Suyun Dizel Motoruna Verdiği Zararlar Üzerine

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Doğrucu Davut Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 11
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 918
Mesajlar
2,133
Tepkime Puanı
2,853
Yer
Kuzey Ren / Almanya
.

Yapay zeka da şöyle söylüyor:

Bir dizel motorun yakıt sistemindeki su zararlı olabilir.

1. Yağlama maddesinin yıkanması: Su, motordaki yağlama maddesini seyrelterek motor bileşenlerinin erken aşınmasına neden olabilir.

2. Yakıt sistemi hasarı: Yakıttaki su enjektörlere ve yüksek basınç pompasına zarar verebilir. Bu da pahalı onarımlara yol açabilir.

3. Yağlama kaybı: Yakıtın içine su girerse, dizelin yağlama özelliğini azaltabilir, bu da motordaki hareketli parçaların daha fazla aşınmasına ve hasar görmesine yol açabilir.

Korozyon: Su, yakıt sisteminin çeşitli parçalarında korozyona neden olabilir, bu da sızıntılara ve diğer sorunlara yol açabilir.

Genel olarak, bir dizel motorun yakıt sistemindeki su önemli hasara ve performans sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle, yakıtın temiz ve sudan arındırılmış olduğundan emin olmak ve gerekirse bu sorunları önlemek için su ayırıcıları veya diğer su giderme araçlarını kullanmak önemlidir.
 
Son düzenleme:

Etiketler
Yapay zekanın geri zekalı olduğuna inanmaya başlayacağım :smiley:

Söylediklerinin hiçbirine olabilir denilmez, çünkü kesin olur ^^
Yakıt sistemi tabii en kısa zamanda cevap verir.
Common Rail olan motorların hepsinde yakıtta su için önlem var diye biliyorum.
 



Yakit filtrelerinde manuel kullanilan su ayırıcı vana uzun zamandır kullanılıyor. Yeni nesil motor filtrelerinde ise vana+sensor olur. Arıza kodu verir, hatta beyin yakit yolunu açmaz, marş basar durursunuz.
 



Aracınızın yakıtı ister Benzin olsun ister Mazot olsun Depo dolu iken 1 litre kadar saf alkol ilave edin. Alkol suyu emer amma alkolün yanma özelliği kaybolmaz böylece depodaki veya yakıt sistemindeki suyu alkol çekip yakıt yanarken su buharı halinde dışarı atmış olursunuz. Dolu depoya konacak bir litre kadar saf alkol ( etil, metil, propilen türü fark etmez) yakıt özelliğini değiştirmez motorunuza her hangi bir olumsuz etkide bulunmaz.
 

Aracınızın yakıtı ister Benzin olsun ister Mazot olsun Depo dolu iken 1 litre kadar saf alkol ilave edin. Alkol suyu emer amma alkolün yanma özelliği kaybolmaz böylece depodaki veya yakıt sistemindeki suyu alkol çekip yakıt yanarken su buharı halinde dışarı atmış olursunuz. Dolu depoya konacak bir litre kadar saf alkol ( etil, metil, propilen türü fark etmez) yakıt özelliğini değiştirmez motorunuza her hangi bir olumsuz etkide bulunmaz.
110 sene önce ilk dizel motorunu üreten çalıştığım firma, hiç bir zaman kendi ürettikleri dizel motorların yakıt tankına , alkol içerikli veya içeriksiz katkı maddesi konulmasını istemez. ( Sadece kışları, dizel yakıtın donma riskli varsa gaz yağı eklenmesini önerir) Siz alkol değince daha önce hiç duymadığım için google a baktım. Açıklamaları bana inandırıcı gelen bir yazı da buldum; Diesel and Alcohol Just Don't Mix | Blog | Howes Products Türkçesi için Diesel and Alcohol Just Don't Mix | Blog | Howes Products
 
Son düzenleme:

110 sene önce ilk dizel motorunu üreten çalıştığım firma, hiç bir zaman kendi ürettikleri dizel motorların yakıt tankına , alkol içerikli veya içeriksiz katkı maddesi konulmasını istemez. ( Sadece kışları, dizel yakıtın donma riskli varsa gaz yağı eklenmesini önerir) Siz alkol değince daha önce hiç duymadığım için google a baktım. Açıklamaları bana inandırıcı gelen bir yazı da buldum; Diesel and Alcohol Just Don't Mix | Blog | Howes Products Türkçesi için Diesel and Alcohol Just Don't Mix | Blog | Howes Products
Tabi Howes kendi ürününü pazarlamış burada. İmkan varsa elbette alkol içermeyen katkı kullanmak en iyisi olacaktır. Ama erişim kısıtlı ise bu tip ürünlere, 1 lt alkol suyun zararlarını azaltmak için mecbur kalındığında uygulanabilir diye düşünüyorum.

SM-S908E cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 


Ben alkol katılımı yazısını yazdığımda dolu depoya sadece 1 litre kadar ilave edilmesini belirttim. Verilen linkte mazota çok az miktarda alkol katılımını bırakın aracı sadece alkol ile çalıştırılmasından bahsediyor. Benim Tavsiyemle hiç mi hiç alakası yok. Piyasadaki yerli veya yabancı marka mazota karıştırılan maddelerin kutudaki içeriklerini bir inceleyin derim.
 



.
Alkolün yani etanol yahut metanolün hidroskopik olduğunu biliyoruz.
Yukarıda en başta linkini verdiğim makalede özellikle uzun yatan mazotlu araç depolarında suyun nasıl yoğunlaştığı yazmakta. Ayrıca mazotta 1/5000 oranında zaten emilsüyon halinde su bulunmakta. Bakteri, maya ve mantar gibi mikroorganizmalar için su, gerekli ve ideal üreme alanı durumunda. Zaman içinde bu mikroorganizmalar yakıta koyulan alkolü asetik asite yani sirke asidine çevirmekte. Bunun için mikroorganizmalar, sistem gereği her tankta bulunan yüksek miktarda oksijene ihtiyaç duymaktalar. Araç sürüş esnasında hareket ettikçe yakıt sürekli olarak oksijenle zenginleşmekte. Ancak bakterilerin varlığı olmasa bile, etanolün oksijenle birlikte oksidasyon yoluyla tankta asetik asit oluşumuna yol açmaktaymış. Asetik asidin çelik sac tanklarda ve yakıt besleme sisteminin metal kısımları bu işlemlerin yoğunluğuyla ilgili olarak korozyona uğramakta.
1697659594506
.
1697659730456


Yalnız aside dönüşüm zamana gereksinim duyduğundan bizimkiler gibi kış uykusuna yatmayan yani devamlı kullanılan araçlar için önemli bir sorun yaratmamalı ?
Aslında alkolün dezenfektan özelliği var ama burada söz konusu olanlar şarabı sirkeye çeviren cinsleri olmakta.
Kısaca durum suyun demirde doğrudan paslanma yapmasından biraz daha karmaşık.

Önemli olan karavanımızı kış uykusuna yatırmadan önce depoyu güvenilir bir marka mazotla tam doldurmak olmalı. Çünkü Türkiye’de bir keresinde ne kadar doğrudur bilmiyorum ama pek tanınmayan bir marka yakıt istasyonu sahibinin, meslektaşlarının mazota az miktarlarda da olsa su koymasından yakınmasına şahit olmuşdum.

Almanya’da mazota %7 oranıyla katılan biyodizel, kanola yağının metanol ve katalizatör ile ısı muamelesi altında esterizasyonu sonucunda elde edilmekte. Yalnız işlem kazanında esterleşmeyip ısı yüzünden buharlaşıp ayrılan fazla metanol biyodizelde kalmıyor.

Sanırım en uygunu alkolü depo yerine bardağa doldurmak olmalı ? 😉



Ama bir iki defa az miktarda konulmasının soruna sebep olacağını sanmam. Birkaç sene evvel İspanya’da yanlışlıkla 4-5 litre kadar benzin doldurmuştum ve hiç bir soruna yol açmamıştı.
 
Son düzenleme:

.
Şimdi de başlığı açarken asıl anlatmak istediğim noktaya geleyim.
Yani yakıt tanklarında mikroorganizma ve onların artıklarının oluşturduğu balçık daha başka bir terimiyle pasın oluşturabileceği sorundan bahsetmek istiyorum. Benzeri pasa biliyorsunuz plastik bile olsa temiz su tanklarının iç yüzeylerinde de rastlamaktayız.

Yukarıda yazılanlardan da bilindiği üzere mazotta değişik oranlarda hep su bulunmakta. Mesela biyodizel bakterilerle metabolize edildiğinde bile karbondioksit ve suya dönüşmekte. Yani mazotta her zaman mikroorganizmaların üremesi için uygun bir ortam var. Zaten o yüzden dün kışın kullanmadığım karavanımın deposunu biyodizelsiz mazotla tam doldurdum. Türkiye’de bu açıdan daha şanslısınız. Tabi yine de doğru istasyondan dolum yapmak gerekiyor galiba.

Herşeyden önce yakıt katkısı üreten firmaların durumu dramatize ederek köpürtebileceğinden yola çıkma durumundayız. Ben profesyonel bilgi ve tecrübe sahibi olmasam da aracını devamlı kullanan ve yakıtını doğru seçenler için bu mikroorganizmaların sorun teşkil edeceğini sanmıyorum.
Zaten etse idi daha sıklıkla duymaz mıydık ?
Şimdi baktım otomobil kulübüm ADAC de devamlı kullanımda olan araçlar için ayni şeyi söylüyor.
Almanya’da “Mazot Vebası” olarak bilinen bu sorun özellikle
mazotla çalışan tekne motorları için önem arzetmekte deniyor.

Fakat yine de başımdan geçen ender olduğunu düşündüğüm bir olayla biz karavancıların dikkatini çekmek istiyorum.

Birkaç sene evvel karavanımı kışın daha doğrusu altı ay boyunca Bodrumda bıraktım. Depoyu da son kere mecburiyetten tanınmış ama pek marka sayılmayacak bir istasyondan doldurmuştum. Park ettiğim yer yokuş yukarıydı. İlkbaharda aracı hemen servise bakım için götürmek amacıyla çalıştırır çalıştırmaz bu gayet dik olan yokuştan sürmek için kuvvetlice gaz vermek zorunda kaldım. Egzozdan ilk defa oldukça kara bir duman çıktı. Serviste de filtrenin üçte birinin parçalanmış olduğunu gördüm.

Bakımda bir sorun bulunmadıysa da daha sonra aracın çekişten kaybettiğini hissettim. Turbo yüksek hızda veya yokuş çıkarken birkaç dakika sonra atmaya başladı. Muğla’da Ford servisi bir iki sensörü daha sonra değişdirtirirsiniz dediyse de içime sinmediğinden İzmir’de tekrar Ford servisine gittiğimde sorunun bozulan turboda olduğunu söyleyerek önümde daha birkaç bin kilometrelik yol olması yüzünden beni değişimine ikna ettiler.
Teoman bey hatırlar sorunu onla da telefonda konuşmuştum.

Dönüş yolunda Yunanistan’da motor arıza sinyali vermesi yüzünden gittiğim servis de değiştirilecek sensörden bahsettiğinden yola yine yetersiz ve bazen galiba hiç çalışmayan turbo ile devam ettim. Dik yokuşlarda TIR’larla beraber yol yapıyordum.
Almanya’da gittiğim Ford servisine durumu anlattığımda eğer başarılı olmadıklarında bile yaptıkları işler için yine ücret alacaklarını öğrenince özel bir tamirhaneye gittim. Onlar da sensör değişimi dahil iki denemelerinde bir sonuca varmayınca tamirhane sahibinin oğlunun ısrarıyla bir kere daha denemesine izin verdim.

Ertesi gün sevinçle beni arayarak sorunu hallettiklerini söyledi.Turbo gereksinimi olduğu basınçlı havayı egzozdan sağlarken egzoz havasını soğutmak için kullanılan bir hücrenin içini gayet kirli bulduklarını ve onu temizledikten sonra motorun tekrar canlılık kazandığını söyledi. Böyle bir duruma ilk defa rastlıyorlarmış.

Sanırım bu mikroorganizma oluşum ve artıklarının aniden fazla miktarda yakılması durumu söz konusu oldu. Su ayrıştırıcısının bu hızla görevini yapıp yapamayacağını ise bilmiyorum.

Türkiye’de kış uykusundan uyanan karavanların depoları daha evvel güvenli bir yakıtla boşluk bırakılmadan tam doldurulmuş ise, ilk kullanışta fazla gaz verilmediği sürece benimki gibi bir sorun beklenmemeli diye düşünüyorum.Eğer ilk kullanım esnasında araç gaz ve fenle biraz çalkalanırsa olası kirlilik daha homejen dağılarak filtre edilmesi ve yakılması belki daha zamana yayılmış olurdu ?
Sanırım bu durumda bakterisit bir katkıya bile gerek olmamalı ?
 
Son düzenleme:

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,438
Mesajlar
1,517,957
Kayıtlı Üye Sayımız
172,091
Kaydolan Son Üyemiz
Engin Koygun

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst