Markalar doğdukları ülkelerin dışında üretilmeye başladıkları an kaliteleri düşmeye başlar. Sadece ayakkabıda değil tüm ürünlerde böyledir. Neresi olursa olsun. Mesela VW'nin Almanya üretimleri ile Doğu bloğu ülkelerinde üretilenlerinin kalite farkı. En büyük markalar bile kendi memleketlerindeki kalitenin sözünü veremezler dışardaki üretimlerde. Bu dışarısı denilen ülkeler anavatandan ne kadar uzaksa o kadar zor olur kalitenin sürekliliğini sağlamak. Avrupa içinde de kalite sıralamasında Romanya, Slovakya elbette ilk sırada yer almazlar. Ama saat ücretleri daha düşüktür işçilerin bu ülkelerde. Ancak Söz edilen ülkeler AB ile imzaladıkları uyum anlaşmaları çerçevesinde, "bir gün biz de tam üye oluruz" hevesiyle itina göstermekteler bu tür üretimlerde. Ancak asla mamülün özvatanındaki kalite tutturulamıyor ( Dışarda yapılan çorbanın anne çorbasına benzetilememesi, örnek pek olmadı ama neyse
) Ayrıca bu ülkeleri denetlemek daha kolay, ucuz işgücü maliyeti düşürdüğü için seçilen Uzakdoğu üretim üslerinde bu şansları çeşitli sebeplerden dolayı ya hiç yoktur ya da sınırlıdır. Sebep coğrafi uzaklık, iş disiplini anlayışındaki farklılıklar, siyasi geçmişten gelen farklar vb. Bu uzakdoğu ülkelerinden bazıları her ne kadar liberal dünyanın her türlü plastik mamül ihtiyacını karşılayarak büyüyorsa da, halen birçoğumuz için kapalı kutu sayılacak bir ekonomik anlayışla idare ediliyor. "sweatshop" terimine internette bir bakış atarsanız daha fazla fikir verecektir sanırım. Kısaca, Romanya veya Bulgaristan gibi Avrupa'ya kıyısından köşesinden biraz girmeyi başarmış ülkeler Uzakdoğu kadar kaliteli-kalitesiz diye tartışmanın bir anlamı yok. Sadece AB yönetmelikleri buralara daha kolay aba altından sopa gösterebiliyor, böylece Uzakdoğudan gelen mallar daha az kaliteli oluyor. Ama temelde anavatan dışına üretimi taşımanın mantığı aynı, maliyeti düşürmek... Kaçı marka değerini koruyarak bunu başarabilecek ileride daha iyi anlayacağız.