Asya'daki Avrupa Hong kong

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan edebiyatçı Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 65
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 35,068

edebiyatçı

Zirve
Mesajlar
1,669
Tepkime Puanı
5
Yer
Ankara
AL GÖZÜM SEYREYLE DÜNYA SENİNDİR

Küçük bir hikaye vardır:“Bir varmış, bir yokmuş; bir zamanlar, memleketin birinde "yüreği yerleşik" kızlar yaşarmış.Annelerinin eşarplarını köşesinden büzer, duvak yapıp aynaya bakarlarmış.Bebeklerine, türlü giysi diker, ninniler söylerlermiş.Gel gelelim aynı memlekette "yüreği çingene" bir kız daha varmış; halıya boylu boyunca uzanır, dünya atlasına bakar ve gözlerini yumarmış.Gözlerini açtığında da parmağını dokunduğu diyarda olduğunu düşlermiş.Aradan zaman geçmiş, pireler berberlikten, develer tellallıktan vazgeçmiş.Herkesin düşü gerçekleşmiş. "yüreği yerleşik" kızlar sahici duvaklar takıp bebeklerine ninniler söylemiş."yüreği çingene" kız ise parmağını koyduğu her yeri gezmiş.”
Ruhu çingene biri olarak geldim dünyaya.Duvak takıp bebeğime ninniler de söyledim iklimden iklime türküler de söyledim.Okumaya ilk atlaslardan başladım. Her zaman büyülüydü rengarenk insanlar,çeşit çeşit diller,farklı tatlar,değişik inançlar ama en çok da yollar, yollar…Değişik bir ülkede, gittiğim şehre yaklaştıkça yollara dizilen tabelaları okumak kadar heyecan vermedi hiçbir şey:paris 30km-Milano 50km-New York 40mil…Niagara şelalesinde suların yüzüme vuran serinliği,Venedik’te gondolların büyüsü, Almanya’da Yahudi toplama kampında insan yakan sobalar,Bosna’da mermi yağmuru yemiş sokaklar,Yunanistan’da ata yadigarı topraklar, İsviçre’de Alpler, Çin’de çekik gözlüler, Hollanda’da yel değirmenleri, laleler ve daha neler neler düşlerimden gerçeğe döküldü.Otuz yılda 21 ülke attım heybeme ama şimdi 22.si için içimdeki çingenenin çığlıkları ile boğuşuyorum.

hong kong 016 (Medium).jpg
 

Etiketler
Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

“Dünya bir kitaptır, seyahat etmeyen sadece bir sayfasını okur.” der Augustine.Okuduğum bu kitabın son ve en ilginç sayfasını anlatmak için kaleme alınmıştır bu yazı.1-7 Mayıs 2009 tarihleri arasında seyreylediğim hala kokusu burnumda olan Türkiye’den 9.000 km. uzaktaki Hong Kong’dan bahsedeceğim.Öncekilerden farklı bir yere gittiğimi daha hava alanında hissettim.Uçağa alınacağımız son kapıdan girince gözleri çekik, hiç aşina olmadığım bir dilde konuşan, ufak tefek insanlar ile dolu bir odada buluyorum kendimi.İstanbul’dan 10 saatlik yorucu bir uçuşun ardından gökyüzünden denize doğru süzülen uçağımız küçük bir adanın tamamını kaplayan dünyanın en ilginç havaalanına iniyor.Defalarca en güzel havaalanı seçilmiş modern bir yapı ile karşılaşıyoruz.
İlk fotoğrafı teleferikten çektim.İkinci netten alıntıdır.Hava[attachment=1][attachment=2]alanı adasını hiçbir yerden tam olarak çekemediğim için alıntı yaptım.

hong kong buda 097 (Medium).jpg


airviewcheklapkok.jpg
 

Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

Uçaktan iner inmez sıcak, muson ikliminin nemi ve büyük okyanusun kokusu yüzünüze çarpıyor. Domuz gribi korkusu ile neredeyse herkesin ağzı maskeli.Biz Türk’e bir şey olmaz deyip dalıyoruz ülkeye.Önce saatlerimizi altı saat ileri alıyoruz.Sonra otelimizin bulunduğu Kowloon Yarımadasına gitmek üzere otobüse biniyoruz.Yarım saatlik bir yolculuğun ardından ilk şoku indiğimiz durakta yaşıyoruz.İnsan seli akan bir caddede, hiç anlamadığımız bir dilde yükselen gürültü,sağda olan direksiyonlar ve tersten akan trafik,Çince tabelalarla dolu mağazalar. Tam önünde indiğimiz lokantadan yayılan korkunç bir koku mide bulantıları ile öğürmemize sebep oluyor.Burnumuzu tıkayarak uzaklaşmaya çalışıyoruz ama adım başı tavuk ayağı kızartan, şişe dizilmiş her tür deniz böceği ve kurutulmuş balık satan, vitrinlerinde kafaları üzerinde sallanan pekin ördekleri ve kızarmış domuz sergileyen lokantalara rastlıyoruz.Balıkçılarda su dolu leğenlerde canlı satılan yengeçleri hiç çekinmeden eline alıp tartanlar; leğenlerde çorba yapılmayı bekleyen canlı kurbağalar ; bir yarısı satılmış, diğer yarısı kıvrım kıvrım kıvranan yılan balıkları dehşete düşürüyor.Anlıyoruz ki burada hiçbir şey yiyemeyeceğiz.Otele varana kadarki beş dakikalık yürüyüşte yaşadığım bu şoku ömrümün sonuna kadar unutacağımı sanmıyorum.Daha sonraki günler her şeye alışsak da bu berbat kokuya hiç dayanamadık.
[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4]

hong kong 042 (Medium).jpg


hong kong 044 (Medium).jpg


hong kong 041 (Medium).jpg


hong kong 037 (Medium).jpg
 

Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

Hong Kong’u tanımak için öncelikle ilginç tarihine bir göz atmak lazım.Hong Kong’u Asya’daki Avrupa yapan olay yüzlerce yıl önceye dayanıyor.Çin'de 7.yy’da afyon ilaç olarak kullanılmaya başlıyor.17.yy da tütün ile afyonun karıştırılarak kullanılması yaygınlaşıyor.İngilizler Doğu Hindistan'da ürettikleri afyonu Çin'e satıyor.Zamanın imparatorları ülke halkının gittikçe esrar bağımlısı olmasından rahatsızlık duymaya başlayınca 1729 yılında Çin'e Afyon girişi yasaklanıyor.Bu yasağa rağmen 1838 yılına kadar gittikçe artan Afyon kullanımı Kanton'da el konan esrarın denize dökülmesiyle (bu Hindistan gelirinin altıda biri gibi büyük bir oran olunca) İngiltere ile Çin arasında Afyon Savaşları başlıyor.Savaşları İngiltere kazanınca Nanking Antlaşması imzalanıyor.Böylece yüklü bir tazminat, bazı limanlar ve Hong-Kong 100 yıllığına İngiltere'ye veriliyor.1997'de "100 yıllık kira antlaşması" bittip Hong Kong Çin’e bağlanmak istemeyince "Özel İdare Bölgesi" statüsü altında yönetilmeye başlanıyor..Kendi bayrağı ve para birimi(Hong Kong doları)olan Hong Kong dış işlerinde Çin ile birlikte hareket ediyor. Türk vatandaşlarının Hong Kong’a gitmek için vize almaları gerekmezken Çin’e gitmek için vize gerekiyor.
Hong Kong 100 yıllık süre içerisinde büyük bir değişim yaşıyor ve gökdelenlerde dolu modern bir yapı kazanıyor.Avrupa’nın doğu ile bağını kuran önemli bir liman oluyor. Bir yarımada ve 265 kadar adadan oluşan ülkenin yüz ölçümü çok küçük olduğu için şehir gökyüzüne doğru yükseliyor.Bu dar alanda 7 milyon nüfus barındırmasına rağmen yeşil alanların çokluğu kendi ülkemizle kıyaslayınca içimizi burkuyor. 20 katlı binaların gecekondu gibi kaldığı adada dünyanın en büyük on beş gökdeleninden dördü bulunuyor. Bununla da bitmiyor Hong Kong’un enleri:Dünyanın en uzun köprüsü, en büyük Buda heykeli, en uzun yürüyen merdiveni, ilk tüp tüneli,dünyada kişi başına düşen en yüksek cep telefonu sayısı, en yüksek bilgisayar kullanım oranı diye uzayıp gidiyor liste.
[attachment=1][attachment=2][attachment=3]

hong kong 025.jpg


hong kong victoria 011 (Medium).jpg


hong kong 2 002 (Medium).jpg
 

Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

Adayı gezmeye feng shui‘ye göre yerleştirilmiş gökdelenlerden başlıyoruz.Her akşam saat 8’de 20 dakika kadar adadaki en büyük 22 gökdelen müzik eşliğinde ışık dansı sergiliyor.Sahilde kalabalığa karışıp Hong Kong adasındaki muhteşem gökdelen şovunu seyrediyoruz.Burası İstanbul Boğazı ile New York karışımı bir yer.Adalar arasındaki ulaşım sayısız köprüler, star ferry denilen tarihi vapurlar ve ilki 35 yıl önce yapılmış ve hiç su sızdırmamış deniz altındaki 3 tane tüp geçit ile sağlanıyor.İstanbul Boğazında sadece 2 tane köprü olduğunu ve tüp geçidin daha yeni inşa edildiğini hatırlayınca yine üzülüyoruz.Ülkemizle kıyaslayınca içimizi burkan bir başka ayrıntı ise, 100 yıl İngiliz yönetiminde olmalarına rağmen tabelaların çoğunun Çince olması. Bizde ise hiçbir zaman sömürge olmamamıza rağmen sokaklarımız yabancı dilde tabelalarla dolu.
Gezimizin ikinci gününü Çine ayırdık.Burayı yazının sonunda anlatacağım. Üçüncü gün en merak ettiğim yerden başladık gezimize:Budist tapınaklarından.Yüzde 95’i Budist olan bu ülkede turuncu kıyafetli ve saçları kazınmış keşişlere sık sık rastlıyoruz.Daha önce hiç karşılaşmadığımız Budizm dinini tanımak için tapınaklarından başlıyoruz ziyarete. Gözleri yaşartan tütsü dumanları arasında müzikli bir ayin seyrediyoruz.Duvarlarda yakılmış cesetlerin kül kutuları ve üzerlerindeki fotoğraflar bizi ürkütürken rengarenk yüzlerce heykelin önlerine konulmuş olan meyve tabakları ilginç geliyor.Sokaklarda yakınlarının cesetlerinin külleri ile ağlayarak dilenen insanlara rastlıyoruz.Tapınaktan çıkar çıkmaz karşımıza bir kilise ve biraz ilerisinde kocaman bir cami çıkıyor. Birbirine bakan bu üç mabette ibadetten çıkan farklı inançtaki insanlar aynı caddede birbirine karışıp hayata akıyor.
Bu tapınaklarda en çok ilgimi çeken heykellerin önüne konan taze meyveler oldu.[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4]

hong kong buda 023 (Medium).jpg


hong kong buda 031-1 (Medium).jpg


hong kong buda 050 (Medium).jpg


hong kong buda 015 (Medium).jpg
 



Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

Bunlar da içi ölülerin külleri ile dolu mezarlar.Ve muhteşem bir camii.O kadar büyüktü ki bir türlü tam olarak fotoğraflayamadım.Netten havdan çekilmiş bir fotoğrafını da ekliyorum
[attachment=1][attachment=2]

hong kong buda 057 (Medium).jpg


hong kong buda 056 (Medium).jpg


hong kong buda 0320 (Medium).jpg


kowloon-masjid-and-islamic-centre-in-hong-kong-china[1].jpg
 


Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

Bir edebiyatçıdan beklendiği gibi anlatımınız çok akıcı, resimler harika ;D teşekkürler
 

Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim.Devamı var tabiki.Yazmaya çalışacağım yavaş yavaş.Hatta vakit bulursan diğer gezilerimi de yazmayı isterim.Küçük bir bebeğim olduğum için sürekli kalkıp oturmak zorunda kalıyorum.Metin içinde bozuk cümleler ve ya tutarsızlıklar farkederseniz kusura bakmayın.Dikkatim dağıldığı için cümlenin başını unutuyorum sürekli.
Bu sabah Hong kong'ta en sendiğim etkinlik olan gece pazarlarından bahsetmek için açtım sayfayı.Önce fotoğraf seçeyim dedim ama bir kadın olarak pazarı bulunca fotoğraf çekmeyi unutmuşum.Kötü bir fotoğraf buldum artık kusura bakmayın.Özellikle kadın pazarı denilen pazar tam kaldığımız otelin yanına denk geliyordu.Defalarca çılgınlar gibi dolaştım.Sabaha kadar açık bir pazarın olması tüm günü gezmeye ayırabilmemizi sağladı.Her türlü ürünün taklidinin bulunduğu bu pazarlardan bolca kol çantası ve hediyelik eşya aldım.Özellikle aldığım paket paket çin çubukları güzel bir hediyelik oldu. farklı yerlerde kurulan bu gece pazarları sabaha kadar açık oluyor mu bilmiyorum ama gün boyu da sürekli kurulu duruyor. Alışveriş merkezlerinin soğukluğundansa bu pazarların cıvıl cıvıl hali insanı oldukça mutlu ediyor.Hele satıcıların ne dediklerini anlamasamda bıcır bıcır çince bir şeyler anlatmaları bu dili ilk defa duyduğumdan olsa gerek bana şarkı söylüyorlarmış gibi geldi.
[attachment=1]
Bunlar hediyelik çin çubukları.[attachment=2]
Hong kong'un en güzel tarafı çıvıl cıvıl tabela ışıkları ve sürekli akan insan seli.O kadar kalabalık ki yolda yürümek bile zor oluyor.[attachment=3][attachment=4]

hong kong buda 191 (Medium).jpg


hong kong buda 174 (Medium).jpg


hong kong 025.jpg


hong kong 029 (Medium).jpg
 

Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

Hong kong'da yiyecek hiç bir şey bulamadık.Belki kokuya dayanıp lokantalara yaklaşabilseydik yiyecek birşeyler olurdu ama lokantayı uzaktan görsek yolun karşısına geçtik.Değişik tatları denemeyi çok severiz aslınsa.Ama bu yemek kültürü bizim değişiklik anlayışımızın oldukça üzerindeydi. Hele kurutulmuş deniz canlılarının satıldığı yerler dayanılacak gibi değildi.Giderken bunu tahmin ettiğimiz için yanımızda yiyecek bir şeyler götürmüştük.Otel odasında buz dolabı olunca bozulmadan muhafaza edebildik.Son gün bir tane Türk lokantası da bulduk.Bir de Arap lokantasında güzel bir yemek yedik.Kurtarıcımız ise adım başı karşılaştığımız tropikal meyve suyu sıkan dükkanlar oldu. Bir çoğunu ilk defa gördüğüm ve tattığım bu meyvelerin bir çoğuna bayıldık.Hatta bir poşet valize atıp görmemişşin meyvesi olmuş hesabı eşe dosta da havamızı attık.Özellikle aşağıya da fotoğrafını koyduğum hindistan cevizi suyu harikaydı.Çocuk yaparken dikkatlice inceledik.Hindistan cevizini buz parçalarını şekeri ve fotoğraftaki üzerinde inek resmi olan konserve içindeki kremayı blendra kuyup çekiyor.Hepsi bu.Geldiğimizden beri defalarsa denememize rağmen bir türlü tutturamadık.Hatta şu anda bile iki tane hindistan cevizi mutfakta denenmeyi bekliyor.Acaba buradaki cvizlerde mi bir sorun var.Bir saat çevirsek bile tane tane kalıyor.Yapılışını bilenler insaniyet namına bir tarif ediversin.Süt veren bir anneyim. :-[
Yolunuz düşerse bu çocuğu bulup mutlaka meyve suyundan için.Kadın pazarının bir sokak arkasındaydı.Hatta girişimci bir varsa onu alıp Türkiye!ye getirsin.İnanın çok karlı bir iş yapmış olursunuz.Önünde kuyruk vardı sürekli.Başka yerlerde de içtik ama bununki farklıydı.Zaten başka da bir şey satmıyor gördüğünüz gibi.[attachment=1]
[attachment=2][attachment=3]

hong kong buda 196 (Medium).jpg


hong kong 035 (Medium).jpg


hong kong victoria 138 (Medium).jpg
 



Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

İkinci gün bölgenin en eski tapınağını ziyaret ettikten sonra Hong Kong’un yaklaşık 265 adasından biri olan en büyüğü olan Lantau adasına gitmek üzere teleferiğe binerken hayatımın en zevkli yolculuklarından birine çıktığımı bilmiyordum.Okyanusun üzerinden süzülen teleferik gökdelenlerden uzaklaşıp yemyeşil tepelerden aşarak yarım saatlik yolculuğun ardından dünyanın en büyük Buda heykeline ulaştırıyor bizi.Tam bir görsel şölene dönüşen bu yolculukta muson yağmurlarının beslediği ormanların zümrüt yeşili ile okyanusun mavisi birleşip büyülüyor bizi. Teleferik görevlisi bize bir hoşluk yapıp altı kişi doldurduğu teleferiğe sadece eşimi ve beni bindiriyor.Teleferik son durağına yaklaşırken bir tepenin üzerine kurulmuş dev Buda heykeli tek elini kaldırarak selamlıyor bizi.Yüz yıllardır öğretileri ile milyonlarca insanı etkilemiş, kendi adına bir din geliştirmiş bu rahibin heykeline yüzlerce merdiveni tırmanarak ulaşabiliyoruz.Bu büyük heykelin içinin bir tapınak olduğunu görünce şaşırıyoruz.Yukarıda müthiş bir manzarayla daha karşılaşıyoruz.İnsan burada günlerce hiç bıkmadan yeşili ve maviyi seyredip kendi iç aleminde yolculuğa çıkabilir.Ama biz iç alemlerimize değil alışveriş alemine akmayı tercih edip günün geri kalanını dünyanın en büyük serbest pazarı olan bu ülkede, alışveriş cenneti gökdelenlerin arasında geçiriyoruz.Geç saatlere kadar sokaklar o kadar dolu ki dünyanın en kalabalık milletinin Çinliler olduğunu gözlerimizle görüyoruz.Gece pazarları 4’e kadar açık. Sokaklar tabelalarla ışıl ışıl. Sanırım bu şehirde en çok gecelerin ışıltılarını sevdim.[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4][attachment=5]

hong kong buda 103 (Medium).jpg


hong kong buda 0980 (Medium).jpg


hong kong buda 104 (Medium).jpg


hong kong buda 110 (Medium).jpg


hong kong buda 124 (Medium).jpg
 

Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

Buna'nın eteklerindeki dükkanlarda ünlü çin çaylarını deneyebilir,hediyelik alışveriş yapabilirsiniz.Buranın yakınlarında bir de kung fu okulu var.[attachment=1][attachment=2][attachment=3]
Bunlar da yine tapınak içinde bulunan mezerlar.Yerden oldukça tasarruf etmişler aslında.Sanırım cenaze yakılan yerler de vardır ama içim kaldırmayacağından pek araştırma yapmadım.[attachment=4]
Bu da kung fu okulu.[attachment=5]

hong kong buda 161 (Medium).jpg


hong kong buda 150 (Medium).jpg


hong kong buda 0440 (Medium).jpg


hong kong victoria 073 (Medium).jpg


hong kong 2 127 (Medium).jpg
 


Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

En eski tapınak bu.Gökdelenlerin arasına sıkışmış.Tapınakların önlerinde aşağıdaki gibi sobalar var.Acaba ölü yakmada mı kullanıyorlar.Yoksa açık havaya niye soba yapmışlar.Bilen varsa aydınlatsın hepimizi.Oradayken neden sormamışız bilmiyorum.Tapınak içleri o tütsü dumanı yüzünden bulanık çıkıyor.Havada asılı olanlar da tutsü.Dumandan zor duruluyor içlerinde.[attachment=1]
[attachment=2][attachment=3][attachment=4]

hong kong victoria 081 (Medium).jpg


hong kong victoria 071 (Medium).jpg


hong kong victoria 052 (Medium).jpg


hong kong victoria 040 (Medium).jpg


hong kong victoria 076 (Medium).jpg
 

Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

Bir önceki günün ayak ağrıları ile uyandığımız ertesi sabah önce güzel bir ayak masajı yaptırıyoruz.Burada adım başı ayak masajı için salonlar açılmış.Yolda yürürken sürekli reklam dağıtıyorlar.Beklediğim kadar iyi olmasa da oldukça rahatlatıcı bir masaj oluyor.Ardından rahatlamış yumuşacık ayaklarımızla Kowlon iskelesine yürüyoruz ve tarihi star Ferry adlı vapurlarla adaya geçiyoruz. Şehri en güzel gören yer olan Victoria tepesine çıkmadan bu güne kadar hiç görmediğimiz tropikal meyvelerle dolu bir poşeti yanımıza alıyoruz.Tarihi bir tramvay ile yer çekimine meydan okur gibi dik bir tepeye tırmanıyoruz.Ayağa kalkarsanız yuvarlanacağınız bir eğimle yükseklik korkusu olanların dayanamayacağı bir yolculuk gerçekleştiriyoruz.En ilginç yolculuklarımın listesine bu 15 dakikalık yolculuğu da ekliyorum.Tepede bütün Hong Kong tanıtımlarında gördüğümüz o muhteşem manzara ile karşılaşıyoruz. Bu manzarayı anlatacak kelime bulamadığım için Victoria tepesinden çekilmiş Hong Kong fotoğraflarına bir bakmanızı öneriyorum. Neden tasvir edemediğimi anlayacaksınız.Gece çekimi olanı netten aldım.Ayrıca bu arazi dünyanın en pahalı topraklarından biriymiş.Zaten ülkenin yüzölçümünün çok küçük olduğu düşünülürse diğer arazilerin de kıymetli olduğu anlaşılıyor. Tepeden görüntü gökdelenler olmasa aynı İstanbul boğazı. :smiley:Tabi bizim on milyondan fazla insanın yaşadığı boğazda sadece 2 köprü varken ve sürekli tıkanırken burada su üstünden ve altından birçok bağlantı noktası olduğunu görebilirsiniz. :'(
İşte tramvay:[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4][attachment=5]

hong kong victoria 124 (Medium).jpg


hong kong victoria 178 (Medium).jpg


hong kong victoria 172 (Medium).jpg


hong kong victoria 161 (Medium).jpg


hong kong victoria 130 (Medium).jpg
 



Ynt: Asya'daki Avrupa Hong kong

Yukarıdaki Obama bu tramvay durağındaki Madame Tussaud Müzesindendir.Araya karışmış .Kucağımda bebekle tek parmak ve tek elle yazmaya çalışınca böyle karışıyor bazen.affola.Bu verile ile bu müzeden de bahsetmiş olduk.
Birde eyleme tanık olduk ama neye karşı çıktıklarını anlamadık.ama bu ufak adamlar çok sevimliler. :D[attachment=4]
[attachment=3]:D[attachment=1][attachment=2]

hong kong victoria 167 (Medium).jpg


hong kong victoria 148 (Medium).jpg


hong kong victoria 020 (Medium).jpg


hong kong victoria 131 (Medium).jpg
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
104,837
Mesajlar
1,531,359
Kayıtlı Üye Sayımız
166,938
Kaydolan Son Üyemiz
kgulum

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst