7 Günde 7 Ülke

mustafasitki · 21 Eyl 2009

7 GUN 7 ULKE GEZI NOTLARI 1
TİRAN/ARNAVUTLUK

Saat 08:45 ti ucaga biniş saatimdi İstanbul Atatürk Havalimanından.Ucaga yetişmem süpriz oldu cok gec uyanmıs ve umudumu kesmiştim ucaga yetişme konusunda.havalanında son kontrolden gectikten sonra derin bir oh cektim.Son gunlerdeki aksilikleri ve benım bunlara ragmen ucaga binebilecek ve bu geziye cıkabilecek olmam cok mutlu etmişti beni.Elimdeki notları incelemeye başladım.Tiran hakkındaki genel bilgileri kontrol ediyordum son kez hicbir seyi atlamamak için.Tiran havalanına indiğimde yine saat 08:45 ti.Saat farkından dolayı

Küçük bir havalanı ,Sınırdaki görevlinin uzun uzun pasaportuımu inceleyip bir kac soru sorduktan sonra gecmeme müsade etmesi büyük lutuftu sanki.HAdi ziin veriyorum gec der gibi.....Gitmeden once mutlaka bir otel rezervasyonu yaptırın.YAptırmadıgınız takdirde problrm cıkartabiliyorlar.Ver pek cok yerde yazan ulkeye girişte cıkısta 10'ar euro alıyor bilgisi artık gecerliliğini kaybetmiş çünkü hicbir ücret talep etmediler.

Havalanından cıkıp ilk adımı attıgınızda etrafa şöyle bir göz geciriyor insan bulundugu yeri idrak etmek adına Ama Rinnas hAvalanı sehir merkezine 25 km uzaklıkta oldugu iççin sehir hakkında bir seyler söylemek için erken taksiye yöneliyorum ve fiyat arastırması yapıyorum 50 € istiyorlar sehir merkezine gidebilmek için . başka bir ulaşım arastırmaya başladım her saat başı kalkan otobüsler var direwkt sehre giden.3€ alıyorlar ve kahve de ikramları.

Eski model olan otobüsümüzle şehre ilerliyoruz dort gözle etrafını incelmeye çalışan ben beklentilerimden farklı bir yer olmadıgını gördüm .Hersey beklediğim ve tahmin ettiğim gibi beni hiç şaşırtmadı.ve en sonunda İskender Meydanına geldim ve otobusten indim.İlk iş olarak Turist Information noktasını bulup kalınacak yerler ve gidilecek yerler hakkında bilgi alıp ayrıldım ordan.İlk hedef ac olan karnımı doyurmak ve bunun için börek çi aramay başladım her yer cafe olmasına ragmne onlarda yermekten sziyade icecekler var bunun dısında her adım başı bir cafe dersem abartmıs olmam.ve sonunda buldum ingilzice bilmeyen borekciye peynirli istediğimi anlatmak zor olsada sonunda muradıma erdim.

mustafasitki · 22 Eyl 2009

Ynt: 7 Günde 7 Ülke

ve fotograflar

mustafasitki · 22 Eyl 2009

Ynt: 7 Günde 7 Ülke

Dağlarla kaplı bir ülke Arnavutluk. Arnavutların ülkelerine verdiği isim Shqiperi, yani Kartalların Yurdu. Topraklarının yüzde 75’i dağ ve tepelerden oluşan Arnavutluk, Balkanların en batıdaki parçası, Adriyatik’te 450 kilometre sahili olan göller ve nehirler ülkesi.

“Enver Hoca rejiminin devrilmesiyle, 16 yıl önce dünyaya kapılarını açan ülkenin tarihi milattan önce 2000’lere uzanıyor. İlk yerleşimcileri, İlliryalılar. Toprakları sırasıyla Roma, Bizans İmparatorluğu, İtalya ve Osmanlıların eline geçmiş. Yaklaşık 500 yıl Osmanlı idaresinde kalmış. 1912’de bağımsızlığını ilan eden ülkede Enver Hoca’nın 1946’da iktidara gelmesi köklü bir dönüşüme neden olmuş. Sosyalist devrim sonrasında 45 yıl dünyaya kapılarını kapamışlar. 1991’de çok partili sisteme geçip, ertesi yıl Komünist Parti iktidardan uzaklaşınca kapıları dünyaya yeniden açılmış.”

Tiran Dajiti dagı eteklerinde dümdüz bir sehir .Sehir merkezindeki İskender Meydanı size sehri anlatmaya yetiyor.benim gördüğüm ve keşfedebildiğim kadar Tiran şehri sadece o meydandan olusuyor.

Meydanda ilk göze çarpan, İskender Bey’in (Gjergj Kastrioti Skanderbeg) heybetli heykeli. Arnavutluk soylusu İskender Bey ve kardeşleri Edirne sarayına devşirme olarak getirilmiş. Yetiştirilerek, 1430’dan sonra Arnavutluk’a yönetici tayin edilmiş. Ölümüne kadar, 25 yıl Osmanlı hakimiyetine karşı savaşmış.

Meydanın asfalt kaplaması delik deşik, ben bunu anlamakta cok zorlandım cunku baktıgın zamnada genel olarak sehir içi ve sehir dısı yoları belli yerler dısında muhtesem bişr asfalta sahip ama bu meydan niye ya da ne maksatla bu sekilde bırakılmıs anlayamadım.. Bir başka köşesindeki Ethem Bey Camisi, İslam sanatını yansıtan kalem işi duvar resimleriyle süslenmiş. Hemen yanında aynı döneme ait Saat Kulesi var. Karşısında İtalyan mimarlar tarafından yapılan Milli Tarih Müzesi ve Kültür Sarayı’nı görebilirsiniz.Müsade alabildiğiniz takdirde saat kulesine cıkıp meydanı tepeden görebilirsiniz.Sırtımı Milli müzeye vererek yüremeye başladıgınızda yaklasık 2 km sonra Lana nehrinin üzerinden geciyorsunuz (nehir dediysem aslında bana dere gibi geldi .)Köporüden gectikten sonra sola döndüğünüzde bolgenin en büyük alışveriş ve iş merkezi olarak anılşan Galleria’ı görüyorsunuz.Bizdekine hic benzemese de Tiran halkı için önemli bir merkez.Tabii yol boyunca her yerde acık alşanlar dinlenme parkları var.Halk burada sere serpe yatıyor,cevreden hic etkilenmeden.Birde cafeleri var hemen hemen her adım bası karsınıza cıkacak kafeler.Pek cok içecek alternatifi sizi sıcak Tiran sokaklarında nefes almaya cagiriyor.Kapalı alnalarda sigara içme yasagı uygulanmakta.Galeria dan çıkıp sehir meydanına dogru gşderken karsınıza Osmanlılardan kalma Taş köprü geliyor Aradan gecen bunca seney ragmen hala saglam ve hala ihtişamını koruyor.Biraz yolla ilgisi kalmamış ama yinede fark etme atalarımızdan kalma bu eseri de fotoğraflamadan geçemiyorum.
Ve beklenen telefon geldi Ahmet en sonunda Tiran topraklarına teşrif etmiş bulundu. Ahmet benim bu gezideki yol arkadaşım her şeyi planlamıştık ama vize işlemlerini son güne bırakınca çıkan aksilik yüzünden benim shengen vizem yetişmedi Bu nedenle Ahmet Çarşamba günü aksam yola cıktı yol boyunca bize eşlik edecek aracımızla ben ise Perşembe sabahı uçakla Tiran’a geldim.ve perşembe aksamı biz Ahmet le tiranda buluşabildik.Ayak üstü plan yapıp otelimize yerleşip Ahmet dinlenmeye geçerken bende arabayı alıp şehre 25 km uzaklıkta Dajiti dağına çıkmak için hareket ettim berbat ötesi yolardan dajiti dağına cıktım 1 saatimi almıştı bu yolculuk ama değdi mi değdi.dağdan inerken bir de üzerine güneşin batışı eklenince muhteşem bir seyirlik keyif oldu ,tam o sırada radyoda Türkçe yayın yapan bir kanal denk gelmez mi.Yıllardır dinlemediğim eski yada unutulmuş güzel şarkıları dinleyerek şehre geri döndüm.

Gelelim gece hayatına,hareketli olmasını beklemiyorduk hafta içi Perşembe aksamı olması hasebiyle ama bir umut yollara cıktık 3 yer vardı gidilmesi gereken. ilkinin ismini su an hatırlayamadığım ama meydanda caminin 2 sokak altında acık bir mekan.Reina tarzı dekorasyonu fena olmayan ama müziğini beğenmediğimiz bir yer fiyatlar da çok abartı değildi.İkincisi daha şehir dışına yakın taksiyle gittiğimiz “My Tai” belki ismini yanlış yazmış olabilirim okunuşu böyleydi daha sosyetik ve havadar bir yerdi bir tepenini yamacına kurulmuş açık bir alan Sahne ala grubu biraz dinledikten sonra yeni bir yer keşfetmek için taksiye bindik ve gündüzden gördüğüm ama hareketin olmayacağını düşündüğüm Living Get e girmeye çalıştık ama görevlilerin rezervasyonumuz olmadığı için ve yerin müsaitsizliği nedeniyle içeri almadılar ve sonradan duyduğumuz kadarıyla çok şey kaçırmışız.

Ve Otele dönüş.Gezimizin birinci günü tamamlanmış oldu.