dalyan' Alıntı:
Şanslıymışsınız niyetlenmiş ama allah korumuş sizi.Bakmayın benim işim araç alım satımı bir süredir ve şahsen maddi imkanlarım bu aracı adam etmeye yetti ya bütçesi kısıtlı bir arkadaş varını yoğunu bu araca bağlasaydı?O zaman rahat edecekmiydi Cem bey?Artık biz ahirette hesaplaşacağız Cem bey ile hakkımı helal etmiyorum.Emin olun Cem bey bana açıkca söyleseydi deseydi "abi ben uğraştım altından kalkamadım,ustam bana bir an evel elinden çıkar aracı dedi"deseydi ben yine alırdım bu aracı emin olun ama bilinçli olarak ilk başta motor olayına girerdim.Ayrıca aracı ben alır almaz ailemle beraber tatile çıktım bunuda Cem beye söylemiştim.Ya tatilde motor kitleseydi?Şimdi çok şükür öle bir risk kalmadı motora yapılan müdahaleler ile 30 ila 40.000 km garantisi var ama bilinçsizce uğraşmak yordu bizi bir hayli.
Ertan Bey, sanırım kendimi yeterince iyi ifade edememişim, aracı satmamış olsaydım ben motoruna dokunmazdım, çünkü hiç motorla ilgili bir sıkıntım olmadı, hiç mavi duman görmedim, videolara bakın (bkz. http://www.youtube.com/watch?v=Jtdw3sguYOQ, http://www.youtube.com/watch?v=GevSpodcnNQ) her iki videoda da araba tam devirde çalışmıştır. Kaldı ki daha önceki mesajlarımda belirttiğim gibi aracı aldığım zaman ben de 14 bin lira masraf yaptım ama sizin gibi çığırtkanlık yapmadım, ki bu masrafların hiçbirini yansıtmadım. Bana göre o aracın tek eksisi ön difransiyelin benim yaptığım spora göre zayıf olmasıydı. Hakkınızı yine helal etmeyin ama ben arabayı motoru bozuk olduğu için satmadım.
Diyelim ki motor rektefiye gerektiriyordu, 14 bin lira masraf yapmışken neden 2500 Tl daha ödeyip gömlek giydirmeyim, o mu bana dokunacaktı? hiç kullanmadığım (hediye ettim size) süspansiyon sistemini satar, motoru yaptırırdım. Toplasan 5 ay kullandım aracı ama bir gün bile Mustafa Kökçü'yü arayıp "beni kazıkladın, hakkımı helal etmiyorum, seni forumlarda rezil edicem" falan demedim. Aracı satma nedenime gelince, ev yaptırıyorum demiştim, iki hafta önce o eve taşındım, paraya da ihtiyacım vardı o nedenle arabayı satıyorum demiştim, hala sözümün arkasındayım. Motoru bozuk dediğiniz araç, benim nerdeyse en güzel off road günlerimi yaşadığım arazide çok güvendiğim araçtır.
80 cm karda arabayı 3500 devirde kilometrelerce kullandım, arabadan çıkan sadece fazla miktardaki mavi renkteki radyatör suyuydu. En pis çamurlardan motorun gücüyle geçtim, defenderımla nerde kaldıysam bu araç hepsinden geçti.
Bir de şunu söyleyeyim, 94 model turbo dizel bir araç, rektefiye gerektirdiğini düşünüyorsanız rektefiye yaptırırsınız, mütevazi olur, bu forumda motor değişimi üzerine binlerce yazı var. Ne yapmak istediğinize bağlı, sattığımda benim bu araç dışında bir discovery TD5, bir Kia Sorento ve bir de günlük aracım vardı, sezonda her hafta sonu kullansam 5 senede 10bin km eder. Yine de ben sizin gibi ileri geri konuşan biri çıkar, ne olur ne olmaz diye üç ayrı yerden motorun ve yürüyen aksamın sıkıntısı olmadığına dair rapor aldım, benim içim rahat o nedenle. neyi eksik diye soranlara, satmasaydım elektrik aksamı ve kaportayı elden geçirirdim dedim. Motorda üfleme var diyen usta da benim yanımda başka araç içinde aynı şeyi söyledi, şehir dışına kaçıyor arabalar para kazanamıyoruz da dedi. Şahsı bu foruma sor, yarısı nefret eder zaten, herkes bi madik yemiştir ondan. Yedek parça konusunda şahsın tekel olması da beni o şahsı bir daha görmemek için aracı satmaya itmiştir.
Senin aldığın gibi aynı şekilde bu forumdaki Bülent Kök'ten de ben defender aldım, Ankara'ya zor geldi, kapıyı açarken kapı elimde kaldı, hidrolik direksiyon yapılmış, yolda kasnağı düştü iki kişi sürdük direksiyonu, motor desen yağ ile çalışıyor sanırsın, aracın içinde kask takman lazım o kadar rüzgar alıyordu ama nedense ben hiç kazıklandığım düşüncesinde değildim, Bülent'le sonraları çok kez konuştuk telefonda ama bir kere bile araba kötü demedim, şahsına bir şey söylemek aklımdan bile geçmedi, çünkü hakkım yok! araba önünde, görücü usülü falan da değil, kargo ile de göndermedi, gittik baktık içimiz ısındı aldık geldik. O araçla da çok güzel anlarımız oldu, asla unutamam.
Uzun lafın kısası, bu noktadan ve bu kadar açıklamadan sonra, şahsıma yapacağınız her ithamın hakaret olarak algılanacağını unutmamanızı temenni ederim.