64 Gün, 24.000 Km........ Orta Asya, Moğolistan....

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Arif Hüküm Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 261
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 101,828
25 Temmuz 2016
Sabah kalktığımızda kaldığımız yerin öbür ucunda kırmızı bir araba vardı. Bir bay bayan dolaşıp şakalaşıp duruyorlardı. Kahvaltımızı ederken atları getirmeye başladılar. Kahvaltıdan sonra Çu nehrinde çamaşır yıkadık ve astık kuruttuk. Bu arada atlar yarışacak herhalde parkur hazırlanıyor. Epey arabalar geldi kalabalıklaşmaya başladı. Hayvanlar kesiliyor, ateşler yakılıyor. Biz çamaşırlar kuruyunca toparlandık ayrıldık. Şu an Balıkçı kasabasındayız kaldığımız yere çok yakın 10 dakikalık mesafe, saat 13.30 Bişkek yoluna çıktık, 170 km yolumuz var, her şey iyi başladı iyi bir gün geçiririz inşallah. Bişkek yolu güzel otoban, Çu nehri bizi takip ediyor rengi değişti nehir rengini aldı, Bişkek yolunda bizi takip ediyor. Şimdi yoldan bal aldık ne balı bilmiyoruz, 250 som'a aldık, ne istediyse verdik çünkü hiç Türkçe ve İngilizce bilmiyor, Kırgız'lar ada benzemiyor, Rus herhalde. Havada ısındı birden 320 ye girdik. Yollarda Kımız satılıyor(Kımız diye yazılıyor), bir yerden elma aldık, bir kovaya 100 som verdik. Küçük küçük elmalar organik olduğu belli. Bu tarafta kayısı yok bitti elma çok, yollar elma ile dolu. Bişkek yoluna saptık, güzel yol otobanda gidiyoruz, Bişkek' e yaklaştık Almaata tabelası görüyoruz, ardından sınır kapısını görüyoruz. Demek ki bu gördüğümüz teller Kazakistan sınırı, biz Bişkek'e gidiyoruz. Talisman (ТАЛИСМАН )da yemek yedik, mantı, çay içtik bir çeşit limonata önermişti yan masadakiler aldık ama içemedik, şişeyi bıraktık, yola çıktık saat 15.55 gidiyoruz. Yemek parası 500 som ödedik, bana çok geldi, Utku Türk parası ile 22 tl dedi. Bişkek'e 48 km varmış. Neyse tarlalar yemyeşil mısır ekili sanırım uzakta görünen yer ise Bişkek, yani az kaldı. Evet, Bişkek'e geldik, saat 16.27 merkeze doğru gidiyoruz. Burdan Almaata 250 km imiş. Merkeze 9.3 km daha yolumuz var, şehir merkezine geldik, merkezde güzel bir otoparkta kalacağız, Saat 17.07 Arif konuştu görevli ile emniyetli kalabilirsiniz dedi. 200 som karşılığında kalacağız. Şimdi gezmeye çıkıyoruz hafif fırtına ve iri yağmur taneleri altında fakat insanlarda bir panik yoktu. Epey dolaştık sonunda güzel bir kafe bulduk oturduk, Arif'le ben dondurma yedik Utku limonlu nane içti. Arif bira da söyledi epey oturduk, nezih bir yerdi, klima da vardı keyif aldık. Otururken yağmur çiseledi, daha sonra kalktık şehri dolaştık, park içinde çok nezih güzel kafeler vardı, saat 20.15 bir kafede oturduk hamburger yedik. Bişkek'in gece ışıklı halini, parkları gördük. İnsanlar gayet medeni, kadınlar, kızlar tek başlarına dolaşıyorlar, hiç öyle dağınık süklüm püklüm kimseler yok, geze geze karavanımıza geldik. Hemen Spartaküs stadının duvarlarının yanındaki otoparktayız. Karşımızda disko var, bodyguardlar kapıda bekliyor, güvenlik var rahatız, İyi geceler. Dışarıdan sesler geliyor Disco faslı başlayacak...saat 22.38
30123-3.jpg
30123-4.jpg
30123-7.JPG
30123-8.JPG
30124.JPG
 

Etiketler

26 Temmuz 2016
Sabah 07.30 a kalktık. Arif su, yumurta almaya gitti. Yandaki disko "Coyote" sabaha kadar müzik çaldı, müzik sesinden ziyade giden gelen araba seslerinden Utku'yla ben rahatsız olduk, ama gönül rahatlığı ile yattık. Uyuduğumda da deliksiz uyku uyudum. Arif geldiğinde kahvaltı yapıp yeni bir güne başlayacağız. Saat 10.05 hareket ediyoruz, hedef Almaata. Bişkek dışına çıktık, saat 10.30 Utku tuvalete girdi bekliyoruz ve yola devam. Pasaportları Arif'e verdim çünkü Kazakistan'a geçeceğiz. Buradan Almaata 240 km. Aktau'da Kazak sigortası yapıldığı için işimiz uzun sürmez sanıyorum. Sınıra gelmişiz biz direk gidiyorduk ki polis düdük çalınca durduk, polis geldi, pasaport, araba ile ilgili dokümanlar dedi Arif ile beraber gittiler ve Arif geldi 1000 som "stop" işaretinde durmadığı için para vermiş. Önümüzde 3 araba var saat 10.55 bizim yandan yürüyerek geçmemiz lazım ama önümüzde üç araba olduğu için arabada oturuyoruz, inin derlerse yandan yürüyerek geçeriz. Kırgızistan'dan çok çabuk çıktık, ardından Kazakistan'a da çok çabuk girdik, toplam yarım saatte işimiz bitti. Gümrükten çıkınca para bozdurduk, benzin istasyonunda dizel sorduk yok dedi, yola çıktık polis durdurdu. Arif pasaportla gitti, geldi 2000 tenge vermiş, farlar yanmıyormuş. Saat 11.42 gidiyoruz, neyse dizel bulduk ilk yok dedi meğer tenge ile vermiyorlarmış, kredi kartı ile veriyorlarmış. Arif tamam dedi kartı verdi meğerse dizel yokmuş, devam ettik başka istasyonda da bulamadık. Çok şükür diğer bir istasyonda bulduk, yakıt aldık, gidiyoruz Almaata'ya doğru. Hava çok sıcak şu an 39 ° , yol güzel kontrol noktasına geldik, yavaşladık ama bizi durdurmadılar. Almaata'a 145 km kaldı, epey yol geldik, bir restoran da durduk içeri girdik, çok büyük bir televizyon açık, Devlet Bahçeli konuşuyor, restoranın ismi ismi Avrasya, işletenler Türk Batmanlı, bizimle hiç ilgilenmediler, Arif konuşmaya gitti, hiç ilgilenmemişler, Arif kızgın döndü. Yemeğimizi yedik, ben soğuk bir şey içecektim, içmedim, mahsus fazla peçete kullandım, sigara izmaritimi de yere attım, arabaya geldik, ıslak mendil kullandım onu da yere attım temizlesin öküz diye. Gerçi çok çalışan var, içerideki çalışanlar hep bayan, yola çıktık hatta Arif su alacaktı aldırmadım, çok ama çok kızdım, sanki ondan bir şey istedik. Yollar gayet düzgün gidiyoruz Aktau'dan Özbekistan'a giderken o yol ne kadar kötüydü. (Meğer burada gündüz far yakmak mecburiyeti varmış o yüzden gümrükten çıkınca ceza yedik. Ben sade sınıra yakın olduğu için hassas bölge zannetmiştim, değil, her yerde gündüzde far yakma zorunluluğu varmış). Epey yol gittik şu an 15.15, 36° bir yer gezdik sıcaktan bayılacaktım, hemen döndük, soğuk su içtik yola devam. Biraz gittik biraz mola verdik Almaata'ya gelmek üzereyiz, bir ara 14 km diye okumuştum. Almaata'ya girdik, tam merkeze geldik saat 15.59 bayağı büyük, Bişkek gibi düz arazi değil, tepelere dağlara çıkmış yerleşimler, gezeceğiz, göreceğiz. Limuzin çeşitleri burada acayip, şu an 310 ancak merkeze geldik saat 16.23 bir otopark ama eğlence merkezi, havuzlar var, lunapark var, bir çalışan yer gösterdi park ettik. Almaata Sirk’inin otoparkındayız. Gündüz Almaata'yı gezdik çok sıcaktı, bir kafede oturup bir şeyler içtik zaman geçirdik, heykellerin olduğu bir tepeye çıktık, fotoğraflar çektik, alışveriş merkezini dolaştık, parklarda oturduk daha sonra aşağıya indik, telefona kart aldık karavana geldik tuvalete gittik, el yüz yıkadık biraz dinlendik. Bu arada face'e birisi bizim karavanın fotolarını atmış, Arif fotoğraf atanı orada çalışanlara sordu bilemediler daha sonra bayan koşarak geldi, bu parkın bu alanda bulunan aktivitelerin lunapark dâhili direktörüymüş. Karavanın ismi ile face'de bulup durduğu yerde fotoğraflarını çekip paylaşmış, ancak o an orada değildi. Bizde yemeğe gittik, çok güzel havalı bir yerde üst kata çıktık, kebaplarımızı yerken şimşek çakmaya başladı ardından da yağmur, Arif doymadığını söyledi hamburger ısmarladı beklerken yağmur çok şiddetlendi ıslanmaya başladık, garson kıza aşağı ineceğimizi söyledik, battaniyelere sarınıp aşağı indik. Orada yer bulduk daha kalabalıktı moral buldum ama yağmur anlatılacak gibi değildi. Arif hamburgerini de yedi bira içti biraz oturduk, yandaki kadın iki çocuğu ile kalkınca bizde kalkalım dedim. Yağmur ve gök gürültüsü durdu daha sonra karavana geldik, ayaklarımızı yıkadık, içerdeyiz. Yandaki arabanın dışında da kızlı oğlanlı bir grup var kikirdeyip duruyorlar. Ben bu yazdıklarımı kafa lambası ile yazıyorum, Utku'da benim fotoğraf makinesinin dolan hafızasını bilgisayara aktarıyor. Arif dışarıda, hava biraz serinledi iyi oldu yoksa çok sıcaktı. Bu gecelik bu kadar, Almaata'da böyle sıcak bir günden sonra serin bir gece iyi oldu, tekrar bu kadar, sabaha görüşmek üzere saat kaç bilmiyorum...22.53 müş.
30124-4-1.JPG
30124-5.jpg
30124-5-1.JPG
30124-5-2.JPG
30124-5-4-1.jpg
30124-7.jpg
 


27 Temmuz 2016
Gece yarısına kadar yanımızdaki arabadan kızların ve delikanlıların gülme, konuşma ve müzik sesleri ile pek uyuyamadım. Rahatsız olmadım, tedirginlik duymadım. Gece yarısından sonra onlar gittiler. Bende geceyi seyrettim, farklı bir güzeldi. O yağmur gök gürültüsünden sonra ortalık sakin, rengârenk ışıklar altında farklı bir güzellik vardı. Saat 08.00 de kalktık, kahvaltı ettik, Arif ile alışveriş yaptık, gelirken sıcak samsa aldık, kahvaltının üzerine onu da yedik. Şimdi yanımızdaki çocuk parkını hazırlıyorlar, platformları şişiriyorlar. Bizden de para almadılar, çıktık gidiyoruz, saat 10.10. Caddedeyiz, yeni bir güne hazırlandık, gidiyoruz, her şey hayırlısı ile olur inşallah. Şimdi dolaşarak Almaata'dan çıkıyoruz. Dizel aldık, Arif ödemeye gitti, Utku'nun dediğine göre bir milli parka gideceğiz. Bayağı şehirden çıktık, göle ( Kapchagay) kadar 100 km varmış, yol güzel otoban 3 gidiş 3 geliş var, göle kadar böyleymiş, sonrasına bakacağız. Evet, göl gözüktü, hatta bayağı yaklaştık. Habire arka arkaya Casinolar var. İlerlerken polis noktasında, polis önümüzdeki arabayı da bizi de durdurdu,yerdeki çizgileri takip etmeyip çiğnemişiz, önümüzdeki arabanın peşinden gittik aslında, polis evraklarımızı aldı, önümüzdeki araç şoförüyle gülüşerek konuştular ve onlar gitti. Arif gitti 3000 tenge vermiş, gidiyoruz. Bir köprüden geçiyoruz, çok güzel bir göl, tam gölün ucunda öyle güzel peri masalları gibi bir şato resmini çektim ama bilmem oldu mu? Ceza ödedik nakit paramız kalmadı para çekmek zorundayız. Ağrıma giden öndeki arabaya ceza almadan yolladı bize ceza verdi. Shengeldy bitti, kahve molası verdik. İlerde bir araba var sanırım bozuk, sahibi yanımıza geldi yardım istedi. O na yardım edeceğiz, huzursuz şekilde kahvemizi içtik bekletmemek için. Arabayı bağladılar çekiyoruz, Kazak adam pek mutlu oldu, 17 km arabayı çektik, yol ayrımında arabalarını bıraktık, yola devam ettik. Onlar başka yöne, Allah yardım etsin. Ben istemedim arabayı çekmeyi ama Arif bu. Saryözek ilçesine geldik, kent merkezine gideceğiz bankomat bulup para çekeceğiz. Birilerine sorduk bankomat varmış işaret ettiler bir şeyler söylediler anlamadık, tahmini gidiyoruz. Etrafta kadın askerler varmış, Utku gördü ben görmedim. Halk Bank bulduk Arif gitti para çekme işi Saryözek'te halloldu. Gidiyoruz saat 13.57 dönüşte bayan askerleri bende gördüm, büyük bir askeri birlik var ve yola çıktık İpek Yolu'nda gidiyoruz. Epey yol aldık Altynemel'e, çok yerler geçtikten son kapıya vardığımızda dün Almaata'ya gelirken gördüğümüz kırmızı Polo Almanlar orda bekliyor, kapı kapalı olduğu için giremiyorlar. Epey bizde bekledik Arif seslendi, etrafı aradık. En sonunda asker uyuyormuş geliyor ya da kafayı çekmiş bilmiyorum. Almanlar bilet aldıkları için girdiler, biz bilet almak için son geçtiğimiz köye geri dönüyoruz. Ofisten izin alacağız kişi başı 1.000 tenge üç kişi 3.000 tenge verceğiz. Hâlbuki giderken ofis yazısını yanlış okumuşum, yoksa geri dönmezdik. Biz bilet almaya giderken beş tane Alman karavan parka gidiyordu, onlarda sanıyorum bilet almamış. Biz bilet alıp kapıya giderken onlarda biri bilet almak için köye dönüyordu. Pasaportları verdik, işlemler tamam tekrar geri döneceğiz saat 16.33 gördüklerimizi sonra anlatırım, Arif bir askerle geldi, her halde o tarafa gidiyor. Meğerse o asker parkın Ranger'ıymış. Kapıya geldik kaydımız yapıldı biz geçtik, diğer karavan grubu bekliyor. Bu asker görevliymiş bizimle birlikte içeri girdi saat 17.10, 38° de gidiyoruz. Çölde 50 km gideceğiz. Bir çocuk işaret etti, karavana geldi meğer su istiyormuş verdik bir şişe su gitti, kendi suyumuz da az. Evet buradaki kapı da açıldı bizimle gelen devam ediyor, saat 18:00 çölde devam ediyoruz, kum tepelerine geldik, 37.5°. Utku arabadan indiği gibi kum tepesine tırmanmaya başladı, hem de kimsenin çıkmadığı kestirme yoldan zirve yaptı. Bende Arif'le biraz çıktık döndük. O Alman iki tip de tepedeler. Alman karavan grubu da biz dönerken hepsi gidiyorlardı. Neyse biz erken geldik kamp yerinde güzel bir yer kaptık, buradaki su içme suyuymuş, Arif bir kaç bidon depoya koyarken kum tepesinde sohbet ettiğimiz aile geldi. Kızları Süleyman Demirel Üniversitesinde okuyormuş, abisi bayağı güzel Türkçe konuşuyor. Almaata'da okuyan epey İstanbul'lu Türk varmış. Abisi okumuyor, Moskovada çalışıyormuş. Neyse Utku duş aldı geldi, selamlaştılar. Babası bize el salladı. Arif'de duşunu bitirdi sıra bende, bende duş aldım depomuzu doldurduk, Arif ha bire su taşıyor. Ancak Alman karavan grubu şimdi geldiler, biz duş işimizi bitirdik iyi oldu. Bunlarla dip dibe bir gece geçireceğiz. Yemeğimizi yedik, biraz oturalım diye çıktık çok sivrisinek var içeri girip erken den yattık. Almanlar oturdu nerden ses geldi bilmiyorum, sürekli kalan aileden mi, Almanlardan mı, gece yarısına kadar kısık sesle konuşma arada kahkahalar geldi. Arada şimşek çaktı, gökyüzündeki yıldızlar kayboldu sisten, öyle bir ara dalıp gitmişim, sabah ta erken uyandım.
30124-9-6.jpg
30124-9-7.JPG
30128.JPG
30129-1.JPG
30131.JPG
30131-1.JPG
 



28 Temmuz 2016
Kalktık hafifi yağmur çiselemesi ile hemen toparlandık çölde kalmayalım diye, yağmur yağınca yol bozuluyor demişlerdi. Saat şu an 07.10 her arabada bir Ranger var, bizimki uyuyor, sabah 10.00 diye konuşmuştuk, görevlilerin kaldığı bir ev var orda yatıyordu kaldırdık. Saat 10.00 demiştiniz ne oldu diyor? Biz de havadan dedik. ( ben asker işine geliyor zannediyordum meğer her gruba bir Kazak asker görevli veriyorlarmış) Kampın kapısı açıldı ve gidiyoruz. Evet, çölü geçtik kapıya geldik saat 08.09Arif klakson çaldı, dünkü görevli açtı kapıyı, bir araba, iki bayan milli parka giriyordu. Yağmur korkusu ile erken çıktık, Altynemel yerleşim yerine geldik, Ranger'ı ofise bıraktık, Arif su var mı dedi, depoyu doldursak iyi olacak, saat 08.26 5 kiloluk pet şişelerle depoyu dolduracağız, neyse şişeyle doldurmayı bıraktılar, başka bir yere çektik karavanı hortumla dolduruyoruz. Depoları doldurduk, yola çıktık hava çiseliyor 24° epey yol aldık, beğendiğimiz bir yerde durduk kahvaltı ettik ve saat 10.44 de yola çıktık. Kahvaltıda menemen yaptım, peynir, bal, balı da buralarda aldık çok güzel, birde çay demledim mis gibi kahvaltı ettik. Utku'ya onu dedim bu lüks otellerde böyle kahvaltı bulamazsın. Ve şu an 14° yola devam ediyoruz, yoldan bal aldık, iki ayrı cins bal 2500 tenge’ye, balcılar hep Rus demek, Kırgızistan'dan aldığımız balcıda Rus'tu, bu da Rus. Hava kapalı hafif yağıyor, Arif kaloriferi açtı, dışarısı buz gibi. Dün ortalık yanıyordu bu gün arabanın kaloriferini yaktık. Kara bulutlar arkamızda kaldı gibi, dün giderken para çektiğimiz Saryözek'e geldik hava 17° saat 12.06 saryözek'ten çıktık. Burada dizel alacaktık vaz geçtik otobana çıktık. Dün buradan Altynemel' gitmek için sapmıştık, bu gün geldik gidiyoruz. Arif'e sormayayım rotamızı gördüklerimi yazayım. Yalnız canım kahve istedi bakalım ne zaman duracak. Yol yağ gibi bakalım ne kadar böyle gideceğiz. Kahve molası verdik, kahvelerimizi içtik gidiyoruz. Üç gün böyle gideceğiz sonra Rusya'ya geçeceğiz. Aşağı yukarı 1000 km yolumuz var sınıra haydi hayırlısı. Şimdi bir yerleşime girmek üzereyiz, benzin istasyonundan dizel aldık, hemen yanda lastikçi vardı, lastiklerin havasına baktıracakmış. Evet, lastiklerde tamam yola devam. 150 tenge istadiler lastikler için Arif 50 tenge de çalışan çocuğa verdi. Türkçe bilen bir Azeri’de vardı, biraz sohbet ettiler. Ayrıldık saat 14.12 epey yol geldik büyük bir şehir, ben uyuyarak geldim. Şehir merkezindeyiz Taldykurgan'mış, orayı geçtik epey gittik, yemek yiyecek yer bulamadık, saat 16.00 oldu bu saatten sonra öğlen yemeği yenmez. Biz de açma, kiraz, elma yedik iyi oldu. Dışarısı da 28° olmuş yola devam ediyoruz. Bir yerleşim yerinde restoranın önünde kalacağız ve burada yemek yiyeceğiz saat 17.42, biraz dolaşır gelir yemek yeriz. Burada problem yok kalabilirsiniz dedi lokantayı işleten kadın, hoş genç güler yüzlü biri. Zhansugirov diye bir yerdeyiz, geldiğimizde bir park yerine park ettik, Arif bir adama sordu o da otel var dedi, yok dedik biz karavanda kalacağız dedik. Telekom şirketinin otoparkıymış, rahat edemezsiniz, meraklı insanlar var dedi. Karşıdaki restoranı göstererek, onun önünde kalabilirsiniz dedi. Arif sahibinle konuştu, hoş bir bayan geldi, olur problem yok kalabilirsiniz deyince burada kalmaya karar verdik. Restoran da yemek yedik, mantı, köfte, patates püresi, samsa ve çay. Kadın karavanı merak etti, gösterdim çok memnun oldu ve beğendi, çocuğuna da yemekteki para üstünü verdim daha mutlu oldular. Yemekten sonra Arif'le bir tur attık Utku gelmedi. Biraz zaman geçirdik, oldukça sakin uzun upuzun bir bulvarı var. Neyse karavana geldik, oturuyoruz. Nohut yemeği pişirmeye başladım o sırada restoranın sahibi bayan 4 aylık çocuğunu getirdi, onu sevdik pek güzeldi. Bir şey lazım olursa kapılarını gösterdi çalabilirseniz diye işaretle hoşuma gitti, hemen bir İstanbul penyesi ile bir toka götürüp kadına verdim. Rahmet, rahmet diye memnuniyetini dile getirdi. Biraz sonra geldi, elinde bir kâse reçel ve bir kutu içerisinde Çin malı servis için salatalarda kullanılabilecek bir çatal ve bir kaşık getirdi. Bende daha sonra kâseyi boşalttım götürüp verdim teşekkür ettim öyle ayrıldık. Nohut yemeği piştikten sonra soğutup dolaba kaldırdım ve yattık. Restoranın önüne gelen sarhoşlar epey gürültü yaptılar, yağmur başlayınca gittiler.
30132.JPG
30133.JPG
30134.JPG
30135-3.JPG
30137.JPG
30140.JPG
 


29 Temmuz 2016
Saat 08.37 hareket ettik, Zhansugirov’dan ayrıldık, Akcy( Aksu) ya girdik, epey yerleşim yerleri (köyleri) geçtik, beğendiğimiz bir yerde durduk ve güzel bir kahvaltı ettik, toparlandık gidiyoruz saat 10.54. Başlıyoruz yeni bir güne, Sarkand büyük bir ilçe herhalde veya il bilemedim ama Utku şehir yani il dedi. Biz yola devam ediyoruz, epey yol geldik polis noktası, polis bizi durdurdu, Türk olduğumuzu söyledik, Arif pasaportlarımızı alıp indi sonra bize gidebilirsiniz dediler pasaport masaport bakmadılar. Biraz gittik Utku uyuyor, biz kahve içtik saat 13.10 gidiyoruz, yol işlek buraya kadar yol bozuktu bu kısım biraz düzgün. Utku direksiyona geçti saar 14.22, yol köstebek yuvası gibi çok çok bozuk şu an hava 31°, saat 15.17 yağmur başladı hava 22° gittikçe şiddetleniyor Utku direksiyonda biraz tedirginim ama gidiyor. Saat 15.40 bozuk yol ve yağmur gidiyoruz, Arif geçti bu tarafta hava güzel, yağmur yok ve güneşli. Saat 17.47 gideceğimiz yere 63 km var, dışarısı 14° imiş, ha bire yağmura gidiyoruz. Burada ne güzel gökkuşağı çıktı, biz kuzeye gidiyoruz. Saat 20.25 bir benzin istasyonun parkındayız, yemek yedik oturuyoruz karavanın içinde. Çok fena yağmur yağdı, bu güne kadar görmediğim bir yağmur, çok fena şimşek çakıyor, gök gürlüyor, inşallah artık burada yağmaz ama gökyüzünde karanlık bulutlar dolaşıyor. Herhalde bu günlük bu kadar, gece erken yattık, uyudum. Gece yarısı tekrar fırtına gök gürültüsü ile uyandım, tam derin uyuyamadım yoksa park alanı araba ve tırlarla dolu, güvenlik nedeniyle değil gök gürültüsü uykumu kaçırdı.
40003-6.JPG
40003-9.JPG
40004.JPG

40005.JPG
40005-3.JPG
40006.JPG
 
Son düzenleme:

30 Temmuz 2016
Saat 08.16 hareket ediyoruz, 16.5° hava sıcaklığı, bu yeni günü inşallah güzel geçiririz. Polis kontrol noktası kimseler görünmüyor yola devam ettik. Gece ışıkları gözüken kasabaya Ayagoz'e geldik. Araba ile bir tur attık, bir şey bulamadık. Pazar yerini gördük, dönüp pazara geldik, daha yeni yeni tezgâh açıyorlar, sadece domates bulduk kilosu 400 tengeye iki kilo aldık. Arif ekmek peşine gitti şimdi geliyor. Biber ve kavun alıp gideriz, soğanları beğenmedim, neyse soğanda bulduk. Yakıt bulamadık Giorgievka'da ( Георгиевка) varmış. Devam ediyoruz Ayagoz( Аягoз) bitti. Uygun bir yerde kahvaltı ettik saat 10.38 yola çıktık. Çok yerler geçtik, bir yerde kahve içtik, saat 12.20 devam ediyoruz. Giorgievka 'ya (Qalbatau) geldik. Yakıt aldık 110 km yolumuz kaldı, hedef Özkemen saat 14.26 bakalım saat kaçta varacağız? (Cüpcanap gibi bir şey yazıyor) bitti burası güzeldi, sevdim ama çabuk çıktık Özkemen'e geldik saat 16.30 çok güzel bir cami gördük, şehir merkezine doğru ilerliyoruz. Hayal kırıklığına uğradım çok güzel bir yer, böyle beklemiyordum. Şehri gezdik epey sonunda iyi bir yer bulduk park ettik, gezmeye çıktık. İyi bir restoranda yemek yedik, tam doymadık. Bir parkı gezdik beğendik, karavana gelirken Arif döner yiyelim dedi, bizde Utku ile bakarız dedik, aç gözlülük yaptık döner yedik. Dışarı çıktık yağmur başladı, koşarak karavana geldik, yağmur şiddetlendi. Ben bir sigara yaktım bitene kadar yağmur hafifledi oysa ben nehir kenarında gezmek istiyordum, Arif sabaha dedi. Yanımızdan geçen İrtish nehri. Saat 21.22 bu gecelik bu kadar biraz sonra yatarız. Gece saat 22.30 da yattık. Ara ara şiddetli yağmur yağdı. Kafkas kıyafetli çocuklar önümüzdeki binadan yağmur hafifleyince fırlayıp arabaya bindiler, sonra değişik gösteri kıyafetli kızlar geldi, dışarıda üstlerini çıkardılar içlerinde astar gibi bir şey giyiyorlardı içeri öyle girdiler. Biraz sonra kızlar parlak, vücudu saran, tulum gibi gösteri kıyafetleri ile çıkıp geldikleri arabaya binip gittiler. Bizde biraz oturduk ve yattık. Fakat ara ara gök gürledi. Nehir tarafından çok aileler çocukları gösteri kıyafetli arabalara binip gittiler, en son yanımıza bir grup kız geldi inip sahile gittiler bir daha gelen giden ses duymadım, yağmur, gök gürültüsü rahat uyudum.
40006-1.JPG
40006-2.JPG
40006-3.JPG
40006-4.JPG
40007.JPG
40007-1.jpg
 

31 Temmuz 2016
Sabah 07.30 da kalktık. Arif'le nehir ( İrtish) kenarında epey yürüdük, serin hoş bir yürüyüş oldu. Sonra Ortodoks kilisesini gördük, gittik, millet kiliseye geliyorlar, kapıda haç çıkarmaya başlıyorlar. Bayanların hepsi başı örtü takıyor, içeri haç çıkararak yani benim anladığım haç işareti yapıyor, eğilip kalkıyorlar. Başörtüm olsaydı içeri girecektim. Daha sonra bir markete gittik, yiyecek bir şeyler aldık karavana geldik. Saat 08.50 hareket ettik, şehirden çıktık. Bir alışveriş mağazasında silikon aradık bulamadık, keşke aldığımız hamurları almasaydık burada daha taze ve çok çeşit var. Şehirden epey ayrıldık bir yerde kahvaltı etmeye durduk. Kahvaltı ettik, saat 10.35 yola çıktık. Artık Rusya'ya gitmek için yola çıktık. Arif'in yatak yorganını kurutuluyor. Meğer arabanın portbagaj bağlantı noktasından gece yağan yağmurda içeri su girip Arif'in yatak ve yorganı epeyce ıslanmış. Karasu'dan geçtik, yerleşim değil akar bir suyun ismi. Sınıra 170 km kalmış saat 12.40 epey yol geldik Semey' deyiz. Su bulduk depoyu ve bidonları doldurduk. Oradan geçen bir adama sorduk içme suyumu diye başını salladı. Saat 14.47 Semey'den çıkıyoruz, baya büyük bir şehir (Семей) bitti. Çam ağaçları arasında bir yola girdik, herhalde çöl bitiyor. Semey Kazakistan'ın son şehri bundan sonra bir kaç tane köy varmış sonra sınır, ne zaman varırız bilmiyorum. Yol böyleyse şahane, çift taraf çam ormanı epey yol aldıktan sonra kahve molası verdik. Kahvelerimizi içtik gidiyoruz ama çamlar bitti bitiyor ama etraf , doğa güzel. Zura'ya geldik küçük bir köydü. Kazakistan'da ayçiçeği tarlası çok. Yolun sağı solu ayçiçeği ekili. Saat 16.33 Arif arabanın tavanının su akan kısmını silikon bulamadığımız için bant ile kapadı güzel oldu diyor. Gideceğimiz tarafta yağmur bulutları var gibi. Utku acıktım diyor ne vereyim sana diye sordum bir şey verme dedi. Arif mıh gibi oldu 10 sene gider dedi ve elma istedi. Şimdi elma yeme zamanı. Dimitrievka'ya girdik ve ardından Borovoye geçtik ve köyler de bitti, sınır alanına girdik. 17.10 devam ediyoruz hava 18 ° biraz serin neyse daha soğumasın sıcaktan iyidir.Herhalde son bilmiyorum Aul diye bir yerleşime daha girdik ve sonuna yani sınıra geldik. Rusya vizemiz yarın başlıyor, tam zamanında sınıra ulaştık. Saat 17.49 ve geceyi geçireceğimiz yere park ettik. Arif duş aldı, su var sende al dedi ilk üşendim sonra hemen karar verdim ve duş aldım. Utku'da ilk üşendi sonra o da girdi, duşlar alındı, banyo işi tamam. Yemek yedik şimdi saat 21.30 biraz daha oturur öyle yatarız, devamını yarın konuşuruz. Sınırı geçen tırlar, tek tük arabalar var. Gece saat 00.30 ( yani yarım) kapı cam vuruyorlar tam derin uykuya dalmışım asker geldi pasaportları istedi, güldük bir birimize gitti, tam yattık yine geldi arabayı buradan alın diye başka bir yer gösterdi oraya çektik, uzun uğraşılardan sonra derin bir uyku uyudum.
40007-3.jpg
40008.JPG
40008-1.JPG
40008-4.JPG
40008-5 (2).JPG
40008-6.JPG
 



01 Ağustos 2016
Sabah kalktık, kahvaltı ettik, su deposunu yandaki evin tulumbasından doldurduk. İki kadın tulumbaya ilk su koyup çalışmasını gösterdiler. Şimdi 09.51 Arif gelen askere pasaportları verdi kayıt yapıldı, Kazak kapısında sınırdayız. Bizden önceki arabalar girdi şimdi biz giriyoruz. Evet, kapı açıldı gümrüğe doğru ilerledik biz iniyoruz. Askerlerle konuştuk, Kazakistan'dan çabuk çıktık. Rus gümrüğünde epey işlemler için bekledik. Doğru dürüst arama yapmadılar, girdik saat 10.53 gidiyoruz. Yolları güzel fakat ilk yerleşim yerine girdik yollar ara sokaklar inanılmaz kötü ve şehirden çıktık yola devam ediyoruz. Barnaul 303 km gideceğiz. Neyse otobana gibi bir yola çıktık, yol güzel gidiyoruz hayırlısı ile inşallah. Hava sıcaklığı 25° Rusya'da ilk kahvemizi içtik saat 12.43 yola devam ediyoruz. Direksiyonda Utku yollar güzel gidiyoruz. Epey bir gittik dümdüz yolun iki tarafı yemyeşil çayır ve ayçiçeği ekili, yalnız yine hafiften yağmur başladı. İnşallah çok yağmura yakalanmayız. Bir yere geldik mantı yedik, fakat ben beğenmedim ama yedim. Epey yiyecek hamur işi aldık yola çıktık yola çıktık, düz yoldan saptık yine dümdüz şehir sağ tarafta kaldı, girmeden gidiyoruz. Saat 16.00 hedef Barnaul; 105 km yolumuz var. Arif direksiyona geçti saat 17.00 Barnaul'a az kaldı sanırım. 35-40 km gibi bir şey var. Dizel alıyoruz banka ile iletişim olmadığı için yakıt alamadık. Başka istasyona geldik hava sıcaklığı 23° saat 17.19 burada da yakıt alamadık, nakit para istiyormuş, bizde de ruble yok. Neyse 3. istasyonda yakıt aldık burada kredi kartını kullanabildik. Barnaul'a iyice yaklaştık ve geldik saat 17.30 merkeze doğru ilerliyoruz, hep görülen gece kondu, derken şehir merkezinde hayal kırıklığına uğradık, çok büyük ve güzel bir şehir, acayip bir bulvar, alışveriş merkezleri ne bileyim oldukça büyük ve modern, gelişmiş bir kent merkezi. Arabayı bir yere park ettik telefon işini hallettikten sonra para çektik biraz dolaşarak yemek yiyecek bir yer bakarken Kafkas Acuka'yı gördük hemen girdik çok lüks bir yer, balkonda masa istedik, yok, grup var dediler. Gürcüler toplanmış oturuyorlar, aynı bizim Abhazlar gibi kadeh kaldırıp konuşanı dinliyorlar. Hacapur, dolma, Utku ile Arif et yediler, gürcü şarabı içtiler. Sonra kalktık benim beğendiğim yere karavanı getirdik, polisle konuştuk kalabilirsiniz no problem dediler ve yerleştik yatıyoruz saat 23.00.
40009.JPG
40015.JPG
40017.JPG
40019.JPG
40019-1.JPG
40019-2.JPG
 
Son düzenleme:


02 Ağustos 2016
Sabah saat 08.00 de uyandık, Arif biraz daha yatalım dedi. Sonra biz kalktık, hazırlandık yakınımızdaki Etnoğrafya müzesine gittik. Utku gelmedi. Kapıdaki görevli Alman mı İtalyan mısınız? Dedi biz Turkiş, İstanbul dedik ses etmedi, gezeceğimiz kapıyı gösterdi. Kapı kapalıydı zili çaldık güzel bir bayan geldi kapıyı açtı. Bir şeyler söyledi anlamadık sonra bir bey geldi o da konuştu herhalde yardımcı olmak için uğraştılar. Arif te işaretle gezip çıkacağız dedi. Adam odasına döndü, kızda bizi nasıl gezeceğimiz hakkında işaretle yönlendirdi. Ufakta bir salondu, dolaştık "sipasiba" diyerek teşekkür ettik, oda Türkçe teşekkür diye tebessüm ederek ayrıldık. Karavana geldik Utku kalkmıştı, daha sonra markete gittik; ekmek, yumurta, çikolata, iki paket makarna, bisküvi, bira aldık geldik. Saat 10.00 hareket ettik, şehri gezerek Barnaul'dan ayrıldık, giderken yol kenarında bir poster gördük, Abhazya haritası ve bir asker resmi, asker ölmüş galiba dedi Utku, herhalde o haberin resmi bilmiyorum, araba ile geçtiğimiz için net fak etmedim. Epey gittikten sonra kahvaltı ettik saat 12.25 yol otoban, jet gibi gidiyoruz bakalım bu gün neler görüp yaşayacağız. Kahvaltı ederken 11-12 yaşlarında iki Rus erkek çocuğu ellerinde birer plastik bardak Frambuaz'la geldiler, ilk yok dedik sonra aldık bir bardak frambuaz 150 ruble verdik, öbür çocuk ısrar etti alın diye, yok dedik, bozuk yoktu 200 ruble verdik, bu sefer çocuk 50 rubleye razı oldu, onunkini de aldık. 200 rubleye iki bardak frambuaz almış olduk, ama çocuklar çok sevinerek gittiler. Bizde onlar mutlu oldular diye sevindik. Yol süper, hava 19 derece, neyse üşümüyoruz terlemiyoruz, epey yol aldık. Bir yerleşim alanında Utku ile markete girdik domates aldık, sonra kek, çeşitli hamurlar aldık. Ve uzun bir yol yaptık, yol kenarında bir köylüden mantar aldık tekrar uzun yol aldıktan sonra kahve molası verdik, dünkü aldığımız börekleri yedik, ardından bir bardak frambuazı yedik. Utku direksiyonda, 15.45 saat, Altay Cumhuriyetine girdik. Hava 18° yağmurlu bir bölgeye girdik fakat çok yeşil manzara anlatılmaz, o kadar vahşi ve güzel. Utku hava için fırtına diyor, bakalım neler görüp yaşayacağız. Yine aynı Abhaz posterini gördük, Utku savaşta ölen bir asker buralı olduğu için asılı dedi. Yol harika, ormanlık alanda hafif güneş ve hafif yağmurlu hava ilerliyoruz. Altay dağlarında çok yerleşim yerleri var. 473 mt. çıktık, yavaş yavaş çıkıyoruz, gerçekten bir doğa harikası, yemyeşil, anlatılacak gibi değil, her şey çok iyi gidiyor. Saat 17.30 motorcular geçti gidiyoruz. Altay dağlarını Utku ile çıkıyoruz, kamp alanı bulsak artık gireceğiz ve 800 mt. İleride kamp yeri var işareti gördük, bakacağız. Rakım 1425 girdiğimiz yolda epey gittik, dağlık bir alanda kamp tesisleri var. İngilizce bilen Amerika'da yaşayan Rus bir bayan buldular çenesi düşük. Barnaul'da doğmuş Amerikada yaşıyor. Utku ile çok konuştu demek İngilizce konuşmayı özlemiş. Neyse kalacağımız yeri gösterdiler, hemen yakında ufak bir gölet oluşturmuşlar, etrafında plaj gibi kum var. Hava sıcaklığı 11°, koca karının biri yüzüp çıktı, millet kabanla dolaşıyor, şaşırıp baktık. Hemen göletin yanında kalacağız, yerimiz iyi, şu an iki bayan oturup konuşuyorlar. Etrafta küçük küçük binalar, spor tesisi ve spor yapanlar, çevrede gezenler var, bir kızda yere oturmuş resim yapıyor, neyse daha sonra yazarım gelişmeleri. Saat 19.00 yolda aldığımız şantarel mantarı pişirdik, çok lezzetli geldi ve yemek işimiz bitti. Saat 21.00 ortalık aydınlık, bu gün burada bütün gün saat 15-16 ya kadar yağmur yağmış, şu an sakin, bu gölete bir adam daha, sonrada bir kadın girdi. Benim işim bitti, sigara içmeye çıkacağım. Utku'da benimle çıktı tesiste herkes eğleniyor. Utku bizde gidelim dedi önce kabul etmedim, daha sonra ısrar edince tamam dedim. Karavana geldik Arif'e gel dedik gelmedi, biz gittik, iyi ki de gittik. Ruslar ne güzel eğleniyor. Bir müzisyenin söylediği duygusal ağır ritmik müzikle çıt yok, hafif tempoda dinliyorlar, daha sonra öbür şarkıcı çıkınca hepsi piste fırladılar. Utku'nun İngilizce konuştuğu bayan kızı ve babası mı bilmem bir adamla geldi, kız bizimle oturdu. Kızını uyutmaya çalışmış uyuyamayınca alıp geldiğini söyledi. O da kızı ile oynamaya başladı, Utku'yu dansa kaldırdı Utku kalkmadı, başka yerde oturdu sonra adamda onun yanına gitti. O Amerikalı kız söyledi kır saçlı ağır şarkılar söyleyen müzisyenmiş, öbürü hızlı şarkı söyleyen, herkesi coşturan Kardiyologmuş hobi olarak müzik yapıyormuş. Neyse kız giderken yanımıza geldi kızını yatırmaya gittiğini söyledi, bizde biraz daha oturduk ve kalkıp karavana döndük. Arif ile Utku yattı bende yatıyorum saat 23.00 görüşmek üzere.
40028.JPG
40029.JPG
40030-1.JPG
40031-2.jpg
40031-4.jpg
40031-6.jpg
 






Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,743
Mesajlar
1,523,046
Kayıtlı Üye Sayımız
166,559
Kaydolan Son Üyemiz
Sercantetik

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst