Barselona Roma Arası-Bir gönül yarası :)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan skyconqueror1907 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 3
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 1,664

skyconqueror1907

Yeni Üye
Mesajlar
12
Tepkime Puanı
0
Barselona-Roma Arası
Roma yazısını yazmadan önce Barselona’dan Roma’ya geçiş sürecimizi anlatsam iyi olur sanırım. Bu yolculuk bizim için tam bir maceraydı.
Avrupa’daki tren rayları ağının çok güzel bir özelliği var. İstediğiniz her yerden istediğiniz her yere doğrudan ya da dolaylı olarak trenle ulaşmanız mümkün. Biz de İnterrail biletimiz olduğundan, mümkünse en doğrudan şekilde Barselona’dan Roma’ya geçmek istiyorduk; fakat, interrail biletiniz olsa da bineceğiniz trene koltuk rezervasyonu yaptırmanız gerekir ki bunun için genelde 3-10 Euro arasında değişen bir ücret ödemeniz gerekir. Neyse, Barselona Sants tren istasyonuna gittik rezervasyon yaptırmak için. Fakat gideceğimiz tarihteki tren için bizden sadece rezervasyon bedeli olarak 125 Euro istediler. Sadece rezervasyon! Tabii ki o parayı vermedik, daha ucuz bir yöntem var mı diye sorduk, “doğrudan değil, dolaylı-aktarmalı-gitmeniz gerekir” dediler. Böyle yapınca neredeyse hiç para ödemeyecektik. DeutschBahn sitesi gidiş-dönüş noktaları arasını en ucuz nasıl gidebileceğinizi gösteren bir sistem kurmuş, girip bakabiliyorsunuz. Görevli bize aktarmalı gidiş listesi verdi, bir baktık 7 tren değiştirmemiz gerekiyor!  İnterrail bu, böyle yaşanmalı dedik, kendimizi gaza getirip yola çıktık! Toplamda 26 saat süren yolculuğumuzda, sırasıyla şöyle bir rota izledik:
1.Barselona-Portbou
2.Portbou-Cerbere (İspanya’dan Fransa’ya)
3.Cerbere-Montepellier
4.Montepellier-Marsilya
5.Marsilya-Nice
6.Nice-Ventimiglia (Fransa’dan İtalya’ya)
7.Ventimiglia-Roma
Yolculuğa çıkacağımız gün Barselona’da bir bayram tatili varmış, bilmiyorduk (Dünyada en çok bayram tatili yapan ülke İspanya’dır herhalde, sürekli bayramları var, bizden çok, emin olun). Aslında niyetimiz Barselona’dan Cerbere’ye erken giden bir trene binmekti çünkü elimizdeki tren listesine göre biz Cerbere’ye vardıktan iki dakika sonra Montpellier’e gidecek tren kalkacaktı, yetişememe şansımız vardı. Bahsettiğim tatil durumu yüzünden Barselona-Cerbere trenlerin sıklığı azaltılmıştı ve bineceğimiz tren yine iki dk kala yetişecekti. O yüzden O yüzden İspanya’nın Fransa sınırındaki Portbou şehrine erkenden gidip oradan Cerbere’ye geçmeye karar verdik. İki şehir birbirine çok yakın görünüyordu, herhangi bir vasıtayla geçebilirdik, hatta yürüyebilirdik. Neyse Barselona-Portbou trenine atladık. Portbou’ya geldik, fakat bir baktık, iki şehir arasında kocaman bir dağ var! Cerbere’ye geçmemiz mümkün değildi. Mecburen 1 saat sonra gelecek olan Barselona-Cerbere trenini bekleyip 2 dakika içinde diğer trene yetişmeye çalışacaktık. Bakalım yetişebilecek miyiz?
Önümüzde bir saat vardı. Portbou şehri, dağ yamacında, Akdeniz’e kıyısı olan şirin bir kasaba şehriydi, az sayıda ev ve güzel bir sahilin toplamından ibaretti, girip yüzesimiz geldi ama işte aklımızda hep tren vardı, biraz dolanıp gölgelik bir yer bulup oturduk. Herhalde bu tuhaf şehre gelen ilk Türkiye vatandaşları bizleriz diye düşünürken bizim gibi sırtçantalı iki arkadaş geldi, “Türk müsünüz?” diye sordular, güldük. “Evet” dedik, muhabbete başladık. Neyse bir saatin sonuna doğru istasyona çıktık, istasyonda hız alıştırmaları yaptık, merdiveni kırk saniyede inip çıksak, biraz koşup trene yetişebiliyorduk. Sonra bütün motivasyonumuzla Cerbere trenine bindik, yolculuk 16 dakika sürdü, kapı açılır açılmaz, trenden indik, istasyonun içine koştuk; fakat beklemediğimiz bir şey oldu, Fransa!’ya geçiş yapacağımız için pasaport göstermemiz gerekiyordu! Bilseydik pasaportları hazırlardık ama bilmiyorduk. Pasaportlar bende duruyordu, inanılmaz bir hızla çantamı açtım, dosyanın içinden pasaportları çıkardım, görevliye gösterdim, acelemiz olduğunu söyledim, hemen onaylayıp geçirdiler bizi, Montpellier trenin yerine saptadık, var gücümüzle koştuk, tren hareket etmek üzereydi, koştuk, tam kapılar kapanırken trene atladık, biz bindik ve tren hareket etti! İçimizdeki mutluluğu tarih etmem mümkün değil herhalde! 
Montpellier’ye vardık, amacımız doğrudan Nice şehrine geçmekti, fakat Nice’e giden trenin dolu olduğunu öğrendik, görevli bize Marsilya’ya geçip oradan Nice’e gidebileceğimizi söyledi. Böylece Marsilya’ya giden trene bindik, Marsilya’yı da görmeyi çok istiyordum zaten, en azından özet olarak görebilecektik. Marsilya’ya vardık, Nice trenine biletimizi aldık. Burada da 45 dakika durduk, bu sırada gün batıyordu artık. İstasyonun hoş bir terası vardı, bu terastan Marsilya’da günbatımını seyrettik. Marsilya da bir Akdeniz şehri ve her Akdeniz şehrinde olduğu gibi orada da güneş çok güzel batıyordu.
Sonrasında Marsilya’dan Nice’e geçtik, vardığımızda saat gece 12 civarıydı ve Nice’te beş saat beklememiz gerekiyordu. Hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bu Akdeniz şehrinde 5 saat! Garip olacaktı, istasyon kapanınca, istasyonun önünde oturduk, görünüşe göre şehrin banliyölerindeydik. İstasyonun çevresi son derece tehlikeliydi, Fransa’nın Afrika sömürgelerinden geldiklerini düşündüğüm bazı tipler, istasyonun çevresinde dolaşıp gelene gidene sataşıp para istiyorlardı ve sayıları gittikçe artıyordu. Sonradan öğrendiğime göre Nice, Fransa’nın en büyük sanayi şehirlerinden biriymiş, her sanayi şehrinde olduğu gibi, kapitalist yaşam biçiminin artığı durumda olan insanlar burada da vardı maalesef; yaşam buradaki insanları kötü olmaya sürüklemişti; onlar için üzülüyordum ama yine onlardan korkuyorduk, ellerinde bıçakları vardı ve her an her şey yapabilirlerdi. Oradan uzaklaşmak mantıklı olacaktı ama nereye? Tek gördüğümüz banliyö binalarıydı, açık bir yer bulsak, sabah beşe kadar otursak iyi olacaktı. Fakat her an birileri bize saldırabilirdi. O anda insanoğlunun en doğal dürtülerinden birini kullandık: ittifak aradık. 7 kişilik bir İtalyan interrail grubu da bizimle aynı durumdaydılar. Yanlarına gidip birlikte dursak, iyi olacak dedim, haliyle başta şüphelendiler, sonra biraz konuşunca ikna oldular, sonra hep birlikte oradan ayrıldık, değişik değişik yollardan geçip sonunda, sahile vardık. Akdeniz’i görünce insan huzur buluyor. Başta içimi saran korku uçup gitmişti. Sahilde bir iki saat oturduk, sonra yakınlardaki bir parka geçtik, herkes uyudu, ben uyumadım, çevremi seyrettim, yazı yazdım, düşündüm. Bu arada ikide bir hayat kadınları, sarhoşlar ve türlü türlü tipler yanımızdan geçiyorlardı. Garip gerçekten garip: gece şehirler farklı dünyaları misafir ediyor.
Beş saat zor geçti, hiç bitmeyeceğini sanıyordum, fakat bitti. Nice’ten İtalya’nın Ventmiglia şehrine geçtik, Ventmiglia’da da çok durmayıp bizi nihayet Roma’ya götürecek trene bindik. Uzun bir yolculuktan sonra 14.03’te Roma’ya vardık. Zor bir yolculuk oldu ama güzel bir deneyimdi, çok şey öğrendik, en güzeli de bir kuruş bile ödemedik :smiley:

Untitled.png
 

Etiketler
Ynt: Barselona Roma Arası-Bir gönül yarası :smiley:

İnterrail hep içimde kalacak bir seyahat şeklidir.Bundan sonra da sanırım yapamam. Bunu gerçekleştirenlere gıpta ile bakıyorum. Yazınızı heyecanla okudum. Büyük bir merakla devamını ve fotoğraflarını bekliyorum.
 

Ynt: Barselona Roma Arası-Bir gönül yarası :smiley:

Keşke böyle pes etmeseniz, bir başladınız mı gerisi geliyor zaten :smiley: Uygun vaktiniz, biraz paranız ve size eşlik edebilecek bir arkadaşınız varsa, yollar sizindir ;)
 

Ynt: Barselona Roma Arası-Bir gönül yarası :smiley:

Pes etmek demeyelim de iki çocuklu bir kadın olarak gezi anlayışımızın mecburen daha ayakları yere basan şekilde dönüşmesi diyelim. Yoksa gezmeden pes eder miyiz hiç. Para da kazanıyoruz eşlik edecek eş-arkadaş da var. Eşimle neredeyse 30 ülkeyi attık heybeye. Haziranda Tanzanya'da safarideyiz inşallah.Vaktimiz ve paramız olduğu her zaman yollardayız. Bekarlık yıllarında hep hayalimdi trenle seyahat, nasip olmadı. Kendi arabamızla Avrupa turu yapmıştık 2004 yılında. O seyahatte biraz da olsa benzer bir tat almıştım. Ama artık interrail gerçekleştirsem de aynı heyecanı hissedeceğimi sanmıyorum.Arkada bekleyen iki küçük çocuk varken maceraya ve tehlikeye atılmak için bir kaç kere düşünmek gerekiyor.Bu da tüm heyecanı öldürüyor.Annelik hep ilk planda. Tabi gezi beklentilerimin yükselmesinin etkisini de eklemek lazım.Her şey vaktinde güzel.Umarım siz de daha nice güzel geziler yaparsınız da bizimle paylaşırsınız. Bu gezinizin fotoğraflarını merakla bekliyoruz.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,683
Mesajlar
1,522,162
Kayıtlı Üye Sayımız
166,531
Kaydolan Son Üyemiz
musaitbiryer

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst