Benzinli cep sobasını ben de kullanıyorum. Çok az yakıtla çok uzun süre ısınma sağlıyor. Uyku tulumunun içine attığımızda da ciddi bir ısı artışı oluyor. Hatta Allahuekber dağlarında askerler Termal kamera ile kampı taradıklarında benim tek başıma kaldığım çadırı pırıl pırıl görüyormuş. İçerde soba yakıp yakmadığımızı sordular. Tek yanan şey çadırın içinde tulumun içindeki minik benzinli cep sobamdı.
Aslında çadırda ısınma dediğimizde aklımıza şu gelmeli. Hava karardı, uyuyana kadar oturacağımız, sohbet edeceğimiz, okuyacağımız, yazacağımız kısacası birşeylerle meşgul olacağımız zaman zarfında ısınmak. Zira uyku tulumuna girince zaten ısınıyoruz. Ya da öyle olmalı. Çünkü bence bir kampın olmazsa olmazı çok iyi bir uyku tulumudur.
İş bittikten sonra yanan ocaklar vs tamamen söndürülüp öyle uyunmalıdır.
Çadıra giriş ile uyuma arasındaki süreçte ısınmak için genelde şunu yaparız. Haydi bir çay demleyelim. Çadıra yanan ocak zaten bizi ısıtmaktadır.
Genel maksat çadırlarımızda yani nisbeten büyük tünel, mahruti vs tip çadırlarda soğukta neler yaptığımızı anlatmak istiyorum.
Öncelikle odun sobası kurulması ve odun yakılmasının hiç zararı yok. Tabii çadırın baca deliği varsa.
Geçenlerde internet satış sitelerinden birinde bir mazot sobasına rastladım.
Kendi bidonuna mazot koyuyorsunuz, biraz ileride başaşağı vaziyette bir yere bırakıyorsunuz ve istediğiniz ayarda yakıyorsunuz. Bu sobada isterseniz odun da yakabiliyorsunuz. Hem çok küçük hem çok başarılı hem de teleskopik bir soba borusuna sahip.
Bir benzerini bulamadım. Bulsam hemen düzineyle alırdım.
Çok büyük çadırları ısımak ile ısıtabiliyoruz. Isımak dediğimiz çadırın dışına kurulan, mazotu brülörle yakıp ısıya çeviren cihazdır. Mazot ve elektrik gerekiyor. Küçk bir çanta jeneratör iş görüyor. Ama çadırda bunun için borusunun girebileceği yuvarlak bir delik olmalı. Sahra çadırlarında yer hizasında bu ağzı büzülebilen delik bulunur. Bazıları bunu wc zanneder.
Karargah olarak kullandığımız çadırları ısıtma projelerimiz zihni siniri bile sinir ediyordu.
webastoyu akü ile çalıştırmak ve bununla çadır ısıtmayı bile düşündük fakaat tam bu sırada internette bir şey bulduk.
mini ve seyyar webasto.
Adamlar küçük çanta jeneratör gibi bir şey yapmışlar. 12 veya 220 v ile çalışabiliyor. Mazot deposu da içinde. Egzost borusu spiral, hareketli ve susturuculu. Çok sıcak olan bu boruyu isterseniz cihazı çadır içinde çalıştırıp ucunu çadıra değdirmeden dışarı çıkarıp kullanabiliyorsunuz. İsterseniz su geçirmez bu çantayı çadırın dışında bırakıp takacağınız spiral esnek plastik borusu ile ısıyı çadıra taşıyorsunuz. Termostatı sayesinde çadırın içini istediğiniz ısıda tutuyor. Akü veya elektrikle besleyebiliyorsunuz. Elektrik sadece fanı çalıştırdığından korkulacak kadar enerji harcamıyor.
Afganistan depreminden hemen sonra uzun bir müddet Keşmirde afet alanlarında bulundum. Burada kurduğumuz çadırlarda oraya giden hizmet ekiplerimizin kalması için katalitik kullanılıyordu. Gündüz gaz kaçıran katalitiği farketmeyip çadıra girer girmez katalitiğin çakmağına basılması sonucu bir genç mühendisimizin hayatını kaybetmesi çok acıydı. Oysa Afganlar öyle bir yöntem kullanıyorlardı ki hiç zarar görmeden ısınabiliyorlar ve yemeklerini pişirebiliyorlardı.
Keza Suriyede de aynı şeyi gördüm. Hatta Suriye içindeki mülteciler bizden bu sobaları istediler yüklü miktarda alıp yolladık üstelik 25 TL civarıydı.
Evet bu aslında çok basit bir gaz yağı sobası veya ocağı idi. Konunun başında bir arkadaşımızın tır şöförünün kullandığını gördüğü Kerosen sobası bile bunların gelişmiş şekliydi.. Evet Kerosen bildiğimiz eski gaz sobalarında, gazlambalarında kullandığımız gazyağından başka birşey değildi. Evet evet, bildiğiniz uçak yakıtı bu. Buna biraz sonra tekrar değineceğim.
O kadar ilkel gaz ocakları gördüm ki hayret edersiniz, on TL ye bile satılıyordu. Ama bunlar çadırların içinde devamlı yakılmasına, yemek yapılmasına rağmen kimseyi zehirlemiyordu. Hiç gaz sobasından öleni duymadım. Piknik tüpü veya küçük kartuş tüp üstüne konan ısıtıcılardan öleni duydum.
Nedense gaz yağı zehirlemiyordu. Belki çadırları bizim iki kişilik çadırlar gibi değil de biraz daha büyük diyedir ama bu gün bile kızılayın çadırlarında Suriyede insanlar bununla yemek yapıp ısınıyorlar.
Benim Karargah çadırım mahrutî tip bir çadır. Tabanlığını takınca on kişiden fazla yanyana yatabilir. Çeşitli havalandırma yan pencereleri var ama üstünde de tam kapanamayan bir tül havalandırması mevcut.
Geçen yıl piknik tüpü üstü ısıtıcı kullandık baş ağrısı havasızlık yaptı sık sık çadırın içini havalandırmak zorunda kaldık. Üstelik de hiç ısınamadık, ısınıyoruz gibi geliyordu ama titriyorduk.
Bu yıl mini portatif webastoyu denedik müthiş başarılıydı.
Ammaaaa
Ya elektrik, akü bulamazsak diye bir şey daha deneyelim dedik.
Bir zamanların evleri ısıtmakta kullandıkları çok da lüks sayılan gaz sobası, ama japon gaz sobası, yani zibrokamin türevleri.
Artık kimse kullanmıyor diye sıfıra yakın ikinci el düzinelerle satılık var letgo veya sahibinden sitelerinde.
Hatta bir zamanlar bu sobalar ev içinde yakılmasına izin verilen bacasız tek gaz sobası diye reklam yaparlardı.
Tek kelimeyle muhteşem oldu.
Müthiş bir sıcaklık, az yakıt yakması, hiç havasızlık çekmememiz, baş ağrısı yapmaması müthişti. Bir de üstünde çay yapabiliyordunuz.
Şunlara dikkat etmek gerekiyor.
Yedek fitilini de alın.
Kendi yakıtını kullanın.
Bu gün gazyağı piyasada neredeyse benzinle başabaş gidiyor. Belki de kullanımı azaldığı içindir. Ama biz çocukken heryerde kullanılırdı. Şimdi kamplarda, gemici fenerlerinde kullanmak için bile zor buluyoruz.
Bu arada gemici fenerleri için bir hatırlatma yapayım. Sıcak odaların içinde aydınlatmada kullanılacaksa tavana yakın bir yere asılmamalı. Sıcaktan gaz buharlaşıp parlama yapar. Biliyorsunuzdur eski gaz ocakları vardır. Aslında bunlar da benzin ocağıdır lakin nedense biz gaz ocağı olak kullanmış bunlara gaz yaktırmışız. İspirto ile ön ısıtma gerçekleştiğinde, zaman zaman da pompalandığında gazyağı benzinden aşağı kalmaz şekilde yanıyordu.
Gaz yağı rafine ediliş şekline göre ayrılıyor. Uçak benzininden başlayıp kalite giderek düşüyor.
Bahsettiğim japon sobalarında her tür gaz yağı yanar ama kendine mahsus olanı kokusuz yanar. Bahsettiğim sitelerde bu yağı da bulmak mümkün.
Bir ip ucu daha, bu sobaları açık havada yakın, kokusu bitince içeri alın ve mutlaka açık havaya çıkarıp söndürün. Böylece hiç koku olmaz.
Bazılarımız ki biz de önceleri uçak benzinini çok uçucu sanırdık, sanırım saatçi benzini ile karıştırırdık. O zamanki ilkel benzin ocaklarımızda Bunu yakmaya çalışırdık. Sonra öğrendik ki uçak benzini dediğimiz bildiğimiz gazyağı imiş. Tabii zippo benzinini de uçak benzini sanırdık. Oysa zippo veya cep sobaları için uçucu olmayan bir yakıta ihtiyaç vardır. Eğer yakıt uçucuysa hemen bularlaşır biter. Zippo çakmaklarına çok meraklıydık hâlâ da öyle. Kullanmıyoruz çünkü işe yaramıyor. Biz sigara içmiyoruz ki. Cebimizde dolaşıp duruyor içindeki gaz da uçuveriyor. Tam lazım oluyor zippo yanmıyor. Bu yüzden zippolar kamp malzemelerimizin müze bölümünde yer alıyor. Benzinli cep sobalarında ise gazı yakmadan hemen önce koyuyoruz. Zippo benzin şişesinde uçmadan duruyor. Bu yüzden benzinli cep sobanız varsa bir de yanında zippo teneke kutu gazyağınız vardır.
E pekiyi benzin ocaklarında mükemmel yakacağımız çok uçucu benzin var mıdır.
Vardır.
Bunun adı hegzandır.
Eminönü civarında satılırdı bir zamanlar.
Elinize dökseniz anında buharlaşır eliniz buz gibi olurdu.
Ama benzin ocaklarımız bir güzel yanardı ki sormayın. Hiç temizleme derdimiz olmazdı. Özellikle kritik kamplarda dağ kamplarında bunu kullanırdık.