Ynt: Güzeldere - Gölyaka Kamplı Gezisi (8-9 Mayıs 2010)
Hikayeyi bilmeyenler için özetlemek gerekirse;
Balıklı ve Pürenli maceramızın başlangıcında yol koşullarının çok uygun olmayacağı konusu hatırlatılmış, dileyene geri dönme seçeneği sunulmuştu. İlk kez gidecek olmamdan ve yolda bizi nelerin beklediğini bilmememden dolayı ben de biraz gergindim. Bu yüzden rehberlerimizle sıkı bir sorgu-sual faslından sonra katılmaya karar verdim. Bize söylenen, yarım saatlik mesafede 13-14 km.'lik stabilize ama çok zorlu olmayan bir yoldan yaylaya ulaşacaktık... Ama öyle olmadı... İşgüzar bir orman memurunun yolu tarif ederken kulağını kafasının arkasından dolaştırarak tutması nedeniyle bizim yayla yolu yılan hikayesine döndü...
Yarım saatlik yolun bir buçuk saate çıkması, arkadan kızımın ''baba ne zaman varacağız artık sıkıldım'' çığlıkları, hanımın ''dönüşte nikaha yetişebilecek miyiz?'' soruları, off-road koşullarını aratmayan yol (öyle ki dönüşte yayla yoluna ilk saptığımız stabilize yola ulaşınca ''yahu burası asfalt mıydı? Giderken farkına varmamışım'' deyivermişim
), ben ''patinaja düşer miyiz, şu keskin virajı alabilir miyiz? Alkıovanlılar ve otomobiller buradan nasıl geçecek?'' diye düşünürken kızımın o sallantıda porto-pottide çiş ve kaka ihtiyacını gidermeye çalışması, Levent abi'nin syncrosu ile önden yardırıp gitmesi, gezi öncesinde yeni hevesle çay kaşığının sapına sardığım nemli bezle kalorifer ızgaralarına kadar tozunu aldğım kamperimin bir anda iki parmak kalınlığında toza bulanması ve içeriye toz yememek için camları kapattığımızda alnımızdan süzülen çamurla karışık ter nedeniyle birazcık gerilmişim
Bir anda anlayamadığım bir nedenden dolayı konvoy durdu... Ön taraftan Levent abi'nin ''yolda tomruk var... Herkes eldivenleri kapıp gelsin...(Bayanlar dahil)'' demesiyle irkildim... Baltayı da alıp gitmek aklımdan geçtiyse de ''önce bir görelim'' diyerek eldivenleri kapıp gittim. (Burada baltayı kapıp gitmemiş olduğuma Levent abi yatıp kalkıp dua etsin ;D)
Yola düşen koca tomruğu görünce eldivenleri çıkartıp Levent abi'ye fırlatmışım... Kendisi bunu düelloya davet olarak algıladı sanırım... Sonrasındaki gülüşmelerden anladığım kadarıyla hiç kimse daha önce ''eldivenli sazan'' görmemişti... Ama duuuurrr... Baltalı sazanı da görecekler yakında...