Ynt: Saly'ye 4.25 Karavan Yaptırıyorum
Konuya katkı yapan bütün arkadaşlarımıza teşekkürler.
Benim dediğim, doğrudur' dan ziyade, salt doğruyu yakalamak amaç olmalı hepimiz için.
Tabi mesleki kariyerlerimiz, yaşlarımız ve sonuçta bilgi ve tecrübelerimiz farklı.
Yukarıdaki bu üç dört faktör, olay değerlendirmede çok önemli farklılıklar yaratıyor.
Bazı arkadaşlarımzın bakış açısına göre,
AL-KO v.s. şasi kullanmayan imalatçılar, karavan yapmıyor!
Bunların karavanına bindiniz mi, arkanızdan bir cenaze arabası gelmeli
ve az takip sonucu sizi eninde sonunda arabasına alacak şekilde hazırlıklı olmalı.
Kabul edilebilir iddia olarak görmüyorum.
Daha önce belirttiğim imalatçılar binlerce karavan imal etti bu güne kadar.
Arızalı şasi ve dingilleri herhalde % 1-2 yi geçmez.
Bunlar imalatçıya rücü edecek büyük olaylardır.
Ancak,
yeri ile beraber satılık bir karavan aldıysanız :
,
yani yıllarca deniz kenarında, tuzlu suyun korozyonuna maruz kalmış,
yıllarca yere yarı gömülü ve hep aynı yüzü yere basmış lastikle yola çıkarsanız,
cenaze arabasının takibi doğal olur.
Bu arabanın poryası ve rulmanı da tozdan topraktan zaten ölmüştür, karavanınız savrulur gider.
Lastik de parçalanır, porya da fırlar.
Bu konuya bakışımızın bir başka yönü de, benim 2015 itibarı ile,
44. yılına giren ve 40 yılı imalatla geçen mühendislik hayatımın bilgi ve tecrübesidir.
Bu tecrübeler içerisinde 1984 senesinde,
o zamanlar Türkiyenin büyümekte olan, şimdilerde Almanyada dünyaca meşhur
2 Treyler firmasını da bünyesine katan, ünlü bir firmaya,
yan sanayici olarak 140 çift şasi ve 50 ad. komple dorse montajı yapıp teslim etmiş olmamdır.
750 Kg. 1100 Kg. 1650 Kg. bu işlerin yanında oyuncak yüklerdir..
Dorseyi düşünün, 20 ton standart dingil kapasitesi var, 30 ton atıldığı da oluyor.
Şasi imalat, dingil imalat.
Var mı bir problem... Yok!.
Gerekli ara bakımlar yapıp, yıllarca kullanılıyorlar.
Herkes kendi elindekini önemsiyor, bilgisine toz kondurmuyor.
Bu da son derece doğal bir insan refleksi.
Akıllar pazara çıkmış hikayesi.
Bu örneğe ben de dahilim.
Sonucu şöyle bağlıyorum:
Eğer kaplin başı ile porya merkezleri sağlı sollu simetrikse,
yani dingil tam düz monte edilmişse,
yani karavan arkanızdan yengeç gibi yan yan gelmiyorsa;
karavanınızı deniz kıyısında yeri ile beraber satın almadıysanız,
porya ve rulmanlarınız düzgün ve kaliteli ise,
şasiniz uygun profillerle kaliteli bir kaynakla birleştirilmişse,
yükünüze uygun kaliteli C tipi bir lastiğiniz varsa,
beğendiğiniz yerli karavan ile bunlar hakkında mutabakat sağlayıp,
binin gidin.
Daha önceki imalatlarının durumu bu konuda size en güzel referans olur.
Biz tonlarca yük kaldıran şasiler imal etmiş, yerli toplanmış dingilleri kullanmış
mühendisler olarak, bunların yanında 10 da bir yüklerde dingil yerliydi-avrupaydı tartışmasına girmeyiz.
Daha önce de yazdım, korkusu olan avrupa dingil alsın,
büyük ihtimal çok iyidir.
Bizim imalatçılarımızda en çok korktuğum, ustalarımızın bazılarının baştan savıcı tutumudur.
Bu da çok kısa sürede ortaya çıkar.
Karavanınızı ilk aldığınızda, eşya koymadan karavanınızı zorlayın.
Kötü arazide düşük süratlerde karavanınızıi hoplatın zıplatın.
Boş yolda aracı başkasına kullandırıp, ani frenle fren tertibatınızı kontrol edin, zorlayın.
Ben beğenilmeyen GÜNEY le binlerce km. yol yaptım, en ufak bir sıkıntım olmadı.
Şasisi kendisinin, kaplin ve dingili Konya Çayırova firmasının.
Halen bitişiğimdeki arkadaşım kendi imal ettiği şasilerine Çayırova dingil takıp dorse imal ediyor.
Onlarca ton yük taşıyor, bu güne kadar 1 tane geri dönmüş ne dingili oldu ne şasi si.
Herkesin kararı kendine hayırlı olsun.
Sağlık ve başarılar dilerim.