Bu her ne kadar bir festivalde olsa bizim için ilk başlarda yalnızca bir kamptı,en azından benim için diğer kamplarımıza hiç benzemediğini zamanla anlamak geç olmadı.
Birincisi festivalin farklılığı;cumartesi akşamı akşam saatinde Erdal bey Taraklı ya festivale gitmemiz için gelen otobüsü haber verince hadi gidelim bari havasında kalktık ve iyi ki kalkmışız,otobüsü tıka basa doldurmuşuz da hem kendimizi hem Erdal bey i rezil etmekten kurtarmışız hiç farkında olmadan.Detaylarını anlatmak gerekirse,festivale gittik okulun bahçesinde bizlere ve halka ayrılmış sandalyelere oturmak yerine 20 dk var diye gezmeye gittik bir şeyler atıştırdık ve lay lay geriye döndük,yerlerimize oturduk ve harika gösteriyi seyretmeye başladık ta ki çok güzel bir şovun arasında arkasında orkestra olan genç bir arkadaş çıkıp konuşana kadar bu arkadaşı ben müzisyenler akord yapsınlar diye bizi oyalamak amacıyla lafı uzatan solist arkadaş olarak gördüm(hatta kendiside öyle söyledi lafı uzatıyorum arkadaşlar için) bu arkadaş kaymakammış ama ilginç olan bu değil arkadaşlar ilginç olan Taraklı festivalinin onur konuğu bizlermişiz yani karavancılar her konuşma bizle ilgili başka hiçbir grup,övülen bir branş filan yok yalnızca biz,’’biz 5 yıldızlı otellerde tatil yapıp ,insanları ulaşım yerinden alıp yine aynı yere bırakan ve turizmi yaptığını sanan insanlardan değiliz,biz sizler gibi doğayı,insana değer veren karavancılarla festival yapıp tanınmak istiyoruz’’kaynar sular mı indi yoksa bizden mi çıktı bilmiyorum.Levent hocam da aynı şaşkınlığı yaşadığı için içim bir rahattı,yine benim kaçırdığım bir şeyler var zannetmiştim.Kısaca gelemeyenler için söylüyorum gelmeliydiniz ve görmeliydiniz.
İkincisi iki grubun ilk resmi kampı;sapanca da aynı havayı yakalayamamıştık,birbirimize söylediğimiz şarkılar her ne kadar birbirimize karşı samimiyeti gösterse de bu kamp bize Sapanca kampının eksik yanlarını gösterdi.Bu aktivitelerde başrol Deniz beye aitti,petanklarını çıkardı sahanın ortasında başladılar oynamaya ben biraz ürkek yanaştım bir şekilde elime topu elime aldıktan sonra hiç bırakmadım zaten hep gülen birisinden niye çekineyim ki.
[attachment=1]
O gün yapılacak bir eylem varsa Deniz bey oralar da bir çalışma içinde oluyor ortaya bir metre kadar bir kazığı çakıyor akşama dart partisi başlıyor,
[attachment=2]
bir bakıyorsunuz elinde bir sürü holy hop la geliyor genç yaşlı dinlemeden herkes başlıyor çevirmeye,sonra aynı halkalardan ben birşey uyduruyorum ve birinci de Süreyya oluyor deniz bey de birincilik halkalarını takıyor
[attachment=3]
odunları toparlıyor hakkını yemeyeyim Süreyya bir an bile ateşi odunsuz bırakmadı hatta ben otururken görmedim.Yani arkadaşlar bu karavancıların oyunu olan petank yada adı her neyse ondan mutlaka ama mutlaka alınacak,ilk başta kafa göz yarılıyor ama sonra dan alışınca her şey düzeliyor,örnek İlhan hocamın eşi ilk başta neredeyse kalelere gol atacaktı araçları saha etrafından çekecektik ama sonradan korkulu rüyamız oldu.
Üçüncüsü Erdal bey in bitmeyen özverili ve neşeli çabası.Bu çaba bir liderin nasıl olması gerektiğini göstermesi açısından alkışlanacak boyuttaydı inanın,kafanızı çevirdiğiniz her yerde ama her yerde bu abimizi görebilirdiniz,yemek yapmak için kazan taşınırken de,oyunlarda bize eşlik ederkende,alana gelen herkesi karşılayıp sohbet ederken de inanın ben buna hiç dikkat etmemiştim ta ki kazanı taşımaya çalıştığını fark edene kadar yani kendimi utanırken bulduğum ana kadar.Bu utancımı bağırarak bravo Erdal bey diyerek bastırmaya çalışsam da nafile olduğu ortada.
[attachment=4]