Diğer arkadaşların da dediği gibi 4x4 gerekliliğini yolculuk tarzı belirler. Kampingden kampinge gidip, asfalttan çıkmayacaksanız gerek yok tabii. Ben camperımla 2 çıkışımdan birinde batarım. Çünkü habire ormanın en içine, denizin en kıyısına, yaylaların en tepesi gitmeye çalışmaktan kendimi alamıyorum. Artık araç batırıp çıkarmak konusunda oldukça tecrübe kazandım ama çamurun öte yanı beni çekiyor, batıcağımı bile bile yine de o bilinmeyen yola gitmeye çalışıyorum. Saatlerce çamurla uğraşmaktan bıktım artık ve camperımı satılığa çıkardım. Niyetim 4x4 land rover defenderı campera çevirmek. Benim için 4x4 sart yani ama sizin için olmayabilir.
2 çeker karavan sahiplerinin ortak dertlerini şöyle örnekleyebilirm belki;
a.Hanım:'Yaa, baksana ne güzel yayla ,dümdüz , yemyeşil. Şurda kalsak ya'
Koca: ' O çimlerin üzerinde kaldıktan sonra ,yarın sabah çıkabileceğimizi mi sanıyorsun?'
b.(Bu örnek yaşanan gerçek bir konuşmadır)Güzel bir koy kenarında mangal yakılmış rakı konulmuş , karı koca karşılıklı oturmuş , güneşin batışını seyrederek yemek yiyorlar.
Koca: 'Hava kapıyor sanki'
Hanım :'Olsun tentemiz var ya, onu açarız'
Koca: 'Açarız da, buraya gelirken toprak yoldaki indiğimiz o dik yokuşu hatırlıyormusun?
Hanım:'Eeee?'
Koca:Yağmur yağarsa 1 haftalık tatili orası kuruyana kadar burda geçiririz'
Hanım: Toparlanıp gitsekmi acaba? Üff şimdi bütün sofrayımı kaldırıcaz, nereye gidip kalıcaz peki bu karanlıkta?
c. Çocuk: 'Aaa baba bak kumsal, oraya gidelim.'
Baba: 'Oraya gidemeyiz, kum orası'
Çocuk : 'Ama bi araba gitmiş, orda araba var'
Baba : ' O araba değil , jip. Biz burda toprakta kalıyoruz'
Çocuk : 'Yaa ama burası çok uzak , hem hiç te güzel değil'
Gibi konuşmalar bol bol geçer, 4x4 özgürlüğü 2'ye katlar.