Aksesuarlar Ararken Dikkatimi Çekti. ''karavan" Kelimesi Geçince Fiyat %50-60-70 Artıyor. Nedendir?

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan zaferyilmaz99 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 72
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 10,452
Yalnızca kamp ya da karavan malzemeleriyle sınırlı değil bu "buldum para babasını yolayım" prensibi.
Bir de, "villa" diye bir fenomen var.
Bahçe içinde iki katlı bir evim var. (Vallahi bahçe içinde iki katlı bir ev)
Ustalar ve işçiler için, bu bir villa. Tabii, villa olunca "yolmak" gerekiyor. Mermercinin birine gittim, üst kata çıkan merdivenlere kaplama yaptırtmam gerekiyor. "Merdiven kaplatmak istiyorum. Nasıl bir fiyatınız var, nasıl hesap yapacağız" dedim. Direkt: "Villa mı abi" dedi. Biraz münakaşamız oldu, vedalaştık. Anca yaklaşık 2 yıl sonra kaplatabildim.
Bu ülke böyle. Ne olduğunuzla değil, başkalarının sizi nasıl algılamak istedikleriyle değerlendirilmek zorundasınız.
 
Son düzenleme:

Etiketler
.
Kapitalizmin sosyalizm gibi ahlaki bir iddası olmadığından, fiyat belirlenmesini ahlak felsefesine yaslamak zorlama sınıfına girmekte.
Açıkcası sistemi seçmeden önce düşünmek gerekirdi. 😉

Diğer taraftan tabi ki kapitalizmin bile telif hakkı, tüketiciyi koruma veya az çok sosyal devlet gibi benzeri konulara cevap veren yapısı yahut “Ekonomi Ahlakı” diye felsefi bir kategorisi var, var ama onların da konusu bu başlıktaki “ucuza vermiyor ahlaksız” şeklinde bir pazarlık yakınmasını fersah fersah aşan derinlikte.

Doğrusu olsa olsa, @dinozor izci gibi kendisine uymayan ücrete uzun zaman beklemek pahasına da olsa başını eğmemek olmalı. Biliyorum kolay değil.
Hobiler artık değerlerle yapılabilmekte. Satıcının da ücretine artık değer bindirmesi milliyeti olmayan yani tüm dünyada geçerli yazısız çirkin bir yasa.
Peki ücreti yükselten satıcı kadar onu sabitleyen diğer alıcılara da kızmak gerekmez mi ?

Tabi bir de şu var.
Biz kazığı ambalajlamayı pek bilmiyor, hartadanak sunuyoruz,
Almanya’da çimento şirketleri centilmence tröst kurup ülkeyi kuzey-güney olarak paylaşarak yıllarca sömürdükten sonra ancak farkedilebildiler.
Benim diyen otomobil üreticilerinin emisyon skandalını duymuş olmalısınız !
Meslek hayatım boyunca muayenehaneme aldığım pamuğa kolayıma geldiğinden 2-3 misli daha fazla ödemek zorunda kaldım.

Yine de hepsi komunizmdeki gibi bu ürünleri bulamamaktan daha iyi olmalı ?
Daha iyisini, ustruplusunu bilen beri gelsin.. 😋
 
Son düzenleme:


Kemalizm...
1923- 1938 arasında tam 15 yılda ülkeyi nereden nereye getirdiği malum. Ülkesini ekonomi, eğitim, tarım ve sanayi konusunda 15 yılda bu derece basamak atlatacak başka bir sistem yok. Ama Kemalizm var. Kanıtlı, denenmiş...
 
Son düzenleme:

Aslında şark kurnazlığı olarak nitelendirilebilecek adamına göre fiyat verme alışkanlığı ülkemizde maalesef sadece karavanla sınırlı değil.

Mesela düğün tıraşı için berbere gittiğinizde de fiyat birden üç beş misline çıkar. Hadi çıkar demeyelim de psikolojik baskıyla bahşiş vermek zorunda kalırsınız. Çünkü siz tıraş olana kadar o dükkanda dönen muhabbet, tamamen sizi zor durumda bırakıp bol bahşiş vermenizi sağlamak için yapılır.

Hatta çok yüzsüz olanları:
"Geçende bir damat geldi çok cimriydi, şu kadar bahşiş bıraktı" diyecek kadar alçalır.

İnsanların üç kuruş için bu kadar alçaldığını görünce önce kızıyorsunuz ama sonra o zavallı hallerine acıyıp üzülüyorsunuz.

Bahşişi normal tıraşın iki misli bile verseniz adamların suratı ekşir, düğün günü canınızı sıkarlar. Ankara'lı uyanık bir arkadaşım damatlığını giymeden normal tıraş olmaya gitmişti.

Ben de düğünden sonra adamdan tiksindiğim için 20 senedir gittiğim berberi bıraktım. Genel olarak zaten berbere gitmek benim için kabustur. Sürekli ertelerim, ayaklarım geri geri gider. Dişçiye çürük dişim için gitmeyi bile o kadar ertelemem.

Düğün yapanın adım başı yolunun kesilmesi ya da yeni bir araba alandan pompacının bahşiş istemesi olayları ülkemize özgü bambaşka konular olduğu için bu başlıkta detaylarına girmeyelim en iyisi. :smirk:
.........

Birkaç sene önce yerel bir üreticiden 150 TL'ye aldığım çakma dağcı montumu kuru temizlemeciye götürdüm. Montu çantadan çıkardığımda adamın gözleri parladı.

"Ooo bu dağcı montu" dediğinde bir şeylerin ters gideceğini anlamıştım. Resmen çizgi filmlerdeki gibi gözlerinde dönen dolar işaretlerini görür gibi oldum. 60 TL istedi. Orada asılı duran upuzun, ağır ve kalın kadın paltosunu gösterip bunu kaça temizliyorsunuz diye sordum. Utanmadan 35 TL dedi. Sonra da kıvırmaya başladı. Yok efendim bu dağcı montuymuş, özel muamele gerekiyormuş, hassasmış da, çok uğraştırıyormuş da...

"Peki, hayırlı işler" deyip çıktım. Bir seneye kalmadı, kapandı gitti zahir.
 



Yalnızca kamp ya da karavan malzemeleriyle sınırlı değil bu "buldum para babasını yolayım" prensibi.
Bir de, "villa" diye bir fenomen var.
Bahçe içinde iki katlı bir evim var. (Vallahi bahçe içinde iki katlı bir ev)
Ustalar ve işçiler için, bu bir villa. Tabii, villa olunca "yolmak" gerekiyor. Mermercinin birine gittim, üst kata çıkan merdivenlere kaplama yaptırtmam gerekiyor. "Merdiven kaplatmak istiyorum. Nasıl bir fiyatınız var, nasıl hesap yapacağız" dedim. Direkt: "Villa mı abi" dedi. Biraz münakaşamız oldu, vedalaştık. Anca yaklaşık 2 yıl sonra kaplatabildim.
Bu ülke böyle. Ne olduğunuzla değil, başkalarının sizi nasıl algılamak istedikleriyle değerlendirilmek zorundasınız.

Villa fenomeni gerçekten ayrı bir komedi. Adamın müstakil evi var, villa başlığı altında satışa çıkarmış. Ne alaka? Halbuki müstakil ev-bina diye ayrı başlıklar da var. Sanki alıcı fotoğraflara bakıp veya haritadan evin konumuna bakınca çevresinden anlamayacak.

Eskiden triportörlerin arkasına yazarlardı: "Büyüyünce tır olacağım" diye. Herhalde bu da aynı psikolojiyle yapılıyor.
 

Villa fenomeni gerçekten ayrı bir komedi. Adamın müstakil evi var, villa başlığı altında satışa çıkarmış. Ne alaka? Halbuki müstakil ev-bina diye ayrı başlıklar da var. Sanki alıcı fotoğraflara bakıp veya haritadan evin konumuna bakınca çevresinden anlamayacak.

Bir vakitler ahşap bir köy evim vardı. Zeminde yarı bodrum gibi bir boşluk vardı. Etrafını çit çevirip küçük baş hayvan ağılı olarak kullanırlarmış. Onun üzerinde büyük baş hayvan damı, onun da üzerinde insanların yaşadığı kısım (ev) vardı. Evin 4 odası vardı. Muhtemelen her odada ayrı bir çekirdek aile yaşarmış. Duvarların içinde dolap şeklinde yapılmış banyo niyetine kullanılan girintileri vardı. Odalar evin 4 köşesinde, ortada artı şeklinde genişçe bir koridor, Koridorun birinin ucunda mutfak tezgahı, diğer iki koridorun ucunda balkon ve tuvalet. Tuvalet dediğim yerde bir delik. Hacet giderdiğinizde doğrudan iki kat aşağı açık zemine düşüyor. Kokmasın diye arada bir üzerine kül serpiyorlar.

O vakitler dalga geçmek için şöyle bir satış ilanı tasarlamıştık:
- Satılık triplex villa
- Altı taş yapı, üstü kütük ev
- Yeşillikler içinde
- 4 oda bir salon
- Her odada ebeveyn banyosu
- Çift tuvalet
- Panoramik manzaralı çift balkon

Sonra yine köyden birine satmıştım. Ama bu ilan fikri aklımıza geldikçe hala güleriz.
 



Bir vakitler ahşap bir köy evim vardı. Zeminde yarı bodrum gibi bir boşluk vardı. Etrafını çit çevirip küçük baş hayvan ağılı olarak kullanırlarmış. Onun üzerinde büyük baş hayvan damı, onun da üzerinde insanların yaşadığı kısım (ev) vardı. Evin 4 odası vardı. Muhtemelen her odada ayrı bir çekirdek aile yaşarmış. Duvarların içinde dolap şeklinde yapılmış banyo niyetine kullanılan girintileri vardı. Odalar evin 4 köşesinde, ortada artı şeklinde genişçe bir koridor, Koridorun birinin ucunda mutfak tezgahı, diğer iki koridorun ucunda balkon ve tuvalet. Tuvalet dediğim yerde bir delik. Hacet giderdiğinizde doğrudan iki kat aşağı açık zemine düşüyor. Kokmasın diye arada bir üzerine kül serpiyorlar.

O vakitler dalga geçmek için şöyle bir satış ilanı tasarlamıştık:
- Satılık triplex villa
- Altı taş yapı, üstü kütük ev
- Yeşillikler içinde
- 4 oda bir salon
- Her odada ebeveyn banyosu
- Çift tuvalet
- Panoramik manzaralı çift balkon

Sonra yine köyden birine satmıştım. Ama bu ilan fikri aklımıza geldikçe hala güleriz.

Demek bu villa fenomenini ülkemize getiren sizdiniz :tearsofjoy:
 



Bir vakitler ahşap bir köy evim vardı. Zeminde yarı bodrum gibi bir boşluk vardı. Etrafını çit çevirip küçük baş hayvan ağılı olarak kullanırlarmış. Onun üzerinde büyük baş hayvan damı, onun da üzerinde insanların yaşadığı kısım (ev) vardı. Evin 4 odası vardı. Muhtemelen her odada ayrı bir çekirdek aile yaşarmış. Duvarların içinde dolap şeklinde yapılmış banyo niyetine kullanılan girintileri vardı. Odalar evin 4 köşesinde, ortada artı şeklinde genişçe bir koridor, Koridorun birinin ucunda mutfak tezgahı, diğer iki koridorun ucunda balkon ve tuvalet. Tuvalet dediğim yerde bir delik. Hacet giderdiğinizde doğrudan iki kat aşağı açık zemine düşüyor. Kokmasın diye arada bir üzerine kül serpiyorlar..........

Anlattığınız köy evi ;çocukluğumda gittiğim, büyük babamın yaşadığı ve babamın doğduğu ve çoçukluğunu geçirdiği evin bire bir aynı dizayn.
Kastamonu inebolu ilçesine bağlı bir dağ köyüydü.
sizinki neredeydi?
 




.
Konuyu noktalama amacıyla söylersek.
Ayni ürüne karavan kullanımı için orantısız fiyat isteniyor deniliyorsa, aslında çeşmeden 0,003 Liraya akan 0,5 lt. suyun şişeye girince 666 katı 2 Lira’ya hatta ayni şişenin havaalanlarında 3330 katı olan 10 Lira’ya satılmasına, daha fazla sinirlenmemiz gerekmez miydi ? 😉

su.jpg


Sanırım sinirlenmenin eşiği; orantısı mislini bulsa da sonuçta verilecek miktarla ilgili olmalı ?
Bereket ben de sistemle alıp veremediğiniz var diye korkmuştum.. 😋



Eskiden şişeden çıkana cin deniyordu, şimdilerde ise sokana.. 🙂
 
Son düzenleme:



Eskiden, "cin olmadan adam çarpmak" diye bir deyim vardı.
Şimdi ise, adam olmadan cinleri bile çarpmaya çalışan organizmalar var.
Çeşme suyunu şişeye doldurup 10 liraya satanlara alıştırdılar. Aynı suyu karavana 20 liraya satanlardan şikayet.
Ha, "madem öbürüne alıştık, buna da alışmalıyız" mı acaba?
Biz ona da alışırız, hatta alıştırılırız. Bunca cin çarpanı varken, biz mi çarpılmayacağız yani...
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,662
Mesajlar
1,521,812
Kayıtlı Üye Sayımız
166,519
Kaydolan Son Üyemiz
cagatayuysal

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst