İDO ile İstanbul'a gidip tren saatine kadar bir de orada keyif yapıyoruz, Urfa sofrası falan sıkıştırıyoruz araya. Hayaller... Çarşıya inerken diyorum, kışın ortasında bu hafif güney esintisi nasıl ısıtmış havayı çok şanslıyız. Ne kadar da hafif esiyor. Ya çok hafif Bandırma için o kadar hafif ki telefonuma gelen mesaj sesini duyuyorum. Normalde rüzgar sesinden duyulmaz o kadar hafif bir esinti.
Seferiniz iptal olmuştur. Zaten gitmenize daha 1 saat vardı rahat rahat başka araç bulursunuz canım bize mi güvendiniz? Hava güzel aslında ama kışın bu kadar güzel olamaz bunda bir iş var dedik seferinizi iptal ettik. Zaten sizinki tam olarak bir sefer de değil oraları alalı çok oldu. Sizinki şımarıklık, deniz otobüsü tren falan, oldu öyle yaya yaya gideceksiniz. Binin otobüse gidin!
SOFYA
Sabahın ilk ışıklarıyla, yolda almadığımız tam tersine feda ettiğimiz uykumuzla, buz gibi havada indik Sofya'ya. Ardahan'a ilk gittiğimde içime çektiğim soğuk kuru hava gibi garip bir şekilde mutlu etti soğuk beni. Acaba ben kuru soğuk hava insanı mıyım diye düşündüm. Sabahın o garip duyguları ve hassasiyeti içimizde başladık şehre doğru haldır haldır yürümeye.