Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Tifa Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 267
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 75,636
Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

.


06072011 191


06072011 192


06072011 193


06072011 196
 

Ekli dosyalar

  • 06.07.2011 190.JPG
    06.07.2011 190.JPG
    99 KB · Görüntüleme: 226

Etiketler
Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

Sadece akan derenin sesi ile boyunlarındaki çıngırakların sesi duyulan keçilerin olduğu bu vadideki evden Heidi koşturarak çıkacakmış gibi hissettik.



06072011 200


06072011 198


06072011 205
 

Ekli dosyalar

  • 06.07.2011 199.JPG
    06.07.2011 199.JPG
    182.5 KB · Görüntüleme: 192

Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

İlk dağ geçidimiz. Flexenpass



06072011 208


06072011 210


06072011 212
 

Ekli dosyalar

  • 06.07.2011 206.JPG
    06.07.2011 206.JPG
    87.9 KB · Görüntüleme: 233

Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

Bu guüzergah üzerindeki favori merkezimiz. Lech
Döndükten sonra internette araştırınca bilinen ve lüks bir kış sporları merkezi olduğunu gördüm.
Her taraf çiçek bahçesi gibi etraf pırıl pırıl. Benim en dikkat ettiğim husus bizde şehrin içerisinden geçen dereler çöplük gibi kullanılır pislik içerisindedir. En acısı şehrim Bergama'da antik dönemde üzerinde su oyunları yapılan antik adı Selinus olan çayın adı bugün Bergamalılar arasında nedir biliyormusunuz: Bokluçay



06072011 220


06072011 221


06072011 222


06072011 223
 

Ekli dosyalar

  • 06.07.2011 218.JPG
    06.07.2011 218.JPG
    131.1 KB · Görüntüleme: 233

Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

.


06072011 225


06072011 226


06072011 227


06072011 228
 

Ekli dosyalar

  • 06.07.2011 224.JPG
    06.07.2011 224.JPG
    142.8 KB · Görüntüleme: 217



Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

.


06072011 231


06072011 237


06072011 238


06072011 244
 

Ekli dosyalar

  • 06.07.2011 229.JPG
    06.07.2011 229.JPG
    148.5 KB · Görüntüleme: 198

Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

,


06072011 247


06072011 248


06072011 249


06072011 251
 

Ekli dosyalar

  • 06.07.2011 246.JPG
    06.07.2011 246.JPG
    114.5 KB · Görüntüleme: 187

Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

Yol üzerinde Lech'ten sonra gelen köy Steeg.
Diğerlerinden çok farklı değil ama farklı olan bu dükkandı. Ne yazıkki içerisinden fotoğraf çektirmeye izin vermiyorlar. Dükkandaki herşey ağaçtan ve el yapımı. Dükkan sahibi sanatçı bir kimse ve biz içerideyken ağaç oyma işine devam ediyordu. Ancak fiyatlar tek kelimeyle çılgındı.



06072011 253


06072011 254


06072011 252


06072011 258
 

Ekli dosyalar

  • 06.07.2011 256.JPG
    06.07.2011 256.JPG
    173.9 KB · Görüntüleme: 206

Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

Kim korkar kıştan.



06072011 259


06072011 262


06072011 264


06072011 267
 

Ekli dosyalar

  • 06.07.2011 261.JPG
    06.07.2011 261.JPG
    161.6 KB · Görüntüleme: 187

Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

Alman sınırına yaklaştıkça cephesi boyalı evler karşımıza çıkmaya başladı. Bu evlerin en güzel örnekleri Unterammergau, Oberammergau ve Garmisch-Partenkirchen civarlarında vardır.
Bu da Reutte'den daha iddiasız bir örnek.



06072011 270


06072011 275


06072011 276


06072011 277
 

Ekli dosyalar

  • 06.07.2011 268.JPG
    06.07.2011 268.JPG
    127.4 KB · Görüntüleme: 212



Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

Akşam oluyor, artık kampinge dönmek zamanı.



06072011 297


06072011 298
 

Ekli dosyalar

  • 06.07.2011 292.JPG
    06.07.2011 292.JPG
    79.3 KB · Görüntüleme: 195

Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

Bizimde bir 3.50 mt uzunluğunda bir çekme karavanımız var ve çoktan beri bir yurtdışı seyahati düşünmemize rağmen bir tülü cesasret edemiyoruz. 1994 ten beri her sene gelecek seneye erteleyip duruyoruz. Gerek çekme karavanla yurtdışı seyahatini gerçekleştirmiş olmanız gerekse çok düzgün ve akıcı anlatımlarınız bize cesaret verdi. Paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz. İnşallah 2015 değilse 2016 da mutlaka yurtdışı seyahatini bugünden proğramlamaya başlıyoruz. Teşekkürler
 

Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

Sayın Tifa, harika anlatımınız,güzel resimler için sonsuz teşekkürler. Gerçekten bir nefeste ama sindire sindire yazdıklarınızı ve diğer katılımcı arkadaşların eklediklerini eşimle beraber okuduk. İyiki varsınız ve bizi cesaretlendirdiniz.Herşey için teşekkürler,İzmirden selamlar sevgiler...
 

Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

GEZİCİ' Alıntı:
Bizimde bir 3.50 mt uzunluğunda bir çekme karavanımız var ve çoktan beri bir yurtdışı seyahati düşünmemize rağmen bir tülü cesasret edemiyoruz. 1994 ten beri her sene gelecek seneye erteleyip duruyoruz. Gerek çekme karavanla yurtdışı seyahatini gerçekleştirmiş olmanız gerekse çok düzgün ve akıcı anlatımlarınız bize cesaret verdi. Paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz. İnşallah 2015 değilse 2016 da mutlaka yurtdışı seyahatini bugünden proğramlamaya başlıyoruz. Teşekkürler

gunozkolayli' Alıntı:
Sayın Tifa, harika anlatımınız,güzel resimler için sonsuz teşekkürler. Gerçekten bir nefeste ama sindire sindire yazdıklarınızı ve diğer katılımcı arkadaşların eklediklerini eşimle beraber okuduk. İyiki varsınız ve bizi cesaretlendirdiniz.Herşey için teşekkürler,İzmirden selamlar sevgiler...

Beğenilerinizi ifade eden güzel cümleleriniz için teşekkür ederim. Ayrıca bu anlatımımın sizi yurtdışı geziler hususunda cesaretlendirmesi beni mutlu etti.
Yurtdışı seyahatlerini bence gözünüzde çok fazla büyütmeyin. Zor olmadığını göreceksiniz. İyi bir program ama hepsinden önemlisi hedefinizi belirleyip ona ulaşabilmeyi istemek ve inanmakla ilgili. Ama gerçekten istemek ve inanmakla mümkün.


2000'li yılların başında bir kış seyahatimde Berlin'de kaldığım pansiyonun yanında bir Türk dönercisi vardı. Hem damak tadı, hem de fiyatı uyduğundan akşamları burada birşeyler yerken günün Türk gazetelerine de göz gezdiriyordum. Serviste çalışan 20' li yaşlardaki genç, akşamları mekana gelen bu değişik simanın kim olduğunun merakıyla da birkaç gün sonra milli tanışma seremonimiz olan memleket neresi hemşerim tarzı bir girişle laf atınca Mehmet ile ahbap olduk.
Dükkanın müşteri açısından sakin olduğu bir akşam biraz da benim sormamla hikayesini anlattı.
Urfa'lı olan Mehmet Berlin'e akrabalarının yanına geleli henüz 1-1,5 sene olmuştu ve Maraşlıların çalıştırdığı bu dönercide de Almanya için boğaz tokluğuna denebilecek bir ücretle ve hiç bir sosyal hakkı bulunmadan kaçak olarak çalışıyordu.
Normal yollardan vize alarak gelebilmesine imkan olmadığı belli olan Mehmet’e kaçak olarak nasıl geldiğini sorduğumda ah ağbi deyip anlatmaya başladı.
Ufak yaşta ailesiyle İstanbul'a gelip yerleşmişler, okula gidememiş kahvelerde garsonluk yapmaya başlamış. Garsonluğa devam ederken askere gitmiş, geldikten sonra garsonluğa devam etmeye çalışmış ama günlük 14-15 saat çalışma sigorta yok, asgari ücret zor çalışma şartları canına tak etmiş.
Berlin'de oturan daha önce bir şekilde Almanya'ya kaçak-göçek gelebilmiş akrabalarıyla temas kurup Almanya'ya gelebilmek için yardım istemiş. Onların yönlendirmesiyle İstanbul'da ki insan kaçakçılarıyla temas kurarak 5 Bin euro'ya anlaşmış. Sağdan soldan borç bularak bu parayı denkleştirmiş. Benimle konuşurken borç aldığı kişilere paranın hala tamamını geri ödeyemediğini söylüyordu.
Aralık ayı sonunda İstanbul'da başlayan yolculuğunda ilk durağı o zamanlar Türklerden vize istemeyen Romanya olmuş. Bükreş’te yılbaşını 10 kişi dört duvar bir odada geçirmişler. Bir hafta burada kaldıktan sonra otobüsle Belgrad'a geçmişler. Burada da yine uygun zamanı bekledikten sonra bir araçla Slovenya sınırına gelip yaklaşık 3 saatlik karlarla kaplı patikada orman içi yürüyüşü sonrası Slovenya'ya girmişler. Sınırı geçtikten sonra sınırın öbür tarafında onları karşılayan kaçakçı tarafından arabayla Lubyana'ya getirilmişler.
Lubyana'da da birkaç gün kaldıktan sonra kaçakçı tarafından bir gece kaldıkları evden alınarak İtalya sınırı yakınlarına getirilmişler ve karlar içerisinde -8,10 derece soğuklukta şu istikamete yürüyün 1 saat sonra karşınıza İtalyan köyü çıkacak diye bırakılmışlar.
Gece saat 10 civarında karlar içerisinde 10 kişi yürümeye başlamışlar, o soğuk ve karanlıkta 1 saat geçmesine rağmen herhangi bir köyle karşılaşmamışlar. Yürümeye devam etmişler ama yorgunluk ve soğuk ciddi anlamda onları etkilemeye başlamış. Gece yarısını geçince donma korkusu ve geriyemi dönelim şurdanmı gidelim burdanmı gidelim diye gurup içinde maraza çıkmaya başlamış.
Bu ikilem içerisinde ve artık yürüyecek gücü kalmadığı anda uzakta tek bir bina ve yanan ışık görünce oraya doğru gitmişler. Ancak binaya yaklaşınca burasının karakol vari bir yer olduğunu hissetmişler. Ancak yürüyecek takatı kalmayan Mehmet ne olursa olsun, yakalanırsak yakalanalım, geri gönderirlerse göndersinler deyince Mehmet'e aynı durumda olan 3 kişi daha katılmış, diğer 6 kişi ise yine binadan uzaklaşarak orman içine doğru yönelmiş.
Binaya yaklaşıp bağırınca içeriden 3-4 asker çıkmış bunları önce bir bağırış çağırış karların üzerine yere yatırmışlar. Biraz hırpalayıp üstlerini başlarını kontrol ettikten sonra binanın içerisine almışlar. Orada sabaha kadar aç bilaç bekleyip sabah yakındaki köye götürmüşler. Orada ellerine bazı kağıtlar verip adresi yazan Trieste'de ki merkeze gitmelerini söylemişler.
Tabii ki bizimkiler Trieste yerine soluğu Milano'da almışlar. Orada dernek dediği bir yere gitmişler. Orada yıkanıp paklanıp kendilerine gelmişler ve 2-3 gün kalıp trenle Paris'e geçmişler. Yine trenle Paris'ten Berlin'e geçtiğinde ve akrabalarıyla buluştuğunda İstanbul'dan çıkışı ile Berlin'e ulaşması arasında geçen süre tam tamına 1 aymış.
Peki bunca eziyete deydi mi diye sorduğumda da, duraklayarak sadece;
-Bilmiyorum demişti

Bizimse;
Pasaportlarımız ve tüm yasal evraklarımız tamdı.
Yolda belde başımıza bir iş gelirse diye araç sigortalarımız dahil olmak üzere sağlık sigortalarımız yapılmıştı.
Üzerimizde ki nakit paranın yanında bilumum banka ve kredi kartlarımızda yanımızdaydı.
Aracımızın tüm bakımları yapılmış ve eksiklikleri tamamlanmıştı.
Tüm akraba, dost ve tanıdıklarımızla iletişimimizi sağlamak üzere 3 adet telefon ve 1 netbookumuz yanımızda ve çalışır haldeydi.
Navigatörümüz elimizin altındaydı.
En önemlisi tatil için bir bilinene, tüm kış programlanan bir hedefe ulaşmanın motivasyonu içinde yolda olmak vardı.
Evet Mehmet'de Almanya'ya gitti, biz de.
O bir bilinmez yolculuğa cesaret edebildi.
Biz karavanseverler için ise yolculuklar her zaman bir bilinene.
Yurtdışı gezi yazılarınızı en kısa zamanda keyifle okumak dileğiyle.
Selamlar.
 

Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

Fatih Bey, yavaş yavaş bizim bölgeye yaklaşıyorsunuz. Avusturya‘ da güzergahınız üzerindeki Lech şehri yakınlarından doğan ve yakınlarımızdan geçen Lech nehrinden biraz bahsedeyim. Augsburg şehrini geçtikten sonra Tuna nehrine dökülen Lech nehrinin uzunluğu 264 kilometre. Alp Dağlarından doğan bu güzel nehrin üzerinde tam 33 tane Hes var. Son yıllarda çevre ahalisinin, ama öncelikle bu nehirde balık tutanların gittikçe artan baskıları nedeniyle santrallara balık medivenleri/geçitleri yapılmaya başlandı. Böylece göçmen balıklar, baraj duvarını dolaşarak yollarına devam edebiliyorlar. Ikinci bir gelişme nehirin yatağının gittikçe derinleşmesi. Özellikle şehirlerde, su baskınlarını önlemek ve nehir yatağından yararlanmak için, nehir yatağı daraltıldı. Bu durum nehirin daha süratle akmasına neden oldu. Süratle akan nehir yatağını oyarak gittikçe daha derinden akıyor. Böylece nehir doğal güzelliğini kaybediyor ve çevresindeki yeraltı sularınında seviyesini düşürüyor. Bu nedenle Lech nehrinin geçtiği hemen bütün yerleşim yerlerinde, nehri eski doğal haline getirme çabaları var. Tabi bu kolay değil. Ama konu artık elektrik üretimini aştı. Geçmişte yapılan hataları yeni hata yapmadan nasıl düzeltebiliriz konusu artık tartışılıyor.
Yeni yapılan bir balık geçidi:
 

Ekli dosyalar

  • Fischtreppe.jpg
    Fischtreppe.jpg
    172.2 KB · Görüntüleme: 159



Ynt: Antalya'dan Kuzey Denizi Kıyılarına

Yine o güzel üslubunuzla döktürmüşsünüz ne güzel anlatımınız var insanı yarın kalkıp yola düşesi geliyor :smiley: gerçekten sizinle beraber bir yurtdışı turu yapmak isterdim tur boyunca sizin özgürlüğünüzü engellemeden sadece size tabi olarak devam etmek şartıyla.

1994 yılından beri çekme karavanımız var devamlı plan yapıyoruz lise ve üniversitede eğitimim sırasında yabancı dil olarak fransızca okumuştutum iyi kötü konuşabiliyordum sonra 43 yıl boyunca hiç ortamı olmadığı için konuşamadığımdan şu anda aklımda bazı kelimeler dışında birşey yok.

Denirki bir dil bir insan yani ne kadar çok dil biliyorsan o kadar insansın.

ben bir tek Türkçe biliyorum. Konuşurken iyi kötü meramımı anlatıyorum ama yazarken yeterince meramımı anlatamadığıma göre Demekki ben yarım insanım :smiley:

O güzel anlatımlarınıza ve güzel resimlerinize devam etmeniz dileğiyle sizlere çok teşekküe ederim. Cesaretlendirdiğiniz için.

Urfa lı Memet ten daha cesur olacağım. :smiley:
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,624
Mesajlar
1,521,245
Kayıtlı Üye Sayımız
172,270
Kaydolan Son Üyemiz
Engin paslı

Çevrimiçi üyeler

SON MESAJLAR

SON KONULAR



Geri
Üst