk bulunmaktadır. Merdivenler ile ulaşılan Sala Hipóstila; 6 metre yüksekliğinde ve 1, 3 metre çapında 86 adet klasik dönem esintili kolon ile taşınan ve dönemin gelişmeye başlayan ticaret hayatına katkı vermesi amacıyla, bir “iş görüşmesi” yapma alanı olarak tasarlanmış alandır. Ve terasın altında yer alır. "

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

"Bu kolonların alt bölümü trencadís, üst bölümü ise rustik taş kaplamadır. Dışarıya bakan kolonlar yapının daha büyük algılanması için eğimli tasarlanmıştır.Bu arada bir mühendislik harikası olan “su” elde etmek için bir Gaudi buluşunu da hemen belirtmek gerekir. Sala Hipóstila'nın sütunlarının merkezlerinden kanallar bulunmaktadır. Ve üst terasda biriken yağmur suyu, topraktan süzülerek bu kolonların içindeki kanallar aracılığı ile yeraltına gömülmüş 1.200 m3 lük bir su tankına aktarılır. Ve bu su peyzajın sulamasında kullanılır. Sala Hipóstila, merdivenlerden sonrası için bir dinlenme alanıdır aynı zamanda. Bu terasın yanından yeni bir çıkış yolu ile en son olarak terasa varılır. Yaklaşık 3 km'lik büyük bir ağ oluşturan kıvrımlı yürüme yolları, kimi yerde viyadüklerle, kimi yerde taş merdivenli patikalar ve kimi yerde ise “muzip” dehlizlerle geçilir. Hiç beklenmeyen bir yerde ve yine hiç beklenmeyen bir detay, bir anda belirir ve size yol arkadaşlığı yapar. Bu anlık yol arkadaşınızın aslında, Gaudi'nin tavizsiz bağlı olduğu Katalan kültüründen bir alıntı olduğunu ise çok geçmeden hemen anlarsınız. "

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

. 1984 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine alınan Parc Güell, 1985-1993 yılları arasında mimar Jose Antonio Martinez Lapeña ve mimar Elías Torres tarafından hazırlanan projeler ile restore edildi. Ve bir anektod: Parc Güell'in inşası tamamlanmıştır artık ve Gaudi, işvereni Eusebi Güell ile parkı dolaşırken bir an durur. Ona döner ve der ki: “Kimi zaman, sadece ikimizin, bu mimariden hoşlanan insanlar olduğumuzu düşünüyorum”... Güell hemen yanıtlar: “ben senin mimarlığını sevmiyorum, sadece saygı duyuyorum”

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Parka giriş ücretsiz. Terasın olduğu alan ve Museo casa Gaudi'ye giriş ücretli. Kışın saat beşten sonra ise teras alanı da ücretsiz.Yazın nasıl bir uygulama var bilmiyorum. Parkın içindeki bu evde Gaudi bir süre yaşamış. Şimdi müze olarak gezilebiliyor.Diğer binanın ne olduğunu bilmiyorum. Biz ikisini de dışarıdan fotoğraflamakla yetindik.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Gaudi parkın giriş kapısında ve içerideki taş süslemelerde palmiye ağacından çok etkilenmiş.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Havanın kararması ile otobüsümüze binip Katalunya Meydanına doğru yol alıyoruz. otobüsün üzerinden ışıklandırılmış şehri seyretmek de ayrı bir zevk. Aşağıdaki bina da özel bir mimarı eseriydi ama ismini hatırlayamadım. Özellikle pencere tasarımı oldukça orjinal.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Her akşam olduğu gibi bu akşamı da pazarda meyve sularımızı yudumlayarak ve alışveriş yaparak noktalıyoruz.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Yorucu bir günün ardından apartımıza varıyoruz. Karnımız da oldukça acıkmış. Menüde becerikli arkadaşımızın ellerinden kavurmalı tarhana çorbası ve kremalı kavurmalı makarnamız var. Arkadaş çeşit çeşit baharatı bile ihmal etmemiş.Makarna muhteşem olmuştu. Yanına aldığımız yoğurt şekerli çıkınca onu da tatlı niyetine yedik. Yatmadan bir film izleyelim dedik ama yorgunluktan daha yarısında hepimiz sızmışız.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Sabah yine gün ağarmadan ayaktayım.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Uyuyan arkadaşlara güzel bir kahvaltı hazırlayıp marifetimi ortaya dökeyim dedim. Tere yağı ile sarılmış sucuklu ve peynirli börekler muhteşem oldu. Bir Türk için kahvaltı her zaman krallara layık olmalı.

 

[edebiyat öğrencisi]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

hocam keşke pastalardan bir kaç tane getirseydiniz Dilber Mert Tuğçe

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

hocam keşke pastalardan bir kaç tane getirseydiniz Dilber Mert Tuğçe

Borcum olsun.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Üçüncü günümüze limanda başlıyoruz. Hava çok güzel. sağra da Familya'nın kulesine çıkamayınca şehri tepeden görelim diye Kolomb heykelinin üzerine çıkmaya karar veriyoruz.Anıtın altına inen bir geçitte giriyoruz. Kişi başı 4,50 € ödeyerek anıtın tepesindeki platforma çıkıyoruz. Asansör oldukça çok dar. Yukarıya çıktığımızda ise biraz hayal kırıklığına uğruyoruz. Tamamı camekanla çevrili küçük bir balkon gibi. O kadar dar ki iki kişi yan yana geçemiyor. Google maps'ten bakmak daha güzeldi. Şehri şöyle bir fotoğraflayıp iniyoruz. Yalnız heykelin biraz bakıma ihtiyacı var. Biraz paslanmaya başlamış.

Kolomb Heykeli,La Rambla’da yer alan 60 metrelik bir heykeldir. 1888 yılında Exposicion Universal de Barcelona (Evrensel Barselona Sergisi) için ve Kristof Kolombus’un Amerika’ya ilk seferi şerefine yapılmıştır. Bu sefer sonucunda Kolombus, Kraliçe Isabella I ve Kral Ferdinand V’ye Amerika kıtasının varlığını haber vermiş. Kristof Kolomb Heykeli Rafael Atche tarafından yapılmıştır. Rivayet o dur ki; Kolomb'un ilk Amerika seyahati dönüşü (15 Mart 1493) İspanya'da karaya çıktığı yere dikilmiş. Anıtın Amerika'yı değil doğuyu, Kolomb'un doğduğu şehir Cenova'yı, işaret ettiği söylense de gerçek ölçümler Cezayir doğrultusunda olduğunu gösteriyormuş...

"Cenovalı denizci ve kaşif; 1492'de Atlantik Okyanusu'nu aşarak Kuzey Amerika'ya ulaşmıştır. İskandinav Vikinglerinin yüzlerce yıl önce Amerika'ya ulaşmış olduğu tarihsel belgelerle kanıtlanmış olmasına rağmen, Kristof Kolomb Amerika'nın kaşifi olarak değerlendirilir. Kolomb'un karşıya Atlantik Okyanusu'na seyahatleri Avrupalı'ların keşif eforları ve batı yarım kürede kolonileşmesiyle başlar. Tarih onun 1492'deki seferine büyük anlam yüklerken, 1498'deki üçüncü seferine kadar gerçekten ana karaya ulaşamamıştır.Aynı şekilde Amerika'ya en erken varan Avrupalı kaşif de değildir. Çünkü, 1492'den önce Avrupalı'ların Atlantik aşırı temaslarının belgeleri vardır.Buna rağmen, gelişen ulus devletleri arasındaki ekonomik rekabet emperyalizmin gelişmesi Kolomb'un seyehatinin böyle kritik zamana gelmesi onu doğal olarak önemli kıldı. Gelişen devletler yeni ticaret yolları ve koloniler arıyorlardı. Bundan dolayı, 1492'den önceki dönem Kolomb öncesi olarak bilinir. Kolomb ; bu yolculuğunu İspanyol bayrağı altında yapmıştır. Kristof Kolomb, Amerika'yı keşfetmemiştir sadece buranın hint adaları olduğunu sanıp böyle bir kıtanın varlığını dünyaya duyurmuştur. Ancak keşfettiği yerin yeni bir kıta olduğunu anlayamadan ölmüştür. Kristof Kolomb’ u İspanyollar, Portekizliler bir türlü paylaşamıyorlar. Hatta Amerika kıtası için Osmanlılardan yardım isteyen Kolomb’ u bizim padişahlar pek adam yerine koymamışlar. Yalnız ne tuhaftır, Kolomb Heykeli Amerika’yı göstereceğine doğuyu gösteriyordu. Açıklamalarda en güldüğüm şey ise, “heykelin kaidesinin yerleştirildiği gün havanın çok sisli puslu olması” bahanesiydi; çocuklar dahi bilir o zamanlar da pusula mevcuttu."

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Heykelin tepesinden La Rambla.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Akdeniz'in en hareketli limanı olan Barcelona Limanı. Bu limana yılda 700.000'den fazla gemi uğradığı söylenir.