26 Temmuz 2016
Sabah 07.30 a kalktık. Arif su, yumurta almaya gitti. Yandaki disko "Coyote" sabaha kadar müzik çaldı, müzik sesinden ziyade giden gelen araba seslerinden Utku'yla ben rahatsız olduk, ama gönül rahatlığı ile yattık. Uyuduğumda da deliksiz uyku uyudum. Arif geldiğinde kahvaltı yapıp yeni bir güne başlayacağız. Saat 10.05 hareket ediyoruz, hedef Almaata. Bişkek dışına çıktık, saat 10.30 Utku tuvalete girdi bekliyoruz ve yola devam. Pasaportları Arif'e verdim çünkü Kazakistan'a geçeceğiz. Buradan Almaata 240 km. Aktau'da Kazak sigortası yapıldığı için işimiz uzun sürmez sanıyorum. Sınıra gelmişiz biz direk gidiyorduk ki polis düdük çalınca durduk, polis geldi, pasaport, araba ile ilgili dokümanlar dedi Arif ile beraber gittiler ve Arif geldi 1000 som "stop" işaretinde durmadığı için para vermiş. Önümüzde 3 araba var saat 10.55 bizim yandan yürüyerek geçmemiz lazım ama önümüzde üç araba olduğu için arabada oturuyoruz, inin derlerse yandan yürüyerek geçeriz. Kırgızistan'dan çok çabuk çıktık, ardından Kazakistan'a da çok çabuk girdik, toplam yarım saatte işimiz bitti. Gümrükten çıkınca para bozdurduk, benzin istasyonunda dizel sorduk yok dedi, yola çıktık polis durdurdu. Arif pasaportla gitti, geldi 2000 tenge vermiş, farlar yanmıyormuş. Saat 11.42 gidiyoruz, neyse dizel bulduk ilk yok dedi meğer tenge ile vermiyorlarmış, kredi kartı ile veriyorlarmış. Arif tamam dedi kartı verdi meğerse dizel yokmuş, devam ettik başka istasyonda da bulamadık. Çok şükür diğer bir istasyonda bulduk, yakıt aldık, gidiyoruz Almaata'ya doğru. Hava çok sıcak şu an 39 ° , yol güzel kontrol noktasına geldik, yavaşladık ama bizi durdurmadılar. Almaata'a 145 km kaldı, epey yol geldik, bir restoran da durduk içeri girdik, çok büyük bir televizyon açık, Devlet Bahçeli konuşuyor, restoranın ismi ismi Avrasya, işletenler Türk Batmanlı, bizimle hiç ilgilenmediler, Arif konuşmaya gitti, hiç ilgilenmemişler, Arif kızgın döndü. Yemeğimizi yedik, ben soğuk bir şey içecektim, içmedim, mahsus fazla peçete kullandım, sigara izmaritimi de yere attım, arabaya geldik, ıslak mendil kullandım onu da yere attım temizlesin öküz diye. Gerçi çok çalışan var, içerideki çalışanlar hep bayan, yola çıktık hatta Arif su alacaktı aldırmadım, çok ama çok kızdım, sanki ondan bir şey istedik. Yollar gayet düzgün gidiyoruz Aktau'dan Özbekistan'a giderken o yol ne kadar kötüydü. (Meğer burada gündüz far yakmak mecburiyeti varmış o yüzden gümrükten çıkınca ceza yedik. Ben sade sınıra yakın olduğu için hassas bölge zannetmiştim, değil, her yerde gündüzde far yakma zorunluluğu varmış). Epey yol gittik şu an 15.15, 36° bir yer gezdik sıcaktan bayılacaktım, hemen döndük, soğuk su içtik yola devam. Biraz gittik biraz mola verdik Almaata'ya gelmek üzereyiz, bir ara 14 km diye okumuştum. Almaata'ya girdik, tam merkeze geldik saat 15.59 bayağı büyük, Bişkek gibi düz arazi değil, tepelere dağlara çıkmış yerleşimler, gezeceğiz, göreceğiz. Limuzin çeşitleri burada acayip, şu an 310 ancak merkeze geldik saat 16.23 bir otopark ama eğlence merkezi, havuzlar var, lunapark var, bir çalışan yer gösterdi park ettik. Almaata Sirk’inin otoparkındayız. Gündüz Almaata'yı gezdik çok sıcaktı, bir kafede oturup bir şeyler içtik zaman geçirdik, heykellerin olduğu bir tepeye çıktık, fotoğraflar çektik, alışveriş merkezini dolaştık, parklarda oturduk daha sonra aşağıya indik, telefona kart aldık karavana geldik tuvalete gittik, el yüz yıkadık biraz dinlendik. Bu arada face'e birisi bizim karavanın fotolarını atmış, Arif fotoğraf atanı orada çalışanlara sordu bilemediler daha sonra bayan koşarak geldi, bu parkın bu alanda bulunan aktivitelerin lunapark dâhili direktörüymüş. Karavanın ismi ile face'de bulup durduğu yerde fotoğraflarını çekip paylaşmış, ancak o an orada değildi. Bizde yemeğe gittik, çok güzel havalı bir yerde üst kata çıktık, kebaplarımızı yerken şimşek çakmaya başladı ardından da yağmur, Arif doymadığını söyledi hamburger ısmarladı beklerken yağmur çok şiddetlendi ıslanmaya başladık, garson kıza aşağı ineceğimizi söyledik, battaniyelere sarınıp aşağı indik. Orada yer bulduk daha kalabalıktı moral buldum ama yağmur anlatılacak gibi değildi. Arif hamburgerini de yedi bira içti biraz oturduk, yandaki kadın iki çocuğu ile kalkınca bizde kalkalım dedim. Yağmur ve gök gürültüsü durdu daha sonra karavana geldik, ayaklarımızı yıkadık, içerdeyiz. Yandaki arabanın dışında da kızlı oğlanlı bir grup var kikirdeyip duruyorlar. Ben bu yazdıklarımı kafa lambası ile yazıyorum, Utku'da benim fotoğraf makinesinin dolan hafızasını bilgisayara aktarıyor. Arif dışarıda, hava biraz serinledi iyi oldu yoksa çok sıcaktı. Bu gecelik bu kadar, Almaata'da böyle sıcak bir günden sonra serin bir gece iyi oldu, tekrar bu kadar, sabaha görüşmek üzere saat kaç bilmiyorum...22.53 müş.