son_kral_54
Hamdi TEKMEN
Ynt: Biraz da Gülelim
Bu hikaye kuru fasulyeye bayılan bir adamın Hikayesi. Fakat bu aşırı
düşkünlük her zaman onu utandıracak etkisini gösteriyormus. Birgün bir kıza
aşık olmuş. Evlenmeleri kesinleştiğinde "karım benim bu halime katlanamaz"
deyip fasulye yemekten vazgeçmiş. Evlendikten bir kaç ay sonra işten eve
gelirken yolda arabası arızalanmış. Kasabada yaşadıkları için evi arayıp
yürümek zorunda olduğunu ve geç gelebileceğini söyleyip telefonu kapatmış.
Yolun üzerinde bulunan bir cafe'nin yanından geçerken fırında fasulye kokusu
etrafını sarmış. Yolunun uzun olduğnu ve fasulye yese bile etkisinin eve
varıncaya kadar geçeceğini düşünmüş. İçeri girmiş cıkana kadar üc büyük
porsiyon yemiş. Tüm yol boyunca "pit-put" ata ata eve gelmiş. Karısı onu
kapıda karşılamış ve heyecanla "sevgilim sana akşam yemeğine en güzel
sürprizi hazırladım" demiş ve gözlerini bağlamış. Adamı masanın başına
oturtup bandı açmaması için söz almış. Bu sırada adam içinden bir tane daha
geldiğini farketmiş. Tam karısı gözündeki bandı çıkaracakmış ki telefon
çalmış. Kadın gidip telefona bakmış. Karısı gittiği icin adam firsat bu
firsat deyip ağırlığını bir bacağına verip salmış. Sadece gürültülü çıktığı
ile kalmamış, bozuk yumurta gibi de kokmuş . Adam bir süre nefes alma
zorluğu çekmiş ve etrafındaki havayı dağıtmak için peçeteyi kullanmış. Tam
rahatladım derken yeni bir tane daha gelmiş. Ayağını kaldırıp "rriiiipppp"
diye salmış. Bu seferki hakikaten kocaman bir şeymiş. Camlar zıngırdayıp,
masadaki tabaklar yerinden oynamış ve bir dakika sonra masadaki çiçekler
solmuş. Karısının hala telefonla konuşup konuşmadığına kulak kabartmış ve
söz verdiği üzere gözündeki bandı çıkarmamış. Neyse ki karısı konuşmaya
devam ediyormuş. Adam on dakika boyunca hep böyle salıp peçeteyle kokuyu
uzaklaştırmış. Telefondaki "bye-bye" lardan konuşmanın bitmeye yakın
olduğunu anlayınca (yalnızlığının ve özgürlüğünün sonunu işaret eden)
peçeteyi düzgün bir şekilde dürüp kucağına bırakmış ve ellerini üzerine
koymuş. Karısı geri döndüğünde tam bir masumiyet tablosu çizip memnun bir
şekilde gülümsüyormuş. Karısı uzun konuşmadan ötürü özür dilemiş ve
gözündeki bandı açıp açmadığını sormuş. Açmadığına dair söz alınca "sürpriz"
diye haykırmış.
Adam dehşetle doğum günü partisi için masanın etrafina oturmuş olan oniki
kişiyi görmüş.
Bu hikaye kuru fasulyeye bayılan bir adamın Hikayesi. Fakat bu aşırı
düşkünlük her zaman onu utandıracak etkisini gösteriyormus. Birgün bir kıza
aşık olmuş. Evlenmeleri kesinleştiğinde "karım benim bu halime katlanamaz"
deyip fasulye yemekten vazgeçmiş. Evlendikten bir kaç ay sonra işten eve
gelirken yolda arabası arızalanmış. Kasabada yaşadıkları için evi arayıp
yürümek zorunda olduğunu ve geç gelebileceğini söyleyip telefonu kapatmış.
Yolun üzerinde bulunan bir cafe'nin yanından geçerken fırında fasulye kokusu
etrafını sarmış. Yolunun uzun olduğnu ve fasulye yese bile etkisinin eve
varıncaya kadar geçeceğini düşünmüş. İçeri girmiş cıkana kadar üc büyük
porsiyon yemiş. Tüm yol boyunca "pit-put" ata ata eve gelmiş. Karısı onu
kapıda karşılamış ve heyecanla "sevgilim sana akşam yemeğine en güzel
sürprizi hazırladım" demiş ve gözlerini bağlamış. Adamı masanın başına
oturtup bandı açmaması için söz almış. Bu sırada adam içinden bir tane daha
geldiğini farketmiş. Tam karısı gözündeki bandı çıkaracakmış ki telefon
çalmış. Kadın gidip telefona bakmış. Karısı gittiği icin adam firsat bu
firsat deyip ağırlığını bir bacağına verip salmış. Sadece gürültülü çıktığı
ile kalmamış, bozuk yumurta gibi de kokmuş . Adam bir süre nefes alma
zorluğu çekmiş ve etrafındaki havayı dağıtmak için peçeteyi kullanmış. Tam
rahatladım derken yeni bir tane daha gelmiş. Ayağını kaldırıp "rriiiipppp"
diye salmış. Bu seferki hakikaten kocaman bir şeymiş. Camlar zıngırdayıp,
masadaki tabaklar yerinden oynamış ve bir dakika sonra masadaki çiçekler
solmuş. Karısının hala telefonla konuşup konuşmadığına kulak kabartmış ve
söz verdiği üzere gözündeki bandı çıkarmamış. Neyse ki karısı konuşmaya
devam ediyormuş. Adam on dakika boyunca hep böyle salıp peçeteyle kokuyu
uzaklaştırmış. Telefondaki "bye-bye" lardan konuşmanın bitmeye yakın
olduğunu anlayınca (yalnızlığının ve özgürlüğünün sonunu işaret eden)
peçeteyi düzgün bir şekilde dürüp kucağına bırakmış ve ellerini üzerine
koymuş. Karısı geri döndüğünde tam bir masumiyet tablosu çizip memnun bir
şekilde gülümsüyormuş. Karısı uzun konuşmadan ötürü özür dilemiş ve
gözündeki bandı açıp açmadığını sormuş. Açmadığına dair söz alınca "sürpriz"
diye haykırmış.
Adam dehşetle doğum günü partisi için masanın etrafina oturmuş olan oniki
kişiyi görmüş.