Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

[dalyan]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Paylaşmak güzel , Yetiştirmek güzel ,Birşeyler üretmek güzel emeğinize sağlık kardeşim neden olmasın belki bir gün gelir bi armut yeriz ( Hani iyisindende olsa farketmez ) Sağlıcakla kalın hoş kalın

Tugay bey,her zaman beklerim.
Sadece sizi değil,tüm arkadaşlara sizin nezninizde açık davettir.(armutun en iyisi ile )

 

[dalyan]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Arkadaşlar bir hevesle yeni aldığım fotoğraf makinasını bu resimlerde test etmiş bulunuyorum.
Sonuç felaket
Bu sabah ilk iş olarak Çorlu da bulunan Orion avm de soluğu aldım.(AVM ler saat 10 da açılıyor)
Bekledik açılmasını neyse açıldı AVM hemen Teknosa ya daldım ;D
Çok sinirliydim çook
Satıcı bana demiştiki"abi bu makina senin 10 numara işini görür"hani len bu makina şöyleydi böyleydi,bumudur?
Hemen değiş dedim.
Çocuk kekeleyerek işte ambalaj açılmış,hık mık,ben anlamam değişeceksin dedim.
Neyse değişti makina bu sefer kardeşim bana,amatör ama en profosyenel amatörü ver dedim,biraz tuzluya mal oldu ama oldu sanırım.Fujifılm fınepıx hs28 exr 3d li full HD li en tutulan model bu abi,eskisi pek satılmıyordu bu geliştirilmişi ayda en az 10 adet satıyorum dedi.İşte sabah atraksiyonumuzda böyledi

 

[dalyan]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Limon ağacı ise,eşimin.
4-5 sene bekleyeceğiz gövde yapsın diye,yazın bahçeye kışın eve götür getir yapacağız.
O zamana kadar evimizide yapmış oluruz,sonrasında evin kuytu bir yerine dikeceğiz artık.
Masadaki erikler kendi eriğimiz,sucuk ise köyün hayvanlarından yapılan.
Şarap ise yan komşumun bağından,Çeşmelinin şarapları dünyaca ünlüdür desem yeridir.
Hatta senelerce Amerika'da yaşamış biri iyice araştırmış ve bizim bu köye geliyor 100 dönüm arazi alıp muhteşem bir mekan yapıyor.Bu mekanda şarap tatım günleri düzenleniyor,seminerler veriliyor(arazinin büyük bölümünü bağ yapıyor)
Sabaha misafirimiz vardı
Ahmet abinin av köpeği kahvaltıya gelmiş,gelene yok denmez tabiki kahvaltımızı da paylaştık

 

[dalyan]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

.

 

[dalyan]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Kızım ile meşhur Çeşmeli park da su parkındaki eğlencemiz ;D 8)
Latife yapıyorum tabiiki,
Hafta ya yeni makina ile bir kaç deneme pozu çekecek ve yayınlayacağım buradan,şimdilik bu kadar.
Selamlarımla.

 

[sisdagili61]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Merhabalar,
Kolay gelsin demek adet olmuşya, bedende kolay gelsin (kolay olmadığını veya olamayacağını iyi bilirim) sadece isteyince nelerin olabileceğini herkes görsün.
Herşey çok güzel olmuş, yiğenimizede ömürboyu mutluluklar dilerim.
Türkülerle kalın, sağlıkla kalın.

 

[dalyan]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Merhabalar,
Kolay gelsin demek adet olmuşya, bedende kolay gelsin (kolay olmadığını veya olamayacağını iyi bilirim) sadece isteyince nelerin olabileceğini herkes görsün.
Herşey çok güzel olmuş, yiğenimizede ömürboyu mutluluklar dilerim.
Türkülerle kalın, sağlıkla kalın.

Teşekkür ederim Niyazi bey,
Bahçemde baştan beri etap,etap neler yaptığımı paylaştım buradan.
Arada bu gibi işler ile ilgilenen arkadaşlara faydalı olabilecek bilgileride paylaşıyorum.
Amaç sevincimize ortak aramaktır,başka bir şey değildir.
Aleyna adına da teşekkür ederim size,selamlarımla.

 

[dalyan]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Kıssaca kendimden bahsetmek istiyorum.
Ben gerçekten imkanları bir hayli fazla olan bir ailenin evladı olarak dünya ya geldim.
Babam eski İstanbul kabadayısı idi ve doğduğumda babamın 2 restoranı ve oyun salonu vardı.
İlk,orta ve liseyi özel Çavuşoğlu kolejinde okudum,13 yaşında da işletmeciliğe başladım Bakırköy sahildeki Dalyan restoranımızın,çay bahçesini işletiyordum ve ilk aracımada 13 yaşında sahipdim BMW 2002 ti modeldi.
Farklı işletmeler ve farklı hayatlar yaşayarak belirli bir yaşa kadar geldim.
Sonrasında babam ile anlaşamamaya başladık ve güney maceram böylelikle başlamış oldu.Marmaris,Fethiye ve Ayvalık ta işletmeler kurdum işlettim.Ayvalık benim dönüm noktam oldu,2005 yılında 100 bin tl zararla kapadım.Bunun yansıması bana en az 200 bin tl oldu.Çoğu şahsi eşyamıda Ayvalıkta bırakarak 10.bin tl ile Çerkezköy'e döndüm,o zamana kadar her zaman belirli bir standardın üzerinde yaşamım oldu.
Çerkezköy'de kara kara düşünmeye başladım,ben şimdi ne yapacağım?Diyordum kendi kendime,eşyaları Çorlu'da bir depoya istiflemiş,kayınpederin evinde kalıyorduk ve Aleyna daha yeni doğmuştu.
Evsiz,parasız bir çare kalmıştım.Çerkezköy'de öyle boş boş dolaşırken seyyar saat satan birini gördüm gayet güzel iş yapıyordu(Çorlu'ya gidemezdim tanınıyorduk,herkes eski Ertan sanıyordu beni maddi açıdan)o 10.bin tl ile ilk evela eski model steyşın kasa lada araç aldım 3.bine 2 bini gitmişti zaten kaldı 5.bin.Adama sordum nereden alıyorsun bu saatleri?Tahtakaleden dedi,o zaman kafama koymuştum bende seyyar satıcılık yapacaktım.Çorlu'da abim Keser finansın sahibiydi babamda yalovaya yerleşmiş inziva hayatı yaşıyordu.Gittim tahtakaleye,araştırırken Vakıf iş hanında Çebi saat de isteğimi gerçekleştirdim(ALLAH sonsuz razı olsun o arkadaştan)Neyse getirdim saatleri,tahtakaleden kampet almıştım,tezgahı açtım Çerkezköy'de cadde üzerine.
Bu arada tanınmamak için rusların kalpakları var onlardan takıyordum saçlarıda uzatmaya başlamıştım.İşler ilk b aşta çok iyiydi,arada zabıtalarla dalaşmalarım olmuştu ama biz Çorlu'da Mavi ay'ın sahibiydik diyince tekliyorlardı ;D
Başkana çıkıp kendimi tanıttım durumumu anlattım.Haram yemek istemiyorum,burada helalinden kazanıp çoluğum çocuğuma bakıcam dedim.Adam şok olmuş bir şekilde söylediklerimi dinledi,kendisinden özellikle benden kimseye bahsetmemesini istemiştim,onayladı sağolsun.(Gayrı meşru isteseydim eski refağımı yaşardım çok rahat)
Sonra işte mücadele ederken kış iyice bastırdı benim işler kesildi bir hayli,köylere deri yelek satışına çıkmaya başladım.
Bu arada kira bir hayli birikmiş ev sahibi halklı olarak şikayetçiydi,sonunda icralı tahliye kararı çıkartmış avukat ve icra memuruyla gelmiş eve.(evi-eşyayı Ç.köye taşıdım)
Tv,beyaz eşya işe yarayacak ne varsa yüklediler kamyona bana da hemen boşaltıyorsun evi dediler.
Günlerden Cuma idi 2 gün müsade istedim p.tesi sabahı evi boş olarak teslim edeceğimi söyledim,okeyledi sağolsun.
Sonra ufaklığa takılmış 2 küçük altını bozdurarak hamballığını kendim yaparak eşyadan kalanını Çorlu'da baldızın evine taşıdım kendim.Sonra Çorlu başladı,bir mütahit arkadaşımla oturmuş sohbet ederken laf döndü Ç.köydeki geçen dönem MHP den milletvekili olan arkadaşımın yapmış olduğu inşaatlardan söz açıldı,ve telden görüşerek randevu aldım.
Arkadaşımla yanına gidip görüşmemizin sonucunda kabası yapılmış 2 blok inşaatın tamamını bitirmesi sonucunda işi arkadaşıma bağladım.
Komisyon olarak 2007 de 30bin nakit arkadaşımdan,2+1 daire sözü M.vekilden aldım.Sonrası çorap söküğü gibi geldi.
Kıssaca arkadaşlar bu günüme sabrederek ve temiz kalarak geldim.Babam o kadar malı mülkü yemiş bitirmiş,bana bir mercedes 300 sel 87 model bir araç bıraktı,araca 17 bin tl masraf yaptım.10 küsüre sattım,zarar 7binler gibi.
Şimdi biraz neden hassaz olduğumu umarım anlatabilmişimdir,0 dan bu günlere 5 senede gelmek çok kolay olmasa gerek.
Buda bir başka ve son özeleştiri olarak alınabilir,selamlarımla.

 

[dalyan]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Merak edenler için belirteyim.
20 günde 1
Antracol combi wp 70(fungisit-mantar ilacı) 100 litreye 200 gram
Thıovit jet (fungisit-akarisit mantar ve kırmızı örümcek) 100 litreye 400 gram
Alban 4 ec (insektisit böcek ilacı) 100 litreye 150 mililitre

Bu üçünü karıştırarak atıyorum,benimki 16 litrelik ona göre gramajını ayarlıyorum.
Çam ve gölge ağaçları hariç hepsine atıyorum.

Ayrıca
15 günde 1
Bordo bulamaç 16 litreye 70 gram
Topaz 16 litreye 12 mililitre
Bu ikiliyide karıştırarak gül ve asmalara atıyorum.

Bu attığım karışımlar için açıklayayım,
Bitkilerin gelişimi için gereken demir gibi takviyelerdir,eskiden topraklarımız çok daha verimli idi.
Doğa ya salınan sera gazları,fabrika bacalarından çıkan kimyasallar,eksoz gazları gibi etkenler yüzünden artık dünya'nın toprakları eski değerlerini koruyamıyor maalesef.
Ben bu karışımları atarak ağaçların ihtiyacı olan takviye maddeleri almalarını sağlıyorum.
Bu yazdığım maddeler kesinlikle hormon değildir ,sadece takviyedir.
Nadiren de olsa yabani yetişebilen özellikle meyve ağaçlarında dikkat edilirse kurt istilası yaşanıyor,meyvenin yenicek yeri kalmıyor.Attığım tek kimyasal ise kurt öldüren ilaçtır oda 15 günde etkisini tamamen kaybediyor.

 

[aslanahmet]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Benim de çocukuluğum gençliğim Bakırköy'de geçti. İlkokulu Bakırköy Merkez İlokulu'nda (Tarihi Taş Mektep) orta ve liseyi de Yahya Kemal Beyatlı Lisesi'nde okudum. Dalyan çay bahçesini de hatırlarım. Genel de Taşhan çay bahçesine giderdik ama arada Dalyan çay bahçesine de uğrardık. Sizin oyun salonu yoksa Karatay'mıydı? Oraya da çok giderdik. Langırt, bilardo, Çin Oyunu, Yedi Hariç derken resmen kumara alışıyorduk ;D

 

[dalyan]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Benim de çocukuluğum gençliğim Bakırköy'de geçti. İlkokulu Bakırköy Merkez İlokulu'nda (Tarihi Taş Mektep) orta ve liseyi de Yahya Kemal Beyatlı Lisesi'nde okudum. Dalyan çay bahçesini de hatırlarım. Genel de Taşhan çay bahçesine giderdik ama arada Dalyan çay bahçesine de uğrardık. Sizin oyun salonu yoksa Karatay'mıydı? Oraya da çok giderdik. Langırt, bilardo, Çin Oyunu, Yedi Hariç derken resmen kumara alışıyorduk ;D

Vay demek sende Bakırköy çocuğumuysun
Bak ya demek yıllar önce benim müşterimmişsin ;D
Karatay değil,orası Hüseyin abinin mekanıydı.
Oda eski kabadayı sayılır Hüseyin Karatay.Bizimkisi resmen kumarhaneydi her halde,babam izin vermezdi oralara girmemize zaten geceleri oyun olurdu.Hatırlarmısın bilmem Şevki eczanesi vardı tam dört yolda,şimdi Carusel'den İstanbul caddesi ve sahile inen çaprazdaydı o şevki eczanesinin hemen üst katıydı,birde eski Uğur işkembecisinin olduğu yerdeydi.Ben hayatımda her zaman kumardan nefret etmişimdir,oynayandan da.
Hatta rahmetlinin bir sözü vardı"kumar oynayan beter olsun"derdi,ama kumarı hem oynar hemde oynatırdı ;D

 

[aslanahmet]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Söylediğin yerleri hayal meyal hatırlar gibi oldum. Şevki Eczanesi ... Uğur İşkembecisi ... uzun zamandır oralara gitmemiştim. iki veya üç yıl önce uğramıştım, herşey çok değişmiş. Tanıyamadım.

Kumardan ben de nefret ederim. Çocukluğumuzda bir dönem yedi hariç ve çin oyunu oynardık. Çevremdeki bütün arkadaşlar oynardı. Oyun salonlarında, zuhuratbaba'daki lunaparkta hep oynardık. Resmen kumardı ama çocukların oynamasına kimsenin gıkı çıkmazdı. Para da kazandık. harçlıklarımızın çoğunu da çoğu zaman kaybettik. Bir gün , kimse beni uyarmadan kendi kendime "ne yapıyorum ben , kendimi oyunlara kötü kaptırdım, artık bir daha oynamayacam" dedim. O günden beri kumar oynamadım. Hatta sayısal, loto, toto falan bile oynamam

Not: bahsettiğin mekanlara yakın Ankara Pazarlar'ı vardı galiba.

 

[dalyan]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Ankara pazarlarını anımsayamadım açıkcası Hakan,ama dediğin gibi Bakırköy eskisi ile alakası kalmadı.
Bizim evde Zuhurat babadaydı,eski adliyenin orada,bahsettiğin lunaparkda az zincirlere binmedim
O zamanlar herkes bir birini tanır gibiydi,inanabiliyormusun koskaca Bakırköy'de şahsen olmasa bile gıyaben de olsa tanışırdı insanlar.
Zuhurat babadan sahile yürüme mesafesi en fazla 20dakikadır,durduran,babama selamlarını iletenler,manavından,tombalacısına,eczacısından taksi şoförüne kadar 2 saatte zor inerdim
Bizim Dalyan'a gelmeden sahilde yine Hayri babanın çay bahçesi vardı.
Üşenmedim eski resimleri çıkarttım albümden ilk resim Hayri baba,eşi ve kızları,babam,annem,ablam ve ben ;D
2.resim Dalyan'ın önünde çekilmiş bir resmim.
3.resmim annem,öğretmenim ve tabiki ben.
4.resimde ise ablam,rahmetliler ve ben
5. ve son resimde yine rahmetlilerle beraber bir foto daha

 

[aslanahmet]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

...
O zamanlar herkes bir birini tanır gibiydi,inanabiliyormusun koskaca Bakırköy'de şahsen olmasa bile gıyaben de olsa tanışırdı insanlar.
Zuhurat babadan sahile yürüme mesafesi en fazla 20dakikadır,durduran,babama selamlarını iletenler,manavından,tombalacısına,eczacısından taksi şoförüne kadar 2 saatte zor inerdim
....

Çok haklısın, aynı şey bizim de başımıza gelirdi ;D ;D Eskiden eğlence yok, televizyonlarda fazla bişey yoktu. Akşamları ailecek ya da komşularla sahile inip çay bahçesinde oturmak moda idi. Bizim ev Yenimahallede idi sahil ise en fazla 10 dakika mesafede. Yolda babam ona buna selam vermekten, durup konuşmaktan sahile yarım saatte inemezdik.

Eski günleri hatırlamama vesile oldun Herkes birbirine selam verirdi. Sokaklardan araba fazla geçmezdi. İnsanlar yürürdü. Evdekiler camdan bakardı. Geçenleri durdurup muhabbet ederdi. Güzel günlerdi. Şimdi aynı sokaklarda parketmiş araçlardan dolayı yürüyemiyorsun. Kimse kimseye selam vermez, tanımaz. Pencerler hep kapalı, insanlar yüzünü göstermiyor. Gördüklerinin de yüz asık. İnsanların hep acelesi var. Evden koşar adım çıkar, arabasına atlar biyerlere gider.

 

[dalyan]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Biz artık yaşlanmışız üstat ;D
Akranız sanıyorum,ben 69luyum(kimlikte 67li) Hakan sen kaçlısın?

 

[aslanahmet]

Ynt: Fidanlarımızı Dikmeye Gittik...

Biz artık yaşlanmışız üstat ;D

Haklısın galiba ;D


Ben de 68 liyim.