Tüketim Alışkanlıklarımız Hakkında

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan selin22 Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 20
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 2,910

selin22

Kamp I
Mesajlar
138
Tepkime Puanı
155
Yer
Bodrum/İstanbul
Modern hayatta var olabilmek icin hepimiz her gun bir seyler satin almak zorundayiz. Her gecen gun daha fazla globallesen ve endustriyellesen dunyada bilincli birer tuketici olabilmek icin neler yapiyoruz? Ben kolaya kacmayan ve sorgulayan bir tuketim aliskanligi gelistirmeye calisiyorum. Birey olarak dunyayi degistiremeyiz belki ama kendi kucuk dunyamizdan baslayarak degisime bir nebze katkida bulunmamiz mumkun. Alisveris yaparken dikkat ettigim bazi hususlar sunlar:
-Elimden geldigince yerel dukkanlardan alisveris yapmaya calisiyorum. Hayvansal gidalari marketlerden degil ciftliklerden aliyorum boylece hayvanlara iskence eden endustriyel hayvanciliga katkida bulunmamis oluyorum.
-Sebzeleri pazardaki yerel tuketicilerden aliyorum boylece hem daha saglikli hem de karbon ayak izi daha dusuk olan urunleri tuketmis oluyorum.
-Cok fazla kiyafet almiyorum alirsam da yine yerel dukkanlari tercih ediyorum. Dunyanin bir ucunda uretilen ve markalandirilarak yani basimizdaki dukkanin raflarina gelen tek bir tisortun bile ne kadar su ve enerji tukettigini dunyamizin isinmasina katkida bulundugunu her alisveriste hatirlamaya calisiyorum.
-Teknolojik alet edavatlar bozulmadikca yenileriyle degistirmiyorum.
-Az elektrik harcayan ev aletleri kullaniyor ve az yakit tuketen bir araca binmeye calisiyorum. Evde ve bahcede su tuketimine dikkat ediyorum. Yasadigim bolgenin bitkilerini yetistirmeye basladim mesela alakasiz bitkileri bol suyla yasatmaya calismak yerine.
-Olabildigince az ucaga binmeye calisiyorum. Mesela ucakla gitmek zorunda oldugum bir bolgeye bir kac gunluk geziler yerine daha uzun gidip, gitmisken daha fazla yer gormeyi hedefliyorum.
-Mafyatik insanlara ait oldugu belli ve o tip insanlarin calistigi restoranlara, barlara, otoparklara asla girmiyorum.
-Dogaya ve hayvanlara geri donusu olmaz zararlar verdigini ve isci haklarini cignedigini bildigim markalari ise direkt boykot ediyorum. Insan haklarina ve ozgurluklere kast eden, dogayi katleden, adaletsiz ve yolsuz, cehaleti yucelestiren goruslere yakin olan insanlarin da sirketlerinden asla alisveris yapmiyorum. Mesela karavan markalarini arastirirken dikkat etmemistim bu hususa. Fuarda en cok begendigim iki karavan firmasi sahiplerinin sosyal medyalarina kisaca goz atinca bu firmalarin en iyi karavani en ucuza satsa bile yanina yaklasmayacagimi gordum. Isin tuhaf yani reklamlari, tuttuklari youtuber lar ise tamamen dusman gordukleri insanlara yonelik ikiyuzlu bir pazarlama stratejisi gelistirdiklerini gosteriyor. Az kalsin ben de dusuyordum :smiley:
Sonuc olarak hayati daha konforlu hale getirirken dunyamizi isittik, diger turleri ve yasam alanlarini katlettik. Kamp yapan insanlar olarak doganin bir parcasi oldugumuzu hatirlayan oncelikli gruplardaniz diye dusunuyorum. Sahsen benim bu konulara gosterdigim hassasiyet dogada gecirdigim zaman ile direkt dogru orantili bir sekilde artmakta. Dogada edindigimiz farkindalik sehre dondugumuzde aliskanliklarimizi etkiliyor mu? Yazdigim hususlar bos bir vicdan rahatlatma cabasi mi yoksa degisim icin gercekten bir etkileri var mi? Katilmadiginiz ya da eklemek istediginiz bir konu var mi? Goruslerinizi merak ediyorum.
 

Etiketler
.
* Et tüketimini, özellikle büyükbaş et tüketimini azaltmak.

* Tabii kaynaklarla ısıtılmayan seraların ürünlerinden kaçınmak.

* İşlenmiş gıdaları tercih etmemek. Aslında emisyon fakiri gıdalar sağlıklı beslenme sunmakta.

* Alış verişe tok karnına ve listeyle çıkmak. Özellikle dayanıksız gıdalardan gereğinden fazla almamaya özen göstermek.

* Derin dondurucu elektrik tüketimi yüzünden ürünlerin emisyon değerlerini katlamakta.

* Stand-by gizli emisyon sebebi. Günlük başarılmıyorsa bile en azından tatile çıkarken aletleri şebekeden ayırmak.

* Her yeni çıkan aleti tartmadan kullandığımızla değiştirmemek.

En önemlisi !
* Corona geçse bile, uçak ve karavanla yolculuk yaparken maske takmak. 😋
 
Son düzenleme:

Sizin çabalarınız doğal ve olması gerekenler. Teoride sizin gibi düşünüp, pratikte tersini yapanlar üzerinden etkiniz elbette olacaktır. Çoğunluk üzerinde etki için ise sanırım devlet eliyle eğitim şart.
 

Ayrıca makyaj malzemelerinin üretiminde her yıl 500 mılyon hayvan kobay olarak kullanılıyor. Kimilerinin göz kapakları kesiliyor, kimilerinin dudaklarına dolgu yapılıyor.
Bir çamaşır makinasının yıkama başı su tüketimini neden firmalar vermez? ya da bulaşık makinası? Enerji hityacı kaçınılmaz. fakat minimumda kullanılması bir avantaj sağlayacaktır.
Devir kapital sistemin ceplerini doldurmaya devam ettiği dönem oldukça, biz çizgi filmlerde makyaj yapan çocuk görmeye devam ederiz.
tavuk yemekleri yapan firmalarda o hayvanların neler çektiğini, seri üretim et üretilen yerlerde ömürleri boyunca yürümeden sadece yedirilip içirilen(kimyasal destekleyiciler ile) gözleri bağlanan hayvanları gördükçe insanlığımdan utanıyorum.
Doğayı biz mahvediyoruz...
 

Modern hayatta var olabilmek icin hepimiz her gun bir seyler satin almak zorundayiz. Her gecen gun daha fazla globallesen ve endustriyellesen dunyada bilincli birer tuketici olabilmek icin neler yapiyoruz? Ben kolaya kacmayan ve sorgulayan bir tuketim aliskanligi gelistirmeye calisiyorum. Birey olarak dunyayi degistiremeyiz belki ama kendi kucuk dunyamizdan baslayarak degisime bir nebze katkida bulunmamiz mumkun. Alisveris yaparken dikkat ettigim bazi hususlar sunlar:
-Elimden geldigince yerel dukkanlardan alisveris yapmaya calisiyorum. Hayvansal gidalari marketlerden degil ciftliklerden aliyorum boylece hayvanlara iskence eden endustriyel hayvanciliga katkida bulunmamis oluyorum.
-Sebzeleri pazardaki yerel tuketicilerden aliyorum boylece hem daha saglikli hem de karbon ayak izi daha dusuk olan urunleri tuketmis oluyorum.
-Cok fazla kiyafet almiyorum alirsam da yine yerel dukkanlari tercih ediyorum. Dunyanin bir ucunda uretilen ve markalandirilarak yani basimizdaki dukkanin raflarina gelen tek bir tisortun bile ne kadar su ve enerji tukettigini dunyamizin isinmasina katkida bulundugunu her alisveriste hatirlamaya calisiyorum.
-Teknolojik alet edavatlar bozulmadikca yenileriyle degistirmiyorum.
-Az elektrik harcayan ev aletleri kullaniyor ve az yakit tuketen bir araca binmeye calisiyorum. Evde ve bahcede su tuketimine dikkat ediyorum. Yasadigim bolgenin bitkilerini yetistirmeye basladim mesela alakasiz bitkileri bol suyla yasatmaya calismak yerine.
-Olabildigince az ucaga binmeye calisiyorum. Mesela ucakla gitmek zorunda oldugum bir bolgeye bir kac gunluk geziler yerine daha uzun gidip, gitmisken daha fazla yer gormeyi hedefliyorum.
-Mafyatik insanlara ait oldugu belli ve o tip insanlarin calistigi restoranlara, barlara, otoparklara asla girmiyorum.
-Dogaya ve hayvanlara geri donusu olmaz zararlar verdigini ve isci haklarini cignedigini bildigim markalari ise direkt boykot ediyorum. Insan haklarina ve ozgurluklere kast eden, dogayi katleden, adaletsiz ve yolsuz, cehaleti yucelestiren goruslere yakin olan insanlarin da sirketlerinden asla alisveris yapmiyorum. Mesela karavan markalarini arastirirken dikkat etmemistim bu hususa. Fuarda en cok begendigim iki karavan firmasi sahiplerinin sosyal medyalarina kisaca goz atinca bu firmalarin en iyi karavani en ucuza satsa bile yanina yaklasmayacagimi gordum. Isin tuhaf yani reklamlari, tuttuklari youtuber lar ise tamamen dusman gordukleri insanlara yonelik ikiyuzlu bir pazarlama stratejisi gelistirdiklerini gosteriyor. Az kalsin ben de dusuyordum :smiley:
Sonuc olarak hayati daha konforlu hale getirirken dunyamizi isittik, diger turleri ve yasam alanlarini katlettik. Kamp yapan insanlar olarak doganin bir parcasi oldugumuzu hatirlayan oncelikli gruplardaniz diye dusunuyorum. Sahsen benim bu konulara gosterdigim hassasiyet dogada gecirdigim zaman ile direkt dogru orantili bir sekilde artmakta. Dogada edindigimiz farkindalik sehre dondugumuzde aliskanliklarimizi etkiliyor mu? Yazdigim hususlar bos bir vicdan rahatlatma cabasi mi yoksa degisim icin gercekten bir etkileri var mi? Katilmadiginiz ya da eklemek istediginiz bir konu var mi? Goruslerinizi merak ediyorum.
Selin hanım
Hepsine katılıyorum
Ben de uygulamaya çalışıyorum.
Hiçbir karavan firması ile bir bağlantım yok ama merak ettim,ben de incelemek isterim.
Bahsettiğiniz karavan firmaları hangileri?
Sosyal medyadan nereden incelediniz?
Bunun cevabını özelden de verebilirsiniz
 



.
* Et, özellikle büyükbaş et tüketimini azaltmak.

* Tabii kaynaklarla ısıtılmayan sera ürünlerinden kaçınmak.

* İşlenmiş gıdaları tercih etmemek. Aslında emisyon fakiri gıdalar sağlıklı beslenme sunmakta.

* Alış verişe tok karnına ve listeyle çıkmak. Özellikle dayanıksız gıdalardan fazla almamak.

* Derin dondurucu elektrik tüketimi yüzünden ürünlerin emisyon değerlerini katlamakta.

* Stand-by gizli emisyon sebebi. Günlük başarılmıyorsa bile en azından tatile çıkarken aletleri şebekeden ayırmak.

* Her yeni çıkan aleti tartmadan kullandığımızla değiştirmemek.

En önemlisi !
* Corona geçse bile, uçak ve karavanla yolculuk yaparken maske takmak. 😋
Elektrikli aletleri gece yatarken fisten cekmiyordum. Saniyelik bir caba ile degistirilebilecek bir aliskanlik aslinda. Artik cekmeye baslayacagim tesekkurler :smiley:
 

Sizin çabalarınız doğal ve olması gerekenler. Teoride sizin gibi düşünüp, pratikte tersini yapanlar üzerinden etkiniz elbette olacaktır. Çoğunluk üzerinde etki için ise sanırım devlet eliyle eğitim şart.
Stk lar ve bilim insanlari da iklim degisikligi icin acil eylemin devletler ve buyuk sirketler tarafindan alinmasi gerektigini soyluyorlar hep. Bir kac kucuk ulke disinda kayda deger adim atan devlet yok ne yazik ki. Ozellikle Çin, Hindistan ve ABD koklu degisimler yapmadikca isimiz cok zor.
 

Ayrıca makyaj malzemelerinin üretiminde her yıl 500 mılyon hayvan kobay olarak kullanılıyor. Kimilerinin göz kapakları kesiliyor, kimilerinin dudaklarına dolgu yapılıyor.
Bir çamaşır makinasının yıkama başı su tüketimini neden firmalar vermez? ya da bulaşık makinası? Enerji hityacı kaçınılmaz. fakat minimumda kullanılması bir avantaj sağlayacaktır.
Devir kapital sistemin ceplerini doldurmaya devam ettiği dönem oldukça, biz çizgi filmlerde makyaj yapan çocuk görmeye devam ederiz.
tavuk yemekleri yapan firmalarda o hayvanların neler çektiğini, seri üretim et üretilen yerlerde ömürleri boyunca yürümeden sadece yedirilip içirilen(kimyasal destekleyiciler ile) gözleri bağlanan hayvanları gördükçe insanlığımdan utanıyorum.
Doğayı biz mahvediyoruz...
Cok haklisiniz. 5 yildir makyaj yapmadigim icin bu konuya deginmeyi unutmusum. Ilac ve kozmetik sektorunun de hem emisyonu cok yuksek hem de hayvanlar uzerinde yapilan deneylerle hayvanlara korkunc eziyetler yapildigini biliyoruz. Kurumsal hayatta calisirken Yves Rocher isimli hayvanlar uzerinde deney yapmayan markanin urunlerini kullaniyordum. Ancak su anda oyle bir ihtiyacim pek bulunmuyor. Hijyen urunlerinde ise arkadaslarimin urettigi dogal sabunlari, kremleri, temizleyicileri tercih ediyorum ozellikle karavanda. Boylece hem cevreyi ve kendimi kimyasaldan koruyor hem de emisyonu dusuk ve hayvanlar uzerinde test yapilmadigindan emin oldugum bir tuketim gerceklestirmis oluyorum. Ev temizligi ve deterjan tabletlerinde de ise Green Clean gibi markalari tercih etmeye ozen gosteriyorum.
 

Selin hanım
Hepsine katılıyorum
Ben de uygulamaya çalışıyorum.
Hiçbir karavan firması ile bir bağlantım yok ama merak ettim,ben de incelemek isterim.
Bahsettiğiniz karavan firmaları hangileri?
Sosyal medyadan nereden incelediniz?
Bunun cevabını özelden de verebilirsiniz
Ozelden yaziyorum. Siyaset icerikli konu olarak algilanip forum kurallarina aykiri oldugu dusunulebilir. Gerci konustugumuz problemlerin hepsi siyaset icerikli. Hayatla, etikle, cevreyle, hak hukukla siyaseti nasil birbirinden ayirabiliriz onu da anlamiyorum.
 

Ozelden yaziyorum. Siyaset icerikli konu olarak algilanip forum kurallarina aykiri oldugu dusunulebilir. Gerci konustugumuz problemlerin hepsi siyaset icerikli. Hayatla, etikle, cevreyle, hak hukukla siyaseti nasil birbirinden ayirabiliriz onu da anlamiyorum.
Malesef çevre katliamı yaşanıyor,
ama iyi haber bence yakında herşey çok güzel olacak :smiley:
 



...
-Elimden geldigince yerel dukkanlardan alisveris yapmaya calisiyorum. Hayvansal gidalari marketlerden degil ciftliklerden aliyorum boylece hayvanlara iskence eden endustriyel hayvanciliga katkida bulunmamis oluyorum.
-Sebzeleri pazardaki yerel tuketicilerden aliyorum boylece hem daha saglikli hem de karbon ayak izi daha dusuk olan urunleri tuketmis oluyorum...
-Cok fazla kiyafet almiyorum alirsam da yine yerel dukkanlari tercih ediyorum. Dunyanin bir ucunda uretilen ve markalandirilarak yani basimizdaki dukkanin raflarina gelen tek bir tisortun bile ne kadar su ve enerji tukettigini dunyamizin isinmasina katkida bulundugunu her alisveriste hatirlamaya calisiyorum.
..............

Yazdıklarınızdan katılmadığım hususları yukarıda alıntıladım.

Ürün tad ve kalitesi konu dışında olmak üzere ;Süt, ve süt ürünleri ile yumurta üretiminde endüstriyel veya çiftlik arasından anlayış olarak ciddi fark ben göremedim.Her ikiside ticari kuruluş.

Et üretimi içinse düşünceniz ,Sonuçta hayvan kesilip parçalara ayrılıyorsa zaten ona işkence yapılmış ve yaşam hakkı alınmış demektir.
Hayvansal protein sağlık için gerekli oluğunu düşündüğüm ve yemekten keyifte aldığım için vegan yada vejetaryan düşüncesine asla sahip olamam.

Pazar yerinden alınan ürünlerin daha sağlıklı olduğu sadece şehir efsanesi. Köylülerin yada üreticilerin büyük çoğunluğu gübre ve ilaçlama miktarlarını bilimsel verilere aykırı , geleneksel kulaktan dolma bilgilerle yapıyor.Bunun en basit örneğini ihraç edilen meyve ve sebzelerin Türkiye ye geri iade edilmesinde görebilirsiniz.

Kıyafetler konusunda da; ister dünyanın bir ucunda ister kapınız yanında üretilsin, üretim yöntemlerinden dolayı benzer doğal kaynak sömürüsü olacaktır.


Endüstriyel üretim yapan firmalardan alış veriş yapmamaya özen gösterirken onlara ürün üretenlere,ürünleri nakledenlere, o firmalarda çalışanlara ekonomik kayıplar ve işsizlik olarak geri dönüş yapılacağını, o firmalardan elde edilecek vergilerden kayıplara yol açıldığınıda düşündünüzmü hiç?

Hayvanları ve doğayı fazlaca düşünürken o sektörlerde işci ve memur olarak çalışan ve bir şekilde gelir elde etmeye çabalayan insanlarıda doğanın parçası olarak görmeyide unutmamayın lütfen.
 

Yazdıklarınızdan katılmadığım hususları yukarıda alıntıladım.

Ürün tad ve kalitesi konu dışında olmak üzere ;Süt, ve süt ürünleri ile yumurta üretiminde endüstriyel veya çiftlik arasından anlayış olarak ciddi fark ben göremedim.Her ikiside ticari kuruluş.

Et üretimi içinse düşünceniz ,Sonuçta hayvan kesilip parçalara ayrılıyorsa zaten ona işkence yapılmış ve yaşam hakkı alınmış demektir.
Hayvansal protein sağlık için gerekli oluğunu düşündüğüm ve yemekten keyifte aldığım için vegan yada vejetaryan düşüncesine asla sahip olamam.

Pazar yerinden alınan ürünlerin daha sağlıklı olduğu sadece şehir efsanesi. Köylülerin yada üreticilerin büyük çoğunluğu gübre ve ilaçlama miktarlarını bilimsel verilere aykırı , geleneksel kulaktan dolma bilgilerle yapıyor.Bunun en basit örneğini ihraç edilen meyve ve sebzelerin Türkiye ye geri iade edilmesinde görebilirsiniz.

Kıyafetler konusunda da; ister dünyanın bir ucunda ister kapınız yanında üretilsin, üretim yöntemlerinden dolayı benzer doğal kaynak sömürüsü olacaktır.


Endüstriyel üretim yapan firmalardan alış veriş yapmamaya özen gösterirken onlara ürün üretenlere,ürünleri nakledenlere, o firmalarda çalışanlara ekonomik kayıplar ve işsizlik olarak geri dönüş yapılacağını, o firmalardan elde edilecek vergilerden kayıplara yol açıldığınıda düşündünüzmü hiç?

Hayvanları ve doğayı fazlaca düşünürken o sektörlerde işci ve memur olarak çalışan ve bir şekilde gelir elde etmeye çabalayan insanlarıda doğanın parçası olarak görmeyide unutmamayın lütfen.
Ciftliklerde ve koylerde tavuklar, inekler, danalar dogal yasam alanlarinda dolasabilirken, gunes yuzu gorebilirken endustriyel hayvancilikta durum soyle:
Video: https://youtu.be/k56NBsZXjr8

Bu hayvanlarin yasadiklari eziyet kesilip parcalara ayrilmalarindan bin kat beter. Sut urunlerine gelince, koyde yasayan kendi ailemden de gordugum uzere, inegin once yavrusunu emzirmesine izin verilir sonra kalan sut sagilir. Endustriyel hayvancilikta boyle hassasiyetlere kesinlikle yer verilmiyor tahmin edersiniz ki.
Pazarlardaki yerel ureticilerin de ilaclama yaptigini veya yuzde yuz organik urun uretmediklerinin farkindayim ancak en azindan emisyonu daha dusuk urunler satin almis oluyorum. Ayrica yorede yetisen mevsimsel sebze meyvelere de genelde ilac atmiyorlar.
Kiyafet konusunda da uretimde ayni dogal kaynaklar kullanilsa da bir yerden bir yere tasima konusunda yine emisyonu daha dusuk urun tuketmis oluyoruz. Burda cabamiz hep kotunun iyisine ulasmak bence.
Sektorler ihtiyaclara gore olusur ve kaybolurlar. Soylediginiz "termik santraller kapatilmasin cunku isciler issiz kalir" mantigina denk geliyor. Dunyaya verilen zararla o sektorun sagladigi istihdam karsilastirmasi kum tanesiyle colu karsilastirmak gibi. Termikler kapatilir, gunes enerji santralleri kurulur, termikten kaybolan istihdami dunyaya zarari olmayan baska bir sektor saglar.
Cok insan merkezli dusundugumuz icin dunyayi geri donusu olmayan bir felakete surukledik. "Dogayi dusundugumuz kadar insanlari dusunmuyoruz " mesajini cikarmayi da anlamadim bu konudan. Insan da doganin dunyanin bir parcasi degil mi? Iklim degisikligi yuzunden olusacak felaketlerden o isciler memurlar da etkilenmeyecek mi?
 

Tabiat ihtiyaçlarımızı karşılar hırslarımızı değil Bu sebeple kaz tüyü giysiler de giyemedim,Vicdanım el vermediğinden kaz tüyü satışı yapan iş yerinden de ayrılmıştım(Defalarca tüyleri çekilir İlaç vb tedavilerle kaz yaşatılır sonra tekrar tüyleri çekilir bu işlem 3-5 kere kaz uyuşturulmadan devam eder)Çok şey yaptım çok duyarlıyım demiyorum ama birşeyler yaptıysam ne mutlu Hayvanların da spor yada ego tatminkarlığı yüzünden avlanmasına karşıyım ancak yiyecek olarak yenilecekse sözüm yoktur Doğa bizim yiyeceğinden içeceğine ısınacağından barınacağına bol nimetleri olan soframızdır bu sofra yukarıda da yazdığım gibi ihtiyaçlarımızı karşılar ama hırslarımızı değil
 

Çevreyi ve doğayı korumaya varım, tüyleri için hayvanların öldürülmesi veya acı çektirilmesi çok vahşice
Ancak sanırım hiçbir zaman vegan yada vejeteryan olamam
Sebebi
-rakı&balık
-rakı& adana
 

Ciftliklerde ve koylerde tavuklar, inekler, danalar dogal yasam alanlarinda dolasabilirken, gunes yuzu gorebilirken endustriyel hayvancilikta durum soyle:
Video: https://youtu.be/k56NBsZXjr8

Bu hayvanlarin yasadiklari eziyet kesilip parcalara ayrilmalarindan bin kat beter. Sut urunlerine gelince, koyde yasayan kendi ailemden de gordugum uzere, inegin once yavrusunu emzirmesine izin verilir sonra kalan sut sagilir. Endustriyel hayvancilikta boyle hassasiyetlere kesinlikle yer verilmiyor tahmin edersiniz ki.
Pazarlardaki yerel ureticilerin de ilaclama yaptigini veya yuzde yuz organik urun uretmediklerinin farkindayim ancak en azindan emisyonu daha dusuk urunler satin almis oluyorum. Ayrica yorede yetisen mevsimsel sebze meyvelere de genelde ilac atmiyorlar.
Kiyafet konusunda da uretimde ayni dogal kaynaklar kullanilsa da bir yerden bir yere tasima konusunda yine emisyonu daha dusuk urun tuketmis oluyoruz. Burda cabamiz hep kotunun iyisine ulasmak bence.
Sektorler ihtiyaclara gore olusur ve kaybolurlar. Soylediginiz "termik santraller kapatilmasin cunku isciler issiz kalir" mantigina denk geliyor. Dunyaya verilen zararla o sektorun sagladigi istihdam karsilastirmasi kum tanesiyle colu karsilastirmak gibi. Termikler kapatilir, gunes enerji santralleri kurulur, termikten kaybolan istihdami dunyaya zarari olmayan baska bir sektor saglar.
Cok insan merkezli dusundugumuz icin dunyayi geri donusu olmayan bir felakete surukledik. "Dogayi dusundugumuz kadar insanlari dusunmuyoruz " mesajini cikarmayi da anlamadim bu konudan. Insan da doganin dunyanin bir parcasi degil mi? Iklim degisikligi yuzunden olusacak felaketlerden o isciler memurlar da etkilenmeyecek mi?

Verdiğiniz videodaki büyük başların durumu ülkemiz için geçerli değil.
Sütü sadece o firma kendi çiftliklerinde mi üretiyor sanıyorsunuz ? Lokal üretici çiftliklerden satın aldıkları sütler ,yani sizin ailemden gördüğüm dediğiniz üreticilerden alınan sütler.

Kıyafet konusunda emisyona takmışsınız.Size en yakın satıcıya gelene kadar nakliye araçları emisyon üretmiyormu?

Uç örnek vermeye çalışarak Termik santrallerden bahsetmişsiniz, eğer termik santrallerin baca filitreleri takılmış olsa bahsettiğiniz çevre kirliliği büyük ölçüde azalmış olurdu.Bu da yönetmelik ve yasaların uygulanmasını sıkı denetlenmesi ve caydırıcı cezalarla olur.Buda bizim ülkede yapılmayan şey.

Güneş enerjisinden ülkenin veya herhangi bir orta ölçekli endüstrinin elektrik ihtiyacını karşılayabilmek için ne kadar bir alanın heba edileceğini, doğal yaşamı ve habitatı bozabileceğini biliyormusunuz?
Güneş enerjisi santrallerin kurulumu için gereken malzeme ve ekipmanları üreten fabrikalar doğayı kirletmiyormu?

Kullandığımız ilaçları üreten fabrikalar yüzünden, kullandığımız gümüş,altın,bakır ,demir ,alimünyum vs.. gibi metallerin çıkarılması işlenmesi üretilmesinde çevre katliamları oluşmuyormu?

O halde çevreyi kirleten tüm tesisler kapatılsın ,doğa yemyeşil olsun.Oralarda çalışanlar kimin umurunda?
Nasıl olsa size göre dünyaya zararı olmayan başka sektörler var gelirlerini oralardan sağlar .

Emisyonu artırıyor diye temel ihtiyacımız olan ısınma için kömür yakma,odun yakma,doğalgaz kullanma,Emisyonu artırıyor diye araba ,uçak,gemi kullanma veya üretme, Alet ve araçların yapımında kullanılan madenleri kullanma, yani ilk insanların yaşamı gibimi yaşama mı dönelim ?

Doğa en az zarar verecek üretim modelleri ve teknolojilerin geliştirilmesi ve uymayanlara karşı sert önlemlerin alınmasını sağlamayı neden alternatifler arasında görmüyorsunuzda termik santraller kapatılsın kolaycılığını içeren söyleminiz bir zamanlar " “‘Şu mektepler olmasaydı, ben bu maarifi ne güzel idare ederdim" sözünü söyleyen zatın düşünce yapısından farkı yok.

" "Dogayi dusundugumuz kadar insanlari dusunmuyoruz " mesajini cikarmayi da anlamadim bu konudan" demişsiniz herhalde neyi söylemek istediğimi bu sefer daha iyi anlatabilmişimdir.


Şu ana kadar doğaya çöp atma,yeşili koru, suyu temiz tut havayı boş yere kirletme. Kirleten kişileri uyar,firmaları resmi kurumlara şikayet etmekten ibaretti benim çevreciliğim.
Bu kadar çevreciliğim yeterlimi? sanmıyorum.
 



Biz buyuz,bizim fıtratimiz bu.Dünyaya nereden kovulup da geldik bilinmez ama burada da fazla zamanımızın kalmadığı açık.Kişisel çabalarımız vicdanlarımızı rahatlatmaktan öteye gitmiyor,gitmez de! Biz dünyayı düşünmeyelim,dünya her zaman başının çaresine bakmış.Bizden kurtulması da yakındır.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,662
Mesajlar
1,521,821
Kayıtlı Üye Sayımız
166,519
Kaydolan Son Üyemiz
cagatayuysal

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst