Ynt: Doğrada Yaşamak
Merhaba,
bugün benim için yorucu bir gündü.Alışık olduğumun dışında bu akşam erken uyumak üzere yatağıma girdim.(23:00'da).Tabletimde gezenbilir sayfalarında son son gezinirken bu konuyu gördüm ve bu mesajı yazmak üzere kalktım bilgisayarıma geçtim.Okumaya ve anlamaya üşenenler mesajımı es geçip sonraki konulara üstün körü göz atabilirler.
Mustafa kardeşimin hissettiklerini gayet iyi anlıyorum.Yazdıklarından bu yaşta hangi zorluk seviyesindeki parkurda yarıştığını anlamak zor olmasa gerek.Ve içinden dökülenlerin çok büyük bir kısmında kendimi buldum.
Mustafa kardeşim ,tamamen şehir yaşamını ve insanları terkedip doğaya kendini teslim etmek pek mümkün değil ne yazık ki.Şehrin basık havasından,gri betonlardan,insanların dertlerinden,iş yerindeki bitmez streslerden,eve gelen faturalardan ve onlarca sorumluktan kurtulup kendimi yüksek rakımlarda ormanların kollarına bırakmayı ve orada kalmayı ,akşamları çadırımın önünde yanan ateşin yanı başında çayımı yudumlamayı en az senin kadar çok istiyorum. Ne için yaşıyoruz ve ne için çalışıyoruz.Kazandığım parayı neye harcıyorum diye çok düşünüyorum.Litresi neredeyse 5 lira olan benzine,elektrik su telefon doğalgaz internet smart tv nin taksiti,değişen mobilya taksidi,öğrencilik döneminde alınan öğrenim kredisi ödemeleri vs vs vs.Hayatımız bundan ibaret.
Tüm bunlardan sıyrılabilmek için kendimi doğanın kollarına atabilme fırsatım en azından ayda bir kez 2günlük hafta sonu tatillerimden birinde oluyor.Ama dönerken ayaklarım geri geri gidiyor.hele ki kış mevsiminde otomobilim yollara elverişli olmadığından kendimi hapsetmek zorunda kalıyorum ya şehrin tam göbeğine!Kendimi nasıl tutacağımı bilemiyorum buralarda.
geçtiğimiz yıl yazın çıktığım 15günlük yıllık iznimi denizde ,herşey dahil bir otelde geçirmek yerine doğada geçirdim.Hep uzunca bir süre kalabilmeyi hayal etmiştim doya doya.yalnız değildim 2 kişiydik.öyle güzeldiki tadı damağımda kaldı,değil 15 gün birçok15 gün daha kalabilirdim ki iznim bitti. Amaaaa karnını doyurman için en basitinden ekmeğe ihtiyacın var. 15gün yetecek kadar ekmek stoklaman mümkün değil taze kalamaz. yanına un alsan undan ekmeğini folyo içinde yapıp ateşte pişirsen bir gün unun bitecek.sadece ekmekle beslenemezsin bir çok besine ihtiyacın var doğada bunların tamamına ulaşma şansın oldukça zor.hayatını aylarca,yıllarca idame ettirebilmen için için eninde sonunda şehre inip malzeme tedarik etmek zorunda kalacaksın.bunun aksi ütopik bir hayal oluyor günümüz şartlarında.Kar bastırdığında ,o doğa için yaratılmış yabaniler dahi yiyecek bulmakta bin bir güçlük çekerken biz insanoğlunun bunu başarması inan çok zor.İmkansız olmasa da çok zor.
Sana tavsiyem senede bir kaç kez 10-15 günlük kamplar düzenle.Hafta sonları imkanların dahilinde yakın yada uzak 1-2 gecelik kamplar yapmaya çalış.Ben bu yıl ki yıllık iznimde bunu tekrar edeceğim.Tabiki haftasonları da şartlar müsade ettiğince kendimi doğaya atmaya çalışıyorum.Geceleri çakal seslerinden,sabahları kuş seslerinden daha güzel bir şarkı duymadım ben.Ansızın karşılaştığın domuzun hissettirdikleri,karşılaştığın bir boz ayının sana saldırıp saldırmayacağı korkusu bile anlatılmaz.Uygun vakitlerde uygun yerlerde olmayı yada olmamayı öğretiyor insana.Bilmek lazım.
Yalnızlık konusuna gelince yukarıda bir abimin de dediği gibi,insan bir ömür yalnız yaşayamaz.konuşmaya sohbet etmeye ihtiyaç duyar.Tüm insanları itsende elinin tersi ile ,sohbet etmeyi arzulayacağın muhakkak biri olacaktır.Belki hiç tanımadığın,ama seni anlayacak birinin olmasını ve onunla konuşmayı isteyeceksin.
Bu gecede erken uyuyamadım
Hayallerimiz gerçek olsun.Hoşçakal